KOMİSYON KONUŞMASI

KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Sayın Başkan, Plan ve Bütçe Komisyonunun değerli üyeleri, değerli bürokratlar, yazılı ve görsel basınımızın çok değerli temsilcileri; hepinizi saygıyla selamlıyor ve bütçe görüşmelerinin hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Bildiğiniz gibi bugün 10 Kasım. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün ebediyete intikalinin 79'uncu yılı. Gazi Mustafa Kemal'i, aramızdan ayrılışının 79'uncu yılında rahmetle, minnetle ve saygıyla anıyorum. Bizlere ve gelecek nesillere emanet ettiği cumhuriyet emin ellerdedir. Milletimizden aldığımız güçle Hükûmet olarak ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine çıkarmak için canla başla çalışıyoruz. Ülkemizin birliğine ve dirliğine kasteden dâhilî ve haricî hainlerin emelleri hiçbir zaman gerçekleşmeyecektir. Milletimiz en son 15 Temmuzda kendisine emanet edilen cumhuriyete ve iradesine sahip çıkarak destan yazmıştır. Atatürk'ün işaret ettiği gibi asla esaretin kabul edilemeyeceğini dünyaya ilan etmiştir. Bu vesileyle Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, silah arkadaşlarını ve bu vatan için canını feda etmiş bütün şehitlerimizi bir kez daha rahmetle, minnetle ve saygıyla anıyorum, ruhları şad olsun.

Sayın Başkan, Komisyonumuzun çok değerli üyeleri; Kalkınma Bakanlığı ve Bakanlığıma bağlı Türkiye İstatistik Kurumu Başkanlığı, Güneydoğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı, Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı, Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı ve Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı bütçelerinin görüşülmesi vesilesiyle söz almış bulunuyorum.

Kalkınma Bakanlığımızın temel görevi, ülkemizin doğal, beşerî ve iktisadi her türlü kaynak ve imkânlarını tespit ederek takip edilecek iktisadi, sosyal ve kültürel politika ve hedeflerin belirlenmesinde Hükûmete müşavirlik yapmaktır.

Bakanlığım bu çerçevede, Hükûmetçe belirlenen amaçlar doğrultusunda makroekonomik, sektörel ve bölgesel gelişme alanlarında, ulusal ve yerel düzeyde analiz ve çalışmalar yaparak uzun vadeli stratejiler, beş yıllık kalkınma planları, orta vadeli programlar, katılım öncesi ekonomik reform programları, yıllık programlar, yatırım programları, sektörel, bölgesel, tematik stratejiler ve eylem planları hazırlamakta, yenilikçi program ve projeleri hayata geçirmekte ve uygulamayı etkin bir şekilde koordine etmekte, izlemekte ve değerIendirmektedir.

Kalkınma yaklaşımımıza bakacak olursak, bütüncül ve dengeli, kapsayıcı ve sürdürülebilir, insan odaklı ve katılımcı, kaynak kullanımında etkinlik ve yaşam kalitesini önceleyen bir kalkınma yaklaşımımız vardır.

Sayın Başkan, Komisyonun çok değerli üyeleri; kısaca size öncelikli olarak dünya ekonomisindeki gelişmelerden bahsetmek istiyorum. Küresel büyüme yukarı yönlü, özellikle 2017 yılından itibaren yukarı yönlü olduğunu hepimiz biliyoruz. Özellikle 2017 yılında dünyada ekonomik açıdan ciddi bir canlanma oluşmuş durumda. Ancak hâlen 2008 krizi öncesi büyüme rakamlarına ulaşmış değiliz. 2017-2020 döneminde gelişmiş ülkelerin ortalama yüzde 1,9; gelişmekte olan ülkelerin ise 4,9 oranında yıllık ortalama bir büyüme performansı yakalayacağı tahmin edilmektedir. Küresel ticaret hacmine baktığımızda ise küresel ticaret hacminin de bir artış eğiliminde olduğunu görüyoruz. Ancak içe kapanma, korumacılık politikalarının artması, küresel sermaye akışının yavaşlaması gibi temel faktörlerin neticesinde dünya son beş yıldır ticaretsiz büyüme trendine girmiştir. 2008-2016 dönemine baktığımızda küresel ticaret hacminin küresel büyümenin altında olduğunu görüyoruz ancak 2017-2020 sürecinde küresel ticaret hacminin bir miktar küresel büyümenin üzerinde olacağını tahmin etmekteyiz.

Gelişmekte olan ekonomilere sermaye girişleri ise 2013 yılından itibaren ciddi ölçüde azalmış ve 2015 yılında negatife dönmüştür. 2017 yılında gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarının 2018 yılında da bu eğilimi sürdürmesi beklenmektedir. Küresel ekonomi üzerindeki olumlu gelişmelere ve risklere baktığımızda; olumlu gelişmeler olarak küresel büyümede artış eğiliminin başlaması, Çin'de beklenenden yüksek bir büyüme, avro bölgesinde beklentilerin üzerinde bir büyüme gerçekleşmesi ve dünya ticaretindeki artış eğilimi olumlu gelişmeler olarak ön plana çıkmaktadır. Risklere baktığımızda; korumacılığın artması, FED'in faiz artış süreci, petrol fiyatlarındaki artış eğilimi, yapısal reform gündeminde yavaşlama, terör, jeopolitik gerginlikler, göçmen sorunu gibi hususlar da riskler olarak ön planda yer almaktadır.

Türkiye ekonomisine yönelik gelişmeler baktığımızda ise, öncelikli olarak kısaca orta vadeli programdan bahsetmek istiyorum. Orta vadeli programımız büyümeyi ve istihdamı merkeze alan beş temel amaç etrafında şekillendirilmiştir. Bunlardan bir tanesi makroekonomik istikrarın korunması. Enflasyonun düşürülmesi, mali disiplinin sürdürülmesi ve cari dengelerin iyileştirilmesini amaçlamaktayız. Bu kapsamdaki politikalarımız yatırım ve tüketim kararları için güven ortamını sağlayacak, belirsizliği en aza indirecektir. İkinci olarak ise beşerî sermaye ve iş gücünün kalitesinin artırılması amacı yer alıyor. Verimliliğe dayalı bir büyüme için ana gereklerden biri olduğunu düşünüyoruz, özellikle beşerî sermayenin artırılmasını.

Eğitim kalitesini yükselterek etkin işleyen bir iş gücü piyasası oluşturmayı hedefliyoruz. Bir diğer alanımız ise yüksek katma değerli üretimin yaygınlaştırılması.

Üretim ve ihracatta teknolojinin payını artırarak ülkemizi küresel değer zincirinde üst basamaklara taşımayı hedefliyoruz.

Bir diğer alanımız iş ve yatırım ortamının iyileştirilmesi. Yatırımcıya ve girişimciye güven sağlayarak başta yabancı yatırımcılar olmak üzere özel sektör yatırımlarının artırılmasına hizmet edecek daha iyi bir atmosferi sağlayacağız.

Son olarak ise kamuda kurumsal kalitenin artırılması. Kamuda kurumsal kaliteyi güçlendirerek kamu hizmetlerinin iyileştirilmesini, bunun da ekonomide öngörülebilirliği artırmasını hedefliyoruz. Başta mali ve hukuki düzenlemeler olmak üzere, özel sektör yatırımlarının önünü açıcı, onları teşvik edici bir yaklaşımla ekonominin ivmelenmesine destek vermesini sağlayacağız. Bu beş alanımız bir anlamda büyüme ve istihdama yönelik bir politika setiyle oluşturulmuştur.

2003-2016 dönemindeki gayrisafi yurt içi hasıla büyümesine baktığımızda yıllık ortalama 5,6'lık bir büyüme performansı gösterdiğimizi görüyoruz. Küresel kriz sonrasındaki dönemde kesintisiz büyüme başarısı gösteren Türkiye, 2016 yılının üçüncü çeyreğindeki küçülmeyi hızla telafi ederek yeniden büyüme patikasına girmiştir. Harcama yöntemiyle büyümeye katkılara baktığımızda, 2017 yılında, özellikle yatırımların ve ihracatımızın büyümeye önemli bir katkısı olduğunu görüyoruz ve büyümenin kompozisyonunda da bir iyileşme olduğunu söylemek mümkün. Üretim yöntemiyle büyümeye katkıya baktığımızda, 2016 yılının dördüncü çeyreğinden itibaren sanayinin büyümeye katkısının arttığını görüyoruz. Bunun da büyümenin kompozisyonuna pozitif bir katkı sunduğu burada da görülmektedir.

Orta vadeli program döneminde, enflasyon oluşturmayan, istihdam dostu yatırım ve ihracat odaklı, verimlilik artışına dayalı bir büyüme yapısıyla ortalama yüzde 5,5 oranında bir ekonomik büyüme hızına ulaşılması hedeflenmektedir.

Ülkemizde, küresel krizin ardından yüksek istihdam artışları ve iş gücüne katılımın hızlandığı bir yapı gözlenmektedir. 2010-2016 döneminde yıllık istihdam artış oranına bakıldığında, Türkiye yüzde 3,7'yle OECD ülkeleri arasında 2'nci sırada yer almıştır. Nitekim, 2010-2016 döneminde her yıl ortalama 941 bin yeni istihdam oluşturulmuştur. Gerek kadınların daha fazla iş gücü piyasasına katılması gerekse çalışma çağı nüfusundaki artış iş gücü piyasası üzerinde baskı oluşturmaktadır. 2010-2016 döneminde iş gücüne katılım, yıllık ortalama 975 bin kişi olarak gerçekleşmiştir. İş gücüne katılım oranı 2010 yılında yüzde 46,5 iken 2016 yılında yüzde 52, 2017 yılı Temmuz ayında da yüzde 53,7'ye yükselmiştir. Bu oran, 2002'den beri ulaşılan en yüksek seviyedir ki iş gücüne katılım oranındaki 1 puanlık artış, yaklaşık işsizlik oranını 1,8 puan artırmaktadır.

2017 yılı Temmuz dönemi itibarıyla son bir yılda istihdam 1 milyon 122 bin artmasına rağmen iş gücüne katılımdaki yüksek artıştan dolayı işsizlik oranı 10,7 ile bir önceki yılın aynı dönemine göre aynı kalmıştır. Orta vadede istihdam odaklı büyüme hedefimiz doğrultusunda işsizlik oranlarının aşağı çekilmesi hedeflenmektedir.

Enflasyon oranının kademeli olarak aşağı çekilmesi, yine, orta vadeli programımız hedefleri arasında yer alıyor. Ekim ayında beklentilerin üzerinde artış gösteren enflasyon oranında, başta giyim ve ayakkabı ana harcama grubundaki yükseliş etkili olurken yıllık yükselişe ise en büyük katkı, gıda ve alkolsüz içecekler ile ulaştırma, ana harcama gruplarından gelmiştir. Bildiğiniz gibi ülkemizde döviz kuru geçişkenliği oldukça yüksektir. Enflasyon içinde 3 puanlık döviz kuru geçişkenliğinden gelen bir artış olduğu hesaplanmıştır. Petrol fiyatlarındaki artış, enflasyondaki yükselmenin diğer bir kaynağıdır. 2018 yılında alınacak tedbirlerin etkileriyle enflasyonda gerilemenin başlayacağı, orta vadeli program dönemi sonundaysa kademeli olarak enflasyonun yüzde 5'e gerilemesi beklenmektedir.

Orta vadeli programda, 2017 yılı ihracatı yüzde 9,8 oranında artışla 156,5 milyar dolar olarak tahmin edilmektedir. Önümüzdeki dönemde ekonominin üretim ve ticaret yapısının, mal ve hizmet ihracatını destekleyecek kompozisyona gelmesi, yüksek teknolojili ihracatın artırılması, ithal girdilere bağımlılığın azaltılması, küresel ticaret hacminin artması ve ticaret ortaklarımızda büyümenin kuvvetlenmesi öngörülmüştür. 2020 yılındaki, evet, ulaşmak istediğimiz hedefse 195 milyar dolardır.

İthalat için beklenen program tahmini 2017 yılı için 222 milyar dolardır. Program döneminde, büyümeyle birlikte ithalatta da artış öngörülmektedir. Petrol varil fiyatı tahminlerine göre enerji ithalatı yükselmektedir. Yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelim ve bu yöndeki yatırımların yanı sıra ithalata olan bağımlılığın azaltılmasına yönelik çalışmalara devam edilecektir.

Cari işlemler açığına baktığımızda, güçlü ihracat performansına rağmen emtia fiyatlarındaki artış kaynaklı dış ticaret hadlerindeki kötüleşme, altın dengesindeki bozulma ve yurt içi talep ve üretimdeki ivmelenme kaynaklı ithalat artışına bağlı olarak cari açıkta yükselme kaydedilmiştir. Cari açığın finansmanı için doğrudan yabancı yatırımların payını artıracak yapısal önlemler alınmaktadır. Seyahat gelirlerindeki toparlanmayla birlikte hizmet gelirlerinin cari açığı azaltması beklenmektedir. 2017 yılında cari açığın millî gelire oranının yüzde 4,6 beklenmektedir. Altın hariç, cari açığın millî gelire oranı yüzde 3,7'ye gerilemektedir. Dünya ihracatında Türkiye'nin payına baktığımızda ise hem gelişmekte olan ülkeler içinde hem de dünya ihracatındaki payının tüm küresel ölçekte yaşanan olumsuzluklara rağmen arttığını yansıda sizler de görüyorsunuz.

Orta vadeli programımızda, evet, mali disiplinin korunacağını çok açık ve net şekilde ifade ettik. Kamu kesimi borçlanma gereği, genel devlet açığı, bütçe açığında 2017 yılında bir önceki yıla göre bir yükselme söz konusu oldu. Özellikle, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ekonominin canlılığını koruması, sürdürülebilir bir büyümenin sağlanması açısından almış olduğumuz tedbirler neticesinde kamu kesimi borçlanma gereği gayrisafi yurt içi hasılaya oran olarak 2017 yılında yüzde 2,4; genel devlet açığının gene 2,4; bütçe açığımızınsa yüzde 2 civarında olması beklenmektedir.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Sayın Bakan, bu tabloları bize niye dağıtmadınız?

KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Arkadaşlar tabloları dağıtalım. Sunum var değil mi elimizde?

GARO PAYLAN (İstanbul) - Var.

KADİM DURMAZ (Tokat) - Sunumdan yazı takip etme şansımız yok.

KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Ben bekleyeyim o zaman iki dakika. Devam edeyim mi?

BAŞKAN - Siz devam edin Sayın Bakanım, arada dağıtır arkadaşlar.

KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Peki.

Orta vadeli program dönemindeyse mali disiplini koruyacağız, yansıda gördüğünüz gibi 2018, 2019 ve 2020 döneminde hem kamu kesimi borçlanma gereğinde hem genel devlet açığında hem bütçe açığında bir azalma görülecek.

Avrupa Birliği tanımlı genel yönetim borç stokunda ise yine bu süreçte bir azalma bekliyoruz. Zaten borç stokumuz Maastricht Kriterleri'nin oldukça altında seyretmektedir.

Yatırım ve tasarrufların artış eğilimine baktığımızda ise her ikisinde de gayrisafi yurt içi hasılaya oran olarak artış olduğunu görüyoruz. 2017 yılında tasarruflarımızın gayrisafi yurt içi hasılaya oran olarak yüzde 25 mertebesinde gerçekleşmesini bekliyoruz. Yatırımlarımızın ise yüzde 29,5 olarak gerçekleşmesini bekliyoruz. Yine, orta vadeli program dönemi sonunda ise tasarruflarımızın yüzde 26,5'a, yatırımlarımızınsa yüzde 30,4'e yükselmesini hedefliyoruz.

Kamu yatırımlarına yönelik stratejimiz peki nedir? Buna baktığımızda, Hükûmetimiz, kamu ve özel kesim yatırımlarını bütüncül bir bakış açısıyla ele almaktadır. Kamu yatırımları özel sektör tarafından gerçekleştirilemeyecek altyapı yatırımlarında yoğunlaştırılmaktadır. Kamu ve özel sektör yatırımları birbirini tamamlayacak alanlara yönlendirilmektedir. Yatırımların finansmanında kamu-özel iş birliği yöntemlerinden azami ölçüde yararlanılmaya çalışılmaktadır.

Kamu yatırım önceliklerimize baktığımızda, sektörel önceliklerimiz var, bölgesel önceliklerimiz var, proje bazlı önceliklerimiz var. Sektörel önceliklerimiz arasında ulaştırma, sağlık, sulama, eğitim, içme suyu ve kanalizasyon, bilim ve teknoloji alanları yer almakta. Bölgesel önceliklerimize baktığımızda ise GAP, DAP, DOKAP ve KOP bölgeleri için hazırlamış olduğumuz eylem planında yer alan projeler yine bizim öncelikli yatırımlarımız arasında yer alıyor. Proje bazlı önceliklerimize baktığımızda, kısa sürede tamamlanacak olan projelere öncelik veriyoruz. Önemli fiziki gerçekleşme sağlanmış olan projelere yine öncelik veriyoruz. Diğer projelerle bağlantılı veya eş zamanlı yürütülmesi gereken projeler, idame yenileme, bakım onarım, rehabilitasyon, modernizasyon projeleri yine önceliklerimiz arasında yer alıyor. Afet risklerinin azaltılması, önlenmesi, telafisine yönelik projeler, bilgi toplumu stratejisiyle uyumlu olan projeler yine bizim öncelikli projelerimiz arasında yer alıyor.

2018 yılı yatırım ödeneklerinin tahsisinde büyüme odaklı öncelikli projeler ortaya konulmuştur ve büyüme odaklı öncelikli proje alanlarımız ise yük trafiğine hizmet eden bölünmüş yol, liman ve demir yolu yatırımları, öncelikli yük merkezlerine demir yolu iltisak hattı yatırımları, ulaştırma modları arasında sürekliliği ve verimliliği sağlayacak acil bağlantılar, tarımsal üretimi artırıcı sulama, arazi toplulaştırma, tarla içi geliştirme yatırımları, sanayi üretimini destekleyici nitelikte maden ve ham madde arama yatırımları, verimliliği artırıcı e-devlet altyapısı yatırımları, üretim kayıplarını önleyecek olan afetlere hazırlık yatırımları, beşerî sermayenin iyileşmesine yönelik eğitim ve sağlık altyapı yatırımları, teknolojik kapasite ve kabiliyetleri artıracak AR-GE altyapı yatırımları.

Kamu ve özel kesim sabit sermaye yatırımlarına baktığımızda, 2017 yılında kamunun 127,5 milyar liralık bir yatırım yapması tahmin ediliyor, şu anki son tahminlerimiz bu. Özel kesimin ise 2017 yılında toplam 801 milyarlık bir yatırımı söz konusu.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Yatırım dağılımları var mı?

KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Kamu için verebiliriz.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Özel için...

KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Özel için bakalım. Emin değilim, bakalım, eğer mümkünse elbette veririz.

2017 yılında toplam 928,6 milyarlık bir yatırım yapılması şu anki en son tahminimiz. 2018 yılı programımızda ise ilk kez kamu ve özel kesim yatırımları 1 trilyon lirayı geçiyor. 922 milyar lira özel kesim, kamunun ise 141,2 milyarlık bir yatırımı söz konusu olacak.

2018 yılı yatırım ödeneklerinin bütçe türlerine göre dağılımına baktığımızda ,aşağı yukarı yatırımlarımızın yarısı merkezi yönetim bütçesine, yüzde 35'i mahallî idarelere, yüzde 15'i ise KİT ve özelleştirme kapsamındaki kuruluşlar tarafından gerçekleştirilecektir.

2018 yılı kamu yatırım ödeneklerinin sektörel paylarına baktığımızda ise yine 1'inci sırada yüzde 33'le ulaştırma sektörü yer alıyor. Eğitim yüzde 16'yla 2'nci sırada yer alıyor, tarım yüzde 11'le 3'üncü sırada yer alıyor, sağlık ve enerji sektörleri bu bahsetmiş olduğumuz sektörleri takip ediyor.

Kamu yatırımlarının ortalama tamamlanma sürelerinde son on beş yılda ciddi bir azalma söz konusu oldu. Her ne kadar 2016 ve 2017 yıllarında bir durağanlaşma söz konusu olsa da önümüzdeki yıllarda bu biraz daha aşağı çekilecektir.

Kamu-özel iş birliği projelerine baktığımızda, şu anda toplam işletmede olan 187 kamu-özel iş birliği projesi var, yapım aşamasında ise 34 proje söz konusu; toplam 221 kamu-özel iş birliği projesi var.

Kamu-özel iş birliği projelerinin toplam yatırım tutarına baktığımızda, 60,1 milyar dolarlık bir yatırım söz konusu. Yatırım tutarı ve işletme hakkı bedellerini de dâhil ettiğimizde, toplam sözleşme tutarı 131,4 milyar dolardır.

Bildiğiniz gibi Kalkınma Bakanlığı olarak beş yıllık kalkınma planlarını hazırlıyoruz, orta vadeli programı hazırlıyoruz, yıllık programı ve yatırım programını hazırlıyoruz. Dolayısıyla, bu programları hazırlarken elbette sektörel önceliklere de bu programlarımızda yer veriyoruz. Dolayısıyla, sizlere kısa da olsa sektörel önceliklerimize yönelik düşüncelerimizi aktarmak istiyoruz.

Tarım sektöründe tarımsal altyapının geliştirilmesi yine bizim en öncelikli alanlarımızdan, en öncelikli hedeflerimizden bir tanesi. Bu alanda özellikle yatırımlara büyük önem veriyoruz. Sulama ve toplulaştırma alanına mümkün olduğu ölçüde daha fazla kaynak tahsis etmeye çalışıyoruz. Nitekim, toplulaştırmayla ilgili bir örnek vermek istiyorum: 2002 yılında toplulaştırmaya sadece 6,7 milyon TL bir ödenek tahsis edilmişken -2017 yılı fiyatlarıyla söylüyorum- 2017 yılında 683 milyar liralık bir ödenek tahsisi söz konusu olmuştur. 100 kat kadar bir artış söz konusudur.

Toplulaştırılan alanlara baktığımızda ise 2002 yılında sadece 560 bin hektar alan toplulaştırılmış iken bugün -aşağı yukarı 120 kat- 6,1 milyon hektar alan toplulaştırılmıştır. Özellikle toplulaştırmaya sağladığımız bu yüksek ödeneklerin, gerçekten tarımsal alanda, tarımsal üretimde maliyetlerin aşağı çekilmesinde önemli bir katkı sağladığını düşünüyoruz.

Sulama alanında ise 2002-2016 döneminde 900 bin hektarlık yeni alan sulamaya açılmıştır. Yine 2017 yılı fiyatlarıyla, 2002 yılında 1,6 milyar lira sulamaya ödenek tahsis edilmiş iken 2017 yılında 6,5 milyar lira sadece sulamaya ödenek tahsis edilmiştir.

Tarım alanındaki yine önceliklerimiz ve hedeflerimize baktığımızda, ürün fiyatlarında istikrarın sağlanması ve kayıpların azaltılmasında -ki bu alanda yoğun bir çalışma yapıyoruz- özellikle Gıda Komitesi olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Kayıp oranları, özellikle tarlada üretimden tüketiciye ulaşıncaya kadar geçen süreçte kayıpların oranı son derece yüksek. Bunların oranlarının azaltılmasına yönelik çalışmalar sürdürülüyor. Bunların paketlenmesi, soğuk zincir oluşturulması, depolanması ve tüketiciye ulaşıma kadar geçen sürecin desteklenmesine yönelik çalışmalarımız son aşamaya gelmiş bulunmaktadır.

Bir diğer alan tarım ile sanayi arasındaki iş birliğinin artırılması. Özellikle katma değerin daha da fazla artırılmasına yönelik bu çalışmaları yürütüyoruz. Özellikle tarımsal ürünlerimizin işlenerek katma değeri yüksek ürünlere dönüştürülmesi yine öncelikli olarak çalıştığımız konulardan bir tanesi.

Hayvancılığın geliştirilmesi yine öncelikli olarak ele aldığımız konulardan bir tanesi. Hayvancılık üretiminin artırılması için meraların ıslahına öncelik veriyoruz. Atıl meraların girişimciler tarafından -yem üretimi başta olmak üzere- hayvancılık yatırımları için kullanımının sağlanması, damızlık materyal üretimiyle yetiştiricilik yapan işletmelerin ölçeğinin büyütülmesi de yine bizim öncelikli alanlarımız arasında yer alıyor.

Tarım ve gıdada AR-GE ve inovasyonun geliştirilmesi yine bizim öncelik verdiğimiz alanlardan bir tanesi.

Diğer bir husus ise tarımsal desteklerin bir bütün olarak etki analizlerinin de yapılarak gözden geçirilmesi; yine orta vadeli program kapsamında ele almış olduğumuz konular arasında yer alıyor.

İmalat sanayisine baktığımızda, imalat sanayisindeki hedeflerimiz yine orta vadeli programımızda, sanayi üretiminde yüksek teknoloji üretiminin artırılması, orta ve yüksek teknolojili ürünlerde ihracat payının artırılması -burada özellikle ürün ve ülke çeşitlendirilmesi son derece önemli- kritik yatırım ve ara malları için yerli üretim programının uygulamaya konulması. Biliyorsunuz bizim toplam ithalatımızın yüzde 74'ü ara malı ithalatı. Özellikle ara malı oranını aşağı çekici tedbirler üzerinde yoğun bir şekilde çalışmaktayız.

Bir diğer alan ise imalat sanayisinde dijital dönüşüm. Bu son derece önemli. Özellikle sanayi tesislerimizin dijital dönüşümünü sağlayarak rekabet güçlerini artırıcı, maliyetlerini daha da aşağı çekici...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Bakanım, normal süreniz doldu.

KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Hızla tamamlayacağım efendim.

BAŞKAN - Ek süre veriyorum.

Buyurun.

KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Son olarak ise imalat sanayisinde teknoloji ve yenilik kapasitesinin artırılması. Özellikle teknoloji ve yenilik kapasitesinin artırılmasının son derece önemli olduğunu ifade etmek istiyorum. Sadece kaynağınızın olması yeterli olmuyor. Kaynağınızın ötesinde kapasitenizin de yeterli düzeyde olması gerekiyor.

Ulaştırma ve lojistik alanında ise, evet, önemli bir çalışma başlattık, Taşımacılıktan Lojistiğe Dönüşüm Programını başlattık. Bu çerçevede de yoğun bir çalışma devam ediyor. Strateji ve kurumsal yapılanma üzerine çalışıyoruz. Ki biliyorsunuz lojistik alanında birden fazla bakanlık yetkili; Ulaştırma Bakanlığı, Gümrük Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı bu alanda yetkili olan bakanlıklar.

Diğer taraftan, kent lojistiği, gümrüklerde etkinlik, özellikle maliyetlerin düşürülmesi ve rekabetin artırılması açısından son derece önemli, firmalarımızın rekabet gücünün artırılması önemli. Dolayısıyla lojistikte gerçek anlamda maliyetleri düşürücü ve firmalarımızın rekabet gücünü artırıcı bir yapının oluşturulması için yoğun bir şekilde çalışmamız devam ediyor. Önümüzdeki günlerde bunların sonuçlarını da sizlerle paylaşacağız.

Enerji alanındaki hedeflerimize baktığımızda, yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının artırılması, enerji verimliliğinin artırılması, nükleer teknolojinin kullanılması, israf ve çevresel etkilerin azaltılması, enerji ticaretinde stratejik konumumuzun güçlendirilmesi yine öncelikli olarak belirlemiş olduğumuz hedeflerimizdir.

Turizm alanında ise turizm pazarlarının çeşitlendirilmesi, turizm ürünlerinin çeşitlendirilmesi, tanıtım faaliyetlerinin güçlendirilmesi, destinasyon yönetimi yaklaşımına geçilmesi ki bu son derece önemli. Bununla ilgili mutlaka somut adımların atılması gerektiğine inanıyoruz. Bir de son olarak turizm altyapısının güçlendirilmesi.

Bir diğer önemli alan, bilgi toplumuna dönüşüm. Burada kamu kesimini, özel kesimi, sivil toplum kuruluşlarını ve üniversiteleri doğrudan ilgilendiren alanlar var. Burada da oluşturmuş olduğumuz bilgi toplumuna yönelik stratejide beş temel alan belirledik. Bunlardan birisi bilgi teknolojileri sektörünün gelişimi, bir diğeri geniş bant altyapısı ve sektörel rekabetin artırılması, nitelikli insan kaynakları ve istihdamın artırılması, bilgi ve iletişim teknolojilerinin topluma nüfuzu -son derece önemli- bilgi güvenliği ve kullanıcı güveni, yine bilgi ve iletişim teknolojileri sektörünün açıkçası tüm diğer sektörlere uygulamasının artırılması, internet girişimciliği ve e-ticaret, kamu hizmetlerinde kullanıcı odaklılık ve etkinlik yine bizim öncelikli olarak yer alan stratejilerimiz arasında bulunuyor.

AR-GE ve yenilik alanında ise araştırmacı sayısının ve niteliğinin artırılması, araştırma alanlarının önceliklendirilmesi, araştırma altyapılarının oluşturulması ve mevcut araştırma altyapılarının akreditasyonu, seçilen araştırma üniversitelerinin desteklenmesi, AR-GE ve yenilik ekosisteminin yapılandırılması yer alıyor.

Müsaade ederseniz buraları -eğitim, sağlık- süratle geçmek istiyorum. Zaten vermiş olduğumuz dokümanlarda bizim önceliklerimiz yer alıyor.

Yoksulluk ve gelir dağılımıyla ilgili son on beş yılda bir iyileşme söz konusu. Kişi başı günlük harcaması 4,3 doların altında olan nüfusun payı 2002'de yüzde 30,3 iken 2015 yılında 1,58'e düşmüş durumda. Gini katsayısı ise 0,44'ten 0,4'e düşmüştür.

İnsani gelişmişlik endeksinde de bir iyileşme söz konusu. Şu anda biz yüksek insani gelişme kategorisinde yer alıyoruz ama en yüksek insani gelişme kategorisine girmeyi hedefliyoruz.

Bir diğer alan bölgesel gelişme, Bakanlığımızın yine çalıştığı öncelikli alanlarımızdan birisi olan yerel ve bölgesel kalkınma konusu. Burada özellikle bölgelerarası gelişmişlik farkının azaltılması, bölge içi gelişmişlik farklarının azaltılması, her bölgenin kendi potansiyeline göre mukayeseli üstünlüklerinin ortaya çıkarılması ve rekabet güçlerinin artırılması, yine yerelde, bölge düzeyinde insan kaynaklarının ve kurumsal kapasitenin artırılması önceliklerimiz arasında yer alıyor. Bakanlığımız bunu koordine ediyor. Bakanlığımız altında ise kalkınma ajanslarımız ve bölge kalkınma idarelerimiz var.

Ulusal düzeydeki strateji dokümanımız ise bölgesel gelişme ulusal stratejimiz. Bu stratejimiz şu anda hazırlandı, uygulamada ve bu strateji çerçevesinde her bölgenin bölge planlarını hazırlıyoruz kalkınma ajanslarımız vasıtasıyla. Bu planları tamamladık, bölgesel gelişme planlarını tamamladık ve bu planların uygulanmasına yönelik olarak da bir taraftan kalkınma idarelerimiz, kalkınma ajanslarımız, özel olarak uyguladığımız KÖYDES gibi programlar ve kamu yatırımlarında yine bakanlıklarımızın önceliklendirmesi gereken alanları da yine yörelerin ve bölgelerin kalkınmasına yönelik olarak kullanmaktayız.

4 bölge kalkınma idaremiz var. Bu bölge kalkınma idarelerine yönelik 2014-2018 yıllarını içeren eylem planlarımız var ve bu eylem planlarımızı sürdürüyoruz. Eylem planlarımızda öncelikler var. Bunların her birine detaylı olarak girmek istemiyorum ama aşağı yukarı şöyle ifade edeyim, her bir bölge için 2,5 milyar lira ile 4,5-5 milyar lira arasında yıllık ödenek tahsisi söz konusudur.

Güneydoğu Anadolu Projesi'ne baktığımızda, 2003-2016 döneminde 64,4 milyar liralık bir tahsisatın yapıldığını görüyoruz yatırım için. Bunun toplam kamu yatırımları içindeki payı yüzde 10,5. Sulamaya açılan alan 198 bin hektardan 503 bin hektara çıktı. Otoyol ağı 63 kilometreden 294 kilometreye, bölünmüş yol ağı ise 304 kilometreden 2.323 kilometreye ulaşmış durumda. Yine 1.263 kilometre ana kanal, 2,4 milyon hektarlık alanda da toplulaştırma gerçekleştirildi. Son on beş yılda yapılan toplulaştırmanın neredeyse yarısı Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde gerçekleştirildi. Yine bölge için önem arz eden Silvan Barajı'nda ise fiziki gerçekleşme yüzde 55 oranında.

Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki hidroelektrik projelerine baktığımızda şu anda projelerimizin yüzde 74'ü işletmede, yüzde 16'sı ise inşaat aşamasında. Ilısu Barajı'nın tamamlanmasıyla işletmede olan tesislerimizin oranı yüzde 90'a ulaşacaktır.

Sulama projelerine baktığımızda, yüzde 47'lik bir gerçekleşme söz konusu. Silvan Barajı'nın tamamlanmasıyla birlikte bu oran yüzde 70'e ulaşacak ki hedefimiz 2019 sonu itibarıyla Silvan Barajı'nı tamamlamak.

GAP Bölge Kalkınma İdaremizin, yine, desteklemiş olduğu kırsal kalkınmaya yönelik, turizm odaklı tanıtım ve markalaşmaya yönelik projelerimiz var.

Yine, GAP İdaremize bağlı çok amaçlı toplum merkezleri, "ÇATOM" dediğimiz merkezler var. Bu merkezlerimiz gerçekten o yörede kadınlarımızın eğitimi, kadınlarımızın beceri kazanmasına yönelik çok yoğun bir faaliyet gösteriyorlar. Aşağı yukarı yılda 20 bin kadınımıza hizmet veriyorlar. Yılda yaklaşık 500 kadınımızın iş sahibi olmasını sağlıyorlar. Yine, çok sayıda kadınımızın kendi işini kurmasına imkân sağlıyorlar.

DAP, Doğu Anadolu Bölgesi'nde ise, Bölge Kalkınma İdaremiz, yine, yansıda görülen eylemleri gerçekleştiriyorlar. 2017 yılında 4,6 milyar liralık bir ödenek tahsisi yaptık. 2018 yılında ise 5 milyar liralık bir ödenek tahsisi öngörüyoruz.

DOKAP bölgesinde ise eylem planıyla bölgenin ticaret ve turizm merkezi hâline getirilmesi vizyonu benimsenmiştir. Bu çerçevede de çalışmalarımızı yürütüyoruz. 2017 yılında ise 4 milyar liralık bir ödenek tahsisatı yapmış durumdayız.

Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaremizde ise tarımsal yapıda değişimi ve sürdürülebilirliği sağlayarak bölgenin rekabet gücünü geliştirmeyi amaçlamaktayız. 2017 yılında Konya Ovası Projesi Bölge İdaremize 2,3 milyar liralık bir tahsisat yapılmıştır.

Kalkınma ajanslarımıza gelince: Biliyorsunuz, 26 kalkınma ajansımız var. Özellikle bu kalkınma ajanslarımız bölgelerimizin kalkınmasına, gelişmesine hizmet edecek, onlara bir anlamda yön verecek olan kurumlar. Dolayısıyla önümüzdeki süreçte kalkınma ajanslarımızın çok daha etkin bir rol almasını öngörüyoruz. Bugüne kadar çok sayıda projeye destek verildi ancak 2018 yılında kısaca yapmak istediklerimizi size özetlemek istiyorum.

İl düzeyinde yatırım destek ve tanıtım strateji ve eylem planları oluşturacağız. Bunun anlamı şu: Bir ilde temel öncelikli alanlarımız nedir, bu alanlara ne tür yatırımlar yapılması gerekiyor, kamunun üzerine düşen nedir, özel kesimin üzerine düşen nedir, bu konuda nasıl bir iş birliği yapabiliriz, bunu nasıl ve ne şekilde geliştirebiliriz, bunu net olarak 81 ilimiz için ortaya koyacağız. Her ne kadar bölge planlarımız var ama biraz daha somuta inip operasyonel nitelikte bir eylem planı oluşturacağız.

Bir diğer alan, yatırım destek ofisleri. Biliyorsunuz, her ilde bizim yatırım destek ofislerimiz var. Yatırım destek ofislerini çok daha etkin bir şekilde kullanacağız. Bunun bir örneğini İstanbul'da başlattık, İstanbul Kalkınma Ajansında başlattık. "İstanbul'da Yatırım Yap" sloganıyla "Invest in İstanbul" diyerek başlattık. Özellikle yabancı yatırımcılara hizmet veriyor. Her bir bakanlığımızdan bir temsilci var ajansımızda. Örneğin yabancı bir yatırımcı geldi, Türkiye'de yatırım yapmak istiyor. Bununla ilgili her türlü bilgi, belge, danışmanlık hizmeti İstanbul Kalkınma Ajansımız tarafından veriliyor. Burada bir şirket kurmak istiyor, eleman almak istiyor. Maliyede, Çalışma Bakanlığında, belediyede, birçok kurumda bu yatırımcının işi olacak. Bu yatırımcıyı biz kurum kurum dolaştırmıyoruz. Yatırımcı sadece İstanbul Kalkınma Ajansımıza geliyor, oturduğu yerden, orada bulunan temsilcilerimiz, Çalışma Bakanlığı temsilcilimiz Çalışma Bakanlığıyla ilgili iş ve işlemleri yapıyor... Ajansımızdan her bir bakanlığın tüm verilerine ve altyapısına on-line bağlantı söz konusu. Maliye Bakanlığıyla ilgili yapılması gereken bir işlem varsa Maliye Bakanlığı temsilcisi o yatırımcının işini orada çözüyor. İzin ve ruhsat işlemlerini tamamıyla tek bir merkezden çözen bir yaklaşım. Yani buna "tek durak ofis" diyoruz. Bunu tüm bölgelere, tüm illerimize yaygınlaştıracağız 2018 yılında.

Genç girişimci merkezleri kuracağız. Bunlarla ilgili çalışmalarımızı başlattık. Özellikle girişimcilere bir imkân sunmak, bir mekân sunmak, onlara önderlik etmek ve onların geliştirdikleri projeleri desteklemek amacıyla bir merkez, Anadolu'nun değişik illerinde çok sayıda merkez kurmayı hedefliyoruz ve bu merkezlerde öne çıkan girişimcilerimize de bölgesel girişim sermayesi yoluyla destek vermeyi planlıyoruz.

Bakanlığımızın yürüttüğü özel amaçlı projeler var. KÖYDES projelerini biliyorsunuz, özellikle kırsal alandaki altyapılara yönelik yatırımlarımız için 2017 yılında 900 milyon liralık bir ödenek tahsisi sağlandı.

Yine, Bakanlığımızın yürüttüğü "SODES" adını verdiğimiz Sosyal Destek Programı'mızı etkin bir şekilde uygulamaya devam ediyoruz. Gençlere, kadınlara, yoksullara, çocuklara, işsizlere ve göç etmişlere yönelik olarak uygulamış olduğumuz bir program. Bugüne kadar 1,6 milyar lira tutarında 8.715 adet projeye destek verdik. Özellikle nispeten geri kalmış illerimize ve metropol niteliğinde olan ama ciddi sorunları olan illerimize SODES kapsamında önemli destekler veriyoruz.

SUKAP, bir başka önemli programımız. Nüfusu 25 binin altında olan belediyelere içme suyu ve kanalizasyon için destek sağlıyoruz, yüzde 50 oranında bir hibe sağlanıyor. Nüfusu 25 binin üzerinde olanlar da, biliyorsunuz, İLBANK'tan kredilendirilerek destekleniyor. 2017 yılında 676 milyon liralık SUKAP'a bir ödenek tahsisi gerçekleştirdik. Şu ana kadar 803 proje tamamlandı, 441 proje devam ediyor.

İSEDAK, yine, bizim bir başka çalışma ve sorumluluk alanımız. Biri bakanlar düzeyinde olmak üzere İslam ülkelerini bir araya getiren yıllık 17 uluslararası toplantı gerçekleştirdik, İslam dünyasının ortak kalkınma sorunlarına çözüm aranan sektör çalışma grubu toplantıları yaptık. Yine, bu arada, 12 araştırma raporu, 6 sektörel genel görünüm raporu, yine dört yılda 18 İslam ülkesinin 45 çok taraflı projesine hibe desteği sağlandı.

Bir diğer kurumumuz, Türkiye İstatistik Kurumu. Temel görevlerine baktığımızda, uluslararası standartlarda güvenilir, tarafsız, tutarlı, güncel, kaliteli istatistik üretme, ulusal istatistik sistemi içinde eş güdüm sağlama, yine, Avrupa istatistik sistemine tam uyum sağlama görevleri arasında yer alıyor.

2012-2017 dönemini, son beş yılı incelediğimizde, konu sayısı itibarıyla 71'den 94'e, haber bülteni sayısı itibarıyla 269'dan 353'e çıkan bir artış söz konusudur.

Türkiye İstatistik Kurumumuzun çalışmalarına baktığımızda, Gelir İdaresi Başkanlığı ile TÜİK arasında imzalanan protokol çerçevesinde artık tüm detay bilgiler Maliye Bakanlığımızdan Türkiye İstatistik Kurumumuza aktarılabilmekte. Ulusal hesaplar sisteminde, biliyorsunuz, revizyon yapıldı. Kısa dönemli iş istatistikleriyle yıllık iş istatistiklerinin idari kayıtlarından üretilmesi için çalışmalara başlandı. Ulusal kayıt sistemi standardının oluşturulması çalışmalarına, yine, TÜİK Başkanlığımız başladı.

Bir başka önemli alan, gerçekten, Türkiye'nin de öncülük ettiği sürdürülebilir kalkınma konusu. Hem Türkiye İstatistik Kurumumuz hem de Kalkınma Bakanlığımız bu alanda yoğun bir çalışma gerçekleştirmekte ve Birleşmiş Milletlerin Sürdürülebilir Kalkınma Programı'na çok ciddi katkıları olan iki kurumumuz, Kalkınma Bakanlığı ve Türkiye İstatistik Kurumumuz.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Gelir İdaresinden hangi bilgileri alıyorsunuz, sınırlıdır herhâlde?

KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Beyannamelerin tamamı alınabiliyormuş. Zaten yeni millî gelir hesabında da bunlar kullanıldı yani eski seriyle yeni seri arasındaki -belki soracaksınız- o...

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Mali tablolar mı, beyannameler mi?

KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Tamamına varmış efendim.

Yine, uluslararası iş birliği kapsamında birçok ülkenin istatistik üretim kapasitesinin artırılmasına yardımcı olunuyor. Avrupa Birliği tarafından -bu da önemli bir husus- emsal tarama çalışması kapsamında, ki tamamıyla bağımsız uzmanların ve Avrupa Birliğinden, Eurostat'tan gelen uzmanların yapmış olduğu bir çalışma, Türkiye istatistik sistemi denetlenmiş ve yüksek düzeyde uyumlu olarak değerlendirilmiştir.

Bir başka önemli çalışması şu Türkiye İstatistik Kurumumuzun: Nüfus projeksiyonu çalışmasını yeniliyor, inşallah önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde tamamlamış olacağız.

Yine uluslararası iş birliği kapsamında birçok ülkenin istatistik üretim kapasitesinin artırılmasına da ciddi bir destek sağlıyor İstatistik Kurumumuz.

Kalkınma Bakanlığı, ilgili ve bağlı olan kuruluşlarımızın 2018 yılı bütçe ödeneklerine baktığımızda; Kalkınma Bakanlığımızın 1,7 milyar, TÜİK'in 392 milyon, GAP İdaremizin 146 milyon, DOKAP'ın 145, DAP'ın 157, KOP'un ise 213 milyon liralık bir ödeneği söz konusu.

Ben, beni sabırla dinlediğiniz için hepinize çok teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.