ŞENAL SARIHAN (Ankara) - Teşekkür ederim.

Değerli arkadaşlar, zannediyorum, bu ortak yaptığımız son toplantı olabilecek, bir toplantı daha belki yapamayabiliriz.

BAŞKAN - Yapacağız, bir toplantı daha yapacağız.

ŞENAL SARIHAN (Ankara) - Peki.

Belki söyleyeceklerimi oraya da saklamam gerekiyor ama yine de çok kısa başlıklarla ifade etmek isterim.

BAŞKAN - Bu konularla ilgili mi?

ŞENAL SARIHAN (Ankara) - Komisyonumuzun çalışma tarzıyla ilgili.

BAŞKAN - Arzu ederseniz eğer, bu konuları görüştükten sonra tekrar söz vereceğim, yani genel konularla ilgili yine söz alabilirsiniz, şu faslı bir şey yapabilirsek cezaevleri konusuyla ilgili... Takdir sizin tabii ki.

ŞENAL SARIHAN (Ankara) - O zaman o konuda bir tek cümle söylemek isterim.

Şimdi, değerli arkadaşlar, burası İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu. Bu sebeple de bizi birleştiren temel neden insan hakları alanında çalışma yapmak. Şimdi, İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu biraz İnsan Hakları Derneğine, İnsan Hakları Vakfına ya da "insan hakları" başlığı taşıyan diğer kuruluşlara benziyor. Eğer siz insan hakları alanında çalışmak üzere yola çıkmış iseniz bu sizin bütün siyasi görüşlerinizden arınarak ihlal iddialarına yaklaşmanızı gerektiriyor. Burada Komisyonumuza hâkim olması gereken anlayışın ve dilin bu olması gerektiği inancındayım.

Elbette ki biz kendi yapımız nedeniyle, bir de var olan yasalar çerçevesinde değerlendirmeler yapacağız. Örneğin Ceza İnfaz Yasası ne diyor? Bize gelen istemler Ceza İnfaz Yasası karşısında ya da cezaevleriyle ilgili tüzükler, yönetmelikler karşısında talep edilebilir şeyler mi, yoksa gerçekten ideolojik talepler mi? Bu ölçülerle gittiğimiz her yere... Biz yakında Sayın Atay Bey'le birlikte geri gönderme merkezlerine gittik. Geri gönderme merkezlerine giderken geri gönderme merkezlerinin yasal statüsü hakkında, buradaki durumun hangi ölçü çerçevesinde gelişebileceği, taleplerin hangi hukuki sınırlar içinde ve aynı zamanda temel insan hakları çerçevesinde incelenebileceği konusunda eğer bir bilgi donanımıyla gitmezsek bunun da bir eksiklik yaratacağını düşünüyorum. Çok özür dileyerek, bu diğer söyleyeceklerimi saklayarak ifade etmek istiyorum. Yapmamız gereken şeyin kendimizin de sorun alanlarıyla ilgili daha ayrıntılı, daha yansız, daha tarafsız ve insan hakları temeli üzerinden hem iç hukukumuzda hem de uluslararası hukuktaki değerler üzerinden, yola çıkmamız gerektiğini düşünüyorum. Bu yanıyla şundan mutlu olduğumu söylemek isterim: Biraz önce arkadaşlarımız "22 konuda resen başvuruda bulunduk." diye ifade ettiler. Bu resen başvurulan konular elbette ki ihlallerle ilgiliydi ama örneğin şu konuda bir başvuru yaptık mı diye düşündüm: Ankara içinde, Türkiye içinde, insan hakları konusunda çok temel bir nokta olan Yüksel Caddesi'ndeki İnsan Hakları Anıtı'nın bugün bariyerlerle hâlâ çevrili duruyor olmasının hem Türkiye'nin imajı yönünden hem Meclisimizin imajı yönünden bir olumsuzluk yarattığı konusu üzerinde de durduk mu? Değerli Başkanımız o konuda herhangi bir müdahalede bulundu mu?

Bütün diğer söyleyeceklerimi saklayarak Komisyon çalışmaları yapan arkadaşlara teşekkür etmek istiyorum. Ancak şöyle bir şey olabilseydi Değerli Başkanım, daha sık toplanabilseydik İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu olarak ve her komisyon, her ortak toplantımızda kendi çalışmaları hakkında bize bilgi aktarabilseydi herhâlde çok daha verimli bir çalışma yapmak mümkün olabilirdi. Artı, alt komisyonların toplantıları hepimize usulen duyurulabilmiş olsaydı -zorunlu değil elbette ama- hani biz de ilgi duyuyorsak gidip o komisyonların çalışmalarını izleyebilirdik yani Komisyon üyesi olmayanlara demek istiyorum. Sayın Başkan, Komisyon üyesi olmayanlara diyorum, Komisyon üyesi olmayanlara da bugün şu toplantı var diye duyurulabilseydi belki izleme ve katkı yapma imkânımız olurdu.

Şimdilik arkadaşlarımın özellikle milletvekili arkadaşlarla konuşulması konusundaki istemlerine de katıldığımı ifade ederek teşekkür ediyorum.