KOMİSYON KONUŞMASI

NİHAT YEŞİL (Ankara) - Şimdi, değerli Başkanım, bu kelime üzerine çok oynandı. Bu "genel ahlak" kavramını bu kadar genişletip insanları huzursuz etmenin bir anlamı yok. Zaten arkadaşlarımız hukuksal olarak temel nedenlerini ortaya koydular. Biz de diyoruz ki bu kelime bu kadar genişletilip yani bizi rahatsız eden veya sizlerin açıklayıcı noktada... Dün arkadaşlarımız açıkladı, yani burada ayıp olur, Genel Müdür Muavini arkadaşımız bir gerekçe olarak koydu alt komisyonda. Biz bu tür bakışla bakmıyoruz. Aynen, Hayati Ağabey'e şöyle katılıyorum: Yani, bu ülkede hırsızlık yapan veya getirip de bu ülkede hırsızlığa alet olan, kaçakçılık yapan, ahlak dışı değerler... Yani ahlakın çok geniş tanımı vardır. Onun için Başkanımdan ricam, yani, bunu, bu "genel ahlak" kelimesi üzerine veya bir kavram üzerinde bu kadar meşgul etmemizin ve Sayın Bakanımızdan da özellikle istirham ediyorum yani bunları kamu vicdanını rahatlatacak... Yani insanlarımızı, özellikle kadın üzerinde bu politikaların gelişmesi tüm kamu kurum ve kuruluşlarının ötesinde, dışarıdaki sivil toplum örgütleri, demokratik kitle örgütleri, böyle bir genel kavram üzerinden tartışmaya yol açıyor. Yani, amacımızın bu toplumu ayrıştırmadan bütünleştirmek, çabamızın bu olması gerekirken "genel ahlak" kavramını çıkarsak ne zararı olur yani maddeyi mi kaybedeceğiz veya bu insanları yok mu edeceğiz? Öyle bir şey yok ki. O kavramı koyunca mı soruşturma açacaksınız veya o soruşturmaya tabi tutacaksınız? Zaten maddelerde var dediği gibi yani hukuksal bir yönü var ama o "genel ahlak" kavramıyla toplumsal anlamda hepimizi şu veya bu şekilde, belki birey olarak rahatsız olmasak dahi ama kamu vicdanında böyle bir rahatsızlık gündeme geldi. Onun için Sayın Bakandan, özellikle Komisyon üyesi arkadaşlarımızdan, buradaki tüm milletvekili arkadaşlarımızdan böyle bir şeyin oluşmamasını rica ediyoruz ve bunun çıkmasını istiyoruz yani başka bir talep yok ki Sayın Başkanım. Yani, biz bundan daha rahatlama... Yani, amacımız burada bir şerhi illa karşı çıkmak değil. Bizim her madde üzerinde şu veya bu şekilde söyleyecek üç beş sözümüz olacak ama biz diyoruz ki: "Toplumun bir toplumsal oluşumunu değiştiriyorsak..." Burada uzman arkadaşlarımızı, işte, dinledik genel müdürlerimizi, ilgili bürokratlarımızı, hatta sivil toplumu. Her zaman biz bunu diyoruz: "Getirin arkadaşlar, bir yasa değişecekse onun uzmanı olan kurumu, hemen alelacele bir gecede tutup da olayı önümüze sunmaktan ziyade." Çünkü her konunun uzmanı değiliz. Yani, bunun hukuksal boyutu var, ekonomik boyutu var, siyasal boyutu var. Toplumsal her türlü boyutta bunlar sürekli gündeme geliyor ama biz bunları doğru şekilde tahlil edersek o hastalığa çözüm buluruz ama hastaya "hasta" demekle sadece hasta olmuyor. Biz tahlili doğru koyarsak, teşhisi doğru koyarsak çözümü de doğru buluruz ve bu hastayı öldürmeyiz. E, şimdi ya kangren yapıyoruz, toplumla baş başa bırakıyoruz, durmadan belli şeyler yaratmaya çalışıyoruz. Bunlar doğru değil, bunlar etik değil, bizim anlatmak istediğimiz bu ama arkadaşlarımıza herhangi bir şey de demiyoruz. Diyoruz ki: "Yani, bir 'genel ahlak' kavramı olmasa ne olur, bu yasalar hepsi iptal mi olacak veya hepsini kayıp mı edeceğiz? Onun zaten gerekçeleri hepsi ortada var." Onu demek istiyoruz. Onun için Sayın Bakandan, özellikle Komisyon üyesi arkadaşlarımızdan bizim istirhamımız bu. Bu tür kavramlarla toplumu germeyelim. Toplum yeterince gerili, toplum yeterince birbirine karşı önyargılı. Burada aramızda gerçi bir tek bir arkadaşımız sürekli onu söylüyor. Tabii ki doğal olarak bütün kadın üzerine, ahlakı da onun üzerine, toplum da böyle anlıyor. Dediği gibi, işte, diyorum, erkeğin de ahlaksızı ahlaksızdır, kadının da ahlaksızı ahlaksızdır. Bu ayrı, bu dünyanın her tarafında öyle ama biz bu toplumsal kavramları bir kişi üzerine, insan ilişkileri üzerine, insan organizması üzerine geliştirirsek bu bize fayda getirmez, zarar getirir. Onun için biz çağdaş dünyada yaşamak istiyoruz, onlarla bütünleşmek istiyoruz, insanlık adına adım atmak istiyoruz.

Yani, yüz yıl sonra gelmişiz, bunları tartışmanın bize hiçbir yararı olmayacağını düşünerek Komisyonu, değerli arkadaşlarımı tekrar saygıyla selamlıyorum.