| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Bazı Vergi Kanunları ile Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/884) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 18 .10.2017 |
LALE KARABIYIK (Bursa) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Şimdi, geçen gün Sayın Mehmet Şimşek'in bir ifadesi vardı, şöyle demiş cümlesinde: "Önümüzdeki sene sadece yeni silah sistemlerini almak için savunma sanayisine aktaracağımız ilave kaynak muhtemelen 17-18 milyar lira olacak. Savunma harcamalarını borçlanma yerine, sağlıklı vergi gelirleriyle yapmak istiyoruz. Borca yüklenmek, makroekonomik istikrarı riske atmak olur."
Şimdi, tabii, bu ifadelere baktığımızda hep birbiriyle çelişen ifadeler. Biz "Sağlıklı vergi gelirleri." diyoruz ama sağlıklı vergi gelirleri derken sadece MTV'yi bile alsak 12 milyon aileyi ilgilendiriyor ve günde de 3.500 aracın trafiğe çıktığını yani yeni araç eklendiğini de varsaydığımızda, işte, "Sağlıklı bir vergi yöntemi." diye belki düşünebiliyorsunuz ya da onun dışında diğer gelen vergiler.
Şimdi, diğer taraftan, zaten hazinenin borç yükü çok yüksek, rakamlara baktığımızda çok ciddi büyüklükler var. Mesela toplam dış borç tutarımız millî gelir toplamının yarısını geçti maalesef Sayın Bakan ve 432 milyar dolara yükselmiş oldu. Yaklaşık 84,5 milyar dolar da bir faiz ödüyoruz, dışarıya faiz ödüyoruz ve bunu tekrar tekrar söylüyoruz ki faiz lobisine faiz ödüyoruz yani "IMF'ye borçlanma gereği kalmadı." diye övünen Hükûmet aslında 84,5 milyar lira dışarıya faiz ödemek zorunda kalıyor.
Diğer taraftan, hazine bu dönemde 100,3 milyar lira borçlandı ve mesela, bakın, sadece ilk dokuz ayda 79,2 milyar lira iç borç ödeniyor. Bu ödemenin 45,8 milyarı anapara; 33,4 milyarı faiz, yine faiz, yine faiz; içeride de faiz, dışarıda da faiz. Aslında, az önce geçtiğimiz maddeler vardı, işte, hazine bir fon aktarıyordu, Varlık Fonuna para aktarıyordu, destek aktarıyordu. Hani, içinde ne vardı? Mudaraba-muşaraka gibi konular vardı, İslam bankacılığı, faizsiz kazanç. O zaman, hazine borçla faiz ödeyerek topladığı kaynakları aktarmış oluyor Sayın Bakan yani bu böyle de düşünmek lazım.
Demek istiyorum ki Sayın Bakan, yani az önceki maddeyle de ilişkilendirildiği zaman, hani, "Faiz haramdır, günahtır." diyoruz ama biz faizle borç aldığımız parayı, diğer taraftan, başka bir tarafa destek veriyoruz, bir de İslam bankacılığına da destek vermeye çalışıyoruz. Yani Hazineye gelen para zaten borçla gelmiyor mu? Faiz ödemiyor muyuz? Yine bir faiz dönmüyor mu ortada? Yani onu kafamda şekillendirmeye çalışıyorum.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Fetva verir gibi konuştunuz şimdi.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Fetva geldi mi? Haramdan alıp helale yatabilir mi Sayın Bakan?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Siz cevap verin ona.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bilmiyorum, siz yapıyorsunuz.
LALE KARABIYIK (Bursa) - Hayır, benim kafamda öyle şekilleniyor.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Faizle alıp faizsize yatırılabiliyor mu?
LALE KARABIYIK (Bursa) - Yani yanlış mı düşünüyorum?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Siz karar verin ona parti olarak.
LALE KARABIYIK (Bursa) - Yani Hazinenin bir artısı olsa, açığı olmasa, fazlası olsa verilen para, tamam, faizli bir borçtan gelmiyor. Öyle düşünüyorum, öyle değil mi? Borç alıyor Hazine, sonra da başka bir yere destek veriyor.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - O sizin yorumunuz.
LALE KARABIYIK (Bursa) - Peki, olabilir ama dolaylı olarak böyle Sayın Bakan.
Peki, şimdi, diğer taraftan, biz Merkez Bankasını suçluyoruz, diyoruz ki: Faizler düşmüyor, faizler düşmüyor. Yani Sayın Bakanım, Merkez Bankasının suçu bir tarafa -suçu değil- Hazine zaten o kadar borçlanma gereksiniminde ki faizleri yükselten o, az önce de ifade edildiği gibi. Yüksek bir borçlanma ihtiyacı bu ülkede, bu ekonomide faizleri yukarıya tırmandıran en önemli faktör. Şimdi, ne yaparsanız yapın, borçlanma ihtiyacını düşürmeden Merkez Bankasının bu faizi indirmesi mümkün değil. İçerideki de yüksek faiz bekliyor, dışarıdaki de yüksek faiz bekliyor. Siz borçlanma ihtiyacınızı azaltırsanız, doğru politikalarla, doğru reformlarla tasarruf oranı yükselmiş olsa bu kadar borçlanma ihtiyacı olmayacak. Şimdi, bunlar tabii, her zaman söylediğimiz ifadeler ama yeri geldiği için bir daha da söylemeden geçemiyoruz Sayın Bakan.
Bu ilave 37 milyara gelince... Şimdi, bir yasa var yani Kamu Finansmanı ve Borç Yönetimi Yasası, burada da bir madde var, bunu da yine Meclis koydu, burada, yine, sizin oylarınız da var, seçilmiş vekillerin oyları var ve buna göre de harcama ödeneği ile gelir toplama yetkisi arasındaki fark kadar yani -az önce Sayın Temizel de söyledi- 47,4 milyarı geçemeyecek bir rakam var. Tamam, yüzde 5 bir yetkiniz var, Bakanlar Kurulunun bir yüzde 5 yetkisi daha, etti mi 52,3 milyar lira. Ama ne yapıyoruz? Bir 37 daha ekliyoruz. İşte, az önce arkadaşlarımızın da söylediği gibi, bunun yeri burası değil. Meclise ek bütçeyle gelmesi ve bizim de burada bununla ilgili bu söylemleri yapmamamız gerekiyor. Yani burada aslında, boşuna zaman kaybediyoruz. Başka bir yöntemle, yine, Sayın Temizel'in de, arkadaşlarımızın da ifade ettiği gibi, ek bütçeyle Meclise gelmesi ve oradan onay alması lazım, bunun tek yolu bu. Ama biz sürekli bir şeyleri değiştirmek, bir şeyleri aşmak, bir şeylerin yöntemini değiştirmek durumunda kalmamalıyız diye düşünüyorum.
Bir taraftan da çifte açıkla gidiyoruz yani cari açık ve bütçe açığıyla gidiyoruz. Hâlbuki, bütçe açığı rakamı aslında bu 37 milyar liralık ilaveyi de açıklamıyor. O bir tarafa ama gelinen noktada bu veriler gerçekten olumsuz veriler. Hatta, şunu biliyoruz: Cari açıktaki ithalat vergisi bir taraftan gelir, bütçeye artı yazar, bunu bütün maliyeciler bilir. Cari açığın ithalat tarafından yükselmesi cari açık için kötü bir şey olur ama ithalattan alınan vergi gelir, bütçeye artı yazar, gelir olur. Buna rağmen, bakın, böyle bir artıya rağmen hem cari açık büyüyor hem bütçe açığı büyüyor. Yani o zaman iki açıkla boğuşuyoruz ve böyle bir kararı da burada, yasal olmayan, maddeye uymayan şekliyle almaya çalışıyoruz. Bütün bu gerçeklerimizi bilmemiz lazım, çifte açığımızı bilmemiz lazım. İhracatta aslında başarılı olmadığımız noktaları bilmemiz, görmemiz lazım. Doğru reform paketlerine ihtiyacımızın olduğunu görmemiz lazım Sayın Bakan. Bizim burada yaptığımız, sadece günü kurtarma çabası, gelen eksiklere günlük yamalar yapmak, sonra tekrar ihtiyaç hasıl olduğunda tekrar bunun devamını getirmek ama böyle nereye kadar? Bakıyorum, Sayın Mehmet Şimşek'in konuşmasına, diyor ki: "Bu kadarı savunma harcamalarına gidecek, savunma harcamaları için vergi gelirine ihtiyaç var." Bu daha sağlamdır, makroekonomik rakamları bozmaması için borçlanmaya gitmiyoruz. Demek ki makroekonomik rakamları gerçekten önemli bir risk derecesinde etkiliyor borçlanma. Ama buna rağmen biz yana yakıla borç toplamaya çalışıyor ve bu miktarı da artırmaya çalışıyorsak burada gerçekten üzerinde durulması gereken bir sorun var. Hem bu sorunu düşünmek lazım hem bir taraftan da şu anda getirilen maddenin yeri burası değil, bunu buradan çekip burada zaman kaybına da sebep olmamak lazım.
Teşekkürler Sayın Başkan.
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Karabıyık.