| Komisyon Adı | : | MİLLİ SAVUNMA KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 08 .12.2014 |
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Sayın Başkanım, Komisyonumuzun değerli üyeleri; Komisyonumuzun değerli üyelerinin açıklamalarına birkaç açıklama yapmak istiyorum.
Biz buradan bir önceki o Millî Mayın Faaliyet Merkezi Kurulmasına İlişkin Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nı geçirdikten sonra, aşağıda grup başkan vekillerinin hemen hemen hepsiyle görüştük. Teşekkür ederiz. "Bunları geçiririz yani temel kanun olarak görüşülür ve bir önergemiz de olmaz." Ancak, bazı gruplar da "Her madde üzerine önerge vereceğiz." dedi. Böyle verince yani her madde üzerine bir önerge, hiçbir tartışma olmazsa beş dakika sürüyor. 120 madde var. Dolayısıyla, otomatikman on saat geçiyor. Eğer ikinci bir parti de böyle yaparsa o zaman yirmi saat... Ertesi gün bütçe var. Genel başkanlar konuşacak. Dolayısıyla da bütçeden dolayı bir önceki kanunu devam ettiremedik, birinci husus bu. Dolayısıyla, bir öngörüsüzlük var, doğrudur. Her madde üzerine öngörü... "Biz önerge vereceğiz." diye bir açıklamayı biz dikkate alamadık.
Bir diğer hususla mayınlarla ilgili, biz gerçekten temizlemek için bir ihale yaptık, teklifleri de aldık. Ancak, Suriye'deki şu son durumu biliyorsunuz. Her parti demiyor mu "Bu IŞİD terör örgütünün mensuplarını Türkiye'ye bırakmayın, işte, diğerleri de buraya geçmesin." Savaşın olduğu bir bölgeden... Yani, barış zamanında amenna ama yani hiç kimseyi... Yani, sınır güvenliğinin en fazla alınması gereken bir dönemde biz bu yapılmış olan mayın ihalesini sonuçlandıramazdık. Dolayısıyla da yapamadığımızdan gittik, ilave süre aldık. Dolayısıyla da şu anda güvenlik nedeniyle bu var ama barış ortamındaki... Biz bunun zaten yasasını çıkardık. Millî mayın merkezini de mayınları dökmek için, saçmak için değil, mayınları ortadan kaldırmak için çıkarıyoruz. Dolayısıyla, burada bir mayın yok, mayınları ortadan kaldırma... Ama şu anda niye... Hangi makul kimse Suriye'yle bu olaylar devam ederken "Hadi mayınları sökün." diyebilir? Mümkünatı yok. Zaten her gün çatışma var. Birisine ihale etseniz bile birisi gidemez. Yani, defakto, fiilî engellemeler var ya o fiilî engellemeler bizi bu noktaya getirdi.
Edip Semih Yalçın Milletvekilimizin... Silahlı Kuvvetlerimizin görüşü şuydu, diyor ki: "Destekleme oranını çok düşürmeyelim. Çok net olarak bedel çok düşük olursa çok fazla kimse faydalanır, yaş çok düşük olursa bu sefer de çok fazla kimse faydalanır. Eğer toplumda bir ihtiyaç varsa makul bir şey olabilir ve aynı zamanda diğer şu sözleşmeliler başlığı da beraber değerlendirilerek Bakanlar Kurulunda değerlendirilsin." denildi ve Anayasa'da da açık hüküm var: "Millî güvenliğin sağlanmasından ve silahlı kuvvetlerin yurt savunmasına hazırlanmasından Bakanlar Kurulu sorumludur." Bakanlar Kurulu hem gerçekten, dediği gibi, silahlı Kuvvetlerimizin o düşüncesinde oluşan kaygıları gidermek için Sözleşmeli Erbaş Kanunu da daha önce birkaç sefer gündeme getirilmişti ancak "Daha sonra değerlendirelim." denmişti. Dolayısıyla, bu sefer ikisi bir arada değerlendirildi.
Yine, Bakanlar Kurulumuz, bu asker sayısını da dikkate alırken hem İngiltere'nin şu anki silahlı kuvvetler sayısının toplam 159 bin olduğu, Fransa'nın silahlı kuvvetler sayısının 209 bin olduğu gerek İngiltere'nin gerekse de Fransa'nın da... Fransa da Mali'ye gidiyor, müdahale ediyor, Orta Afrika Cumhuriyeti'ne müdahale ediyor yani her yere de etkin bir katılımı var. Fransa'nın 2025 yapılanması, İngiltere'nin 2020 yapılanması var, onların her ikisininde mevcut askerlik sayısını da -156 bini- 100 binin altına indirecekleri şeklinde bir yaklaşımı var. O hâlde -Bakanlar Kuruluna şu- Silahlı Kuvvetlerimizin insan kaynağı yönünde bir problemi yok ama Silahlı Kuvvetlerimizin teknolojik üstünlük sağlayacak kapasitelere erişmesi lazım, bunlarla zenginleştirilmesi lazım; muhakkak ki bu coğrafyadaki en güçlü ordumuzdur, gurur duyuyoruz ancak bunu daha da güçlendirmemiz lazım. Biz de bu gerekçelerle de hem sözleşmeli erbaşı hem bedelliyi hem de buradan elde edilecek geliri de yine Savunma Sanayii Destekleme Fonu'na aktararak Silahlı Kuvvetlerimizi, ihtiyaç duyacağı bu teknolojik üstünlüklü kapasitelere, yeteneklere kavuşturmayı amaç edindirdik.
Bir husus daha var Sayın Başkan, Sayın Hüsamettin Bey'in açıklamasıyla ilgili: 1111 sayılı Kanun'un 12'nci maddesini okursak hangileri kapsama giriyor diye, orada bir tanım yapmış, "Hangisi nedir?" diyerek.
Yoklamada bulunmayan veya bulunmadıklarına dair bu kanunda yazılı bir mazeret göstermemiş olanlara "yoklama kaçağı" diyoruz, bunlar bu yasanın kapsamı içerisinde.
Yoklamada bulunarak asker edildikleri hâlde, istenildikleri sırada gelmeyenlere veya gelip de askerlik yapacakları kıtalara gitmeksizin toplandıkları yerlerden veya yollardan savuşanlara "bakaya" denir, bunlar da faydalanacak.
Askere girdikten sonra izin almaksızın savuşanlara "firar" denir, bunlar faydalanmıyor.
Askerdeyken işleri için veya hastalanarak izin veya tebdilihava aldıkları hâlde izin veya tebdilihava gününü geçirenlere de "izinsiz" diye tanımlar yapmış.
Bir de 20 yaşlarına girmiş oldukları hâlde isimlerini nüfus kütüğüne geçirmemiş olanlara "saklı" deniyor. Demek ki firar haricindeki geri kalanların hepsi bu yasa kapsamına giriyor ama firarlar girmiyor.
Arz ederim.