| Komisyon Adı | : | SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Helal Akreditasyon Kurumu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı (1/886) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 19 .10.2017 |
MEHMET UĞUR DİLİPAK (Kahramanmaraş) - Öncelikli olarak, Sayın Bakanım, değerli bürokratlarımız, sayın vekillerimiz, iş dünyasının değerli temsilcileri; hepiniz hoş geldiniz.
Tabii ben bize yapılan bilgilendirme sunumuyla başlamak istiyorum. Şu bilgilendirme sunumumuz. Burada bakın yüzde 100 helal diye bir şey var. Endonezya'dan, işte, İngiltere'den, Amerika'dan birçok kafa karışıklığı. Hangisinin helal noktasındaki hassasiyetleri neler? Esasında bu kanunun çıkma sebebi, bu hassasiyetlerin, bu helal sertifikası verenlerin bu şartlara uyup uymadığının Helal Akreditasyon Kurumuyla yani daha önce SMIIC vasıtasıyla yapılan işlemlerin Helal Akreditasyon Kurumuyla bir nizama, bir intizama konulması. Yoksa, burada, benim anladığım, Helal Akreditasyon Kurumu herhangi bir şekilde bir yere bir sertifikalandırma yapmayacak, sertifikalandırılmış olan firmaların sertifikasyon şartlarına uyup uymadığını kontrol edecek. Yani, bu, TÜRKAK gibi. Şimdi, biz, hepimiz burada TÜRKAK'ı konuşuyoruz. Türkiye belki ileriki aşamalarda... Büyük Türkiye'yi düşünürken bizim bunları da düşünmemiz lazım. TÜRKAK'a şimdi herkes diyor ki: "Belli bir standardı var, TÜRKAK standartlarına uyalım, CE standartlarına uyalım." Biz üç hafta önce Paris'e gittiğimizde -sayın vekillerimiz de vardı- orada Türkiye'den çelik kapı getirildiğinde, CE standartlarına uygun çelik kapı getirildiğinde Fransız normlarını istemişler. Yani esasında eğer bir zorlama, farklı bir şey olacaksa zaten bunu yapıyorlar. Yani bu pazara girmemizi istemiyorlarsa çelik kapıda olduğu gibi veya başka bir standartta ya gümrük duvarını ya başka bir şeyi... Ama burada Helal Akreditasyon Kurumu esasında yani sanki bir sertifikasyon sistemini kendisi verecek, Türkiye'de Helal Akreditasyon Kurumu oluşacak, bunlarda ne helal, ne helal değil, böyle bir şey yapmayacak bu kurum.
TACETTİN BAYIR (İzmir) - Şu anda TSE yapıyor bunu ama değil mi?
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - TSE yapıyor, evet.
TACETTİN BAYIR (İzmir) - Türk Standartları Enstitüsü şimdiki helal standartlarında üretimdekini veriyor şu anda.
MEHMET UĞUR DİLİPAK (Kahramanmaraş) - Ama bakın, şu anda, o zaman İngilizlerin şuna karşı çıkmaları lazım, demeleri lazım ki: "Kardeşim, bizim TÜRKAK'ımız var, bizim -işte, İngiltere'nin normu neyse- şuyumuz var. Bu Helal Akreditasyon Kurumu nereden çıktı kardeşim?" Demiyorlar. Ne diyorlar? "Eğer böyle bir ihtiyaç varsa biz bunu yapalım." diyorlar. Yani mesela Yahudiler koşer gıdayla birçok şeyleri Yahudi standartlarına uyup uymadığını... Bu koşerlerle ilgili bu zamana kadar biz herhangi bir şekilde tasarım veya bir tasarruf alıp "Yahu kardeşim, koşer Türkiye'ye giremez." dediğimiz oldu mu? Olmadı. Yani bu Yahudi vatandaşlarımızın en doğal hakkıdır, bunu da yapmak da en doğal... Ya burada, esasında, Malezya'daki, atıyorum, Avustralya'daki, burada baktığımız zaman, Endonezya'daki, Amerika'daki, İngiltere'deki, baktığımız zaman, Brunei'deki, Malezya'daki birçok helal akreditasyon kurumu verdi, tamam da, bu adam bu standarda uyuyor mu? Ben de çıktım, yarın çıktım, dedim ki: "Uğur Dilipak helal akreditasyon diye bir şey yaptım." Yani bunu kim denetleyecek? Mesela TÜRKAK'ı koyarken biz ne diyoruz? Mesela Türkiye'de de TÜRKAK'ın yetkilerini kullanan, akreditasyon veren firmalar var. Yani ofisleri var ve gittiğiniz zaman size TÜRKAK'ın standartlarını dayatıyorlar ama şu anda geldiğimiz noktada TÜRKAK standartları ile bu helal standartlarının birbiriyle çakıştığı farklı konular var ama bu konuların dünyada gerek Müslümanların... Ben mesela yurt dışına gittiğimde özellikle bu konularda hassas davranıyorum yani domuz eti var mı, yok mu diye. Gittiğimiz zaman özellikle balık eti daha çok yemeye şey yapıyoruz ama diğerlerinde de güvenilir mi, güvenilmez mi diye bir tedirginlik yaşıyoruz. Ama bu, helal akreditasyonunu tamamlamışsa, ben orada helal akreditasyonu yapan şeyin benim standartlarıma uyup uymadığını nereden bileceğim? Bunu tıpkı TÜRKAK gibi Helal Akreditasyon Kurumu vasıtasıyla bu standartların belli bir norma... Ha bu kurum belki şu anda ilk kuruluş aşamasında, Türkiye'de ilk defa kuruluyor, dünyada da ilk defa kuruluyor. Bunun kendi içerisinde belki kanunsal olarak eksiklikleri olabilir yani ileride bunları hep birlikte yaşayacağız. Belki bizim Komisyona ileride "Ya biz bu kadar dünya geneline hitap eden bir Helal Akreditasyon Kurumu kurduk ama bunda şu düzenlemeye de ihtiyacımız var." diyeceklerdir muhtemelen çünkü ilk defa uygulanan bir sistem ve bu eksikliği de gidermek için belki yeni kanunlar, yeni yönetmeliklerin çıkarılmasıyla alakalı bir sistem değişikliği de gelebilir.
Yani benim demek istediğim şu: Helal Akreditasyon Kurumu herhangi bir şekilde bir akreditasyon verme kurumu değil. Sadece bu akreditasyonu almış yerlerin standartlarını belirlemek için bir kurum yani tıpkı TÜRKAK gibi.
AHMET KENAN TANRIKULU (İzmir) - Kimse okumamış mı Sayın Başkan?
MEHMET UĞUR DİLİPAK (Kahramanmaraş) - Yani bunu aşağı indirgeyerek ya işte yok "Şu helal mi, haram mı?" denmesini çok anlamlı bulmuyorum.
Teşekkür ediyorum.