DURMUŞ ALİ SARIKAYA (İstanbul) - Teşekkür ederim Başkanım.

Değerli bürokrat ve diplomat arkadaşlarımız; teşekkür ediyoruz değerli sunumlarınız için.

Bu üç sunumda da benim ortak gördüğüm bir şey var. Bize düşen, belki bu üç kurumun bize verdikleri bir görev, içeride ve dışarıda duyarlılığı artırmak, belki kamu diplomasisini bizim üzerimizden yapılmak üzere, bize bir görev biçtiklerini gördüm ben bu üç sunumda. Sayın Başkanım, ilk kuruluş toplantımızda da zikretmiştik, arkadaşlarımız da bunu söylemişlerdi, biz de şimdi bu görevlerin bu üç kurum tarafından bu Komisyona, Meclisimize... Çünkü bu Meclisin bu Komisyonu tüm Meclisi kapsıyor, bütün partilerimiz var, partilerüstü bir komisyon. Bu millî hazinelerimizin yurt dışından ülkemize kazandırılması konusunda bu Komisyona ne düşüyor? Hangi ülkede hangi siyasi baskıyı kurmamız lazım? İşte, orada parlamentolar arası dostluk grubu başkanlarını söylediniz, işte, basın yoluyla kamuoyu oluşturmak gibi çeşitli maddeleri de yazdınız. Bize nokta atışları gösterirlerse bu üç kurumumuz, "Amerika'da şurası var, Amerika'da şuraya bizim sıkı baskı yapmamız lazım, siyasi baskı yapmamız lazım, diplomatik baskı yapmamız lazım, oranın medyasında görünür olup bir kamuoyu baskısı oluşturmamız lazım." gibi bize lütfen nokta atışlarıyla gösterirseniz biz bundan sonraki çalışma takvimimizi de daha sağlıklı yaparız diye düşünüyorum Sayın Başkanım.

Detay bir çalışma için bir öneride bulunacağım hazır Kültür Bakanlığı ile Vakıflar Genel Müdürlüğü burada olduğu için. Ben İstanbul Milletvekiliyim. İstanbul'da çocukluğumdan itibaren mezarlıkları ziyaret etmeyi severdim. Başkanım, mezar taşları, benim çocukluğumdaki mezar taşları yok.

BAŞKAN - Evet, maalesef yok.

DURMUŞ ALİ SARIKAYA (İstanbul) - Mezarlıklar yok. Bizim mezar taşlarımız, özellikle Osmanlı mezar taşlarımız bizim tarihimiz. Yani eğer onları biz gelecek nesillere aktaramazsak geçmişte neler yaşanmış, sadece kitaplar üzerinden okuyacak bir nesil kalacak. Bizim acilen bu Osmanlı mezarlık taşlarımızı koruma altına alıp belki İstanbul'da... Bir girişimci bana bir niyetini söylemişti Hocam. Cep telefonu artık gelişti, şimdi Osmanlıca herkes okuyamıyor, mezar taşında orada kim metfun, o yere ne zaman defnedilmiş; telefonunuzu getiriyorsunuz, kameranızı açtığınız zaman o Osmanlıca şeyi okuyor size, transkripte ediyor, aynı zamanda o kişinin biyografisiyle birlikte ne zaman oraya defnedildiğini, dolayısıyla lokasyonunu da oraya çakmış oluyor. Yani böyle bir çalışmayı da biz de komisyon raporumuzun bir yerine dercedebilirsek, Kültür ve Turizm Bakanlığımız, Vakıflarla birlikte Osmanlı mezar taşlarımızı ve mezarlıklarımızı korursak çok memnun olacağız.

Teşekkür ediyorum.