| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Bazı Vergi Kanunları ile Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı(1/884) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 13 .10.2017 |
KADİM DURMAZ (Tokat) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
FATİH Projesi eğitimde fırsatları artırma ve teknolojiyi iyileştirme hareketi. Yatırım programlarında boyutu pek anlaşılamıyorsa da Millî Eğitim Bakanlığının en önemli ve en yüksek tutarlı projesi olmak üzere bir üne ve nama sahip. Projeye 2010 yılında Millî Eğitim Bakanlığı ile Ulaştırma Bakanlığı arasında yapılan bir protokolle başlanıldı. 2011 yılında yatırım programında süresinin de 2011 ve 2014 arasında bitirilmek üzere sunumu yapıldı. Proje bedeli ise 500 bin lira öngörülmüş, dipnotunda "Uygulama sonuçları ve diğer gelişmeler çerçevesinde revize edilecektir." yazılmıştı. Pilot uygulamaya 2012 yılında başlandı ve o yıl sembolik tutarda harcama yapıldı. Projenin süresi ile tutarı dipnotta belirtildiği üzere her yıl revize edildi. 2013 yatırım programında 2 milyar lira öngörülmüştü, 2014'te 2 milyar 500 bin liraya, 2015'te 3 milyar 700 milyon liraya, 2016'da 4 milyar 600 milyon liraya yükseltildi. Bu arada projenin süresi de yukarıdaki sırayla 2015'e, 2016'ya ve 2018'e kadar uzatıldı. FATİH Projesi yalnızca Millî Eğitim bütçesinden finansa edilmiyor, Ulaştırma Bakanlığında oluşturulan Evrensel Hizmet Fonu'nda biriken paranın bir bölümü de buraya aktarılıyor. Fonda 2014 yılı yatırım programında 400 milyon, 2015'te 400 milyon, 2016 yılında ise 750 milyon lira ayrılması öngörülmüştü.
Evrensel Hizmet Fonu'nun ne olduğunu birazcık açalım: 2005 yılında yürürlüğe giren 5369 sayılı Yasa'yla oluşturulmuştur. Telekomünikasyon ruhsatı ve genel izin kapsamında faaliyet gösteren işletmeciler yıllık net satış hasılatlarından yüzde 1'ini bu fona yatırmaktaydılar. 2012 yılında o zamanın Bakanı Sayın Babacan 7-8 milyar dolar, Sayın Nabi Avcı 8 milyar lira, Sayın Ömer Çelik ise 6-8 milyar lira harcandığını söylemişti ama net harcamaların da henüz rakamı belli değil.
Sayın Avcı "Dünya çapında bir ihale sürecini başlattık." diye bir cümle kurmuştu bu projeyle ilgili; hiç kuşkusuz öyle, dünyada başka örneği yok. Öğretmen ve öğrenciler için 18 milyonu aşan sayıda tablet, 55 okula BT altyapısı, 620 bin sınıfa etkileşimli tahta, ayrıca internet ve diğer yapım işleri... İhale Yasası değiştirildi ve bütün bunlar ihalesiz alınacak. Kim alacak, nasıl alacak, kim denetleyecek belli değil. Projenin süresi de belli değil, ne zaman biteceği henüz yok, ucu açık bir mektup gibi. Hangi şirketlerin zengin edileceğini de merak ediyoruz.
6764 sayılı Yasa ile 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Yasası'na bir madde eklenerek FATİH Projesi kapsamındaki alım ve yapım işlerinde on beş yıla kadar -gelecek yıllara- yaygın yüklemelere girişilebileceğine olanak tanındı. Proje başarılı yürütülemiyor. Şöyle bir kanı da artık yaygınlaştı: "Yeni teknolojilerin kullanılmasından öğrenciler değil, satıcı firmalar yararlanmaktalar." Eğitim Reformu Girişiminin 2014 yılında hazırlattığı FATİH Projesi analizinde hiç de iyi şeyler söylenmiyor, birkaç tanesini paylaşalım: "Eğitimde dönüşüm amaçlandığı söylenmekle birlikte, tam olarak nasıl ve hangi alanda bir dönüşümün hedeflendiği açık olarak belirtilmemiştir. Tablet uygulamasına hangi nedenlerle karar verildiği de net belli değildir. Politik nedenle ve harcamayı teşvik amaçlı olduğu kanısı da yaygındır.
Kaynaklara erişim, eşitlik, eğitimin çağdaş hale getirilmesi gibi kapsamlı hedeflerden söz edilmekle beraber, özel donanım tercihinin bu hedeflerle ne yönden uygun düştüğü de merak edilmektedir. Maliyeti çok yüksek olan böyle bir projeye yeterli hazırlık yapılmaksızın girişilmiştir. Teknolojinin araç değil, amaç olarak ele alındığı görülmektedir. Bu nedenle de başarısızlık riski yaşadıklarımızdan sonra yüksektir. Öğretmenlerin eğitimi, erken çocukluk eğitimi ya da ikili eğitim uygulaması yapılan okulların sayısının azaltılması gibi çok sayıda öncelik dururken iyi hazırlanılmadan pahalı bir projeye girişilmiştir. Öğretmenlere bu projeye uyum sağlayabilmeleri için yeterli eğitim verilmemiştir."
Az önce rakamları aldık ama o rakamların sonucu öğretmenlerin birçoğuyla görüştüğümde, kendilerini yeteri kadar donanımlı, buna paralel bir uygulama yapacak hâlde görmemekteler. Projenin başarılı yürütülemeyişi bir yana, verilen tabletlerin akıbetinin bile izlenemediği anlaşılmaktadır. Öğrenciler internet sitelerine verdikleri ilanlarla bu tabletleri 300-500 lirası arasında bir fiyata satıyorlardı. O zamanki Bakanımız Sayın Ömer Çelik Bey 2012 yılında hırsızlara bir uyarıda bulunmuş: "Boşuna bu tabletleri çalmayın, işinize yaramaz." diyor. Oysa format atıp yeni program yüklendiğinde bal gibi de işe yaradığını hepimiz bilmekteyiz.
Değerli milletvekilleri, bu bir sözcükle tek gecede değişen sınav sistemleriyle ünlü eğitim sistemimizin kurtuluşu gibi lanse edilen FATİH Projesi de bu torbada yer almakta. Sayın Bakanımız da sunumunu yaparken FATİH Projesi için şu sözleri söyledi: "Hükûmet olarak eğitimde hem kalitenin artırılması hem de teknolojinin yoğun bir şekilde kullanılması kapsamında proje ilerlemeye devam etmektedir." Eğitimdeki kaliteyi bu projeyle mi artıracağız? Cidden çok merak etmekteyiz.
Daha sınav sistemi bile belli olmayan, oturtulamamış bir eğitim sistemimiz ortadayken 9 Aralık 2016 günü yürürlüğe giren 6764 sayılı Yasa'yla İhale Yasası'na bir madde eklenip FATİH Projesi ihale yasası kapsamından çıkarılmıştır. Böylece milyarlar değerindeki tablet, akıllı tahta, donanım, yazılım alımları dilenen yükleniciden istenilen şartlarda alınabilecektir. Yükleniciler kim olacak? Nereye göre seçilecek? Maliyet ne, kazanç ne? Hiçbir denetim mekanizması henüz geliştirilmemiştir.
Torba yasalarla sürekli iteklenen FATİH Projesi için bu torbada da özel bir başlık açılmıştır. Projenin hizmet alım modeliyle yürütülmesi kararı verildi, yetmedi proje sunumu için oluşacak tüm vergiler ortadan kaldırıldı. Bu düzenleme kimin işine yarıyor, merak ediyoruz. Hizmet alımı yapan şirketlere mali kolaylıklar sağlanırken çocuklarımızın geleceğinin bu ülkenin kaynaklarıyla iyi bir noktaya doğru gitmediği açıktır. Bir yandan vatandaşın internetinde, aracında vergi artırımına giderken diğer yandan büyük yabancı firmaların, milyonluk proje yürüten firmaların vergi muafiyetlerini görmezden geliyoruz. Bu, düpedüz bir adaletsizlik. Bir yıllık proje yedi yılda bitirilemiyorsa göç de yolda dizilmiyor Sayın Bakanım. Bunları önceden planlayarak bir hedefe koşmamız lazım diyorum, teşekkür ediyorum.