KOMİSYON KONUŞMASI

VELİ AĞBABA (Malatya) - Ben öncelikle, Cezaevi Alt Komisyonu Başkanı Sayın Metiner de yanımızda, onunla ilgili bir eleştiride bulunmak istiyorum.

Bu ziyaret edilen cezaevleri neye göre tespit ediliyor, doğrusu çok anlayamıyoruz. Ayrıca, çok şikâyet gelen cezaevleri var, onlarla ilgili bizim CHP olarak cezaevi ziyareti talebimiz oldu ama maalesef hiç dikkate alınmadı bu talebimiz. Örneğin, Komisyonun ismi "İnsan Hakları Komisyonu" üzülerek söylemek isterim ki Komisyon üyesi milletvekili tutuklu, onunla ilgili de bir ziyaret gerçekleştiremedik. Yani bu Komisyonun üyesi şu anda cezaevinde, Burcu Çelik. Onunla ilgili yazılı olarak başvurduk, ziyaret gerçekleşmedi. Birçok tutuklu milletvekili var, onlarla ilgili ziyaret yapalım dedik, gerçekleşmedi.

Şimdi, birkaç gün sonra -Sayın Metiner'e söyledim- Kayseri'ye gidilecek, maalesef bu programlardan daha önce haberimiz olabilse, malum, hepimizin çeşitli görevleri var Komisyon dışında, ona göre programlayabiliriz. Çok şikâyet gelen cezaevleri var, örneğin Silivri 9 No.lu Cezaevi, Maltepe Cezaevi, Tekirdağ Cezaevi. Tekirdağ Cezaeviyle ilgili bizim milletvekillerimizin de soru önergesiyle dile getirdikleri çeşitli işkence iddiaları var, bunlarla ilgili gidilebilir. İşte birlikte Eskişehir Cezaevine gittik, daha önce Maltepe Cezaevine gittik. Hakikaten Türkiye'deki belki övünecek cezaevlerinden birisi Maltepe Çocuk Cezaevi, birlikte ziyaret yaptık. Belki, onun dışındaki sorunlu olan cezaevlerini ziyaret etsek çok daha iyi olur.

Bir de bir şeyi söylemek istiyorum. Bizim Cumhuriyet Halk Partisi olarak bir cezaevi komisyonumuz var -Sayın Genel Müdür de biliyor- 2011'den beri çeşitli cezaevlerini ziyarete gidiyoruz. Bu dönem yaklaşık dört beş aydan beri bir uygulama değişikliği oldu cezaevlerine bizim ziyaretimizle ilgili. Daha önce 10 milletvekili gidiyorduk, orada bulunan tutukluyla görüşebiliyorduk veya işte hükümlüyle görüşebiliyorduk, 10 milletvekili aynı anda veya 3 milletvekili aynı anda. Birkaç aydan beri "tek tek" yazıyor özellikle, "tek tek". Örneğin, biz Şenal Hanım'la geçtiğimiz günlerde Silivri 9 No.lu Cezaevine gittik, bazen 3 kişi, 4 kişi oluyoruz, bir saatte bitecek programımız beş saat sürüyor. Ne anlamı var hiç anlayabilmiş değiliz bunun. 2 milletvekili bir mahkûmla görüşemiyor. Bunun bir mantığını da çözmek mümkün değil ve yeni başladı bu uygulama. Bunu anlamak mümkün değil, bu tamamen milletvekillerini yormaya... Milletvekilleri üzerinde bir uygulama aslında. Yani mahkûm için daha iyi tek tek görüşülmesi, gelen insanla daha uzun görüşmüş oluyor ama bizim açımızdan son derece sıkıntılı bir şey. Bunun mutlaka çözülmesi gerekir, bunu da dikkatlerinize sunuyoruz. Bunun bir mantığı varsa mantığını da anlamak isteriz. Yani 3 milletvekili gittiği zaman niye ayrı ayrı görüşüyor, onun mantığını anlamak isteriz.

Bir diğer şey: Bizler sonuçta bir kamu görevi yapıyoruz İnsan Hakları Komisyonu üyesi olarak, gelen şikâyetler oluyor. Bununla ilgili maalesef, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünden görmüş olduğumuz saygıyı, ilgiyi gittiğimiz cezaevlerinde görmüyoruz. Bakın, burada söylüyorum, benim Ceza ve Tevkifevlerini övmem belki arkadaşların aleyhine olabilir ama, bir muhalefet milletvekilinin Ceza ve Tevkifevlerini övmesi ama gittiğimiz yerlerde aynı muameleyi görmediğimizi buradan belirtmek istiyorum. Yani milletvekilleri, sonuçta biz, akrabamızı, kardeşimizi görmeye gitmiyoruz; bu konuda çok şikâyetçiyiz.

BAŞKAN - Somutlaştırır mısınız?

VELİ AĞBABA (Malatya) - Söyleyeyim: Geçtiğimiz gün yine Şenal Hanım'la bir cezaevine gittik, 9 No.lu Cezaevine. Sağ olsunlar, Genel Müdürlük iznimizi verdi, cezaevine gittik. Gazeteci Deniz Yücel var, bizim görüşmemize izin verilmedi. Şimdi, orada müdürü aradık, müdür çıkmadı, müdür yardımcısını çağırdık "Gelebilir mi?" dedik, gelmedi, değil mi?

ŞENAL SARIHAN (Ankara) - Evet.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Biz de doğrusu oradaki infaz koruma memurlarıyla, oradaki insanlarla çok kavga edecek değiliz, etmek de istemeyiz. Sayın Genel Müdürü -sağ olsun- aradık, bu durumu ilettik. Deniz Yücel'le görüşmemize izin verilmedi ama sadece bizimle görüşmesine izin verilmemiş, bir saat sonra Onursal Adıgüzel, İstanbul Milletvekilimiz gidiyor, ona da izin verilmiyor. Deniz Yücel'le ilgili bir soru işaret var, onu söyleyelim.

Ayrıca, gittiğimiz birçok cezaevinde çok iyi müdürler de var, gittiğimiz zaman karşılıyorlar, ilgileniyorlar ama biz de milletvekiliyiz sonuçta, böyle, sanki milletvekilini düşman gibi gören cezaevleri de var. Örneğin, Bakırköy Kadın Tutukevi. Yani hem oranın şartlarını burada söylemek isterim. Özellikle bir kreş yapmışlar, belki özel kreşler bile bu kadar güzel değil, çok müthiş bir yer. Örneğin, oradaki müdürlerin davranışı farklı, bir başka cezaevindeki şeyin muamelesi farklı. Yani bu 9 No.lu Cezaevinde, burada üzülerek söylüyorum, bırakın milletvekiline, sıradan yurttaşa bile davranılmayacak şekilde davranıldığını burada Genel Müdürümüze de ifade etmek istiyorum.

Bir de bizim birkaç kez talebimiz oldu Sayın Başkanım. Bu, İnsan Hakları Komisyonunun ayıbıdır. İnsan Hakları Komisyonu eğer tutuklu milletvekillerini ziyarete gitmiyorsa bu bizim ayıbımız. Geçtiğimiz dönemlerde de beraber arkadaşlarımızla görev yaptık, Balyoz davasından, Ergenekon davasından birçok insanı ziyarete gittik, birçoğunu kamuoyu tanıyor, tanınmış insanlar. Maalesef, bununla ilgili birçok talepte bulunmamıza rağmen, bu gerçekleşmedi. Tutuklu milletvekilini, hangi siyasi görüşten olursa olsun, mutlaka ziyarete gidilmelidir; bu Komisyonu mutlaka, derhâl, ivedilikle bu işi yapmalıdır. Örneğin, bizim kendi milletvekilimiz Enis Berberoğlu. Mutlaka onunla görüşülmeli, onun... Sonuçta bu Meclisin üyesi hâlâ Enis Berberoğlu. Yani başka tutuklu milletvekilleri var, onlar da mutlaka ziyaret edilmelidir diyorum.

Daha sonra eğer izin verirseniz diğer konularla ilgili görüşlerimi bildireceğim.