KOMİSYON KONUŞMASI

DURMUŞ ALİ SARIKAYA (İstanbul) - Özgür Bey'e teşekkür ediyorum.

Ben biraz geç katıldım. Hemen sondan başlayayım.

Hocam dedi: "Amerikan..."

UZM. DR. FERDANE PİRİNÇCİ SAPMAZ - Onu takip edebiliyoruz Vekilim, bizim "guideline"miz yok.

DURMUŞ ALİ SARIKAYA (İstanbul) - "'Guideline'miz yok." dediniz de ben... Yani Amerika falan değil, şimdi Türkiye'de yeni bir sistem oluşturmaya çalışıyoruz.

UZM. DR. FERDANE PİRİNÇCİ SAPMAZ - Tabii ki mutlaka.

DURMUŞ ALİ SARIKAYA (İstanbul) - Biz vatandaşımıza değer veriyoruz. Bilinçli bilinçsiz, eğitimli eğitimsiz, benim için önemli olan, Yozgat'ın köyünde çölyakın adını duymamış ama çocuğunda sıkıntılı olan bir hastamıza nasıl ulaşacağız? Akrabalarında olmamış, daha önce de teşhis konmamış ama amcası işte 45 yaşında bağırsak kanserinden ölmüş, işte öteki dağ gibi amcası bilmem şu yaşta vefat etmiş ama kimse çölyaktan öldüğünü bilmiyor bunun. Biz bu hastalara nasıl ulaşacağız? Benim derdim bu. Yani Ankara'da, İstanbul'da, benim her zaman tekrar ettiğim gibi, bilinçli, varlıklı insanlar her zaman hastanelere gidip bu taramaya girebilir, akrabalarında görmüş olabilir ve bu bilinçle birlikte çocuklarının hayatını kurtarabilir. Ama ulaşamadıklarımıza biz ne yapacağız? Bu Komisyon olarak bizim çözmemiz gereken en önemli hususlardan birisi bu. 5 lira mı? Devlet 5 lirayı verecek. O bebekten mi, artık 1 yaşında mı, kaç yaşına geldiyse o genel taramayı bizim yapmamız lazım. Bu toplantıların başından beri konuşuyoruz, ülkemizde teşhis konulamayan binlerce hasta var ve bu binlerce hastanın, teşhis konulamayan hastalar, eğitimi az, görece geliri az toplum kesimimizde. Eğer biz bunlara ulaşamıyorsak zaten diğer eğitimli, parası olan insanlar zaten bunu yaptırıyor...

UZM. DR. FERDANE PİRİNÇCİ SAPMAZ - Sayın Vekilim, bu konuyla ilgili de şunu söyleyebilirim: Dediğim gibi, toplumsal olarak bizim bir şeyimiz yok, yani bir rehberimiz yok, yani ortaya konmuş bir rehberimiz yok. Yani "Şunu yapalım. Biz toplumu tarayalım." diyebileceğimiz bir durumumuz yok. Bizim önümüzde maalesef Amerika'nın, Avrupa'nın "guideline"leri var, biz de onları kullanıyoruz. Ya, bu "guide"lere göre, yani ben bir bilim adamı olarak, bir bilim kadını olarak daha doğrusu bunu söyleyebilirim, böyle bir tarama önermiyor. Yani dünyada böyle bir tarama, tüm toplumu tarayalım, bütün toplumun çölyakına bakalım gibi bir durum söz konusu değil. Tarama önerdiği grup, birinci derece akrabalarıdır, onun dışında da semptomatik hastadır. Semptomatik hasta nedir? Şişkinliği vardır, anemisi vardır, kilo kaybı vardır, diyareiktir. Yani bilimsel olarak bunları söyleyebilirim.

YILMAZ TEZCAN (Mersin) - Az semptomatik geliyor mu bu hastalar?

UZM. DR. FERDANE PİRİNÇCİ SAPMAZ - Az semptomatik de gelebilir, işte birinci derece akrabalar da eğer şey varsa hastada. Ama yani şöyle söyleyeyim, dediğim gibi, yani ben bilimsel olarak bunları anlatmak durumundayım, çünkü bu kadar, yani bildiğimiz bu kadar hastalıkla ilgili. Şu an içinde şey yok, tarama programı yok.

MANİSA ÇÖLYAK VE ORGANİK BESLENME DERNEĞİ BAŞKANI HALİM ŞİVECAN - Amerika'da olmamasının sebebi zaten yüzde 1 tanı oranına ulaşmış olmaları olamaz mı? Onlar zaten o oranı yakalamışlar.

UZM. DR. FERDANE PİRİNÇCİ SAPMAZ - Yine oralarda da herkes tanı almış değil, onu söyleyeyim.

DURMUŞ ALİ SARIKAYA (İstanbul) - Hocam, bir de gelenek, görenek, töre, hayata bakış farklarımız var Amerika'yla.

Ben şimdi Türk-Amerikan Dostluk Grubu Başkanıyım. Amerika'yı çok iyi bilirim, hem Dışişleri kökenliyim, diplomasi kökenliyim. Dolayısıyla, Amerikan toplum yapısını, hayata bakışını, insanlara bakışını biliyorsunuz. Yani, bir kapitalist, böyle sermaye bakışlı insana bakışla bizim âdetlerimiz, örflerimiz, geleneklerimiz, bizim insanımıza bakışımız aynı olamaz. Dolayısıyla, orada insanlar diyebilir ki: "Toplumun bir kesimini biz göz ardı edebiliriz, onlar ne hâli varsa görsünler." İşte, derilerinin renkleri farklıysa, bilmem, işte gelir grupları farklıysa biz bunlara...