| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin, 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/887) ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/861) hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 09 .11.2017 |
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) - Saygıdeğer Başkanım, Plan ve Bütçe Komisyonumuzun çok değerli üyeleri; hepinizi saygıyla selamlıyor, yorucu bütçe sürecinde Plan ve Bütçe Komisyonumuzun ortaya koyduğu özverili çalışmalardan dolayı Sayın Başkana ve saygıdeğer Komisyon üyelerine teşekkür ediyor ve kolaylıklar diliyorum.
Ekonomi Bakanlığımızın temel misyonu dünya tarihinde pek çok müreffeh ülkenin başardığı gibi ülkemiz üretimini dünya pazarlarında en rekabetçi seviyeye getirerek ekonomik gelişimin ve kalkınmanın temin edilmesidir. Ekonomimizin yüksek büyüme trendini koruyup daha da geliştirilmesi ve orta gelir tuzağına takılmadan yolunda kararlı adımlarla ilerlemesi için dış ticaret yapımız ve yatırım ilişkilerimiz kritik önem arz etmektedir. Küresel ekonomiyle entegre biçimde ulusal ekonomimiz ve millî üretimimizin kapasitesinin en etkin şekilde kullanılması ve geliştirilmesi için çalışmalar yürütüyoruz.
Sunumla eş güdüm hâlinde yapacağım konuşmamda öncelikle sizlere kısaca dünya ve Türkiye ekonomisindeki genel görünümle ilgili bilgi verip ardından Bakanlığımızın çalışma alanları, projeleri ve bütçe hedeflerinden de bahsedeceğim.
Bugün, dünyanın önemli coğrafyalarında siyasi, ekonomik ve sosyal değişimlerin yaşandığı çok önemli bir dönemden geçiyoruz. Yakın coğrafyamızdaki ülkelerden, Avrupa'dan Amerika'ya kadar, tüm bu bölgelerde yaşanan gelişmelerin yakından takibi ve etkilerinin öngörülerek, millî politikaların geliştirilmesi büyük önem taşıyor. Gerek Hükûmet gerekse Ekonomi Bakanlığı olarak bizler, bu süreçleri proaktif bir şekilde takip ediyor, tüm muhtemel senaryoları ve bunların etkilerini göz önünde tutarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Geçtiğimiz yıllarda küresel ekonomide görülen zayıf büyüme, küresel ticaret performansını da olumsuz etkiledi. Özellikle doların değer kazanması ve emtia fiyatlarının düşük seyretmesi, küresel ticaretin miktar bazında artmasına rağmen değer bazında azalmasına neden oldu. 2015 ve 2016 yıllarında miktar bazında sırasıyla yüzde 2,6 ve yüzde 1,3 artan toplam mal ticareti hacmine karşılık küresel ticaret değeri söz konusu yıllarda yüzde 13,2 ve yüzde 3,1 oranlarında azaldı. 2016 yılında, küresel ticaret uzun bir aradan sonra ilk defa değer olarak küresel büyümeden daha düşük bir oranda arttı. Dünya ticaretinin 2017'de biraz daha toparlandığı ve yıl sonu itibarıyla miktar bazında yüzde 3,6 düzeyinde artmış olacağı öngörülüyor. 2017 yılı küresel mal ticaretindeki artışın öncüsü ise yüzde 4,7 ihracat artışıyla gelişmekte olan ülkeler olacaktır. Gelişmiş ülkelerin ihracatının ise 2017 yılında yüzde 3 düzeyinde artması bekleniyor. Değer bazında ise küresel ticaret 2015-2016 yıllarında gösterdiği düşüş seyrinin ardından 2017'nin ilk sekiz ayında yüzde 9 arttı. Bu artışta petrol ve emtia fiyatlarındaki yukarı yönlü seyir ve Çin başta olmak üzere küresel talepte görülen artışın etkisi oldu. 2017 yılının ilk sekiz ayında, bir önceki yılın aynı dönemine göre ihracatta ABD'nin yüzde 6,4; Avrupa Birliğinin yüzde 6,7; Çin'in yüzde 7,6 ve Güney Kore'nin yüzde 16,4 artış yaşadığını görüyoruz.
Dünya ticaretine ilişkin, uluslararası kurumlar da tahminlerini yukarı yönlü revize ettiler. Nitekim, Dünya Ticaret Örgütü 2017 yılı için dünya ticaret hacmine ilişkin tahminini 1,2 puan yükselterek 3,6'ya çekti. 2018 yılında ise küresel ticarette yüzde 3,2 oranında da artış bekleniyor. Diğer taraftan, IMF tahminine göre dünya mal ve hizmet ticaret hacminin 2017 ve 2018 yıllarında sırasıyla yüzde 4,2 ve yüzde 4 oranında artması öngörülüyor.
Dünya konjonktüründe son on beş yılda yaşanan zor sürece rağmen ülkemiz ekonomisi bu dönemde çok daha olgun, çok daha sağlam hâle geldi. En önemli ticaret ortaklarımızdan olan Avrupa Birliğinde ise 2017 yılı ekonomik olarak toparlanmanın ivmelendiği bir yıl olmaktadır. Ancak yine de Almanya öncülüğünde toparlanan Birliğin, bu olumlu hareketi tüm Avrupa Birliği ülkelerine yayabilmesi zaman alacak gibi görünüyor. Ayrıca komşu ülkelerimizde yaşanan gerginlikler de henüz sonlanmış değil. Orta Doğu'nun belli ülkeler için bir hesaplaşma alanı hâline gelmiş olması kaçınılmaz olarak da tüm bölge ülkelerini etkiliyor. Küresel ekonomideki önemli oyunculardan birisi olan Türkiye ekonomisini de bu küresel gelişmelerden bağımsız düşünmek mümkün değildir. Küresel gelişmelerin yanı sıra, ülkemizde yaşanan 15 Temmuz hain işgal girişimine rağmen ekonomimiz 2016 yılında yüzde 3,2 büyüdü. 2017 yılında da büyümemiz güçlenerek devam ediyor.
2017 yılı ilk çeyreğinde yüzde 5,2 gibi yüksek bir oranda büyüyen ekonomimiz ikinci çeyrekte yüzde 5,1 büyümüş ve Avrupa Birliği üyeleri arasında en hızlı büyüyen 5'inci ülke olmuştur. Diğer taraftan Türkiye, G20 ülkeleri arasında Çin ve Hindistan'dan sonra en hızlı büyüyen 3'üncü ülke olurken, 35 üyeden oluşan OECD ülkeleri arasında da en hızlı büyüyen ülke oldu. Yılın geri kalanı için öncü veriler değerIendirildiğinde Türkiye ekonomisinin yılın üçüncü çeyreğinde beklentilerin çok üzerinde büyümesi öngörülmektedir. Dördüncü çeyrekte büyümemiz bir miktar hız kaybetse de yıl genelinde ekonomimizin yüzde 6'nın üzerinde güçlü bir büyüme yakalayacağını da düşünüyoruz.
Sayın Başkan, saygıdeğer üyeler; 2017 yılının ilk yarısında göstermiş olduğumuz güçlü performansın ardından uluslararası kuruluşlar ülkemizle ilgili büyüme tahminlerini yukarı yönlü revize etmeye başladılar. Örneğin IMF 2017 yılında 3 defa revize tahmininde bulunmuş, üçüncü revizesinde de büyüme beklentimizi 2,6 puan yukarı çekmiş ve yüzde 5,1 olarak açıklamıştır. Eminim yıl sonu geldiğinde bunun da tutmadığını göreceğiz. Bir diğer büyüme güncellemesi ise Dünya Bankasından geldi. Dünya Bankası, ülkemizin 2017 yılı büyüme tahminini 0,4 puan yukarı çekerek yüzde 4'e yükseltti. Ayrıca Dünya Bankası, üçüncü çeyrek büyümesinden sonra büyümeyi tekrar yüzde 5 düzeyine revize edeceğini de söyledi. Rahatlıkla iddia edebiliriz ki yıl sonu verileri açıklandığında çoğu uluslararası kuruluşun yanıldığını, Türkiye ekonomisinin dinamiklerini yeterince dikkate almadıklarını hep birlikte göreceğiz.
2017 yılının ilk yarısı büyüme verilerinde bizi en çok memnun eden noktalardan birisi de yüzde 5,1'lik büyümeye net ihracatın yüzde 2, yatırımların ise yüzde 1,9 puan katkı sağlaması oldu. Şurası çok net ki Türkiye'nin önümüzdeki yıllarda büyüme hikâyesi net ihracata, yatırımlara ve üretime dayalı olacaktır. Ekonomi Bakanlığı olarak tüm politikalarımızı bu ideal doğrultusunda şekillendiriyor ve uyguluyoruz.
Küresel ticaretteki görece olumsuz tablo, jeopolitik ve siyasi risklere rağmen 2016 yılı dış ticaret anlamında da başarılı geçti. Küresel ihracat değerinin yüzde 3,1 daraldığı bir yılda ihracatımız hemen hemen sabit kalarak 142,5 milyar dolar olarak gerçekleşti. Diğer taraftan, ithalatımız yüzde 4,2 gerileyerek 198,6 milyar dolar oldu. Böylece dış ticaret açığımız yüzde 11,5 gerileyerek 56,1 milyar dolar olurken ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 69,4'ten yüzde 71,8'e yükseldi.
2016 yılında miktar bazında yüzde 1,3 olarak gerçekleşen küresel ticaret artışının üzerinde bir performans sergileyerek ülkemiz ihracatı bir önceki yıla kıyasla yüzde 3,7 artış kaydetti. Bir başka deyişle, 2016'da daha fazla mal satmamıza rağmen dolar kuru ve emtia fiyatı gelişmelerine bağlı olarak değer bazında ihracatımız bir miktar azaldı.
Tüm bunları ifade ettikten sonra şu hususu da hatırlatmakta fayda görüyorum: Türkiye'nin genişletilmiş ihracatı. Genişletilmiş ihracat derken mal, hizmet, serbest bölgelerden gerçekleşen ve bavul ticareti yoluyla yapılan tespit edilmiş net ihracattan bahsediyoruz. 2016 yılında 189,9 milyar dolarlık genişletilmiş ihracat tutarına ulaşıldı. 198,6 milyar dolar olan 2016 yılı ithalatımız ise aynı şekilde hesaplandığında 215,9 milyar dolar seviyesine çıktı ve dolayısıyla 2016 yılı dış ticaret hacmimiz 406 milyar dolar oldu. Buradan yola çıkarak da ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 71,8 değil, yüzde 88 olarak gerçekleşti. Buradaki hasıla hedefimiz yüzde 100'ler seviyesine varmaktır.
2017 yılında, ilk on aylık dış ticaret verilerine bakacak olursak, ilk on ayda gerek ihracat gerekse ithalat anlamında ciddi bir artış olduğunu görüyoruz. Geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 10,4 artan ihracatımız 129,1 milyar dolara gelirken ithalatımız ise yüzde 16,5 artışla 190,3 milyar dolara ulaştı. Ayrıca miktar bazında ihracat miktar endeksinin ilk sekiz ayda yüzde 11 oranında artış gösterdiğini görüyoruz.
Aynı dönemde, işlenmemiş altın hariç tutulduğunda ihracattaki artışımız yüzde 10,4'ten yüzde 12,1'e yükselirken ithalatımızdaki artış yüzde 16,5'tan yüzde 11'e gerilemektedir. Yani ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 67,8'den yüzde 69,7'ye yükselmektedir. 2016 yılı Kasım ayında artmaya başlayan ihracatımız 2017 yılında da artışını hızlı bir şekilde sürdürmüş ve yıllıklandırılmış olarak 2017 yılı Ekim ayı itibarıyla şimdiden 155 milyar dolar seviyesine yaklaşmıştır. Bu artış eğiliminin yılın geri kalanında da devam edeceğini ve 2017 yılının sonunda Orta Vadeli Program'da yer alan 156,5 milyar dolar ihracat seviyesini rahatlıkla aşarak tarihî zirve dediğimiz 157,6 milyar doları da yakalayabileceğimizi düşünüyoruz.
Dış ticaretimizi bir bütün olarak ele aldıktan sonra sektörler özelinde de değerIendirmek istiyorum. 2017 yılı Ocak-EyIül döneminde sektörlerimizin dış ticaret performansına bakıldığında bu bize önemli bir yol haritası gösteriyor. Tekstil-konfeksiyon sektörünün ihracatı 19,8 milyar dolar, ithalatı 9 milyar dolar, dış ticaret fazlası 10,8 milyar dolar. Otomotiv sektörünün ihracatı 17,4 milyar dolar, ithalatı 11,6 milyar dolar, dış ticaret fazlası 5,8 milyar dolar. Tarım ürünleri ihracatı 11,8 milyar dolar, ithalatı 9,1 milyar dolar, dış ticaret fazlası 2,7 milyar dolar. Demir çelik sektörümüzün ihracatı 10 milyar dolar, ithalatı 13,8 milyar dolar, dış ticaret açığı 3,8 milyar dolar. Petrokimya sektöründe ihracat 10,1 milyar dolar, ithalat 26,3 milyar dolar, dış ticaret açığı 16,2 milyar dolar. Makine-elektronik sektörünün ihracatı 15,6 milyar dolar, ithalatı 34,2 milyar dolar, dış ticaret açığı 18,7 milyar dolar. Son olarak, enerji sektöründe ihracat 3,3 milyar dolar, ithalat 26,6 milyar dolar, dış ticaret açığı 23,3 milyar dolar.
Sayın Başkan, saygıdeğer Komisyon üyeleri; ülke gruplarına göre dış ticaretimizin yapısı 2017 yılında da 2016 yılına göre hemen hemen benzer bir tablo sergiledi. 2017 yılının ilk dokuz aylık döneminde Avrupa Birliğine ihracatımız 2016 yılının aynı dönemine göre yüzde 6 arttı, 53,6 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Avrupa Birliğinden ithalatımız ise yüzde 5,6 artarak 60,2 milyar dolar olarak gerçekleşti. Diğer Asya ülkelerine ihracatımız 2017 yılının ilk dokuz aylık döneminde 17,4 artış göstererek 8,2 milyar dolara ulaştı. Bu bölgeden ithalatımız ise 1 puana yakın bir artışla 41,1 milyar dolar olarak gerçekleşti. Yakın ve Orta Doğu ülkelerine ihracatımız yüzde 22,2 oranında ciddi bir artış gösterirken 27,1 milyar dolara ulaştı ama ithalatımız ise yüzde 64,5 oranında arttı ve bu da 15,6 milyar dolar seviyesine yükseldi. Burada ufak bir detay var, o da bölgedeki bir ülkeyle yapılan altın ticaretinden kaynaklanan bir sonuç.
Ülkemizin hem ticaret hem de yatırım anlamında en önemli ortaklarından biri olan Avrupa Birliğinde yaşanacak ekonomik canlanma, ülkemize her zaman olumlu yansımıştır. Hesaplarımıza göre, Avrupa Birliğinde yüzde 1'lik bir büyüme, Avrupa Birliğine olan ihracatımıza da yüzde 3'lük bir artış olarak yansıyacaktır.
Hem 2016 yılında hem de 2017 yılının ilk dokuz aylık bölümünde 81 ilimizin tamamında ihracat gerçekleştirdik. İhracat alışkanlığının, ihracat kültürünün tüm illerimize yayılmış olması bizleri ayrıca sevindiriyor. 2002 yılında İstanbul haricinde sadece 8 ilimizin Türkiye'nin ihracatındaki payı yüzde 1'in üzerindeyken 2016 yılında bu 12 ile yükseldi. 2002 yılında 1 milyar doların üzerinde ihracat yapan il sayımız 5 iken 2016 yılında 15 oldu.
2017 yılının ilk dokuz ayını incelediğimizde, en çok ihracat yapan iller sırasıyla: İstanbul, Bursa, İzmir, Kocaeli, Ankara, Antep, Sakarya, Denizli, Hatay ve Manisa illerimizin tümünün ihracatını artırdığını görüyoruz.
Mal ticaretini bu şekilde özetledikten sonra küresel ticarette giderek önemi artan hizmet ticaretine de müsaadenizle değinmek istiyorum. Bilindiği üzere, Türkiye, hizmet ticaretinde son derece rekabetçi bir ülke konumundadır. Özellikle turizm ve müteahhitlik sektörlerimizin küresel arenada ön plana çıktığını görüyoruz. Bu kapsamda, Ekonomi Bakanlığı olarak mal ticaretinin yanı sıra hizmet ticaretini de en temel faaliyet alanlarımızdan biri olarak görüyor ve çalışmalarımızı da titizlikle sürdürüyoruz.
2016 yılında bölgemizde yaşanan olumsuzluklar, başta turizm ve taşımacılık sektörlerimiz olmak üzere tüm hizmet sektörlerimiz açısından zor bir yıl olmasına neden oldu. 2016 yılında hizmet ihracatımız 37,3 milyar dolar iken ithalatımız ise 21,8 milyar dolar, net hizmet ticareti fazlamız 15,4 milyar dolar olarak gerçekleşti.
2017 yılında hizmet gelirlerimiz turizm öncülüğünde hızla toparlanıyor. Yılın ilk sekiz ayında hizmet gelirlerimiz bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 9,3 artış göstererek 27 milyar dolar seviyesine yükseldi. Hizmet giderlerimiz ise yüzde 0,7 azalışla 14,9 milyar dolara geriledi. Böylelikle net hizmet ticareti fazlamız yüzde 25 artışla 12 milyar dolara yükseldi. Hizmet ihracatımızın yıl sonunda 41,1 milyar dolara yaklaşmasını ve hizmet ticaret fazlamızın da 20 milyar dolar olmasını bekliyoruz.
Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Türkiye ekonomisi 2015 ve 2016 yıllarında cari açıkla mücadelede takdire değer bir performans sergiledi. Cari açıktaki aşağı yönlü hareketle birlikte 2013 yılında yüzde 6,7 olan cari açığın millî gelire oranı 2016 yılında yüzde 3,8'e kadar geriledi. Bu azalmada düşük petrol fiyatları ve ithalattaki azalış kadar disiplinli bir şekilde uygulamakta olduğumuz makro ihtiyati politika tedbirlerimizin de payı oldukça büyüktür. 2013 yılında 79,9 milyar dolar düzeyinde olan dış ticaret açığı 2016 yılı sonu itibarıyla 40,9 milyar dolar seviyesine düştü.
2017 yılı Ocak-Ağustos döneminde ise cari açık geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 19 artarak 27,2 milyar dolar oldu. 2017 yılı sonunda cari açığın millî gelire oranının yüzde 4,6 düzeyinde gerçekleşmesini bekliyoruz. Altın hariç cari açığımız ise daralıyor. Yılın ilk sekiz ayında yüzde 20,3 azalarak 20,9 milyar dolar olarak gerçekleştiğinin altını çizerek burada belirtmek istiyorum. Altın hariç cari açığın millî gelire oranının ise yüzde 3,7 düzeyine gerilemesini öngörüyoruz.
Türkiye olarak üretimin ve ihracatın ithalata bağımlılığını azaltmak, ülkemizdeki katma değeri ve teknoloji altyapısını yükseltmek zorundayız. Bu amaçla, Ekonomi Bakanlığımız, bir yandan üretim, ihracat ve yatırımları artırmaya dönük çalışmalarını sürdürürken aynı zamanda da ithalatı kontrol altında tutarak özellikle yerli üretimi ve üreticiyi gözeten ve kayıran politikalar oluşturmakta ve bu politikaları da yürütmektedir.
Bu politikalar çerçevesinde Bakanlık olarak başlıca önceliklerimiz: Yatırım, üretim, istihdam, ihracat zincirini ülkemize refah getirecek şekilde kurgulamak. İhracatımızın yapısal dönüşümünü, küresel değer zincirinde üst basamaklara çıkacak şekilde sağlamak. Markalaşma sürecini hızlandırmak.Güçlenen Türkiye algısıyla markalarımızı desteklemek. Yatırım ortamını iyileştirip nitelikli doğrudan yabancı yatırımlar çekmek ve böylece uluslararası rekabet gücümüzü artırmak. Ülkemizde daha fazla katma değer yaratıp net ihracatımızın büyümeye katkısını artırmak. AR-GE tasarım ve inovasyona ağırlık veren üretim ile birim fiyatı daha yüksek ihracat yapabilmek. Elektronik ihracatı ihracatçılarımız için daha kolay ve ulaşılabilir kılarak Türk mal ve hizmetlerinin uluslararası piyasalarda e-ihracat yoluyla yer almasını sağlamak. Türkiye'yi dünya geneline hizmet sunan bir elektronik ticaret merkezi hâline getirmek. İthalat bağımlılığımızı azaltıp ithalat politikalarımızı yerli üretim ve sanayiyi desteklemek amacıyla kurgulamak.
Bakanlığımızın üyesi olduğu Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesindeki görevi gereğince gıdada arz ve fiyat dalgalanmalarını azaltmaya yönelik sektör dengesini gözeten dış ticaret uygulamalarının geliştirilmesi çerçevesinde konuyla ilgili diğer kurumlarla koordinasyon içerisinde çalışarak gerekli politikaları oluşturmak. Gıda üreticilerimizin spekülasyon kaynaklı zarar görmemelerini temin etmek.
BAŞKAN - Sayın Bakanım, on dakikamız kaldı, daha sayfa olarak 22'deyiz yani bir on dakika daha uzatırız ama hani gene de bu şekilde giderse vakit her hâlükârda yetmez.
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) - Hızlı bir şekilde özetlemeye gayret göstereceğim Başkanım.
Türk lirasıyla ticareti artırmak, tüm illerin üretim potansiyelini harekete geçirerek bölgesel kalkınmışlık farkını azaltmak, küresel ticari gelişmelerdeki proaktif uyumu sağlamak ve bu çerçevede ileri teknoloji ürün ihracatımızın payını yüzde 4'ten yüzde 15'ler seviyesine yükseltmek. Kültür coğrafyamızla ekonomik ve ticari ilişkilerimizi geliştirip bu ülkelerle daha etkin çalışmaktır.
Bu önceliklerimiz kapsamında şimdi sizlere Bakanlığımızın son dönemdeki çalışmaları hakkında bilgileri hızlıca özetlemek istiyorum Sayın Başkanım. Bakanlığımızca KOBİ düzeyinde başlayıp kurumsallaşma ve küresel marka olma yolunda ilerleyen her seviyedeki ihracatçımıza terzi usulü hazırlanmış destek modelleriyle destek veriyoruz. Mal ihracatına yönelik devlet yardımları çerçevesinde 2016 yılında ihracatçılarımıza aktardığımız destek miktarı 1,7 milyar TL idi, 2017 yılında -bu rakam- bugün itibarıyla 2,6 milyar TL'lik ödeme yaptık.
İhracatçılarımıza verdiğimiz en önemli desteklerden biri de dâhilde işleme izin belgesidir. İthalatımızın yüzde 12,1'ini ihracatçılarımızın re-export yani tekrar ihraç etmek kaydıyla sıfır gümrükle ithal etmelerini sağlıyoruz. Bu 2016 yılında yüzde 12,1, 2017 yılının Ocak-Eylül döneminde ise yüzde 12'si yani 20,3 milyar doları DİR kapsamında ihracatçılarımızın ithal etmesini sağladık.
En temel desteklerimizden birisi de fuar desteklerimiz. İhracatçılarımızın yurt dışında düzenlenen fuarlara katılımları hâlinde firmalarımızı yoğun bir şekilde destekliyoruz. Geçtiğimiz seneye kadar sadece yurt dışında katılan firmalarımızı destekliyorduk, 2016 ve 2017 yılında firmalarımızın yurt içinde de ihracat kaydıyla yaptıkları fuar katılımlarını da destekler hâle geldik. Dolayısıyla 2016 yılının tamamında 237 milyon fuar desteği vermişken 2017 yılının on aylık döneminde 310 milyon TL'lik ödemeyi gerçekleştirdik. Ülkemiz üç kıtanın ortasında olması sebebiyle de yurt içinde düzenlenen ihracat kaydıyla ihracat amaçlı fuarlarımızı da bu yıl ve önümüzdeki yıl çok daha yoğun bir şekilde destekleyerek ülkemizin bölgenin bir fuar merkezi hâline gelmesini de sağlayacağız.
Ekonomi Bakanlığı olarak ayrıca ülkemizin uluslararası EXPO'lara katılımının da koordinasyonunu yürütüyor ve bunu da gerçekleştiriyoruz. 2015 yılında EXPO Milano'ya katılım sağladık. 2017 yılının 10 Haziran-10 Eylül tarihleri arasında EXPO Astana Sürdürülebilir Enerji EXPO'suna da katılım sağladık.
İhracatçılarımızın, yurt dışında iş ağlarını genişletmeleri amacıyla farklı sektörlerde, birçok ülkeye yönelik olarak da sektörel ve genel ticaret programları düzenliyoruz. 2017 yılında 14 ülkeye 11 genel ticaret heyeti, ayrıca 156 heyet organizasyonuyla 70 ayrı ülkeye 180 ziyaret gerçekleştirdik. 2017 yılında düzenlediğimiz 103 alım heyeti programıyla 2.700 yabancı ile Türk firmasını buluşturduk, 25 binin üzerinde görüşme sağladık.
Firmalarımızın yurt dışında... Bu sene itibarıyla, 2017 yılı itibarıyla uygulamaya koymuş olduğumuz en önemli ihracat destek projelerinden bir tanesi de Türkiye Ticaret Merkezleridir. Türkiye Ticaret Merkezlerini şu ana kadar dünyada Dubai'den, İran'dan, New York'tan Frankfurt'a, Londra'ya Moskova'ya kadar 12 ayrı yerde kurduk; bunları en kısa sürede 30'a çıkaracağız. Her Türk ticaret merkezi için ihracatçılarımıza 2,6 milyon dolar yıllık destek veriyoruz.
Bir diğer stratejik destek alanımız markalaşma ve marka tasarım konuları. 21'inci yüzyılın küresel ekonomik koşullarına katma değerli ürün ihracatımızın artırılmasının temini için markalaşma ve tasarım desteklerini olmazsa olmaz olarak görüyoruz. Turquality Programı kapsamında bugüne kadar 150 firmamızın 160 markasını destekledik. Ayrıca, Marka Programı kapsamında ise 77 firmanın 77 markasını da destekledik. Bugüne kadar 2,1 milyar TL'lik destek sağlandı; bununla da firma başına ortalama olarak 9,3 milyon TL destek alındığını söyleyebiliriz. Bu bağlamda, Türkiye'nin tasarım kültürünün oluşturulmasına yönelik organizasyonlara da yoğun destek veriyoruz. Ayrıca reklam, tanıtım ve pazarlama destekleri de veriyoruz. Ayrıca, şirketlerimizin moda, tasarım ve ürün geliştirme projelerine de destek veriyoruz; her bir proje için 1,4 milyon dolara kadar çıkabilen desteklerimiz var.
Ayrıca, 2017 yılı itibarıyla 19 adet tasarım yarışması düzenledik. Buradaki gençlerimizden her yıl 60 öğrencimizin bir yıl boyunca yurt dışında çok önemli uzmanlık okullarında eğitim görmelerini de Ekonomi Bakanlığı olarak sağlıyoruz.
Tasarım ve inovasyon etkinlikleri markalaşmanın ülkemizde bir kültüre dönüşmesi için en önemli organizasyonlardandır. Bunun için de inovasyon haftaları ve tasarım haftaları etkinliklerimiz var. Şu anda bile, 8-12 Kasım arasında, tasarım etkinlikleri İstanbul'da Lütfi Kırdar Kongre kültür Merkezinde bu sene yaklaşık olarak 50 bin kişinin katılacağı bir etkin olarak devam ediyor.
Ayrıca, Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesi Desteği de önemli desteklerimizden bir tanesi. Hâlihazırda 185 adet projeyi destekliyoruz. 2017 yılında bu destek için de, bu program için de 42,5 milyon TL'lik bir destek sağladık.
Sayın Başkanım, değerli üyeler; küresel ticaretin son yıllarda en fazla gelişim gösteren alanlarından bir tanesi olan elektronik ticaretle ilgili etkin destek mekanizmalarını da hayata geçirdik. Küresel ticaret hacmi son dört yılda 630 milyar dolardan 1,6 trilyon dolara; toplam perakende içindeki payı da yüzde 4'ten yüzde 8'e ulaştı; bu dört yılda gerçekleşti bu. 2021 yılında bu oranın yüzde 13 seviyesine ulaşmasını bekliyoruz. 2020 yılında küresel elektronik ticaret hacminin yüzde 64'ü gelişmekte olan ülkeler tarafından sağlanacak. Dünyada sınırlar ötesi elektronik ticaret hacminin 400 milyar dolara ulaştığı görülüyor. Bu rakamın 2020 yılında 1 trilyon dolar sınırına yaklaşması öngörülüyor. Ülkemizde ise 2016 yılı itibarıyla 17,5 milyar TL'ye ulaştığını görüyoruz. 2012 yılında yüzde 1,7 olan e-ticaretin toplam perakendedeki payının yüzde 3,5'a yükseldiğini görüyoruz. Bu sebepten dolayı da Bakanlık olarak, Hükûmet olarak e-ticaret sitesi üyelikleriyle ilgili giderlerin yüzde 80'ini karşılayarak, firmalarımıza mali destek vererek hem yüklerini hafifletiyoruz hem de bu yıl sonu itibarıyla, 2017 sonu itibarıyla 10 bin ihracatçımızın elektronik ticaret sitelerine üye olmalarını sağlayacağız.
Otomotiv, havacılık ve uzay, savunma gibi endüstrilerde ölçek ekonomisi yakalanmadan uluslararası pazarlarda rekabet avantajı sağlanamamaktadır. Bu avantajı yakalamanın çözümü global ölçekli firmalarla daimî tedarikçi ilişkisi kurmaktır. Bu uzun, zahmetli ve masraflı bir süreçtir, hepimizin malumu; onun için, firmalarımızın bu büyük küresel şirketlerin tedarik zincirlerine dâhil olabilmesi için de Küresel Tedarik Zinciri proje desteği veriyoruz. Bu giderlerine, proje ve firma bazında, 1 milyon dolara kadar destek veriyoruz. Bu proje bazında bunun da çok güçlü bir şekilde sonuçlarını almaya başladık.
Aynı zamanda diğer bir önemli desteğimiz de: İleri teknolojiye sahip ve ülkemize teknoloji transferi sağlayacak, yurt dışında yerleşik şirketlerin satın alınmasına yönelik mali, hukuki danışmanlık hizmetlerine ilişkin giderleri yüzde 75 oranında ve 500 bin dolara kadar destekliyoruz. Buna ilaveten, şirket alımlarında kullanılan kredi faizlerinin TL cinsinden 5 puanını, döviz kredileri ve dövize endeksli kredilerde 2 puanını toplamda 3 milyon dolara kadar karşılıyoruz. Yeni çıkardığımız bir düzenlemeyle de, aynı şekilde, firmalarımızın yurt dışından marka satın almalarını da yine 2 milyon dolara kadar destekleyeceğiz.
Sayın Başkan, değerli üyeler; sizlere dış ticaret ve yatırımlarımız açısından çok kritik bir kurumumuz olan ve Bakanlığımızın bağlı kuruluşu Türk Eximbankın faaliyetleri hakkında da bilgiler vermek istiyorum.
Otuz yıldır Türkiye'nin tek resmî destekli ihracat kredi kuruluşu olarak ihracatçılara finansman desteği veren Türk Eximbank bugün Türkiye'de her 100 dolarlık ihracatın 25,3 dolarını finanse ediyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Bakanım, buyurunuz.
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) - Eximbank, bankacılık sektörü tarafından verilen ihracat kredilerinin yüzde 46'sını tek başına sağlamaktadır. Kredi bakiyesine göre tüm bankalar arasında 10'uncu sırada yer almaktadır. Banka yüzde 93'lük kredi/aktif oranıyla da sektörde 1'incidir.
Türk Eximbank, 2017 yılının ilk on ayında 20,4 milyar doları kredi, 12 milyar doların üzerinde de sigorta desteği olmak üzere toplam desteğini yıllık bazda 16 puan artırarak 32,5 milyar dolara yükseltti. 2017 sonu itibarıyla Türk Eximbank'ın kredi programlarından yararlanan ihracatçı sayısı yıllık bazda yüzde 16 artarak 7.333'e, sigorta desteğinden faydalanan ihracatçı sayısı yüzde 14 artarak 2.891'e yükseldi.
Banka, hâlihazırda, 2016 yılı sonuna göre müşteri sayısını önemli ölçüde artırdı. Toplam müşteri sayısı ekim sonunda, yıllık bazda yüzde 15 artarak, 8.789'a ulaştı. Bu firmaların yüzde 59'u da KOBİ'dir.
Türk Eximbank ihracatçılara doğrudan erişmek amacıyla organizasyon yapısını da değiştiriyor. Bu kapsamda, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu'nda yaptığımız önemli bir değişiklik sayesinde Eximbankın ticari bankalar gibi hareket etmesi ve kredi, analiz ve tahsis birimleri kurulması sağlandı.
Ayrıca, Hazine Destekli Kredi Garanti Fonu-Portföy Garanti Sistemi kapsamında Haziran 2017'den itibaren, banka teminat mektubu dışındaki teminatlarla da kredi kullandırmaya başladık. Daha fazla ihracatçıya ulaşılması amacıyla banka şube sayısı da artırılıyor. Bu kapsamda, 2017 yılında ilk ihracatta toplamda 20 ilimiz noktasında şube açacak. Türk Eximbank 2017 yılı sonu itibarıyla ihracatçılara sağladığı finansman desteğini 40 milyar doların üzerine çıkaracak; böylece 2017 yılı sonu itibarıyla 100 dolarlık ihracatın 26 dolarını kredilendirmiş olacak.
Banka için 2018 yılı için koyduğumuz hedefler var. 2018 yılında yüzde 15'lik bir artışla 46 milyar dolarlık bir hacme ulaşmasını hedefliyoruz; böylece 2018 yılında 100 dolarlık ihracatın 27 veya 28 lirasını finanse etmesini hedefliyoruz. Bu hedefe ulaştığımız zaman da hepimizin gurur duyacağı bir banka hâline gelerek dünyada 1 numara olacak. Yani, şu anda Güney Kore'nin arkasından 2'nciyiz; inşallah dünyada Güney Kore'nin önüne geçerek de 1 numara oluruz.
Ayrıca, Eximbank 1 Kasım 2017 tarihi itibarıyla İslam ülkeleri ihracat destek kuruluşlarının Eximbanklarının Genel Sekreterlik görevini de üstlenmiş oldu. Öte yandan, ABD, İngiltere ve İtalya gibi gelişmiş ülkelerle de Eximbankımız ortak operasyonlar veya ortak projelere finansman sağlıyor. Ayrıca, ihracatçılarımızın yeni pazarlara, yeni müşterilere ihracat yaparken üstlendikleri risklerin Eximbank tarafından daha cesaretle sigortalanmasını teminen de hazine olarak yani Hükûmet olarak da destekler veriyoruz, diyoruz ki: "Bu risklere biraz da cesaretle gir. Zarar olursa bunun da karşılığı biz vereceğiz." Tüm bunlara ilaveten müteahhitlik firmalarımızın da yurt dışında üstlenecekleri projelerdeki en önemli destek kuruluşumuz Eximbanktır.
Sayın Başkan, değerli Komisyon üyeleri; Türk Eximbankın yurt dışında faaliyet gösteren müteahhitlerimize en son vermiş olduğu önemli bir desteği de sizlerle burada paylaşmak istiyorum. Bir müteahhidimiz yurt dışında bir proje aldığında bu projede kullanacağı malzemeyi Türkiye'den Türk malı olmak kayıt ve şartıyla ithal ettiğinde üç yüz altmış günü aşmayacak şekilde sıfır faizle kredilendiriyoruz bu satın almalarını. Türk Eximbank 2017 yılında müteahhitlerimiz tarafından da yurt dışında üstlenilen 4 projeye 850 milyon dolar tutarında kredi açtı.
Sayın Başkanım, değerli Komisyon üyeleri; ihracatçılarımızın yıllardan beri bizden istemiş oldukları yani yurt dışında seyahat ve ulaşımla ilgili en önemli konulardan bir tanesi de yeşil pasaporttu. 11 bin civarında hak sahibi ihracatçımıza yeşil pasaport verme imkânı getirdik. Şu anda 5.788 pasaport almaya hak kazanan, işlemlerini tamamlayan vatandaşımız var.
Bakanlığımız tarafından iki yıllık dönemler içinde hedef olarak öncelikli ülkeler belirleyerek ihracat politikası araçlarımızın sayısı ve zenginliğinin arttırılması, yenilikçi pazarlama faaliyetleriyle zenginleştirilmesini de ayrıca hedefliyoruz.
Sayın Başkanım, çok değerli üyeler; şimdi sizlere yine ihracat ekseninde kalarak, ihracatımızı etkileyen ticaret politikası önlemlerinden de, dünyada da bu önlemlerden de bahsetmek istiyorum. Dünya genelinde 2007-2016 yılları arasında, dönemde toplam ticaret politikaları önlemleri yani ticaretin önüne konulan engeller yüzde 70 oranında arttı. Küresel ölçekte antidamping ve sübvansiyon önlemleri prensip itibarıyla haksız rekabeti önleme amacıyla uygulanan önlemler olsa da son yıllarda haksız rekabet yaratmayan ithalata karşı da uygulandığını görüyoruz. 2017 yılında Türkiye'ye karşı uygulanan bu önlemlerin ihracatımız içindeki payı 939 milyon dolardır. Buna karşı da her türlü önlemimizi alarak, biz de mekanizmalarımızı geliştirerek devam ediyoruz. Bahse konu ticaret politikası önlemlerin uygulanmasını temel teşkil eden soruşturmalar sürecinde ülkemizin herhangi bir önlemle karşılaşmaması için millî çıkarlarımız doğrultusunda uluslararası alanda haklarımızı çok taraflı platformlarda koruyoruz. Ayrıca, daha proaktif bir yöntemle de İran, Rusya ve Mısır örneklerinde olduğu gibi ülkemize karşı alınan tedbirlere mütekabiliyet prensibi çerçevesinde karşılık vermekten de çekinmiyoruz. Kararlı tavrımız sayesinde olumlu sonuçlar aldığımızı da görüyoruz.
Firmalarımızın ihracat pazarlarımız hakkında doğru ve güncel bilgiye hızlı ve tek bir başvuru noktasından ulaşabilmelerini sağlamak için hazırladığımız ülke raporları ve web sitemiz de firmalarımızın hizmetindedir.
Son dönemde, bu yıl içinde, 2017 yılı içinde Nisan ayında başlatmış olduğumuz Ekonomi Bakanlığı personelimizin, çalışanlarımızın her turda başında bir müsteşar yardımcısı, tüm genel müdürlerimiz, genel müdür yardımcıları ve daire başkanlarıyla Türkiye'yi karış karış dolaşıyoruz ve bütün şehirlerimizde firmalarımızla üretim alanlarında, ticaret alanlarında kendilerini ziyaret ediyoruz ve onlarla aynı havayı soluyoruz. Kendileriyle kurduğumuz bu bağ bizim için gerçekten son derece önemli. Gerek onlara yardımcı olmak gerekse Ekonomi Bakanlığı olarak bizim de en önemli beslenme kaynağımız hâline geldi. Bu kapsamda, 2017 yılında 25 il ve 2 ilçemizi, toplam 1.109 firmamızı ziyaret ettik. Hedefimiz, yıl sonuna kadar 40'ı aşkın ilimizde 1.500'ün üzerindeki firmamızı ziyaret etmek istiyoruz.
Sayın Başkan, değerli üyeler; elektronik ticaret alanına verdiğimiz desteklere biraz önce değinmiştim ama önemi nedeniyle elektronik ticaret konusunu biraz daha açmak istiyorum. İnternet üzerinden yapılan işlemler arasında özellikle perakende elektronik ticaret hem ülkemizde hem de dünyada taşıdığı potansiyeli önemli bir büyüme ivmesine çevirmiştir. Potansiyel müşterilere internet aracılığıyla ulaşmaya, arama motorlarından yararlanmaya da başladık. Elektronik ticaret platformları bu gelişmeleri de takip etti. 2015 yılında dünya genelinde işletmeden tüketiciye, elektronik ticaret yüzde 20 büyüdü ve 2,3 trilyon dolarlık bir seviyeye ulaştı. 2017 yılında yaklaşık 1 trilyon 850 milyar dolarlık bir rakama ulaştı, 2020 yılında ise bu yaklaşık olarak 4 trilyon dolara ulaşacak. Bölgesel olarak bakıldığında elektronik ticaret hacminin en yüksek olduğu bölge 1 trilyon dolarla Asya Pasifik, 644 milyar dolarla Kuzey Amerika, 505 milyar dolarla Avrupa ve Latin Amerika, Orta Doğu ve Kuzey Afrika şeklinde devam etmektedir. Yani bu şu demek: İngiltere, Fransa ve Güney Kore gibi üç ülkenin toplam ekonomilerinden daha büyük bir ticaret hacminden bahsediyoruz bugün dünyadaki elektronik ticaret hacmi.
Bir kıyaslama yapmak için sadece yani en azından bir fikir olsun diye, gün de yaklaşıyor, tekrar yapacaklar. Çin'de düzenlenen Bekârlar Günü olarak bilinen, 11/11 dedikleri, kasımın 11'inde düzenlenen yirmi dört saatlik indirimlerin yapıldığı özel online festivalde 2016 yılında yaklaşık 18 milyar dolarlık ticaret yapıldı yirmi dört saat içinde. Bu rakam, yirmi dört saat içinde ulaşılan rakam 158 ülkenin bir yılda yaptığı toplam ihracatından daha fazla. Dünyanın ticaret devi Çin'e tekrar dikkatlerinizi çekmek istiyorum. Şu anda Çin'in toplam perakende ticareti içerisindeki elektronik ticaretin payı yüzde 17,1 yani çok hızlı bir şekilde geliyor. Gelişmekte olan ülkelerde ise bu hız yani bu oran yüzde 3,3 seviyesinde. Türkiye olarak da biz bu oranda çok önemli bir desteği, çok önemli bir kampanyayı başlattık. 2017'de 10 bin ihracatçımızı elektronik ticaret sitelerine üye yapacağız. 2018'de bunu minimum 25 bine çıkaracağız.
Ülkemiz dünyanın dört bir köşesine sadece ürünlerini değil, aynı zamanda da sağlık hizmetlerini, bilgisayar oyunlarını, dizilerini, sinema filmlerini, müteahhitlik ve teknik müşavirlik hizmetlerini, yazılım ürünlerini ve kültürünü de ihraç eder konuma geldi.
Ülkemiz yıllar boyunca tedavi amacıyla yurt dışına hasta göndermekteyken günümüzde en çok hasta çeken ülkeler arasında yerini aldı. 2016 yılında 360 bin uluslararası hastaya tedavi hizmeti verildi. 2017 yılının ilk altı ayında 183.806 hasta ülkemize geldi. 2002 yılında ağırladığı 13,2 milyon turistle dünyada 17'nci sırada yer alan ülkemiz, 2015 yılında 39,5 milyon kişiyle dünyada 6'ncı sıraya çıktı. 2016 yılındaki olumsuz gelişmelerden sonra tekrar 10'uncu sıraya indik ama 2017 yılında tekrar aynı olduğumuz noktaya doğru geleceğiz.
Türkiye ABD'nin ardından dünyada TV dizi üretimi açısından 2'nci ülke. Türk dizileri şu anda 75 ülkede 400 milyon kişinin seyrettiği diziler hâline geldi.
Bilişim yazılım sektörü ihracatımız 2011-2016 yılı Aralığında yıllık bileşik olarak yüzde 23,5 büyüdü. 2016 yılında dijital oyunlar, mobil ve bilgisayar oyunları pazar büyüklüğünde dünyada 16'ncı sıraya geldik. Bir rakam vereyim: Şu andaki, 2016 yılı itibarıyla Türkiye'nin dijital oyunlar ve mobil bilgisayar oyunlarında ihracatı 500 milyon dolar seviyesi yaklaştı.
BAŞKAN - Sayın Bakanım, kitabın ortasındayız, kırk dakika oldu.
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) - Sonuna doğru hızlanacağız.
BAŞKAN - Beş dakika içinde toparlayalım lütfen.
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) - Oldu.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Kitabın ortasından mı konuşuyor?
BAŞKAN - Tam kitabın ortasından, evet, konuşuyor Sayın Bakanım.
MUSTAFA SAVAŞ (Aydın) - Sorular kitabın ortasından mı gelecek?
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) - Sorular tabii ortasından gelecektir belki.
BAŞKAN - Biraz sert gidecek gibi görünüyor Sayın Bakanım.
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) - Hızlanıyoruz efendim.
Türkiye taşımacılık sektöründe 13 milyar dolar tutarındaki ihracat geliriyle dünyada 20'nci sırada. Bunun yanı sıra destek programlarımız, hizmet sektörlerinin özel ihtiyaçları doğrultusunda düzenlenen destek unsurlarını da içermekte.
Hizmet sektörlerine yönelik olarak uygulanmakta olan devlet yardımı programları kapsamında bugüne kadar 5.949 başvuru için toplam 257 milyon TL'lik destek verdik. 2017 yılında Ocak-Ekim döneminde 1.486 başvuruyu 50 milyon TL'lik bir destekle sağladık.
Sayın Başkan, değerli Komisyon üyeleri; ekonomimizin hakikaten çok önemli dinamiklerinden, dinamolarından bir tanesi de serbest bölgelerimiz. 18 serbest bölgemizde 2016 yılı sonu itibarıyla 19 milyar dolarlık ticaret hacmiyle 66.095 kişiye istihdam sağlandı. 2017 yılı Ocak-Eylül döneminde ise 1.445'i yerli olmak üzere toplam 1.978 firma faaliyet göstermekte, firmalar tarafından 5,4 milyar dolarlık, serbest bölgelerden yurt dışına net ihracat gerçekleştirildi; 14,5 milyar dolarlık ticaret hacmi, 66.274 kişilik de istihdam sağlandı. 24 Şubat 2017'deki 6772 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu ile Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde değişiklik yapan Meclisimizin kararıyla da serbest bölge işleyiş sorunları giderildi. Serbest bölgeler de teşviklerden yararlanmayan tüm ürünlerden yararlanır hâle geldi.
Ekonomi Bakanlığı olarak Türk ihraç ürünlerinin Afrika, Orta Doğu, Körfez gibi hedef pazarlarımıza yüksek navlun bedelleri sebebiyle karşılaşmış olduğu dezavantajları ortadan kaldırarak pazar kaybetmemeleri için ihracatçılarımızı destekliyoruz. Bu kapsamda tabii, geçen sene aynı yerde aynı konular geldiğinde "Neydi bu destekler?" dendiğinde, Sayın Bakanımız Zekeriya Temizel o gün "Bu konulara girmeyelim." demişti. Bu konulara girmeyelim.
Ayrıca, son günlerde mutluluk verici, bizim için, Türkiye için son derece önemli bir gelişme oldu, bir proje hayata geçti: Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu 838 kilometrelik bir demiryolu, Orta Asya'yla Türkiye'yi, Türkiye'den de Avrupa'ya bağlayan İpek Yolu'nun bu kopuk bölümü de bağlanarak çok önemli bir adım atılmış oldu.
Diğer bir örnek de başarılı bir sonucu sizlerle paylaşmak istiyorum: 2014 yılında AB üyesi ülkelerin taşıtlarımıza transit geçişte uyguladığı kısıtlamaları Avrupa Adalet Divanına taşıyarak Macaristan'dan başlayan bir süreçti bu, kazanmış olduğumuz bu davayla Avrupa'nın tamamında artık Türk şirketlerinin, Türk araçlarının farklı uygulamaya tabi tutulmasının önüne de geçmiş olduk.
Gelişen ve büyüyen Türkiye için önemli konulardan biri de yurt dışı yatırımlarımız. Yurt dışında dolaylı yatırımlar hariç yani yurt dışında Türk şirketlerinin başka ülkelerde yaptığı yatırımlar hariç şu an itibarıyla, 2016 yılı sonu itibarıyla yurt dışındaki yatırımlarımız 31 milyar dolar seviyesindedir.
Tabii ki önemli bir gurur noktamız da yurt dışındaki müteahhitlik işlerimiz. Bugüne kadar firmalarımız yurt dışında 350 milyar dolarlık müteahhitlik projesi üstlendi. Bu özelliği itibarıyla da Türk firmaları yurt dışında gelirler bazında Almanya ve Japonya'yı da geride bırakarak 7'nci ülke konumuna geldi, şirket sayısı itibarıyla dünyada 2'nci sıradayız.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Nede 2'nci sıradayız?
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) - Şirket sayısında 2'nci sırada, değer bazında, gelir bazında 7'nci sıradayız.
Sayın Başkan, değerli Komisyon üyeleri; diğer bir konu da, son derece önemli olan Yatırım Teşvik Sistemi'miz. Yatırım Teşvik Sistemi'mizde öncelikle 2017 yılı içerisinde imalat sektöründe gerçekleştirilecek yatırım harcamalarının vergi indirim hakkını artırdık ve uzattık ve bina, inşaat harcamalarına da KDV iadesi getirdik.
Yine, geçen yıl uygulamaya koyduğumuz doğu ve güneydoğu illerimizi de kapsayan bir cazibe merkezi programı kapsamında 4'üncü ve 5'inci bölgedeki OSB'lerdeki yatırımların da 6'ncı bölge teşviğinden toplu olarak yararlanmalarını sağladık.
Ayrıca, mevcut sisteme paralel olarak geçen yıl ilk kez uygulamaya koyduğumuz son derece reformist ve hakikaten dünyanın en iddialı Yatırım Teşvik Sistemi ki ilk başta sizlere arz etmiş olduğum bazı rakamlar vardı, ihracatımızda fazla verdiğimiz ve açık verdiğimiz sektörleri belirtmiştik. Orada işte, açık verdiğimiz sektörlerle ilgili kendi devlerimizi yaratma projesidir bu Proje Bazlı Yatırım Teşvik Sistemi. Şu ana kadar incelemeleri bitirilmiş, inşallah çok kısa bir sürede bunlarla ilgili çok önemli bir yatırım adımı atacağımız 70 milyar TL'ye yakın bir yatırım da son aşamaya gelmiştir.
2016 yılında düzenlenen 5.122 adet yatırım teşvik belgesiyle bugüne kadar en fazla belgelenin düzenlendiği yıl oldu 2016 yılı. 2017 yılının ilk on aylık dönemindeyse 6.266 belge düzenleyerek 2016 yılını şimdiden geçtik. Toplam sabit yatırım tutarı 84 milyar. Bu dönemde düzenlenen teşvik belgesi yani 2017 yılında düzenlenen teşvik belgesi bir önceki yıla göre adet bazında yüzde 51'lik, istihdamda yüzde 55'lik bir artış öngörüyor. Sabit yatırım tutarındaysa aynı seviyede seyrettiğini görüyoruz.
Ülkemize gelen doğrudan yabancı yatırım tutarı 2003 yılından bugüne kadar geçen sürede 186,2 milyar dolar. 2016 yılında doğrudan yatırımlar yüzde 30 oranında geriledi ama buna rağmen on beş yıllık ortalamayı aldığımız zaman da 12,3 milyar dolarlık bir ortalama yatırım, doğrudan yatırım geldi. 2017 yılının Ağustos ayı itibarıyla 6,5 milyar dolarlık doğrudan yatırım geldi.
Sayın Başkan, bildiğiniz üzere yatırım ortamının iyileştirilmesine yönelik çalışmalarımız da yoğun olarak devam ediyor. Sevindirici bir gelişme, yeterli değil ama sevindirici: 2017-2018, bu sene yatırımcılar nezdinde önemli bir algı işlevi gören Dünya Bankası iş ortamı raporu kapsamında 2017 yılında 9 sıra ilerleme kaydederek 60'ıncı sıraya geldik. Onun için zaten, iyi ama kesinlikle yeterli değil.
Yatırımların karşılıklı korunması ve teşviki anlaşması. Bu bizim için son derece önemli, yurt dışındaki yatırımlarımızın korunması anlamında son derece önemli. Bugüne kadar yatırımların karşılıklı korunma anlaşması imzalandığı ülke sayısı 101'e ulaştı. Bu anlaşmaların 75 adedi onaylandı, 26 adedi onay bekliyor.
İhracatımızda pazar çeşitlendirmesini sağlamak, mevcut pazarlarda derinleşme faaliyetlerimizi sürdürmek, hedef ve öncelikli ülkelerde de yeni pazara giriş olanaklarını ortaya çıkarmak için ticaret diplomasimizi de hızlandırdık. Bugün dünyada 110 ülkede ve 3 uluslararası kuruluşta 433 kadromuzla yedi gün yirmi dört saat hizmet veriyoruz ticaret müşavirlerimiz ve ataşelerimizle.
Bildiğiniz gibi, gümrük birliğinin güncellenmesi Avrupa'yla olan ticari ilişkilerimizin en önemli noktasıdır. 1996 yılından beri asimetrik bir yapı olarak devam eden ve Türkiye'nin Avrupa Birliğine tam üyeliğine bir geçiş olarak Türkiye'nin bugüne kadar getirdiği ama eleştirmek bir yana birçok kazançlar da elde ettiğimiz gümrük birliğinin güncellenmesinde önemli gelişmeler sağlandı, 2016 yılının 21 Aralık günü Avrupa Birliği Komisyonu, Avrupa Konseyinden oy birliğiyle Türkiye'yle gümrük birliğinin güncellenmesiyle ilgili yetki istedi. Güncellenmesinde elde edeceğimiz sonuçlar Türkiye'nin gümrük birliği ilişkilerinde karar alma mekanizmalarına dâhil olması. İki, Avrupa Birliğinin üçüncü ülkelerle imzalayacağı serbest ticaret anlaşması ve benzerlerine otomatik olarak taraf olması. Üç, gümrük birliğinin elektronik ticaret, kamu alımları, tarım, gıda ve hizmetleri de kapsayacak şekilde genişlemesinin sağlanması şeklinde bir çalışma pozitif yönde devam ediyor. 2017 yılı içindeki bazı olumsuz gelişmeler veyahut da bazı ülkelerin gümrük birliğiyle ilgili olumsuz açıklamaları bizim için pek değerli değildir ama biraz bir gecikmeye de tabii ki sebep olacaktır.
2017 yılı itibarıyla 21 tanesi yürürlükte olan 23 tane serbest ticaret anlaşmamız var. Ayrıca önümüzdeki dönemde Ukrayna, Japonya, Kolombiya, Venezüella, Katar, Sudan, Pakistan, Tayland ve Endonezya'yla da yeni serbest ticaret anlaşması görüşmelerimiz hızla devam ediyor. Rusya Federasyonuyla hizmet ticareti ve yatırım anlaşması müzakerelerini de de bu yıl sonu itibarıyla bitirmeyi hâlâ hedefliyoruz. Ayrıca Avrupa Birliğinden ayrılma sürecine giren İngiltere'yle de ayrıldığında otomatik olarak devreye girecek olan serbest ticaret anlaşması görüşmelerimiz devam ediyor.
Diğer taraftan, Azerbaycan, Özbekistan'la tercihli ticaret anlaşmalarımız devam ediyor, en kısa sürede bunları da bitirmeyi hedefliyoruz. İran'la mevcut tercihli ticaret anlaşmamızın genişletilmesiyle ilgili de çalışmalarımız devam ediyor.
Ayrıca 2017 yılında 18 ülkeyle karma ekonomik komisyon ve ekonomik ve ticaret ortaklık komitesi toplantıları yaptık. Yıl sonuna kadar da on ülkeyle yine karma ekonomik komisyon ve ekonomik ticaret ortaklık komitesi toplantıları yapacağız.
Diğer taraftan, bu yıl yaptığımız düzenlemeyle diğer bir önemli gelişmeyi de sizlerle paylaşmak istiyorum -uygulamaya da şu anda girdi- Nahcivan'la ikili ticaret ilişkilerimizde onlara özel bir imtiyaz verdik, Nahcivan'la olan ticari ilişkilerimiz sanki 81 ilimizdeki ticaret neyse Nahcivan'daki üretilen ürünler de ülkemize aynı özelliklerle girme imkânına kavuşmuş oldu.
2017 yılının diğer önemli bir olayı da Katar. Katar'a uygulanan ambargoda Türkiye olarak bir ön aldık ve Katar'a yapılan bu haksız uygulama karşısında dünya tarihindeki hava lojistiği anlamındaki en büyük operasyonlardan birini yaptık. Tam 300 uçakla Türk ürünlerini Katar'da mağazaların raflarına koyduk, ondan sonraki dönemde de, şu an itibarıyla, yıl itibarıyla aldığımız zaman -çünkü bu gelişme haziran ayındaki bir gelişmeydi- Katar'la olan ihracatımızda yüzde 30'un üzerinde bir artış var. Katar'da da Türk ürünleriyle ilgili çok olumlu bir ortam yarattık.
BAŞKAN - Sayın Bakanım, artık şu bütçe büyüklüklerini alalım.
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) - İki üç sayfa sonra ona geliyorum Başkanım, bir beş dakika daha.
Bakanlığımızın himayesinde diğer bir önemli kuruluş da DEİK. Dış ticaretimizde son derece önemli. 142 iş konseyi, 1.310 üyesiyle 2017 yılında 1.363 etkinliğe imza attı.
Tabii ki Sayın Başkanım -müsaade ederseniz- en önemli uygulamalarımızdan bir tanesi de ithalat politikalarımız. Hakikaten ithalat politikalarında son derece millî bir politika izledik çünkü tüm dünyaya baktığımız zaman da, tüm dünyada bu anlamda sanki böyle milliyetçilik diyebileceğimiz bir rüzgâr esiyor. İthalat politikalarıyla yerli üreticilerin haksız rekabete karşı korunmasının yanında tüketicilerin temel ihtiyaçlarının karşılanması, piyasada spekülasyon ve manipülasyonların engellenmesi, bazı kritik ürünlerde fiyatların aşırı dalgalanmasının önüne geçilmesi ve sanayimize ucuz girdi sağlayarak rekabet gücünü yükseltici uygulamalar yapılmasını da hedefliyoruz.
2016 yılında toplam 198,6 milyar dolarlık ithalatın 28,8 milyar dolarlık kısmına müdahale ettik. 2017 yılında, şu ana kadarki 169 milyar dolarlık ithalatın 20,8 milyar dolarlık kısmına müdahale etmekteyiz. Hâlen, aralarında elektrikli ev aletleri, traktör, jeneratör, dizel motorlar, tekstil, konfeksiyon, ayakkabı, mobilya ve kozmetik ürünlerinin de yer aldığı 21 ürün grubu ithalatında ilave gümrük vergisi uygulaması koyduk.
Bir rakamı da sizlerle paylaşarak... "Burada ne yaptık, bunları yaptık da ne elle ettik?" diye bir sorunuz olabilir. Ayakkabı ithalatını incelediğimizde alınan tedbir sonrasında ithalatın 2016 yılında 2014 yılına göre 216 milyon dolar azaldığını... Ki bu yüzde 27,5'luk bir azalmaya tekabül ediyor. Bu, sektörde kapasite kullanım oranını yüzde 75'e çıkardı ve 7 adet yeni tesis kuruldu. 2016 yılı itibarıyla ayakkabıda ilk defa net ihracatçı hâle geldik.
Mobilya ithalatına bakıldığında: İthalatın 2016 yılında bir önceki yıla göre yüzde 67,5 oranında azaldığını, 373 milyon dolardan 121 milyon dolara gerilediği görmekteyiz. Bu rakam ne oldu? Kesinlikle içeride üretime dönüştü, içerideki sanayicimize, KOBİ'lerimize yeni iş olarak ortaya çıktı ve ihracatçı hâle geldik.
Aynı şekilde aydınlatma ürünlerinin ithalatının 2016 yılında bir önceki yıla göre yüzde 40 oranında gerileyerek 380 milyon dolardan 228 milyon dolara düştüğünü gördük.
Yerli üreticilerimizi ithalattan kaynaklanan haksız rekabete karşı korumak için uyguladığımız damping vergilerini en etkili kullanan DTÖ üyesi ülkeler arasında 5'inci, korunma önlemlerinde ise dünyada 3'üncü sıraya geldik. Damping soruşturmaları sonucunda önleme tabi ülkelerden ithalat yüzde 40 azaldı.
Bu kapsamda ürün güvenliğiyle ilgili de bir istatistiği paylaşarak bütçe büyüklüklerimize geçmek istiyorum Sayın Başkanım.
2016 yılında 11,9 milyar dolar, 2017 yılında bugüne kadar, 10'uncu ay itibarıyla 9,7 milyar dolar tutarında ithalatta riske dayalı olarak denetlemeler de yaptık. 32 milyon adet ürünü temsilen alınan numuneleri teste gönderdik, test sonucunda uygunsuz olduğu tespit edilen 1,2 milyondan fazla tüketici ürününün ülkemize girişini engelledik.
Buradaki en önemli hassasiyetlerimiz, özellikle kılık kıyafet, çocukların tene dokunan elbiseleri, oyuncaklar ve birçok alanda yaptığımız denetimlerde çok önemli sonuçları aldık.
Diğer bir önemli... Meclisimizin en son çıkardığı kanun Helal Akreditasyon Kurumu Kanunu. Burada hakikaten çok önemli bir ön aldık. 36 İslam ülkesinin, İslam İşbirliği Teşkilatına mensup 36 üyesi olan (SMIIC) İslam Ülkeleri Standartlar ve Metroloji Enstitüsünün oluşturmuş olduğu helal standartları ve helal kurallarıyla ilgili ilk Helal Akreditasyonu Kurumunu kuran ülke olduk. Bu anlamda ön aldık, bu anlamda yeni bir kural koyma özelliği ülkemiz kazandı ve 1 Kasım 2017 tarihinde de Genel Kurulumuzda kabul edildi; şu anda Cumhurbaşkanlığı makamında onaydadır. Hemen arasından da bununla ilgili kurumu kuracağız.
Sayın Başkanım, yine önemli gördüğüm bir faaliyet olarak: İlk olarak 26 Şubat 2016 tarihinde düzenlediğimiz Kadın Girişimciliği Konferansı'nın 2'ncisini de 17 Kasım 2017 tarihinde "Kadın Girişimcilerle Büyüyen Türkiye'de Yeni İmkânlar, Yeni Ufuklar" şeklinde bir etkinliğimiz de var, bunu da buradan duyurmuş olayım.
Saygıdeğer Başkanım, Komisyonun değerli üyeleri; 65'inci Hükûmet Programı kapsamında atmaya hazırlandığımız yapısal reform adımlarıyla birlikte Türkiye ekonomisi için 2018 yılı makroekonomik göstergeler açısından çok daha iyi bir yıl olacaktır. Ekonomi Bakanlığı olarak bizler de ülkemiz ekonomisinin sürdürülebilir büyümesine ve toplum refahına katkı sağlamak amacıyla dış ticaret ve yatırım politikalarını, yenilikçi ve katılımcı bir yaklaşımla geliştirmek ve ülkemizin dünyada önde gelen ekonomiler arasında yer almasını temin etmek misyonuyla 2018 yılında daha fazla ve proaktif olarak çalışmaya devam edeceğiz.
2018 yılında yüzde 5,5'luk bir ekonomik büyüme, net ihracatın büyümeye minimum 1 puan düzeyinde katkı sağlamasını, ihracatımızın yüzde 8 artışla 169 milyar dolar seviyesine yükselmesini, ithalatımızın yüzde 6,8 artışla 237 milyar dolar olmasını, hizmet ihracatımızın da 5,5 milyar dolar...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) - Son iki üç sayfa Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Bir saati tamamladık Sayın Bakanım, son...
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) - Üç dakika daha...
İhracatımızın ithalatı karşılama oranının yüzde 71,3'e yükselmesini, genişletişmiş ihracat rakamlarımıza göre de ihracatın ithalatı karşılama oranının yüzde 90'lık seviyeyi aşmasını hedefliyoruz. Cari açığımızın millî gelire oranının yüzde 4,3'e gerilemesini de ayrıca hedefliyoruz.
Bu hedefler doğrultusunda bir yandan dış ticaretimizle ilgili geliştirici önlemler alırken, bir yandan da üretim kapasitemiz ve rekabetçilik gücümüzü artırmak için de ayrıca çaba sarf edeceğiz.
Dış ticaretimizle ilgili olarak ticaret diplomasimizi hızlandırmaya, daha fazla ticaret ve alım heyetleri düzenlemeye, pazar çeşitlendirmesini sağlamaya, mevcut pazarlarda derinleşme faaliyetlerimizi sürdürmeye, hedef ve öncelikli ülkelerde de yeni pazarlara giriş olanaklarını ortaya çıkarmaya çaba sarf edeceğiz. Ayrıca, ihracatımızın niteliğini değiştirerek, daha fazla katma değerli, daha fazla AR-GE, inovasyon ve tasarım içeren ürünler ihracatının ağırlığını artırmak için de gayret göstereceğiz.
2003'te yüzde 0,47 olan AR-GE harcamaları, 2016 sonu itibarıyla yüzde 0,92 yani yüzde 1'e yaklaştı, hedefimiz yüzde 1,5; tabii ki, en sonunda da nihai hedefimiz yüzde 3.
Saygıdeğer Başkanım, Komisyonun değerli üyeleri; bugün sizlere takdim etme fırsatını yakaladığımız Bakanlığımızın 2018 bütçe taslağı sunumundan da görüldüğü üzere, Ekonomi Bakanlığı olarak oldukça dinamik ve dışa açık bir faaliyet alanı içerisinde çalışmalarımızı yürütüyoruz.
Ekonomi Bakanlığımız, dış ticaret yapımızın ülkemiz ekonomisi lehine geliştirilmesi, ülkemizde yerli ve yabancı sermayeyle katma değerli yeni yatırımların hayata geçmesi, ithal ürünlerin kalite ve ürün güvenliği standartlarının temin edilmesi, ulusal üretimin gerektiği ölçülerde ithal üretime karşı korunması, bölgesel teşviklerle yatırımların ülke geneline yayılması alanları başta olmak üzere ülkemizin dış âlemle olan ticari ve ekonomik ilişkilerini ilgilendiren pek çok konuda etkin bir performans sergilemektedir.
Bugün yurt dışında 110 ülkede konuşlanmış ticaret müşavirliklerimiz, ataşeliklerimiz ve diğer temsilciliklerimizden oluşan 163 birimimizle Türk iş âlemine yurt dışında da hizmet vermekteyiz. Diğer taraftan 18 serbest bölge müdürlüğümüz ve 8 bölge müdürlüğümüz sundukları hizmetlerle de Bakanlığımız çalışmalarını daha etkin kılmaktadır.
Bakanlığımız, Kuruluş Kanunu'nun ve ilgili diğer mevzuatın verdiği görev ve yetkileri kullanarak ciddi bir kurumsallık, planlama ve stratejik yönetimle çalışmaktadır. Bu anlayışın en önemli yapıtaşı niteliğindeki 2018-2022 Stratejik Planımız hazırlık çalışmaları ve paydaşlarımızla yapılan istişareler neticesinde tamamlanmış ve uygulamaya hazır hâle getirilmiştir. Stratejik planımızın bizleri cumhuriyetimizin 100'üncü yıl dönümüne götürecek olan 2018-2022 yıllarına yönelik hazırlanmış olması ayrı bir önem taşımaktadır.
Sayın Başkanım, Plan ve Bütçe Komisyonumuzun saygıdeğer üyeleri; ülkemizin güzide kurumları arasında yer alan Ekonomi Bakanlığımızın sizlere takdim olunan amaç ve faaliyetleri doğrultusunda kullanılmak üzere 2018 yılı bütçesi toplam 4 milyar 413 milyon 914 bin TL'dir. Bu meblağın 222 milyon 809 bin TL'si personel giderlerine, 26 milyon 187 bin TL'si Sosyal Güvenlik primlerine, 101 milyon 226 bin TL'si mal ve hizmet alımlarına, 21 milyon 807 bin TL'si sermaye giderlerine,11 milyon TL'si borç verme tertibine ayrılmışken, 4 milyar 30 milyon 885 bin TL'si cari transferlere yani büyük ölçüde ihracatçı ve yatırımcılarımızın desteklenmesiyle ilgili giderlere tahsis edilmiştir. Tabii ki bu desteklerin içinde, biraz önce arz ettiğim gibi, dahilde işleme izin belgesi artı Eximbank'a vermiş olduğumuz destekler dâhil değildir. Bakanlığımızın en önemli hizmetlerinden birisi ihracatçı ve yatırımcılarımızın ayrıca her alanda desteklenmesidir. Bu fonksiyonun gerçekleştirilmesi açısından büyük önem arz eden ve 2017 bütçemizin yaklaşık yüzde 90'ını oluşturan cari transferler kalemine 2017 yılına oranla yüzde 12,43'lük artışla 4 milyar 30 milyon 885 bin TL ödenek ayrılmıştır. Bakanlığımız için ayrılmış olan bu ödenek hedeflerimize ulaşmamızda lokomotif görevi üstlenen ihracatçılarımız ve yatırımcılarımıza daha fazla destek vermek amacıyla kullanılacaktır.
Bakanlığımız bütçesinin hayırlı olmasını diliyor, sabrınız için çok teşekkür ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.