KOMİSYON KONUŞMASI

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Devlet, öncelikle engelli yurttaşların diğer yurttaşların yararlandığı olanaklardan eşit şekilde yararlanmasını sağlamakla yükümlüdür, bu fırsatı onlara vermekle yükümlüdür. Ne demek eşit yurttaş? Eşit yurttaş demek, engelli bireylerin sosyal hayatın her alanında etkin bir biçimde olması ve bu alana katılabilmesi demektir.

Yapılan araştırmalar engelliliğin daha çok yoksullar, kadınlar ve yaşlılar arasında görüldüğünü ortaya koyuyor. Dünya Sağlık Örgütü ve Dünya Bankası grubu tarafından hazırlanan Dünya Engellilik Raporu'na göre, engelli bireylerin toplumsal hayata katılımını engelleyen faktörlerin başında hükûmetin yetersiz politikaları geliyor. Daha sonra da çeşitli ön yargılar, hizmet, kaynak yetersizlikleri, erişebilirlik sorunları ve veri eksikliği de yer alıyor.

Engellilerin, özellikle Türkiye'deki engellilerin mağduriyetini çarpıcı bir şekilde ortaya koyacak bir örnek vereyim derseniz size şu örneği veririm: Çalışabilecek durumda olan her 5 engelliden 4'ü işsizdir ve iş gücüne dâhil olamamaktadır. O yüzden, eşitlikten bahsederken buna da dikkat etmek lazım. Daha da kötüsü, çalışabilir olan engelliler düşük ücret karşılığında çalışmaktadırlar.

Engellilerin sağlık ve rehabilitasyon hizmetlerinden yeterince yararlanamadıklarını arkadaşlarım uzun uzun anlattılar, onun için onlara hak verdiğimi söyleyerek geçeceğim. Türkiye'de -tabii, çocuk hekimi olmam hasebiyle mutlaka değinmem gereken konu- doğuştan engellilik oranı oldukça yüksek. Bu nedenle, doğuştan engelliliğin de koruyucu sağlık hizmetleriyle yani piyasacı sağlık hizmetleriyle değil, koruyucu sağlık hizmetleriyle engellenmesi gerekmekte, en azından azaltılması gerekmektedir.

Engelli bireylere yapılan destekler... Evet, biz her türlü desteği olumluyoruz ancak bunun muhtaçlık yardımı şeklinde yapılması onur kırıcıdır. Engelli bireylerin ve ailesinin onurlu yaşam sürmesini sağlamak hepimizin görevidir, bunun için de "yaşam aylığı" şeklinde bir proje geliştirilebilir.

Bizim, Parlamentonun en büyük eksiği ise... 2005 yılında çıkarılan Özürlüler Yasası herkesi sevindirmişti, 2012 yılı itibarıyla her şey engellilere göre yapılacaktı yaya geçitlerinden tutun da yeşil alanlardaki spor etkinliklerine kadar ama 2012'de bu yasanın yürürlüğe gireceği tarihten üç gün önce maalesef yine bu Parlamento bunu erteleyerek 2015'e ve toplu taşım araçları için de 2018 yılına erteledi. "Peki, olacak mı, umudumuz var mı?" derseniz, bunun da çok umut verici olduğunu zannetmiyorum.

Engellilik sorunu, temelde bir insan hakkı sorunudur. Evet, arkadaşlarım bunu dile getirdiler, temelde insan hakkı sorunudur. Kendinde insanlık hissetmeyen insanların engellileri anlaması mümkün değildir, bunu tartışacak bir şey yoktur, bunu tartışmam bile ancak empati yapmak da ayıp değildir. Bütün engelli olmayan insanların empati yapmaya çalışmaları, bu olayı dramatik bir şekilde algılamalarına yardımcı olur, olmak durumundadır, olacaktır diye düşünüyorum ve biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak her engelli birey eşit yurttaş olana dek sosyal adalet ve insan hakları mücadelesini kararlılıkla sürdüreceğimizi söylüyorum, saygılar sunuyorum.