| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Bazı Vergi Kanunları ile Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/884) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 11 .10.2017 |
ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - Konunun en azından tutanaklarda yer alması ve dikkat çekildiğinin bilinmesi açısından bir defa daha söylemek istiyorum.
Sektör temsilcilerinin veya sektörü temsil eden birimlerin başında olanların böyle bir sorunla karşılaşmamış olması bu sorunun var olduğunu ortadan kaldırmıyor anladığım kadarıyla; bu, birinci konu. Dolayısıyla, bu insanların gemilerinin seferden menedilmesinin nedenlerine çok iyi bakmak gerekiyor. Eğer uluslararası hukukta özel borçları nedeniyle yani geminin kendisinden kaynaklanan değil...Gemiyi satın almıştır adam, alacağını garanti altına almak için seferden menediyordur, buna kimsenin itirazı falan olmuyor ama tamamen farklı bir alacağı nedeniyle seferden menedilmesi diğer hukuklarda yok deniyor, yok. Dolayısıyla, sadece bu nedenle limanda kalan gemiler varsa bunlarla ilgili çözüm farklı olacaktır; bu bir.
Duyduğumuz kadarıyla Mersin'de canlı hayvan yüklü bir gemi bekliyormuş. Canlı hayvan getirmiş, aylardan beri orada, hem hayvanların yemini hem de bakımını etraftaki bütün insanların hepsi vererek gideriyor. Böyle bir zavallı manzaraya Türkiye layık değil, kalamaz elbette ki orada o gemi. Şimdiye kadar yüz kere bunun çözülmesi gerekirdi ama sorun orada, geminin ne batacağı var ne de kalkacağı var, olduğu gibi gemi orada duruyor ama böyle bir durum var ortalıkta. Bu durumlara karşı da birtakım çözümlerin olması gerekir elbette ki, o da orada tek başına yeterli olamaz.
Burada söylenmeye çalışılan husus şu: Gemisini terk etmiş, bununla ilgili olarak gereken bütün işlemlerin hepsi yapılmış, yarı yatmış, yarı batmış... Hele herhangi bir şekilde yakıt vesaire sızıntısıyla ilgili bir durum çıktığında, bu durumda deniz hukukuna falan bakılmadan direkt olarak müdahale hakları vardır zaten, itfaiyesi ve sahil güvenliği de dâhil olmak üzere. Hemen anında çekerler, boşaltırlar, bütün masrafların hepsini de onlardan alırlar zaten. Bunun için, bunlarla ilgili bir şey yapmanıza gerek yok. Eğer bu şekildeki gemiler, batık vaziyettekiler, vesaireler tamamen sahibinin ilgisizliği nedeniyle satılıyorsa bence bu konuda yetkiniz zaten var, bunu yaparsınız. Şimdiye kadar da yapıldı zaten, bütün gemilerin hepsi orada bekliyor olsa limanlara giremezdiniz siz, yaptınız bir sürü işlemi de ama şimdi burada belirli süreçlerin tamamlanmasını beklemeden bir şey yapmaya çalışıyorsunuz. Benim sorum bu. Dolayısıyla, "Limanın daha güvenli bir köşesine çekeceğiz." Tamam, hiçbir sorun yok, bunu kanun çıkarmadan da yaparsınız. "Seni burada durdurmuyorum." Hatta bu gemiler için süre de konuluyor, eğer bir aydan fazla kalacaksanız bilmem ne rıhtımına gideceksin, en dibe bağlayacaksın, hemen iki gün içerisinde kalkacaksan şuraya gireceksin diyecek liman idaresi. Dolayısıyla, onları oralara çekip bağlama imkânınınız da var. Yani şu anda tamamen çaresiz değilsiniz, onu söylemeye çalışıyorum. Her limanda bir tane böyle kıytırık bir gemi çıkmış. Çözülmeyecek bir olay değil ama sanki böyle hukukun belirli hükümlerini es geçerek bir işlem yapma yetkisi gibi algıladığımızdan dolayı endişemizi dile getiriyoruz.