| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Bazı Vergi Kanunları ile Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/884) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 17 .10.2017 |
ORHAN SARIBAL (Bursa) - Teşekkür ederim.
Sayın Bakan, öncelikle 4342 sayılı Kanun'un 14'üncü maddesi ile bugün gelen arasında ciddi bir farklılık olduğunu görmek zorundayız. Daha önceki kanuna göre mera vasfı kaldırılan alanlar belli, kamusal yatırımlar ağırlıklı olarak ama şimdi tamamen şunlar ilave ediliyor. Zaten siz de kısa bir açıklama yaparak yaklaşık 29 bin dekar alanın bu alana gideceğini, onun karşısında 7 milyon 200 bin lira gibi bir paradan muaf olacağımızı söylediniz. Elbette, sorun sadece para ve 29 bin dekar olsaydı, sorun yoktu. O yüzden bu 14'üncü maddenin içeriğini oluşturanların dışında çok açık bir şekilde getirdiğiniz alanlar içerisinde şunlara ilave olarak söyleyin lütfen: "Endüstri Bölgeleri Kanunu kapsamında ilan edilen endüstri bölgeleri, teknoloji geliştirme bölgeleri, organize sanayi bölgeleri, serbest bölgeler, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname kapsamında küçük sanayi bölgeleri..." Bütün bunlar yeni Sayın Bakan, yani "Önce zaten mera alanları, bunlar için ot bedeli yoktu." dediğinize yenilerini ilave ediyoruz, bu yeni...
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hayır, hayır.
ORHAN SARIBAL (Bursa) - Evet, ediyoruz; lütfen, ediyoruz. Yani şu andaki durum bu, bir kere onu net bir şekilde karşılaştıralım. Yani o önceki 14'üncü maddenin içindekiler ile bu gelenler arasında ciddi bir farklılık var.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hayır, şu anda, bir alanı ben OSB'ye dâhil etmek istesem... Bir OSB alanını belirledim, onun içinde de bir mera alanı var. Arkadaşlara soruyorum: Bugünkü mevcut mevzuatla mera olan bu yeri OSB'ye dâhil edebiliyor muyum, bugünkü mevzuatla? Ediyorum.
ORHAN SARIBAL (Bursa) - Ediyorsunuz ama ot bedeli ödüyorsunuz.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - İşte, ben de onu söylüyorum, diyorum ki tek fark ot bedeli ödenmesini kaldırıyoruz.
ORHAN SARIBAL (Bursa) - Zaten sorun şurada: Mera Kurulu denen bir kurul var. Zaten çok açık söylemek gerekir: Yani siyasal iktidarınızın "Millî", "Koruma" ya da kurul olarak belirlediği her şey millîyi millîsizleştiriyor, korumayı korumasızlaştırıyor ne yazık ki. O yüzden bakın, çok net söylüyorum: Toprak Koruma Kurulu var bakınız.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Ben size soruyorum şimdi: Ot bedeli alınmama dışında bir değişiklik var mı?
ORHAN SARIBAL (Bursa) - Sayın Bakan, var, anlatacağım şimdi.
Toprak Koruma Kurulu var. Toprak Koruma Kurulu oluşturulduğundan bugüne kadar mera, diğerleriyle beraber 20 milyon dekar arazi tarım, orman, meradan çıkıp şu anda tarım dışına, orman dışına, mera alanı dışına itilmiş durumda.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Bunlar hukuki denetime tabi mi?
ORHAN SARIBAL (Bursa) - Hukuki denetim... Bakın, bir örnek vereceğim, o zaman onun denetimini yapın. Mustafakemalpaşa'da 1.100 dönüm yer.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Evet, tamam.
ORHAN SARIBAL (Bursa) - Söylüyorum buradan; Orman Bakanlığı, onlarca defa gönderdim, ilgilenmedi, siz ilgilenin o zaman, söylüyorum. Sene 2004...
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yok, yok. Yani yargıya gidip dava açılamıyor mu bu kararlara karşı?
ORHAN SARIBAL (Bursa) - Bakın, söylüyorum ben, siz gereğini yapın. 2004 yılında devlet, kendisi 1.100 dönüm yeri çam fıstığı 100 bin ağaç dikerek orman hâline getirmiş. Yer söylüyorum, Mustafakemalpaşa, buraya bir köy nakli yapılacak, yaklaşık olarak 35 hane, bilemediniz, 100 hane. 2011-2012 yılında Bakanlık görevlileri gidiyor yetişmiş olan çam ormanına -bakın, çam fıstığı ormanı, şu anda hasat zamanı gelmiş, artık çam fıstığı veriyor- "Burası artık orman alanı olma niteliğini yitirmiştir, köy transferi yapacağız." diyor. Karşılarına ne çıkıyor biliyor musunuz 35 evin transferine karşılık? 400 tane villa. Basın açıklaması yaptım, bütün belgeleri size sunayım, yarın getireyim.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Dava açmadınız mı?
ORHAN SARIBAL (Bursa) - Efendim, dava yolları kapalı.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Niye?
ORHAN SARIBAL (Bursa) - Gidiyorum bilirkişi, mahkemelere diyorum ki tespit yaptıralım, mahkemeler gelmiyor, "Bu olmaz." diyor.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Niye?
ORHAN SARIBAL (Bursa) - Bakana gönderiyorum, Bakan "Bunun kararı çoktan alınmış." diyor. Hangi karar...
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yok, yok, hayır. O alınan idari karara karşı oradaki menfaat sahibi olanların dava açma hakkı var.
ORHAN SARIBAL (Bursa) - Bakın, hâkimler, savcılar dava açmıyor.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Niye?
ORHAN SARIBAL (Bursa) - Bilirkişi göndermiyorlar efendim.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Niye? Yok, yok, vatandaşın hakkı yok mu?
ORHAN SARIBAL (Bursa) - Bakın, söylüyorum, size şikâyet olsun, Bakansınız, devletin Bakanısınız, şikâyet olsun: Şu anda 1.100 dönüm yer, tam 12 yaşında çam ormanı, çam fıstığı ve devlet kendi eliyle oradan kendi inşa ettiği ormanı ormanlıktan çıkarmış, işte, Koruma Kurulu bu; o yüzden söylüyorum bütün bunları ve devam ediyorum, bu ayrıcalığı, bu farklılığı koyalım.
İki: Değerli Bakanım, siz -siyasal iktidar her defasında söylüyor- şu ana kadar, 2009'dan bugüne kadar hayvancılığa yaklaşık olarak 30 milyar TL destek verdiniz, 30 milyar TL. 2007 yılındaki süt krizi ve 2008 yılındaki kuraklık nedeniyle artık dışarıdan saman almaya başlamıştık 2009 yılı itibarıyla. 2009 yılında ithalat kararı aldınız, dediniz ki: "Bu ülkede artık bizim üretilen etimiz sorunlarımızı gidermiyor, tekrar ithalat yapmak zorundayız." Evet, o günden bugüne kadar, 2009'da bir karar alındı, 2010 yılından bugüne kadar uygulanıyor. Ve yaklaşık 5 milyon baş hayvan aldık, 5 milyar dolar para verdik Sevgili Bakanım, bakın, 5 milyar dolar para verdik ve siz de bu taraftan hayvancılığa tam 30 milyar TL destekleme verdiniz. Bunları üst üste koyduğumuzda, geldiğimiz noktada geçen seneden bu seneye kadar kırmızı ette yüzde 25 artış var. Bakıyoruz şimdi, dünyanın bazı ülkelerine bakıyoruz.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Konuyla ne alakası var?
ORHAN SARIBAL (Bursa) - Örneğin İrlanda'da yüzde 97, İngiltere'de yüzde 83, Fransa'da yüzde 71, Hollanda'da yüzde 54 yem meradan karşılanıyor Sayın Bakanım ve şu anda her yıl ortalama 20-25 milyon ton dışarıdan kaba yem ve yem katkı maddesi alıyoruz. Ortalama 3 milyar dolar da para ödüyoruz sadece yeme, 3 milyar dolar. 1 milyar doların üzerinde de et ve canlı hayvana ödüyoruz; ortalama 4 milyar dolar. Oradan sevgili bir Komisyon üyesi biz biraz önce arkadaşlarımızdan bir tanesi itiraz ettiğinde şöyle bir şey söyledi -şimdi bıyıklarıyla oynuyor, biraz da burnunu sildi- arkadaşım, duysun, diyor ki: "Sanayi bölgeleri... İnsanlar ekmek yiyecek."
YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Kars) - Ne kadar ayıp ya! "Bıyıklarıyla oynuyor..." Kime derse desin.
ORHAN SARIBAL (Bursa) - Sayın Bakanım, Katar örnektir, bakın, Katar. Petrol var, değil mi? Var. Bizim de en yakın ülkelerimizden bir tanesi. Para da var mı? Var. Teknoloji de var mı? Var. Herkesin cebinde cep telefonu var mı? Cep telefonu da var. Peki, ambargoda Katar halkı mağazalarda ne bulabildi Sayın Bakan, ne bulabildi? Ekmek bulamadı, su bulamadı, tereyağı bulamadı, yiyecek bir şey bulamadı. Biz kendi topraklarımızda kendi insanımızın karnını doyuramıyoruz; Katar'a gıda gönderdik, Katar'a ekmek gönderdik. Ha, şunu da ifade edeyim: Gıda güvenliği açısından, OECD'nin açıkladığı son rapora göre Katar'ın arkasından geliyoruz, onu da bilin.
Geldiğimiz noktada söylemek istediğimiz şu: Eğer siz yaklaşık olarak son on yılda tarıma yatırdığınız bunca parayı para kabul etmiyorsanız, bunca yatırımı yatırım kabul etmiyorsanız ve bu ülkeyi ısrarla canlı hayvan ithalatına ve kırmızı et ithalatına bağımlı hâle getiriyorsanız ve bunun karşısında da "Biz mera istemiyoruz. Nasıl olsa ithalat gibi bir seçeneğimiz var." diyorsanız, bizim insanımızın da yavaş yavaş artık et alma gücünün de kalmadığını eğer açıkça söylüyorsanız diyecek sözümüz yok. Elbette Sevgili Bülent Bey'in dediği gibi, sizi vicdanlı olmaya, sizi bu topraklara, bu doğaya, bu meralara sahip çıkmaya davet ediyoruz. Rahatsızız, bu, sadece meraların kaldırılması değil mesele, oranın sosyolojik yapısı...
EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - Burası komisyon. Bu Komisyonda siyasi şeylere girme, teknik konuş.
ORHAN SARIBAL (Bursa) - Efendim?
EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - Teknik konuşun.
ORHAN SARIBAL (Bursa) - Teknik konuşuyorum. Sen anlamıyorsan ben ne yapayım? Konuştuğum her şey teknik.
BAŞKAN - Lütfen... Lütfen...
EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - Teknik konuşacaksan konuş.
BAŞKAN - Sayın Açıkkapı... Sayın Açıkkapı...
ORHAN SARIBAL (Bursa) - Sen anlamıyorsan ben ne yapayım. Gayet teknik konuşuyorum. Çok açık bir şekilde konuşuyorum. Güzel güzel konuşuyorum.
BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen...
Sayın Sarıbal, siz konuşmanızı...
ORHAN SARIBAL (Bursa) - Meseleyi anlatmaya çalışıyorum. Olayın vahametini anlatmaya çalışıyorum. Yanlış mı söylüyorum?
ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) - Yanlış söylüyorsun.
BAŞKAN - Sayın Sarıbal, siz konuşmanızı tamamlayın.
EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - Teknik olarak konuş, istediğini konuş.
ORHAN SARIBAL (Bursa) - Evet, aynı şeyi söylüyorum. Teknik olarak konuşuyorum.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Siyaset konuşmak yasak mı? Hepimiz siyasetçiyiz arkadaşlar. Sayın Bakan, herkes konuşuyor.
EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - Buranın mehabetine uygun değil.
ORHAN SARIBAL (Bursa) - Sayın Bakan, meraları korumak zorundayız. Meralar bu toplumun ekmeğidir, suyudur. Mera yoksa ot yok, mera yoksa et yok, mera yoksa süt yok. Ama eğer Avrupa Birliğine ya da diğer ithalatçı şirketlere ve yabancı ülkelerin çiftçilerine bir sözünüz varsa diyecek bir şeyimiz yok, bunu açıkça söyleyin. Mesele meraların ot bedeli değildir, mesele ülkenin insanının dengeli, yeterli beslenme sorunudur, bu topraklarda bu insanların karnını besleyip beslememekle ilgilidir. Sizin için bu bir şey ifade ediyor mu, bilmiyorum.
Hepinizi sorumluluğa davet ediyorum.