ABDULKADİR AKGÜL (Yozgat) - Efendim, ben tabii, vaktinizi alıyorum, Komisyon üyesi de değilim fakat önemli gördüğüm için bir iki hususu da söyleyip hemen gideceğim.

Değerli Bakanım, sizin konuşmalarınız inşallah, buradaki konuşmalar kayıt altına girip mukteza olur, şey hâline geliriz.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Tekmilini yazacağız.

ABDULKADİR AKGÜL (Yozgat) - Yine ben oraya gideceğim, yalnız şunu görmenizi isterim Sayın Bakanım: Türkiye'de 80 bine yakın kooperatif var, 30 bin tanesi parasızlıktan dolayı genel kurul yapamadığı için kapalı. 50 bin tanesinin 49 bin tanesi çaycısına maaş veremiyor, bin tanesi de çok zengin yani bin tanesi de şey yapıyor. Şimdi, ticari işletme kurduklarında oradan bir gelir alamıyor, kimse alamaz bugüne kadar çünkü alırlarsa kurumlar vergisine giriyorlar, oradan bir şey alınmıyor. Ne yapılıyor peki? Onu başka yollara harcıyorlar, orada suistimaller de oluyor. Aslında, vergiyi alın, her şeyden alın ama kesinlikle bu haksız kazancın vergisini alın yani ortak dışının vergisini alın, öbürlerine dokunmayın gibi ama bu uygulamada olmuyor. Sizin konuşmanız eğer geçecekse şeye iyidir ama kooperatifçiliği bir ufak işletmeyle ilgili karşılaştırırsak gerçekten yazık ederiz. Tüm dünya ülkeleri kooperatifçilikle kalkınmış, biz de kooperatifçiliği 1950'li yıllarda komünistlik diye görmüşüz, ondan sonra da yapı kooperatifleri çaldığı için bütün kooperatifler çalıyor gibi görmüşüz. İnanın, kooperatifçilik öyle değil. Kooperatifçilik gerçekten bir ülkenin kalkınmasında önemlidir yani buna destek verilmesi gerekir. Yani, haksız yapıyorlarsa vergilerini alın ama sizin konuşmalarınız bizi biraz mutlu etti biraz önce. Bizim şirketimiz var, yıllardır para alamıyoruz; alırsak kurumlar vergisinden hemen gelip çöküyorsunuz.

MUSA ÇAM (İzmir) - Nasıl çöküyorlar?

ABDULKADİR AKGÜL (Yozgat) - Onun için Sayın Bakanım, oraya bir açıklık getirin. Biz bir şey istemiyoruz, sadece açıklık olsun söylediklerinde.