ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - Değerli arkadaşlar, çözüm bulma konusunda burada hazır olduğumuzu belirterek... Anayasa'nın 56'ncı maddesi diyor ki: "Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir." Şimdi, devletin bu konuda görev üstlenmiş olan veya görev verilmiş olan kurumları görevlerini üç ay içerisinde yapmazlarsa yapmış sayılıyorlar, olumlu anlamda yapmış sayılıyorlar. Bu durum karşısında bunun kararını verecek olan kurum da "ÇED'de şu kurum, şu kurum, şu kurum üç ay içerisinde cevap vermeyerek olumlu görüş bildirdiğinden raporumuz olumludur." diye cevap veriyor. Bu, Anayasa uygun bir düzenleme mi oluyor? Yani oradaki kurumun yapacağı bir şey yok ki, cevaplar gelmemiş, hepsi olumlu gelmiş olmuş böylece ve arkasından da buradan bu sonuç çıkmış. Bu, Anayasa'ya aykırıdır. Bu tasarı sırasında, bu torba sırasında bu kadar netlikte Anayasa'ya aykırılık iddiasında bulunmadık. Bu koşullar altında her hâlükârda Anayasa Mahkemesine taşınacak bir madde niteliği kazanır bu. O nedenle de eğer bu sorunu çözmek istiyorsanız böyle bir maddeyle çözmeyin, çözemezsiniz zaten, çözemezsiniz. Bu, devletin görevi. Ondan sonra da "Devlet bu görevini yapmazsa vatandaşların görevi." diye yazmış, işte, sorun buradan kaynaklanıyor. Etmeyin, bu gerçekten sıkıntılı bir olaydır, çok sıkıntılı bir olaydır bu. O nedenle bu kurumların hepsi görevini yapacak, yapmak zorunda, başka çaresi yok. Devleti yönetenler, bu insanların bu görevlerini verdikleri süre içerisinde yapmalarını mutlaka sağlayacaklar, sağlamak zorundayız çünkü devletin görevi bu. O nedenle bu Anayasa'ya aykırılık iddialarıyla vesairelerle bu kanunun üzerinde uğraşmayalım, zaten herkesin vicdanen tam anlamıyla çözüm olduğunu düşündüğünü de sanmıyorum. Dolayısıyla bu görevlerini yapacak olan insanlarla ilgili müeyyide mi uygularsınız, teşvik mi uygularsınız, kadro mu verirsiniz, ne verirseniz verelim bunun içerisinde, bir sorun yok. Bir sorun yok çünkü ortaya mantığın kabul etmediği bir çözüm çıkıyor.

Teşekkür ederim.