| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Bazı Vergi Kanunları ile Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı(1/884) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 20 .10.2017 |
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Çok teşekkür ederim Sayın Başkanım gösterdiğiniz nezaket için.
Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinize en içten sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Zonguldak için çok önemli bir maddeyi konuşuyoruz değerli arkadaşlarım. Zonguldak, kömürle var olan bir kent, kömür var oldukça, kömür çıkarıldıkça yaşayan bir kent, ekonomisi, sosyolojisi, psikolojisi, her şeyi kömüre bağlı olan bir kent ve maalesef iktidarınız döneminde de bu kömür olasılığı yine devam etti yani kömürün Zonguldak'la ilgili bağlantısı devam etti. Fakat bakıyoruz 2002 yılındaki kömür üretimi ve işçi sayısına ve bugün geldiğimiz noktaya, bir gerileme var. İşçi sayısını veriyorum sizlere değerli arkadaşlarım: 2001 yılında 18.025 işçi var Türkiye Taşkömürü Kurumu uhdesinde çalışan. Bugün, 2017 Ağustos itibarıyla 7.625'e düşmüş, yaklaşık üçte 1'lik bir düşme söz konusu. Şimdi maddenin içeriğine baktığımız zaman madde şunu ifade ediyor: Elbette Türkiye Kömür İşletmelerinde var ama bizi ilgilendiren boyutu Türkiye Taşkömürü Kurumu. "Türkiye Taşkömürü Kurumu, uhdesinde bulunan maden ruhsatlarını işletmeye, işlettirmeye, bunları bölerek yeni ruhsat talep etmeye ve bu ruhsatları ihale etmeye..." Şimdi "ihale etme" derken ne anlaşılıyor burada? Benim anladığım, özelleştirme biraz nazikçe yazılmış yani aslında özelleştirilecek burada yani bu ruhsatlar bölünecek ve bölündükten sonra da ihale yoluyla satılacak, özelleştirilecek yani. Şimdi bu nereden geliyor, buradaki ruhsatların devlete ait olması? 1940 yılında bir kanun çıkıyor 3867 sayılı Ereğli Kömür Havzasındaki Ocakların Devletçe İşlettirilmesi Hakkında Kanun çıkıyor. Bu kanun gereğince ülkemizdeki taş kömürü varlığının bulunduğu Zonguldak havzasındaki kömür ocakları devletleştiriliyor. Şimdi bu maddeyle özelleştirmenin önü açılıyor. Sanırım "özelleştirme" ifadesi kamuoyunda tepki yaratacağı için, burada "ihale etmeye" denilerek bu biraz yumuşatılmaya çalışılmış Zonguldak kamuoyunun tepkisinden çekinildiği için. Şimdi peki niye özelleştiriliyor? Redevanslı sahayı anlattı az önce Faruk Bey, ifade etti, 2004 yılından bugüne kadar redevanslı işletmelerin gelmiş olduğu noktayı güzel bir şekilde ifade etti. Neden peki ihale edilip özelleştirilecek? Bunu bir sorgulamamız gerekiyor. Şimdi özelleştirilme olduğu zaman işletmeler çok iyi mi işletiliyor? İşte redevanslı sahalardaki bazı özel işletmelerin başarısızlıklarını hem sendika yöneticisi arkadaşımız hem Faruk Bey ifade ettiler. Daha mı üretim artacak, daha fazla mı işçi sayısı artacak? Daha fazla Zonguldak'ın ekonomisine katkıda mı bulunacak? Maalesef bakıyoruz böyle bir hedef burada gözükmüyor. Neden gözükmüyor? Burada amaç üretimi artırmak falan değil. Neden değil? Son iki yıldır, milletvekili olduğum günden beri bu konuyu yakından takip ediyorum, burada asıl amaç bana göre Türkiye Taşkömürü Kurumunu kapatmak. "Özelleştirme" dediğimiz uygulamalara baktığımızda asıl amacın Türkiye Taşkömürü Kurumunu kapatmak olduğunu görüyorum.
Şimdi bizim bölgemizi, daha çok iktidarınız sanırım, termik santral üssü olarak görmek istiyor çünkü dört tane, şu anda, mevcut termik santralimiz var, üç tane de proje aşamasında olan termik santralimiz var. Ama aynı bölgede yaklaşık on beş civarında termik santral projesi yapılabilecek olan yer var, hedeflenen yer var. Tabii, örneklere baktığımız zaman, bir özel şirket var Eren Enerji dediğimiz şirket. Yine sözleşmesinde kömür üretiminin Türkiye Taşkömürü Kurumunun uhdesinde bulunan bir maden sahasını alıp işleterek o sahadan elde ettiği kömürle termik santrali çalıştırma noktasında bir hüküm olmasına rağmen maalesef 1 kilo bile kömür çıkarmadan şu anda ithal kömürle termik santrali çalıştırıyor. Yani baktığımız zaman Türkiye'deki taş kömürü ihtiyacına, aslında Türkiye'deki taş kömürü ihtiyacı koklaşabilir olması nedeniyle, yüksek kalorili olması nedeniyle demir çelik sektöründe kullanılıyor. Yani yüzde 80'i üretilen kömürün demir çelik sektöründe kullanılıyor koklaşabilme özelliği nedeniyle. Ama buradaki hedefe baktığımızda, termik santralleri Zonguldak'a iyice yerleştirebilmek için, böyle bir, müessese müessese özelleştirme yöntemi uygulanacağı gözüküyor. Burada tabii ki en büyük sorun, bu işler yapılırken Zonguldaklıya diye sorulmuyor. Şimdi dört tane termik santralin Zonguldaklıya vermiş olduğu çevre tahribatını, insani ve sosyolojik tahribatını anlatmaya girmeyeceğim. Ancak bu rakamlar çoğalırsa özellikle bazı müesseselerin yanında özelleştirildikten sonra denilecek ki şirkete: "Size Karadon müessesesini veriyorum, Karadon müessesesindeki ruhsat sizin olacak, her yönüyle siz burada üretim yapma hakkına sahip olacaksınız. Ama yanında bir tane de termik santral lisansı veriyorum." Bu olay bunun net bir şekilde ortaya konulmasıdır. Tabii dünyadaki uygulamaya baktığımızda, bakın, dünyadaki uygulama kömür havzalarının bölünüp parçalanarak ruhsatlandırılması yönünde değildir. Burada havza madenciliği yıllarca gelişmiştir ve Türkiye Taşkömürü Kurumunun da yüz yetmiş yıllık bir madencilik birikimi vardır ve Türkiye'deki ağır sanayisini de yıllarca sırtında taşımıştır Zonguldak'ımız. Şimdi bu uygulamadan bu madde geçerse vazgeçilmiş olacak ve tamamen Zonguldak'taki Türkiye Taşkömürü Kurumu özel sektöre devredilecek ve sonunda da denilecektir ki: "Özel sektör bu işi beceremedi -az önce redevansta söylendiği gibi- bu işletmeleri kapatsın."
Değerli arkadaşlarım Zonguldak'ımız, dediğim gibi, kömürle var olan bir kent, kömür üretimi olmazsa, yerli kömür üretimi olmazsa Zonguldak var olmaz. Bakın nüfus verilerine baktığımız zaman da kömür üretimi düştükçe, işçi üretimi düştükçe Zonguldak'ın nüfusu da düşmüş. 2002 yılındaki Zonguldak'ın nüfusu 627 bin, bugün itibarıyla Türkiye'deki nüfus 65 milyondan 80 milyona çıkmasına rağmen Zonguldak'taki nüfus gerilemiş. Yani işçi sayısına bağlı olarak, ekonominin küçülmesine bağlı olarak gerilemiş. Bu ne demektir? Taşkömürü Kurumu küçüldükçe Zonguldak da küçülüyor.
Değerli arkadaşlar, dolayısıyla bir de işin bir başka boyutu daha var. Biz diyoruz ki: "Enerjide çeşitliliği sağlamak zorundayız." Yani "Dışarıya bağımlı olmaktan kurtulmalıyız ve o bağımlılığı bir şekilde aşmalıyız." diyoruz. Şimdi, geçen sene Sayın Enerji Bakanı burada açıklama yaptığında "Yerli kömür madenciliğini artıracağız, teşvik edeceğiz." demişti. Yani niye Türkiye Taşkömürü Kurumunun işçi sayısını artırıp da üretimini artırmıyor? İhtiyacımız var buna, demir çelik sektöründe ve diğer yan sektörlerde ihtiyacımız var Türkiye Taşkömürü Kurumunun ürettiği yüksek kalorili kömüre ama yapılmıyor.
Değerli arkadaşlarım, yer altı kömür madenciliği dünyanın en riskli işidir, en tehlikeli işidir ve en zor işidir. Dolayısıyla kamunun burada piyasadan çekilmesiyle, bu üretimi durdurmasıyla özel sektöre bu iş devredilirse bu işletme kapanacaktır. Yani özel sektörün imkânlarıyla buranın bence yürümesi mümkün değil. Şimdi burada ne yapılıyor? Bakın 2015 yılında Türkiye Taşkömürü Kurumuna 200 milyon doların üzerinde yatırım yapılmış. Mekanizasyona geçilmeye çalışılıyor üretimi artırma amaçlı. Ama aynı Türkiye Taşkömürü Kurumuna işçi alımı yapılmıyor. Sendikamız burada, defalarca ifade ettiler, Bakanımızla görüştüler, Başbakanımızla görüştüler ve işçi alınmasının gerektiğini, aksi takdirde işçi sağlığı, iş güvenliğinin de riske edileceğini ve işçi ölümlerinin yaşanacağını ifade ettiler işçi sayısını azalmasıyla. Şimdi ben size buradan şunu ifade etmek istiyorum: Türkiye Taşkömürü Kurumunun kendi faaliyet raporu var, 2016 yılında sunduğu bir faaliyet raporu var. Bakın burada "İşçi noksanlığı: Kurumumuza 2009 yılı başında işe alınan pano üretim işçilerinin üretimi artırması yönünde olumlu etkileri görülmekle birlikte, 2011, 2012, 2013, 2014 yılı için yeterli randıman alınamamıştır. Kurumumuzda üretimin sürdürülebilirliği ve mevcut altyapının korunması amacıyla 2.700 pano ayak üretim işçisi ve 1.922 üretime destek işçisi olmak üzere toplam 4.622 işçinin alınması için Enerji Bakanlığına 20/11/2014 tarihinde müracaat edilmiştir ancak olumsuz yanıt alınmıştır." Deniliyor. Şimdi, bu işçi almama politikası da Türkiye Taşkömürü Kurumunu kapatmanın bir başka yansıması olmuştur. Ama bu ruhsatların bölünerek bu şekilde özel sektöre ihale edilip satılması hâlinde ise Zonguldak'ta üretim yapılmayacaktır değerli arkadaşlarım. Yüz elli yıllık 1,3 milyar tonluk bir rezerv var, yüz elli yıl çıkartılması gereken bir rezerv var. Millî servetimiz Zonguldak'ın altında yatıyor, bunu çıkartmamız gerekir. Diyorsunuz ki: "Bizim Hükûmetimiz yerli ve millî." Yerli ve millî iseniz buraya yatırım yaparsınız ve bu tasarıyı geri çekersiniz, bu maddeyi geri çekersiniz ve Türkiye Taşkömürü Kurumunu yeniden ayağa kaldırırsınız, işçi açıklarını giderirsiniz. 14.500 norm kadro var, şu anda kalmış 7.500 işçi; yarı yarıya düşmüş.
Değerli arkadaşlarım, eğer bu tasarıya onay verirseniz Zonguldak'ı cezalandırırsınız. Bu işin sonu Zonguldaklıyı cezalandırmaya gider. Bu işin sonunda...
BAŞKAN - Sayın Demirtaş, artık toparlayın lütfen.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Peki, Sayın Başkan.
Ben daha fazla uzatmak istemiyorum, bu şekilde maddenin geçmesi hâlinde Türkiye Taşkömürü Kurumu kapanacaktır; buna da müsaade etmeyelim diyorum.
Saygılar sunuyorum.