| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Bazı Vergi Kanunları ile Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/884) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 11 .10.2017 |
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Öncelikle, değerli arkadaşlar, yaklaşık altı, yedi yıllık bir konu yani bugüne ait, böyle bir anda bir parlak fikir aklımıza geldi de bu maddeyi getirmedik, uzun süre turizm sektörü bu sürelerin uzatılmasını aslında talep etti. Geçmiş yıllarda Turizm Bakanlığı, Maliye Bakanlığı bu konuda çalışmalar da yaptı ama bir türlü yani sektör tam net bir öneriyle gelmedi, biz çok net bir çözüm üretmedik. Ama, özellikle şu son iki yıl içerisinde, sektör bu iki yıllık gelişmelere bakarak bu meselede artık bir adım atılmasını özellikle talep etti. Dolayısıyla, zaten bu anlamda yürüyen çalışmalara bir yasal çerçeve kazandırmak, burada sektörün bu taşınmazları süre uzatımıyla ilgili elindeki imkânları daha da genişletmek için bir yasal düzenleme yapılmasının zorunlu olduğunu gördüğümüz için bu torba yasaya bunu getirdik. Konu da bütünsel bir çerçevede olsun diye, sadece Maliye Bakanlığının değil, Kültür ve Turizm Bakanlığının, bu arada Orman Bakanlığının uhdesinde olan bütün turizm tesislerini kattık. O açıdan böyle bir kaynak arayışının bir sonucu değil, gerçekten turizm sektörünün son beş altı yıldır ısrarlı taleplerinin bir sonucudur. Satılan yerlerin önünde, kıyı kenar çizgisi içerisinde olan, Kıyı Kanunu içerisinde kalan herkesin kullanımına açık yerler satış yapılsa bile hiçbir zaman için kıyı satılamayacağı için önünde, tesisin önünde bulunan alan hiçbir şekilde özgülenemez ve hiçbir şekilde şahsi kullanıma konu edilemez. O açıdan, satış yapmış olmamız buraların o kişilere ait olacağı ve buralardan vatandaşların yararlanamayacağı anlamına gelmez, onu özellikle söyleyeyim.
Satış konusundaki görüşler ve değerlendirmeler gerçekten önemli. Yani bunları biz de burada Hükûmet olarak gerekli notlarımızı alıyoruz, değerlendirmeleri çok kıymetli buluyorum. Fakat burada, bu satış yapılan yerlerin özel alanlar olduğunu dikkate almanızı istiyorum. Yani burası ya turizm bölgesi ya turizm alanı ya da turizm merkezi. Buradaki bütün planlama yetkisi Turizm Bakanlığına ait ve biz burada satış yetkisi alıyoruz. Mesela şunu söyleyeyim: Otomatik olarak satmak zorunda değiliz, otomatik olarak uzatmak zorunda değiliz, dolayısıyla, devlet olarak şunu söylemek istiyoruz: Şimdi, çok doğru şeyler söyleniyor, yani turizm sektörü Türkiye'nin cari işlemler açığının aşağı çekilmesi, hizmet gelirlerinin elde edilmesi bakımından önemli olduğu kadar, çok ciddi istihdam sağlayan da bir sektör. Dolayısıyla, turizm sektörü gerçekten Türkiye ekonomisinin göz bebeği ve Turizm Bakanlığı önümüzdeki süreçte bu maddenin uygulanmasıyla turizm sektörünün daha da gelişmesi, daha da büyümesi, yeni fırsatlara imkân sağlanması için zaten yoğun bir gayret içerisinde olmak zorunda. Yani "Bu tesisleri elden çıkaralım, ne hâli varsa görsün." demek mümkün değil. Turizm tesisleri dediğimiz Ege'de, Akdeniz'deki turizm tesisleri sadece bu satışa konu olan tesislerden ibaret değil, bunlardan çok daha fazla değil mi? Yani çok daha fazla sayıda özel mülkiyete konu alanlar üzerinde yapılmış turizm tesisleri de var. Özel sektörümüz girişimcidir, özel sektörümüz fırsatları kollar. En fazla bence üzerinde hassasiyetle durmamız gereken konu Sayın Bakanımız da, Sayın Kuşoğlu da ifade ettiler, yani bu alanların bir devre mülk projesine dönüşmemesi. O konuda Bakanlığımız zaten çok hassas, yani orada bize gelecek proje önerilerini, satış da dâhil olmak üzere, her birisini tek tek bakanlıklarımız, bakanlığın ülke ekonomisinin ihtiyaçları çerçevesinde değerlendirecekler ve bugüne kadar turizm sektörünün planlamasına uygun önerilerle gelinmesi hâlinde satacağız. Onun için burada iki şey yaptık. Bir, sadece yetki aldık yani otomatikman satış değil, yetki aldık. İki, sözleşmelerin veya sözleşmelerin yenilenmesi veya satışla ilgili usul esas belirleme konusunda 3 bakanlığa birden yetki verdik ki bütünsel bir yaklaşım olsun ama yani burada gündeme getirilen görüşler, öneriler, eleştiriler hepimizin dikkat etmesi gereken ve bu uygulamayı yaparken de mutlaka esas almamız gereken hassasiyetler, aynılarına ben de iştirak ediyorum.