| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 23 .10.2017 |
ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Şimdi, daha önce genel olarak böyle bir düzenlemenin şu andaki İhale Yasası kapsamında mümkün olmadığını belirtmeye çalıştım. Daha sonra da bunun teknik olarak değerlendirilmesi aşamasında da niye belli istekliler arasındaki ihale usulünün bu olayda geçerli olamayacağını belirteceğimi düşünmüştüm.
Şimdi, değerli arkadaşlar, bizdeki ihale usulleri alt alta sıralanır; açık ihale usulü, belli istekliler arasında açık artırma, kapalı zarf usulü gibi. Bütün bunların her birisinin koşulları belirlidir, hangi hâlde hangi ihalenin yapılacağı da belirlidir. Peki, belli istekliler arasındaki ihaleyi hangi hâllerde yaparsınız? İşin özelliğinin uzmanlık gerektirmesi hâlinde bu uzmanlığı yerine getirecek olan, bu işi yapacak olanları çağırmak için, bir de çok ileri teknolojinin uygulandığı, daha aşağı teknolojilerle de ortaya kaliteli bir ürünün çıkmayacağını varsaydığınız anda. Şu anda yaptığınız iş, kitapların hazırlanması olsa -olmadığını biliyoruz- sadece bir basım işi. Kitapların hazırlanmasıyla ilgili ihaleyi siz veremezsiniz, Millî Eğitim Bakanlığı olarak sizin göreviniz bu, Talim ve Terbiye Kurulunun görevi. "Kitaplarımı da hazırlayın." diye kitabın içeriğini de ihale edemezsiniz zaten, olmaz öyle bir şey. Öyle bir şeyi kastettiğinize ihtimal vermek istemiyorum. Bu bir kitap basımıdır, o kadar. O zaman, bu bir kitap basımıysa bunu Türkiye'de yapacak yüzlerce değil, binlerce basımevi vardır; hem de hepsi ileri teknoloji kullanır, hepsi de işinin uzmanıdır, hem de öyle harikalar yaratırlar ki, kitaplara baktığınız zaman hayran da kalırsınız. Sürat açısından da her birisi birinden daha ileri gitmeye başlar. On binlerce kitabın, yüz binlerce kitabın bir haftalık süre içerisinde ciltlenip teslim edildiği örnekleri ben bilirim. Demek ki, bir kere, belli istekliler arasındaki ihale usulüyle ilgili olarak bu konu daha önceden örnekleri, şunları bunları olmuş olsa bile yani buna gidilse bile bu özellikleri itibarıyla uygulanacak bir olay değildir ama asıl önemli olan "birinci fıkra ve beşinci fıkra hariç diğer bentlerin uygulanmaması." diye yazılan cümle.
Değerli arkadaşlar, bu şeyin -değiştirileni çıkarırsanız üçüncü fıkrası yani kaldırılan fıkra- kanundaki hâliyle şu andaki dördüncü fıkrası uygulanmadan beşinci fıkraya geçilemiyor, yok böyle bir olay. "Dördüncü fıkrası uygulanmaz." dediğiniz zaman, siz beşinci fıkrayı uygulayamazsınız. Kanun bu şekilde dizayn edilmiş çünkü beşinci fıkra dördüncü fıkranın yani isteklilerin sayısının 3'ten az olması hâlinde uygulanan bir olay ve ondan sonra siz buna teklif verilmemesinin nedenlerini araştıracaksınız, düzenleyeceksiniz, daha önce teklif verenlerin hepsini ihaleye çağıracaksınız. Böyle ihale olmaz ki, böyle ihale düzenlemesi olmaz ki. Nereden bakarsanız bakın, hiçbir yerini tutamıyorsunuz, tutarlılık içeren bir şey değil bu. Neymiş? Millî Eğitim Bakanlığının kitaplarının bazılarında ifade yanlışlıkları olmuş, o kitaplar toplatılacak, yerine yeni kitap basılacak. Çıkarılan sadece ve sadece oradan ya bir fıkradır ya bir kelimedir ya da yarım sayfadır. Yarım sayfa yüzünden yüz binlerce kitabı imha edeceksiniz, yüz binlerce. Bunun bir sorumlusunun olması lazım. Bu devletin kamu harcamalarının böyle bedeli veya herhangi bir maliyet yok, isteyen istediği yanlışları yapsın, istediği kadar kitap imha edilsin, ondan sonra yenisi basılsın; hayır, olmaz böyle bir şey. Buralarda ciddi anlamda bir kamu zararından bahsediyoruz. Kim yapmamış bu denetimlerini? Kim neyi yanlış yapmış? Bu kitapların imha edilmesinin nedeni, onların yerine yeniden kitap basılmasının nedeni ne? Bunlar olmadan, bir de üstelik tamamen kanunun ruhuna aykırı bir ihale düzenlemesiyle böyle bir şey yapamazsınız. Kitap basılacak, çağırırsınız bütün isteklilerin hepsini, açık şey mi yapıyorsunuz, bir defaya mahsus olmak üzere yapacağınız bir işlemse de zaten geçici dedik ama ben bu geçici maddeyle düzenleme fikrimden de vazgeçiyorum zaten bunları dinledikten sonra. Geçici maddeyle bile yapamazsınız bunu. Burada bir suç işlenmiştir fiilî olarak. Kamu zararı vardır, bu zararın da bir sorumlusu ve bunun bir tazmininin olması gerekir. "Yapamadık, zayi oldu; tamam bitti, üstüne bir bardak su içelim." Ondan sonra da oturalım iki şey çağıralım "1'inci ve 5'inci maddeyi uyguluyoruz." diyerek özel bir yetki alalım, arkasından da bunu yeniden bastıralım. Bu, tarihe not düşülecek olan bir konuşma olur, bir görüşme olur ve bunu biz ister yapalım ister yapmayalım, her hâlükârda, bunun, Anayasa karşısında, ekonomide eşitlik ilkesine de aykırılık nedeniyle mutlaka bir karşılığı olacaktır ve kolay kolay da bu şekilde "Tamam ya, bu yapılsın." diyeceğimiz bir olay olarak da bunun görülmemesi lazım. Öyle şey mi olur? Her yapılan yanlış ihaleden sonra oturulup bir geçici madde konsun, "Ya, bu olmadı, şu maddeler, şu maddeler uygulanmadan bu olaylar bundan sonra böyle yapılsın." diyeceksiniz. Bu olmaz Sayın Bakanım, bu çok büyük bir hatadır, çok büyük bir yanlıştır. Kitapların düzenlemesiyle, daha kaliteli kitap verilmesiyle ilgili olarak bir düzenleme değildir bu. Bu yanlışların yapılmış olması önümüzdeki dönemle ilgili olarak verilecek kitaplarda yeteri kadar zamanın olmadığı, bundan sonra yeteri kadar zamanın kullanılmayacağı anlamına gelmez. Şimdi, imha edilen şeylerle ilgili olarak bu sene kitaplardan 2-3 tanesini gelecek yıllarda bütün kitapların hepsine genelleştirerek götüremezsiniz bunu, yapamazsınız yani burada zayi olan kitap kaç tane? 5 tane, 3 tane ama önümüzdeki yıl bütün kitaplarla ilgili böyle bir şey yapıyorsunuz. Devlet tarafından bedelsiz olarak verilen kitaplar olduğu için de maliyeti direkt olarak kamunun sırtına, milletin sırtına binecek bir yüktür.
Değerli arkadaşlar, sadece eleştiri olsun diye etmiyorum yani ben böyle bir düzenleme yapan Plan ve Bütçe Komisyonunun üyesi olmayı gerçekten istemem. İstemem yani böyle şey olmaz. Bunu da yaptıktan sonra daha ne anlamı kalıyor burada bunları konuşmanın veya yapmanın? Önünüzde bir tane kanun var, açın şu kanuna bakın. Şu kanunu kaldırıyorsunuz, atıyorsunuz, peşinde bir tane şey, bundan sonra Millî Eğitim Bakanlığının bilcümle kitapları arasında tutarsız bir şekilde "Sadece 20'nci maddenin birinci ve beşinci fıkraları uygulanarak iş yaptırılır." Alın size bir madde.
Teşekkür ederim Sayın Başkan.