| Komisyon Adı | : | İNSAN HAKLARINI İNCELEME KOMİSYONU |
| Konu | : | Hükümlü ve Tutuklu Hakları Alt Komisyonunun Muğla Açık ve E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumları İnceleme Raporu |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 08 .11.2017 |
ZEYNEP ALTIOK (İzmir) - Teşekkür ederim.
Aslında, söz alma ihtiyacımın bir bölümünü Şenal Hanım kapsamış oldu.
Bu cezaevlerinde yabancı tutukluların lisan problemiyle ilgili, özellikle hak savunucularını cezaevinde ziyaret ettiğimizde, şimdi tahliye edildikleri için sorun ortadan kalktı ama bir gündem olarak buraya getirmemiz gerekiyordu eğer tutukluluk hâli devam etseydi. Başkalarının haklarına yönelik bir saptama olduğu için paylaşmak istiyorum. Elbette, tercümanla çözülmesi gereken bir iletişim problemi olduğu aşikâr ama bunun yanı sıra, örneğin psikolojik bir sıkıntı geçiriyordu Ali arkadaş. Bir tercüman aracılığıyla psikolojik yardım almak da çok olası ve mümkün değil. Dolayısıyla ehil bir düzeyde iletişim kurabileceği lisan bilen bir psikoloğun özel olarak kendisini tedavi amaçlı kabulünün sağlanabilmesi yönünde bir geliştirme ya da bir hak verilebilmesi anlamlı olur diye biz not etmiştik onun ihtiyacı doğrultusunda, bize ilettiği talepler doğrultusunda. Evet, kişisel olarak oradan çıkmış bir şeydir ama önemli bir şey olduğunu düşünerek koymak istiyorum.
BAŞKAN - Onu takip etmiştik, netice almıştık o konuda.
ZEYNEP ALTIOK (İzmir) - Evet ama kalıcı, birçok başka yabancı uyruklunun da kendi dilinde belki hizmet alabileceği psikolojik bir yardım olanağının sağlanması anlamlı olur.
Bir de temel eğitimle ilgili bir ihtiyaç olduğu aşikâr ama bunun yanı sıra, özellikle hüküm giyen insanların o içeride geçirdikleri durumu tekrar topluma kazanım ya da kendilerine de bir katkı sağlamak amacıyla işte yüksek lisans yapmak, doktora programı yapmak, bir şekilde dâhil olabilmek gibi talepleri var. Buralarda bazı dokümanın, okuyup çalışacakları işte kitapların, vesaire teminiyle ilgili sorunlar yaşadıklarını çeşitli yerlerde birçok kez gözlemledik, bize iletilen sorunlar arasında bu da var. Bir şekilde hani buna olanak sağlanabilirse yerinde olur diye düşünüyorum.
Bir de herhangi bir tartışmayı yeniden başlatmak için değil ama aslında kavramların tanımlarından neler anladığımızda ayrışmıyor olmamız gereken bir zeminde birlikte olduğumuzu düşünüyorum. Örneğin, "ziyaret" kelimesi birisini kutsamak, olumlamak, tebrik etmek gibi algılanmasın, inceleme yapmak da -suçu ne olursa olsun- en karşısında olduğumuz grubun dahi haklarının ihlal edilmediğini görmek anlamında onlarla bir temasa girmek için olasılık sağlar yoksa zinhar "Belli bir kesimi reddediyoruz, buraya gitmiyoruz" gibi bir tutum zaten temel bir hak koruyuculuğu ya da gözlemi ve incelemesine peşinen bir kapı kapatmak anlamına gelecektir. Keza, birçok konu geçtiği için söylüyorum, insanların acılarının da kimler tarafından en iyi anlaşılabileceğini, örneğin bir mağdur olarak beni kimin en iyi anlayabileceğine herhâlde en iyi ben karar verebilirim diye düşünüyorum. Kayıtlara geçmesi açısından paylaşmak isterim.
Teşekkür ederim.