ORHAN DÜZGÜN (Tokat) - Şimdi, Sayın Bakanım, Sayın Komisyon Başkanım; burada aslında şunu anlatmaya çalıştık; Tabii ki bizim ordumuzun şu anda bu silah altına aldığı insanlarla ilgili yapmış olduğu birtakım düzenlemeler var, bunlara birtakım görevler verildi, birtakım eğitimler verildi belki fakat biraz da vicdani olmak lazım; kamuoyunda tartışılanları, konuşulanları hepimiz biliyoruz. Hükûmetten daha üç beş gün öncesine kadar sürekli açıklamalar şöyleydi: "Bedelli askerlik mi olur kardeşim, bu nereden çıktı? Böyle bir şey yok, herkes askere gitsin, işinize gücünüze bakın." Hatta işte muhalefeti suçlayan "Muhalefet bu işi kaşıyor, bedelli askerlik falan yok." gibi açıklamaların olduğunu hepimiz biliyoruz. Şimdi, normal bir vatandaş düşünün, askerlik çağı gelmiş. Ülkenin Cumhurbaşkanı açıklama yapıyor, Başbakan açıklama yapıyor, Millî Savunma Bakanı açıklama yapıyor: "Böyle bir şey yok, gidin askerliğinizi yapın." diyor. Bu insanlar da "Koskoca devletin adamları, bunu açıkladığına göre demek ki böyle bir şey yok." deyip askere gittiler bundan on beş gün önce, bir ay önce, iki ay önce askere giden insanlar var. Bunların bir tek suçu, Hükûmete, Cumhurbaşkanına inanmış olmak, başka bir suçları yok. Eğer onlar da inanmasalardı "Yahu bu konuşuluyor herhâlde çıkacak." deselerdi muhtemelen şimdi bakaya idiler ve bu haktan yararlanacaklardı. Şimdi, biz bu insanlara bu hakkı vermeyerek aslında Hükûmete olan güvenlerini, devlete olan güvenlerini sarsmış oluyoruz. Eğer hani Millî Savunma Komisyonu olarak veya işte Genelkurmay olarak... Çok yüksek sayıda değilse bu insanlar bence bu insanlara bu hakkı vermenin çok da zarar vermeyeceğini düşünüyorum. Bu anlamda teklife desteğinizi istiyorum.

Bir de ayrıca Sayın Başkanım, aynı mevzu polislerle ilgili polislerin askerlikle ilgili muafiyeti söz konusu olduğunda silah altındaki polisler terhis edildiler yani biz onu da biliyoruz yani buna da binaen bu durumdaki insanlar da bundan faydalandırılmalı diye düşünüyorum. Bu, bize değil size puan kazandırır açıkçası.