ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - Aslında bu kadar kötü yazılmış bir madde üzerinde bu kadar yorum yapılması bir mucizedir, bu ancak bu.

GARO PAYLAN (İstanbul) - İnada bindi, inada bindi.

ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - Burada sadece bir tek endişemiz vardı, vakıflar tarafından korunmayan, kişilere olduğu gibi sorumluluğu sahiplerine bırakılan bir ülkede bu tür vakıflar yani kültür ve tabiat varlıkları -vakıflar değil- yok olur gider, endişemiz bu, bunu söylemeye çalışıyoruz. Bu yazılan şeyler yazıldığı için öyle diyoruz, yazılmamış olsa aslında şimdiye kadar Vakıflar Genel Müdürlüğünün bu işi yapmadığını burada sorguladık mı? Yok, sorgulamadık. Zaten gelen bir bilgi de yoktu, bir şey de yoktu. Tek bir tane çivi bile çakmamışlar ama bu görev orada durmuş. Öbür taraftan da oralardan verilen yardımlar da belli. Burada bu dile geldiği zaman, hiç değilse bunun çözümü burada iyi oluşturulmuş, kaynak olmadığı için yapılamamış denilsin diye çırpınılıyor burada.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Değil, değil, bu yardım artık yapılamaz, bu madde böyle çıktıktan sonra o yardım maddesini işletemezsiniz.

ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - İşletemezsiniz, hâlâ iddia ediyorum Sayın Bakanım.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Biz de iddia ediyoruz ki hayır...

ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - Bu olay böyledir, bunca zamandır kanun yapmış, dünya kadar kanun yapmış insanlar olarak söylüyorum.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Vallaha, ben de dünya kadar kanun yapmış bir insanım.

ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - "Orada o hüküm var, arkasından bu yapılamaz." deyince "Bir dakika, dur, başkalarına yardım yapılır, buna yapılamaz." dersiniz, bu olay böyledir.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Bakın, bu sonraki hüküm, önceki hüküm değil; bunlar birbirinden ayrık hükümler, ikisi birbirinden farklı, çok net yani. Birisi yardım, birisi sağlama yükümlülüğü; aynı yükümlülüğü değiştirmiyor ki.

ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - Yani dediğim gibi, zaten vakıflar karmaşık mevzuattır ama şu yazılan ifadeden bu kadar yorum çıkarılmasını ben hiçbir zaman anlayamayacağım.