KOMİSYON KONUŞMASI

ORHAN SARIBAL (Bursa) - Teşekkür ederim.

Öncelikle gerçekten yapılan değişiklikler kıymetli ama neden ölümü gösterip sıtmaya razı ediyoruz modelini bırakmıyoruz, bundan gerçekten çok rahatsızlık... Gerçekten ciddi değişiklikler var, gelen tasarıyla yapılan değişiklikler arasında ciddi bir değişiklik var, çok ciddi. Bu anlamda elbette teşekkür etmeyeceğim, olması gereken bu zaten ama şöyle. Bu topraklarda 350 bin ton çok rahat tütün yetiştirilebiliyor ve dünyanın 45-46 çeşit tütününün tümü bu coğrafyada yetiştirilebiliyor, bunu bilin, hiçbir sıkıntı yok. Aynen değerli abimin dediği gibi bugün "300 bin ton." deyin, seneye bulursunuz. Sorun şu. 2002 yılında çıkan yasa Tekeli ortadan kaldırdı, Tekelin yerine TAPDK kuruldu yani TAPDK'den sonra artık çiftçinin elindeki tütünün alınıp çiftçinin sağlam bir gelire sahip olma olanağı bitti. Daha sonra sözleşmeli tarıma geçildi, sözleşmeli tarıma geçmek demek tarımın, çiftçinin ve tütün üreticiliğinin serbest piyasaya bırakılması demekti, firmalarla, şirketlerle baş başa bırakılması demekti. Sadece bir örnek vereceğim anlaşılması açısından: Bugün sözleşmeli tütün üreten çiftçi 1 kilogram kuru tütünü 17-18 liraya veriyor, aynı firma o tütünü alıp sigaraya dönüştürdüğünde ortalama olarak 400 TL gelir elde ediyor. Yani 1 kilogram tütünden 40 paket sigara çıkar, bu 40-45 de olabiliyor. 40 paket, en alttan değerlendireyim, 40 paket sigara x 10=400 lira. Şöyle bir paradigma daha var...

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Bir daha söyleyin, tam anlamadım.

ORHAN SARIBAL (Bursa) - 40 paket sigara=1 kilogram tütün.

O bizim egemen şirketler, egemen firmalar...

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hayır, tamam da yani o 400 lirayı nasıl buldunuz?

ORHAN SARIBAL (Bursa) - 10 liradan çarptım paketini.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Niye?

ORHAN SARIBAL (Bursa) - Yaklaşık öyle, 12-13 lira olan da var.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - O 10 liranın ne kadarını ben alıyorum?

BAŞKAN - Sayın Bakanım...

ORHAN SARIBAL (Bursa) - 84'ünü alıyorsunuz, yüzde 80'ini.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Tamam.

ORHAN SARIBAL (Bursa) - Şöyle: Zaten temel sorun da o. Bakın, 2010 yılından sonra bu kadar açığa tütün ekmenin ve açık artırmalık tütünün bu kadar yaygınlaşmasının nedeni tam da siyasal iktidarın 2010'dan itibaren aşırı şekilde vergilendirmesinden kaynaklanıyor. İşin özü tam da budur. Bakın, Sayın Bakan, ithal tütünde 3 dolar gümrük vergisi vardı. Şu anda 0,30 sente indirildi ve 2018'in sonunda da bu, AB istekleri direktifi doğrultusunda sıfırlanacak. Yani mesele tütün üreten üreticinin para kazanmaması. İki nedenle: Bir, şirketlerin sözleşmeli tarım nedeniyle çok düşük fiyatla tütün almaları; iki, aşırı yüksek vergiler. Yani bu topraklarda puro içerseniz yüzde 40 vergi verirsiniz ama Marlboro ve diğer tütünleri tüketirseniz o paketlerle yüzde 84 vergi veriyorsunuz.

BAŞKAN - Siz hangisini tüketiyorsunuz?

ORHAN SARIBAL (Bursa) - Ben hiçbirini tüketmiyorum.

BAŞKAN - Anladım.

ORHAN SARIBAL (Bursa) - O konuda netim.

O yüzden şu anda şöyle bir şey yapılıyor. Sayın Bakan, özellikle makaron üzerindeki vergide anlaşılmalı. İki -biraz önce kendiniz söylediniz- Adıyaman başta olmak üzere genelde Türkiye'de tütün üretimi çok küçük alanlarda yapılıyor. Yani 500 metrekare, 600 metrekare, 700 metrekare, 1 dekar, 2 dekar, yani 10 dönüm hemen hemen tütün bulma olanağı olabildiğince çok azdır. Burada bir vergilendirme sürecine girersek, makarona özel vergi artırımı yaparsak... Bunu söylerken şunu da söyleyin lütfen: Makaron olmayan diğer sarma kâğıda bugünlerde anormal bir zam geldiğini de görmekteyiz, bilmekteyiz. Yani eğer yine siz bunu vergi meselesi üzerinden sürdürürseniz ve diğer açığa ekileni de vergiye tabi tutarsanız zaten bu sistem kendiliğinden yine çökecektir ve çiftçi üretmeyecektir, üretmediğimiz yerde de sizin "dâhilde rejim" dediğiniz kavram... Zaten şu anda birçoğu geliyor ama kusura bakmayın, aynen bu açığa ekilenler gibi burada iç piyasaya satılıyor Sayın Bakan. Bunu net bir şekilde konuşmak lazım. Bunlar önemli kriterlerdir. Yani dâhilde rejim şu: Örneğin buğdayı getiriyoruz, buğdayı burada işliyoruz, onu un ve makarna olarak satıyoruz. Bunun adı dâhilde işleme. Tütünde de tütünü getiriyorsunuz, burada sigaraya dönüştürüyorsunuz ve bunu satıyorsunuz. Tütünde olduğunu biliyorum ama çok net söylüyorum.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Var mı şu anda?

ORHAN SARIBAL (Bursa) - Dâhilde mi?

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Var mı şu anda tütünde?

ORHAN SARIBAL (Bursa) - Bilmiyorum, onu TAPDK biliyor.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yok.

ORHAN SARIBAL (Bursa) - Ben bilmiyorum. Ben diyorum ki dışarıdan tütün geliyor ithal, bakın geliyor ve bu tütün maalesef iç piyasada satılıyor.

Yani işin bütününe baktığımızda tütünü bir de bölgesel değerlendirmek isterim Sayın Bakan.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sigara geliyor.

ORHAN SARIBAL (Bursa) - Hayır hayır, tütün de geliyor, dâhilde işleme rejimi diye geliyor ama iç piyasada satılıyor, aynen açığa satılıyor.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - "Gelmiyor." diyor.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Var, o da geliyor.

ORHAN SARIBAL (Bursa) - Pratikte olduğunu biliyoruz Sayın Bakan. İyi güzel. TAPDK bunu söylüyorsa sıkıntı yok ama ben de böyle diyorum. Yaptığımız gezilerde, incelemelerde, üreticilerle ve perakendecilerle konuştuğumuzda karşımıza böyle bir durum çıkıyor. 20 bin noktada bu sözleşmeli tütün dışında olan, açık artırmalı tütünün satıldığını biliyoruz, 20 bin noktada. O yüzden sadece tütünü bir vergi, bir gelir mekanizması üzerinden değil, insanların bulundukları bölgelerdeki iklim koşulları, toprak yapısı üzerinden bir sosyal mesele olarak da görmek zorundayız. O yüzden de bu vergilendirme meselesini yaparken, kooperatif sürecini yaparken de bazı hassasiyetlere dikkat etmemiz lazım çünkü bu kriterlere baktığınızda kolay kolay hiçbir kooperatifin diğer şirketlerle rekabet edip bu işletme biçimini ortaya koymaları mümkün değil. Hele de ülkedeki bu insanların uzlaşma politikası üzerinden, işte örgütlülüğe alışkanlığının olmaması nedeni üzerinden bakıldığında zor bir yola gidiyoruz ama bu değişiklikler önemli ve kıymetli. Hep birlikte, beraberce bu işe doğru bir adım atar ve doğru bir sürece götürebiliriz diye düşünüyorum.