KOMİSYON KONUŞMASI

KALKINMA BAKAN LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Sayın Başkan, çok teşekkür ediyorum.

Öncelikli olarak, iktidarıyla, muhalefetiyle görüşlerini, düşüncelerini, eleştirilerini ortaya koyan tüm milletvekillerimize, Komisyon üyelerimize huzurlarınızda çok teşekkür etmek istiyorum.

Gerçekten kalkınma konusu oldukça kapsamlı ve hemen hemen, herhâlde girmediğimiz bir alan kalmadı diye düşünüyorum. Bu çerçevede, öncelikli olarak birçok milletvekilimizin, birçok Komisyon üyemizin dile getirdiği genel bazı hususlara değineceğim, daha sonra da sırasıyla tüm milletvekillerimizin gündeme getirmiş olduğu soru, görüş ve eleştirilere yanıt vermeye çalışacağım.

Kalkınma planından, orta vadeli programdan çok sık bahsedildi ve bu planların, programların, orta vadeli programın belirlenen hedefleri tutturamadığımızı ve bu hedeflerden oldukça uzak olduğumuz ifade edildi. Şunu öncelikle ifade edeyim: Bir plan yaparken elbette bu plan hazırlık aşamasında tüm sivil toplum kuruluşları, toplumun değişik kesimleri, kamu kurum ve kuruluşları, özel kesim bir bütün olarak tüm kesimlerin katkısını alıyoruz. Önümüzdeki beş yıllık ve daha uzun perspektifte biz nasıl bir Türkiye arzu ediyoruz? Nerelerde sorunlarımız var? Hangi alanlara biz yoğunlaşmalıyız ve nerelere ulaşmalıyız? Bunlar ortaya konuluyor. Bunlar ortaya konulduktan sonra o günkü, evet, tüm küresel ölçekte ve Türkiye ölçeğinde ekonominin durumu, dünya ölçeğinde, küresel ölçekte ekonomideki beklentiler, dünya ticaretindeki beklentiler, petrol fiyatındaki beklentiler; bizim tahminlerimiz ne, uluslararası ölçekte bunların tahminleri ne, bunlar dikkate alınıyor. Elbette, dikkate alamadığınız ama planı hazırladıktan sonra ortaya çıkan bazı dış etkenler de söz konusu olabiliyor ve bu çerçevede siz bir plan hazırlıyorsunuz, belirli hedefler koyuyorsunuz. Ki, biz 2023 hedeflerinin sonuna kadar arkasındayız, bunu özellikle ifade edeyim; 2023 hedeflerini sadece iki veya üç göstergeye hiçbir zaman indirgeyemeyiz, bunu da özellikle söyleyeyim.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Sunumunuzda onları çürüttünüz.

KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Efendim?

GARO PAYLAN (İstanbul) - Sunumunuzda arkasında olmadığınızı gösterdiniz.

KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Beni lütfen dinlerseniz...

2003 hedefleri: O kadar çok hedefimiz, o kadar çok ulaşmak istediğimiz noktalar var ki sadece iki üç göstergeye bunları indirgemeniz mümkün değil. Ki, bu hangi plan dönemine bakarsanız bakın, plan dönemine yönelik olarak geçmiş planlara da baktığımızda, evet, gerçekleşme oranı açısından farklılıklar söz konusu olmuştur. Onuncu Plan'da da olacaktır. Bu, yaşadığımız yani rasyonalitenin bir gereği, bu mutlaka yaşanacaktır çünkü siz işte "Üç olacak." dediğiniz zaman onu üç yapabilmeniz için elbette çaba sarf edeceksiniz, onlar için gerekli mekanizmaları, altyapıyı oluşturacaksınız, tedbirleri alacaksınız, bunları uygulamaya koyacaksınız ama onun dışında etken olarak devreye girebilecek olan bazı hususlar da söz konusu olabiliyor.

Bakınız, bugün, son bir yılda Dünya Bankası, OECD, IMF, tüm uluslararası kuruluşların hemen hemen üç ayda bir tahminlerini revize ettiğini görüyorsunuz. Yine bu derecelendirme kuruluşları, lütfen 2017 yılı başında Türkiye'nin büyüme tahminlerine bakınız; 2,5'un üzerinde hemen hemen hiç yok. "2" diyen var, "1,8" diyen var, "2,2" diyen var, "2,3" diyen var ama bugün ne yaptı bu derecelendirme kuruluşu? Hepsi aşağı yukarı 5'e, 5'in üzerine çektiler.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Maliye politikasını değiştirdiniz siz de.

KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Şimdi, şunu ifade etmek istiyorum: Planlardaki bazı göstergelerin yakalanamaması o planın yapılmaması anlamına gelmez, o hedeflerden vazgeçilemediği anlamına kesinlikle gelmez. Bakınız, ben size şurada vereceğim, neymiş Onuncu Kalkınma Planı'nda, bazı göstergeleri vereceğim. Şu an itibarıyla yakaladığımız var, yakalayamadığımız var; gerçekleştirdiğimiz var, gerçekleştiremediğimiz var. Örneğin, büyümede şu an itibarıyla gerçekleşme oranımız yüzde 94, Onuncu Plan'dan bahsediyorum. Tarım kesimindeki gerçekleşme oranımız yüzde 83, sanayide yüzde 99, hizmetlerde yüzde 102, cari işlemler dengesinde yüzde 59, burada düşük. Yine alt detaylar var, her bir kalem için alt detaylar var. Bunların her birine girmek istemiyorum ama burada yüzde 50'li rakamlar da var, 60'lı da var, 90'lı da var, 100'lü rakamlar da var. Dolayısıyla, bu tür planlarda, özellikle uzun vadeli planlarda siz bir hedef koyarsınız; toplumun tüm kesimlerinin, kamu kurum ve kuruluşlarının, sivil toplum kuruluşlarının o hedefe odaklanmasını sağlarsınız. Bakın, biz bir 2023 hedefi ortaya koyduk. Hangi ile giderseniz gidin, o ildeki sanayi, ticaret odası başkanı, esnaf odası başkanı çıkıyor ve diyor ki: "Bizim, il için 2023 hedefimiz, 2023'teki ihracat hedefimiz budur." Yani ne oluyor? Tüm illerde, tüm bölgelerde ve Türkiye genelinde insanların, toplumun değişik kesimlerinin belirli bir noktaya odaklanması sağlanıyor. Bu son derece önemli, bu odaklanma o kadar önemli ki o hedef doğrultusunda herkes çaba sarf ediyor.

Gelelim orta vadeli programa. Orta vadeli programın zaten "rolling" dediğimiz sürekli olarak kendisi yenileyen bir yapısı var. Konjonktürel olarak, evet, dünyada gerçekten çok ciddi çalkantılar var; bunu siz görüyorsunuz, Orta Doğu'da yaşananları görüyorsunuz, diğer bölgelerde yaşananları görüyorsunuz. Şu anda, örneğin Suudi Arabistan'da cereyan eden hadiseyi üç ay öncesinde tahmin edebilmeniz mümkün müydü? Değildi. Bir anda ne oldu? Suudi Arabistan'daki bu hadise neticesinde petrol fiyatları da fırladı, yukarı doğru fırladı. Öyle şeyler vardır ki, sizin tamamıyla kontrolünüz altında değildir. Dolayısıyla, bunları bizim dikkate almamız lazım. Burada şu önemli: Evet, bunları yeni rakamlarla revize edip yeni rakamlarla kendi hedeflerinizi "Ne olabilir, nereye ulaşabilirim, burada hangi tür mekanizmaları ilave olarak uygulayabilirim ve bunları devreye sokabilirim?" bunlar önemli. Bunları da Bakanlık olarak biz kendi içimizde, kendi iç mutfağımızda yapıyoruz, bu çalışmaları yapıyoruz ama kalkınma... Evet, Sayın Böke de ifade etti, ki muhtemelen benim sunuşumu da izlemedi, keşke izleseydi. Kalkınmadan ne anladığımızı, nasıl bir kalkınma yaklaşımımız olduğunu ben net olarak ortaya koydum. Nitelikli insan yapısı itibarıyla, kapsayıcılık yönü itibarıyla bunların hepsini teker teker biz ortaya koyduk. Burada şunu da görüyorum: Öyle eleştiriler oldu ki, gerçekten orta vadeli programımızda ve Onuncu Kalkınma Planı'mızda spesifik olarak değindiğimiz, çok detaylı olarak işlediğimiz, somut olarak öneriler ortaya koymuş olduğumuz tedbirler var ama bunların hiçbirisi okunmadan, eleştirel bazı bakış açılarının da olduğunu gördüm, örnek mi? Bir örnek vereyim: Yüksek katma değerli ürünlerin üretimine yönelik yaklaşımımız. "Orta vadeli programda kelimesinden dahi bahsedilmedi." şeklinde ifadeler kullanıldı. Orta vadeli programımız burada, biz şunu yapıyoruz. Özellikle 2018-2020 Orta Vadeli Program'ımızda son derece spesifik alanlara odaklanıyoruz. Bugün, bizim ithalatımızın içindeki ara malının oranı yüzde 74. Ne diyoruz? Kur geçişkenliği son derece yüksek. E, şimdi, sizin üretiminiz ve ihracatınız önemli ölçüde ara malı ithalatına bağlı. Neyi ortaya koyduk? Dedik ki: Evet, ara malı ithalatı yüksek olan alanlar nelerdir? Petrokimya, ilaç, tıbbi alandaki medikal ekipmanlar, araç gereçler, raylı sistemler, savunma sanayi, yine bilgi ve iletişim teknolojileri alanındaki bazı hususlar, ileri malzeme teknolojileri. Bunların hepsini spesifik olarak orta vadeli programımızda teker teker ortaya koyduk. Dedik ki: "Biz hem AR-GE boyutu itibarıyla hem de yatırım boyutu itibarıyla bunlara özel destek mekanizmaları oluşturacağız." Bunu orta vadeli programımızda ortaya koyduk. Keşke o arkadaşlarımız -şu anda yoklar ama- bunu en azından bir gözden geçirselerdi, orta vadeli programımızı.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - İktidar tarafından mı geldi Sayın Bakanım?

KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Hayır, muhalefet tarafından geldi.

Şimdi, tabii çok daha detaya girmek istemiyorum çünkü çok sayıda soru var. O nedenle ikinci temel, daha doğrusu birçok milletvekilimiz tarafından, Komisyon üyemiz tarafından gündeme getirilen hususlardan bir tanesi, yerel düzeydeki kalkınma ajansları ve bölge kalkınma idareleri.

15 Temmuzda bir hain darbe girişimiyle karşı karşıya kaldık. Özellikle bu ajanslarda bu Fetullahçı terör örgütü yapılanmasının yoğun olduğunu gördük. Bunlar temizlendi, ajanstan temizlendi.

MUSA ÇAM (İzmir) - Alınırken bilinmiyor muydu bunlar?

KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Takdir edersiniz ki bunların temizlenmesi neticesinde ajansların yeniden, gerçekten sağlam adımlarla ilerlemesi bizim açımızdan biraz zaman aldı ve alıyor da, onu da ifade edeyim.

Ama kalkınma ajanslarının temel sorumluluğu, o bölgenin, o yörenin, o ilin nasıl ve ne şekilde gelişeceğinin yol haritasını ortaya koymasıdır. Orada bulunan sivil toplum kuruluşları, kamu kurum ve kuruluşları o il ve bölge için ajans tarafından belirlenmiş olan o hedeflere odaklanmalıdır. Ajansı KOSGEB veya diğer kuruluşlarla karıştırmamamız gerekir. Kalkınma ajansı, değişik işletmelere maddi olarak destek sağlayan bir kurum olarak görülmemeli. Kalkınma ajansı, bir anlamda o bölgenin, o yörenin yol haritasını ortaya koyacak, kamunun üzerine düşen sorumluluk nedir, özel kesimin üzerine düşen sorumluluk nedir, sivil toplum kuruluşlarının üzerine düşen sorumluluk nedir, bunları ortaya koyacak ve diyecek ki bizim Bakanlığımıza kalkınma ajansları... Ki kalkınma ajansları -biliyorsunuz- doğrudan bize bağlı kuruluşlar değil, kalkınma ajanslarının bir yönetim kurulu var, kararları onlar alıyorlar ve bize gönderiyorlar. Bir kısmına, sadece güdümlü olanlara biz müdahale ediyoruz, onun dışındakilere biz müdahale etmiyoruz. Kalkınma ajansı şunu söylemeli bize, demeli ki Kalkınma Bakanlığına: "Benim ilim için, bu bölgedeki şu illerim için öncelikli kamu yatırımları şunlardır. Bunların mutlaka yatırım programına alınması gerekir. Yine bu bölgenin, bu yörenin kalkınması için şu, şu, şu mekanizmaların mutlaka devreye sokulması gerekir." İşte özellikle 2018 yılında bu ajanslarımızı yeniden yapılandıracağız, yasal düzenleme de dâhil olmak üzere, gerçek anlamda bölgelerin ve illerin kalkınmasına hizmet edebilecek bir yapıya dönüştüreceğiz, bunu özellikle ifade edeyim.

Şimdi, bakınız, illerde bizim yatırım destek ofislerimiz var. Aslında ajansları kurarken bu yatırım destek ofisleri özellikle yatırım yapmak isteyen vatandaşların izin ve ruhsat işlemlerini tek elden -tek durak ofis dediğimiz sistemin devreye sokulması- tüm işlemlerin ajans tarafından yürütülüp yatırımcının kurum kurum dolaşmamasını sağlamaktı ama bugüne kadar istenilen düzeyde bu gerçekleşmedi. Bunun örneğini İstanbul'da yaptık, İstanbul Kalkınma Ajansında, şimdi Anadolu'muzun değişik illerinde bunu uygulayacağız. Örneğin, Rize'de bir yatırımcı yatırım yapmak istiyor. Yatırım destek ofisine gelecek, diyecek ki: "Ben şu yatırımı yapmak istiyorum." Onun tüm iş ve işlemleri, orada bulunan diğer kurumların temsilcilerinin de olduğu bir grup tarafından yapılacak ve yerine getirilecek. Dolayısıyla yatırımcıyı kurum kurum dolaştırmaktan kurtaracağız. Dediğim gibi, İstanbul'da başladık uygulamasına, Anadolu'nun değişik illerinde bunu yaygınlaştırmayı düşünüyoruz.

Diğer taraftan, kalkınma ajanslarının şöyle bir özelliği var biliyorsunuz: Yönetim kurulu yapısına baktığımızda, yönetim kurulu içerisinde vali var, belediye başkanı var, sanayi, ticaret odası başkanı var, bazı yerlerde esnaf odası başkanı var, il özel idaresi veya meclis başkanı var, il genel meclisi başkanı var. Şimdi, tabii burada şöyle eleştiriler geliyor bize, deniliyor ki: "Efendim, işte valiler, belediye başkanları, işte sanayi, ticaret odaları kendi aralarında işte ne kadarlık bir kaynak varsa bu kaynağı bölüşüyorlar, ona göre projelere destek veriliyor." Bu tür eleştiriler de geliyor, alıyoruz biz bu eleştirileri. Hem bu eleştirilerden kurtulmak hem de gerçek anlamda o ilin, o bölgenin kalkınmasına hizmet edebilecek bir yapıyı mutlaka oluşturacağız. Bu, bizim için önemli bir adımdı ajanslar. Ajansların aslında özerk bir yapısı var, kalkınma ajanslarının. Doğrudan Kalkınma Bakanlığına bir bağlılığı söz konusu değil ancak biz usul ve esasları hazırlıyoruz, uyulması gereken genel ilkeleri, genel prensipleri ortaya koyuyoruz ama ajansları, inşallah, çok daha iyi bir noktaya getireceğiz. Bölge kalkınma idarelerine...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Daha sivil ve teknik olmalı Sayın Bakanım, vali falanla olmuyor yani.

KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Evet.

Bölge kalkınma idarelerine baktığımızda, evet, bölge kalkınma idareleri ile kalkınma ajansları personeli arasında bir ücret farklılaşması söz konusu. Ama biz bu kalkınma ajanslarını kurarken bir kamu hüviyetinde olmasın, bir özel kesim zihniyeti içerisinde çalışacak bir mekanizma içerisinde olsun arzu ettik ve dolayısıyla ajanslarda çalışan personelin ücretlerini de o dönemde yüksek tuttuk. Yüksek Planlama Kurulu kararıyla bu belirleniyordu ancak 2011 yılında çıkan kanun hükmünde kararnameyle bu ücretler eşitlendi yani diğer muadilleriyle aynı konuma getirildi. Bölge kalkınma idarelerine geldiğimizde, evet, bölge kalkınma idarelerindeki ücretler ajanslara göre daha düşük, doğru ama bölge kalkınma idareleri doğrudan Kalkınma Bakanlığımıza bağlı olan bir yapı. Onların da, bölge kalkınma idarelerinin de yeniden yapılandırılmasına ihtiyaç var mı? O da var, onu da ifade edeyim.

KADİM DURMAZ (Tokat) - Sayın Bakanım...

KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Alacağım.

Ama bugüne kadar -biraz önce arkadaşlarımız da ifade etti- inanın, hem kalkınma ajansları hem de bölge kalkınma idareleri binlerce projeye destek verdiler. Bakınız, on yıl öncesine geri dönelim, gerçekleri görelim. Bir Erzurum'dan, bir Niğde'den, bir Aksaray'dan, bir Sivas'tan bir tane proje bile alamıyordunuz, yoktu, proje yapacak olan kimse yoktu ama bakın, bugün "SODES" dedik; SODES için yüzlerce proje teklifi geliyor, ciddi bir insan altyapısı oluştu bu illerde. İşte insan kaynaklarını ve kapasiteyi geliştirmeye yönelik kim ne derse desin bu ajansların inanılmaz bir katkısı oldu. Yeterli mi? Değil. Ha, ben kurumsal kapasite açısından yeterli görmüyorum hâlâ. Özellikle kamu kurum ve kuruluşlarımızın kapasitelerini il düzeyinde güçlendirici programlara da mutlaka güçlü bir şekilde destek verilmeli, buna da inanıyorum. Ama biz eğer bu illerimizde, bu bölgelerimizde nitelikli insan altyapısını oluşturursak o illerin, o bölgelerin kalkınmasının önündeki en büyük engeli kaldırmış oluruz. Önce insan; eğer sizin elinizde insan altyapısı yoksa istediğiniz kadar paranız olsun, istediğiniz kadar fabrikanız olsun, istediğiniz kadar binanız olsun, hiçbir anlam ifade etmez ve sürdürülebilir hiçbir yönü yoktur. Onun için bizim öncelikli olarak hedefimiz, insan kaynaklarının geliştirilmesi. İşte, 2018'de de en fazla yoğunlaşacağımız alan kapasitenin geliştirilmesi ve insan kaynaklarının güçlendirilmesi olacak, bunu yapmayı arzu ediyoruz.

Bir diğer husus -daha da konuşurum ama çok fazla zamanınızı almak istemiyorum- Sayıştayın raporlarına yönelik. Şunu ifade edeyim: Özellikle Sayıştay Başkanlığının ajanslara yönelik yapmış oldukları eleştirileri okudum, bazı bölge kalkınma idarelerine yönelik yapmış oldukları eleştirileri de okudum. Özellikle ajansların performansını artırıcı, ajansların daha da önünü açıcı ciddi önerileri var; saygı duyuyorum ve teşekkür ediyorum. Ancak şunu da ifade etmeliyim: Hemen düzeltilebilecek, çok basit, arızi, işte, şu fasılda değilmiş de şu fasla yazılmış... Bunlar zaten on gün içerisinde, on beş gün içerisinde düzeltilmiş olan şeyler. Şimdi, 34 tedbir söylenmiş, bunun 24'ünü hemen yapmış kurumlar. Şimdi, bunları Sayıştayın yazmasına gerek yok, bunlara gerek yok. Ha, Sayıştayın ne yapması gerekiyor? Sayıştayın yapması gereken şey, işte, ajansın önünü açabilecek, ajansın gelişmesine, o yörenin kalkınmasına engel teşkil edebilecek hususlar varsa bunları ortaya koymak, ajansın performansını artırıcı neler olması gerektiğini ortaya koymak. Bu yönde de gerçekten ciddi ve güzel önerileri var, teşekkür ediyorum kendilerine ve takdir de ediyorum ama burada böyle çok arızi şeyler var, işte, şu fasılda yer almamış, bu fasılda... Uyaracaksınız, düzeltecekler; düzeltmezlerse bir sonraki yıl yazarsınız bunları.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ama onları dile getirmedik zaten.

KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Getirmediniz biliyorum, ben sadece Sayıştaydaki arkadaşlara yönelik bunu söylüyorum, siz dile getirmediniz. Dolayısıyla, bunları...

MUSA ÇAM (İzmir) - Onların da görevi Sayın Bakan yani onlar da yazacak.

KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Ben anlıyorum ama şöyle: Şimdi, ben arkadaşlara diyorum ki: Bakın, siz bölge planı hazırladınız 300-500 sayfalık... Şimdi arkadaşlara şu talimatı verdim, dedim ki: Her ile yönelik öncelikli 3-5 tane alanı belirleyeceksiniz. Biz hangi alanlara öncelikli olarak yoğunlaşacağız, o ilin, o bölgenin mukayeseli üstünlüğü nedir, bunları ortaya koyacağız ve bu çerçevede adımlarımızı atacağız. 600 sayfalık, bin sayfalık bir doküman olduğu zaman onun içinde kaybolur gidersiniz ama kısa, öz ve net bir yol haritası olduğu zaman önünüzde, siz de yapacağınızı bilirsiniz, toplumun tüm kesimleri de o yol haritasını kafasına nakşeder. Onun için, evet, eksiklerimiz var, o eksikleri tamamlayacağız.

Harcamalara yönelik yine dile getirilen, Sayın Kuşoğlu'nun dile getirdiği, yine birkaç Komisyon üyemizin dile getirdiği hususlar var, özellikle bölge kalkınma idarelerinin harcamaları yönünde. Şöyle bir problem yaşıyoruz: Tabii, bölge kalkınma idareleri parayı aktarırken hak ediş usulüne göre yapıyor yani hak ediş gelmeden o parayı aktaramıyor. Bundan kaynaklanan bir sıkıntı yaşanıyor ve yılın genellikle son aylarında yoğun bir şekilde hak edişler geldiği için... Mesela, bana verdikleri en son rakam aşağı yukarı yüzde 60, 70 mertebesinde, o bahsettiğiniz rakamlar, her birine teker teker girmek istemiyorum. Ama arkadaşların bana verdikleri söz "Yıl sonuna kadar biz harcayacağız." şeklinde. Geçen yıl, biliyorsunuz, özellikle de uyarmıştım ben arkadaşları. Kısaca, bölge kalkınma idarelerine yönelik de açıkçası düşüncem bu şekilde.

Eğer müsaade ederseniz, çok kısa olarak, her bir Komisyon üyemizin ve milletvekilimizin dile getirdikleri hususlar var, kısaca...

KADİM DURMAZ (Tokat) - Sayın Bakan...

KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Buyurun.

KADİM DURMAZ (Tokat) - Sayın Bakanım, tam da bu söylediğiniz konuyla ilgili -ben burada yoktum- bir şeyi söyleyeyim: Bizde ortak aradığınız kalkınma ajansı var; Samsun, Tokat, Amasya, Çorum. Anlaşıyor o söylediğiniz gruplar, her yıl bir mega proje deyip... Mesela, bu sene Tokat'a 11-12 milyon lira gibi bir kaynak hatta 14'e falan çıkacağını öğrendim. Ne yapıyor, biliyor musunuz? O doğal Yeşilırmak'ın güzelliği bozuldu, betondan bir kanal "Bunda kayık sefası yapılacak..." Halbuki bu -siz de takdir edersiniz ki- bölgesel kalkınma ajansı, bunun amacı üretime...

KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Aynen, katılıyorum görüşünüze.

KADİM DURMAZ (Tokat) - Ben hesap ettim, 637 tane köye 2'şer tane inek verilebilir, böyle kabadan gidiyorum.

KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Ama, şimdi olmadı işte.

KADİM DURMAZ (Tokat) - Ya, üretimi artırmak adına. Hayır, hayır, üretimi artırmak adına, niye öyle bakıyoruz arkadaşlar? Ya da farklı bir şeyde kullanılabilir; sera yapılabilir. Sizin söylediğiniz anlamda, il genel meclisi başkanları, valiler, belediye başkanları... Ortaya sağlıklı bir sonuç çıkmıyor.

BAŞKAN - Sayın Durmaz, süreden gidiyor.

KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Şimdi, müsaade ederseniz, yine genel bir soru, birçok Komisyon üyemiz tarafından dile getirilen bir soru, o da ulusal hesaplar sistemi yani bizim yeni millî gelir hesabımız. Türkiye İstatistik Kurumunu bu çerçevede bazı Komisyon üyelerimiz eleştirdi ve hatta kafalarında soru işareti olduğunu ifade etti. Öncelikle şunu ifade edeyim değerli arkadaşlarım: Millî gelir hesabında 2016 yılına kadar... Gerekirse Mehmet Bey'in kendisine de söz verebiliriz, o da açıklamada bulunabilir.

GARO PAYLAN (İstanbul) - İstiyoruz.

KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Elbette, memnuniyetle. Ama ben şunu özetleyeyim: Millî gelir hesabı geçmişte yani en son hesaplanan millî gelir hesaplaması öncesi dönemde nasıl hesaplanıyordu? Bir, anket çalışmaları; iki, bizim gerçekten çok sık kullandığımız "girdi-çıktı tabloları" dediğimiz "input-output tabloları" denen tablolar kullanılıyordu. Yani, diyelim ki inşaat sektörüne hangi alanlardan bir giriş söz konusu ve inşaattan hangi alanlara yine çıkış söz konusu. Yani, sektörlerin, alt sektörlerin birbirleriyle olan ilişkisi ve etkileşimini ortaya koyan "input-output" veya girdi-çıktı tabloları. Bu tablolar esas alınıyordu ve 2016 yılına kadar 2002 yılında belirlenmiş olan girdi-çıktı tabloları kullanıldı değerli arkadaşlar ki bu 2002 yılındaki girdi-çıktı tabloları da 1998 yılından alınan bir tablo, aşağı yukarı hiçbir değişiklik olmadan 2015, 2016 yılına kadar gelmiş durumda. Yani, 1998 yılındaki "input-output" tablosunu, yapısını, sektörlerin birbirleriyle olan etkileşimini ve yapısını siz 2015 yılına kadar aynı tabloları kullanarak getirdiniz. Şimdi, ne oldu?

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Siz getirdiniz.

KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Bu çok kolay bir çalışma değil Sayın Tamaylıgil, onu da ifade edeyim yani üç dört yıl alan bir çalışma ve bu çalışma TÜİK tarafından tamamlandı ve 2012 yılının girdi-çıktı tabloları oluşturuldu ve 2012 yılının girdi-çıktı tablolarına göre sektörler arasında ciddi farklılaşma ortaya çıktı ve o tabloları kullandılar. Mehmet Bey, yanlış söylüyorsam lütfen beni de düzeltin, onu da söyleyeyim; az çok benim de teknik yönüm vardır.

Şimdi, bu tablolara ilaveten, benim Kalkınma Bakanlığı görevine gelir gelmez ilk yaptığım işlerden bir tanesi, Maliye Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığıyla bir protokol çerçevesinde tüm verileri, Maliye Bakanlığının verilerini, işte, bu KDV'yle ilgili, gelir vergisiyle ilgili, kurumlar vergisiyle ilgili -daha önce bunların hiçbirisi yani idari kayıtların hiçbirisi kullanılmıyor idi millî gelir hesabında- bunların tamamını Türkiye İstatistik Kurumuna aktardık ve hem Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının hem Maliye Bakanlığının hem de diğer kamu kurum ve kuruluşlarının idari kayıtları kullanılarak bu hesaplamalar yapıldı. Sonra tabii farklı bir manzara ortaya çıktı, sonra da şu söylendi: "Efendim, siz bu çalışmayı yaptınız ama sanayi üretim endeksi ile sizin yapmış olduğunuz gayrisafi yurt içi hasıla hesaplamasında ortaya koyduğunuz rakamlar birbiriyle uyuşmuyor." O da doğru bir tespitti. Nedeni...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Bakanım, ek süre veriyorum.

Buyurun.

KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - O da aynı problem çünkü aşağı yukarı 2007, 2008, 2009 yılındaki sanayi yapısı ve firmalar sabit, 2010 yılında alınmış ve o firmalar hiçbir şekilde değiştirilmeden bugüne kadar getirilmiş yani siz sanayi üretim endeksini hesaplarken siz 2008 yılında devreye girmiş olan firmayı dikkate almıyorsunuz, 2009 yılında devreye girmiş olan firmayı dikkate almıyorsunuz sanayi üretim endeksinde. Dolayısıyla evet, bu yeni millî gelir hesabı ile sanayi üretim endeksi arasında da bir farklılaşma ortaya çıktı. İşte, şimdi, bunu da çözüyorlar arkadaşlarımız.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Peki, tasarruf oranı, yatırım oranı Sayın Bakanım?

KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Tasarruf oranını, onu Mehmet Bey'e vereceğim, sözü Mehmet Bey'e vereceğim. İsterseniz Mehmet Bey devam etsin, sonra ben sizlerin teker teker sorularını cevaplandırayım.

Buyurun Mehmet Bey.

BAŞKAN - Sayın Bakanım, siz bitirseydiniz, biz sonrasında Mehmet Bey'e verirdik.

Buyurun Sayın Bakanım.

KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Çok affedersiniz, çok özür diliyorum.

Şimdi, bir başka husus, yine Sayın Temizel tarafından dile getirilen bir husus -ben o zaman TÜİK'le ilgili kısımları size bırakıyorum Sayın Başkan- bu mali disiplin konusu. Mali disiplin konusundaki kararlılığımız devam ediyor. Takdir edersiniz ki 2016 yılında 15 Temmuz darbe girişimi sonrası bir belirsizlik ortaya çıktı ve ağustos ayından itibaren bir taraftan Merkez Bankası, diğer taraftan Hükûmet olarak biz bazı tedbirler aldık ve bu tedbirleri kademeli olarak uygulamaya koyduk, işte bunlardan bir tanesi de Kredi Garanti Fonu mekanizmasıydı. Eğer biz bu tedbirleri almasaydık, bu yeni mekanizmaları ortaya koymasaydık çok farklı bir resimle karşı karşıya kalabilirdik ama biz bu tedbirleri aldık ve dedik ki biz ta o dönemde, bakın, çok net söylüyorum, 2016 yılının son aylarında, 2017 için yüzde 2'lik bir bütçe açığının oluşacağını zaten biz kendimiz biliyoruz, kendimiz o çerçevede çalıştık zaten. Yani kamu maliyesi alanında, evet, o rahatlamayı sağlamak ve sürdürülebilir bir büyüme özellikle işletmelerimizin sürdürülebilirliğini sağlamak açısından son derece önemliydi. Neden önemliydi? Çünkü küresel düzeyde, özellikle Avrupa Birliği pazarında, Avrupa'da inanılmaz bir canlanma oluştu. Çok yüksek oranda talep var, işte siz de bahsettiniz Sayın Paylan, kapasite kullanım oranındaki yükseklik, ki yüzde 80'lere ulaştı, son on yılın en yüksek kapasite kullanım oranlarına ulaştık biz. Özellikle ihracat odaklı çalışan firmalar şu anda mal yetiştirmekte zorlanıyorlar. Yüzde 97,7 kapasite oranıyla çalışan sektörlerimiz var, işte elektronik ve bilgisayar, bakınız, en son TÜİK rakamlarında yüze 98 kapasite kullanım oranı, ki yani çok zorlanan bir şey, siz de söylediniz. Ha, nedir buradaki yaklaşım? Yüzde 80'in üzerine kapasite çıkması hâlinde biz yeni yatırım bekleriz, doğru söylüyorsunuz. Ha, peki, yatırımlar ne aşamada, ne oldu? Genellikle baktığımız zaman tevsi yatırımlarının ağırlıklı olduğunu görüyoruz, kapasite artırmaya yönelik yatırımların olduğunu görüyoruz ama komple yeni yatırım miktarının görece daha az olduğunu görüyoruz.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Makine teçhizat...

KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Evet.

Ama, evet, yatırımlarda bir öteleme söz konusu, bir erteleme söz konusu. Biz şuna inanıyoruz, orta vadeli programı yaparken de özellikle bizim ısrarla söylediğimiz şey şudur: Son birkaç yıldaki yatırımların artış hızı bizim büyüme hızımız civarında veya biraz altında. Normalde geleneksel olarak yatırımların büyüme hızı ülke ekonomisinin büyüme hızının daha üstündedir.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Demokratik sorunlarımızı çözelim, yatırım patlaması olur Sayın Bakan, demokratik sorunları çözmezseniz olmaz.

KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - 2018 yılında özellikle bu yatırımlarda da artış olacağını düşünüyoruz.

Tabii, büyümeye bakıldığında büyümenin kalitesinin bozuk olduğu ifade edildi. Ben buna katılmıyorum, hele hele şu süreç için katılmıyorum çünkü büyümenin yapısına baktığımızda özellikle yatırım ve ihracat merkezli bir büyüme olduğunu görüyoruz. Evet, inşaata değinildi ama bu ülke için inşaat da gerekli, sadece inşaat yeterli değil elbette ama genç ve dinamik bir nüfusumuz var, kentsel dönüşüm ihtiyacı olan binlerce binamız var, artan bir nüfusumuz var.

Değerli Komisyon üyelerimiz, bakın, yıllık ortalama iş gücüne katılım oranındaki yüzde 1'lik artış 1,2 milyon kişi demektir, 1,2 milyon kişi, 2017 yılı için söylüyorum. Hani işsizlikten bahsedildi, neden düşürülemiyor? Şimdi, biz son altı yedi yılda, yılda ortalama 943 bin kişi, bu yılı saymıyorum, bu yılla 950 bini geçiyor, 950 bin kişi istihdam etmişiz fakat...

GARO PAYLAN (İstanbul) - Sayın Bakanım, hep öyleydi, 1990'larda da böyleydi.

KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Öyle değil, öyle değil. 600 bin. O rakamları vereyim.

Bakın, şöyle: Eğer ben son on iki, on üç yılın ortalamasını alırsam nedir biliyor musunuz iş gücüne katılım oranındaki 1 puanlık artış? 600 bin kişiye tekabül ediyor. Ama ben 2017 yılını aldığımda iş gücüne katılım oranındaki 1 puanlık artış 1 milyon 200 bin kişiye tekabül ediyor ve iş gücüne katılım oranındaki 1 puanlık artış işsizlik oranında 1,8 puanlık artış demektir. Dolayısıyla evet, bizim her yıl 1 milyonun mutlaka üzerinde bir istihdam oluşturmamız gerekiyor.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Ama üretime yönelik olmalı.

KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Evet, evet.

MUSA ÇAM (İzmir) - İnşaat değil.

KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Şimdi, dolayısıyla, mali disiplin konusuna değinecek olursam mali disiplinimizi sürdüreceğiz. Eğer 2018, 2019, 2020 yılı rakamlarına bakacak olursanız orta vadeli programımızda bu önlemleri aldığımızı göreceksiniz. Dolayısıyla, mali disiplinden taviz vermemiz asla mümkün değil.

Yine, Sayın Temizel yatırımların tamamlanma süresine yönelik olarak 3,8 yılın çok gerçekçi olmadığını ifade etti, gerçekçi bir rakam. Şöyle bir durum söz konusu, onu da ifade edeyim: Toplu bazı projelerimiz var. Örneğin, 1970'li yıllarda başlamış, 1980'li yıllarda başlamış. Her yıl o proje numarasına yeni projeler ilave ediliyor. Dolayısıyla, bizim gerçek anlamda, teknik düzeyde nasıl hesapladığımızı merak ediyorsanız arkadaşlarımız size detaylı bir bilgi notu hazırlasınlar. Ama şöyle ifade edeyim: Örneğin, tarımda 6,2 yıl. Süreleri veriyorum. Bu kaçtı 2002 yılında? 25,3 yıldı, 6,2 yıla düşürdük.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - İz bedeliyle takip edilenleri dâhil ediyor musunuz Sayın Bakan?

KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Dâhil ediyor muyuz?

KALKINMA BAKANLIĞI MÜSTEŞARI M. CÜNEYD DÜZYOL - Ediyoruz, ediyoruz. Kalmadı şu an iz bedelli bir şey.

KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Ediyormuşuz.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - İz bedeliyle takip edilenler ya da bin lira, 2 bin lira olarak takip edilenler...

KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Onu ediyor muyuz?

KALKINMA BAKANLIĞI MÜSTEŞARI M. CÜNEYD DÜZYOL - Ediyoruz ama şu anda kalmadı zaten, iz bedelli bir şey kalmadı artık, nadir yani birkaç tane...

KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Mesela, madencilikte 2002 yılında iki yılmış, şu anda 0,3 yıl. İmalatta 5,6 yılmış 2002'de, şu anda 1,3 yıl. Enerjide 10,9 yılmış 2002'de, şu anda 1,3 yıl. Ulaştırmada 11,1 yılmış, şu anda 6,5 yıl. Dolayısıyla bunlara bir bütün olarak baktığımızda gerçekten proje tamamlanma sürelerinde ciddi bir kısalma söz konusu.

Yine, Sayın Temizel'in bazı soruları vardı ama... Bu yatırım destek ofislerinden bahsedildi. Şu ana kadar bizim bu yatırım destek ofislerimiz 706 yeni doğrudan yatırımın yapılmasını sağladı bugüne kadar ve 4,3 milyar dolarlık da yatırım gerçekleştirildi yine yatırım destek ofisleri vasıtasıyla.

Bölge kalkınma idareleri ve kalkınma ajansları Sayıştay tarafından denetleniyor. "Bu yıl da yine raporlar gelmedi." şeklinde bir ifade kullanıldı. Sayıştay Başkanlığımız 26 ajans için, her biri için bu çalışmaları gerçekleştirdi. Doğru söylüyorum değil mi arkadaşlar? Sayıştaya söylüyorum. İlave bir şey yaptı bu yıl Sayıştay Başkanlığı, güzel bir şey yaptı. Toplu olarak bunun bir değerlendirmesini de yaptı Sayıştay Başkanlığı. O nedenle de kendilerine teşekkür ediyorum.

Yine, Sayın Temizel'in yatırım hesabıyla ilgili şeyi Mehmet Bey'e vereceğim, Mehmet Bey açıklar TÜİK'le ilgili olan hususları.

Sayın Paylan'ın dile getirdiği hususlara değinmek istiyorum. Kamu yatırımlarından aldığı paya, özellikle bölgeler arası gelişmişlik farkına değindiniz. Bir de "Veri saklanıyor." gibi bir ifade kullanıldı, bilemiyorum, bir milletvekilimiz tarafından, "Özellikle illere yönelik veri yok." şeklinde.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Bakanım, lütfen.

Buyurun.

KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Tamamlayacağım.

Şimdi, burada, şu anda elimizde gayrisafi yurt içi hasıla itibarıyla 2004 yılı ve 2014 yılı verileri var ve bu verilere baktığımızda, yine NUTS 2 düzeyi dediğimiz, kalkınma ajanslarının oluştuğu bölgelerde bölgeler arası gelişmişlik farkının azaldığını görüyoruz.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Ne kadar?

KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Tam rakam yanımda değil ama bu bilgileri sizinle paylaşalım ama bölgeler arası gelişmişlik farklarında bir azalma söz konusu. Özellikle geri kalmış yörelerimizde ciddi bir iyileşme söz konusu.

Yatırım ödeneklerine değinecek olursak, GAP illerimizin, Güneydoğu Anadolu illerimizin aşağı yukarı yüzde 6 civarındaymış kamu yatırımlarından aldığı pay, bugün yüzde 10,5'a çıktı. KOP illerinin payı 3,3 civarındaymış, bugün 6,3'e yükselmiş. DAP illeri 7 civarındaymış; 8,4'e yükselmiş. DOKAP illeri 5 civarındaymış; 5,7'ye yükselmiş. Dolayısıyla bu bölgelere baktığımızda, gerçekten, bölgelerin, özellikle nispeten, göreceli olarak daha geri konumda olan bölgelerin iyiye doğru gittiğini görüyoruz. Peki, bu yeterli mi? Hayır, yeterli değil. Bu konuda da biz tüm çabayı gösteriyoruz.

Örneğin, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin ihracatı 2002 yılında sadece Türkiye ihracatının yüzde 2,2'siymiş, 2016 yılı için söylüyorum, Türkiye ihracatının içindeki payı yüzde 6,6; 3 katlık bir artış söz konusu yani Türkiye ihracatından aldığı payda. Dolayısıyla bir iyileşme söz konusu. Ha, istenilen düzeyde mi? Tabii ki bizim istediğimiz düzeyde değil, daha iyi noktalarda olmasını arzu ediyoruz.

"Kalkınma ajanslarına başvurular nasıl?" şeklinde yine Sayın Paylan, sizin bir sorunuz vardı. Bu özellikle FETÖ'ye...

GARO PAYLAN (İstanbul) - Yalnız, güvenle ilgili sordum Sayın Bakan yani güven, demokrasi, bunların hepsi nasıl...

KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Özellikle bu darbe girişimi sonrası bir aksama söz konusu oldu, olmadı değil ama 2018 yılı itibarıyla...

GARO PAYLAN (İstanbul) - OHAL'i kaldırın Sayın Bakan.

KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) -...iyi bir noktaya geleceğimizi düşünüyoruz.

Yine, Sayın Paylan'ın bir başka sorusu, bu, sektörler itibarıyla özel kesimin sabit sermaye yatırımlarını sormuştunuz. Ulaştırma sektörü -2017 yılı ve özel kesim için söylüyorum- 271 milyar lira, konut 263 milyar lira, imalat 168,7 milyar lira, tarım 7,1 milyar lira, madencilik 12,7 milyar lira, turizm 13,8 milyar lira, eğitim 15,3 milyar lira, sağlık 19,4 milyar lira, diğer hizmetler de yine 19,4 milyar lira.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Ne kadar sağlıksız olduğunu gösteriyor; tüketime gitmiş, araba almışız. Yatırım diye seviniyoruz; ev almışız, araba almışız.

KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Ama imalata bakın; 168,7 milyar liralık bir yatırım söz konusu, imalat sanayi için söylüyorum.

Tabii, bu işsizlik konusuna çok sık değinildi, ona değindim ama tekrar değindim, bir daha girmek istemiyorum.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Demokrasi ve kalkınma ilişkisine yorum yapsanız.

KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Şimdi, bu, özellikle gelir dağılımı konusuna değindiniz. En zengin yüzde 20'lik gelir grubu, en fakir yüzde 20'lik gelir grubuyla ilgili, 2002 yılında 9,5 katı idi yani en zengin yüzde 20 ile en fakir yüzde 20 arasında, bugün 7,7 kata düşmüş durumda, bir iyileşme kaydedilmiş durumda.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Tekrar yükselmeye başladı ama.

KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Onu da söyleyeceğim.

Bir de, tabii, Sayın Paylan, siz şöyle bir ifade kullandınız, onu çok merak ettim. Ben de açıkçası böyle bir veri varsa görmek isterim. Dediniz ki: "Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde nüfusun yüzde 1'i servetin yüzde 60'ına sahip oldu."

GARO PAYLAN (İstanbul) - Evet.

KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Nerededir bu veri? Yani, bunu görmek isterim ben. Yani, ulusal düzeyde böyle bir veri var mı, uluslararası düzeyde böyle bir veri var mı? Nedir, görmek isterim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Bakanım, lütfen... Üçüncü defa ek süre vermek zorunda kaldım.

KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Lütfen benimle paylaşırsanız çok memnun olurum çünkü 2007 yılı, bakın, bir rakam vereceğim...

GARO PAYLAN (İstanbul) - Ben size ulaştırayım Sayın Bakan, birçok raporda var.

KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Bakın, son sekiz yılın rakamını vereceğim. En zengin kesimin 2007 yılında bu yüzde 1...

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Bakan, siz gelirden bahsediyorsunuz, Garo Bey servetten bahsediyor.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Siz gelirden bahsediyorsunuz, o servet...

KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Veri nedir, hangi veri, onu merak ettim.

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Servet...

GARO PAYLAN (İstanbul) - Servet...

KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Hangi veriye dayanıyor, çok merak ediyorum.

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Credit Suisse'in...

GARO PAYLAN (İstanbul) - Credit Suisse'in raporlarında var.

KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Ha, Credit Suisse'in raporu bizde de var, oradaki ifade şu, Credit Suisse diyor ki buna: "Çok zayıf bir data, güvenilebilirliği konusunda çok ciddi kuşkuları olan bir data." şeklinde bir ifade... Yani, bu gerçek anlamda veriye dayanmayan, sadece algıya dayanan bir şey. Yani, burada...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Siz verin doğru datayı o hâlde efendim, siz söyleyin Sayın Bakan.

BAŞKAN - Sayın Bekaroğlu, lütfen.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Kim zenginleşti, kim fakirleşti?

KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Onun için yani somut bir rakam varsa elbette bunu paylaşmanız bizi de memnun eder.

Şunu söyleyeyim yine: En zenginlerin oranı 2007'deki payı yüzde 9,1 iken 2015'te 7,4'e düşmüştür.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Gelirden bahsediyorsunuz Sayın Bakanım, ben servetten bahsediyorum.

KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Tamam, Credit Suisse'in verisinde de aynen bu ibare ver, o ibareyi de lütfen dikkate alın. Diyor ki, efendim, şunu söylüyor...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Peki, kaçtır efendim, kaç? Siz söyleyin.

KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Hayır, bizim elimizde böyle bir veri yok Sayın Bekaroğlu.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Niye yok merak ediyorum, yok mu öyle bir veri? Olmaz mı.

KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Bak, Credit Suisse diyor ki Sayın Bekaroğlu: "Bu veri güvenilir değildir." Ben bunu ifade ediyorum, o kadar.

Devam ediyorum...

BAŞKAN - Sayın Bakanım, üçüncü ek süreyi kullanıyorsunuz. Lütfen, iki dakikada tamamlarsanız kalan sorulara yazılı verirsiniz cevaplarınızı.

KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Peki efendim, peki .

GARO PAYLAN (İstanbul) - Yok, sorulara yazılı cevap vermiyor Sayın Bakan. Bakın, burada 46 soru var.

BAŞKAN - Vermişti, bir kısmına vermiş

GARO PAYLAN (İstanbul) - Hayır, hayır, 12 tanesine vermiş.

BAŞKAN - Onlar soru önergesi ya; buradaki, Komisyondaki sorular değil ya.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Ya, geçen yılki sorulara, Sayın Başkan, cevap verdi mi Sayın Bakan?

KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Şimdi, şöyle, kısaca o zaman, burada olan arkadaşlarımıza yönelik... Sayın Tamaylıgil'in bir ifadesi vardı. Yeni seride inşaat sektörü katma değeriyle istihdam artışı uyumu olmadığını ifade ettiniz. Bununla ilgili, arkadaşlarımız bir grafik hazırlamışlar yani bu uyumu gösteren, size arz etmek istiyorum eğer kabul ederseniz.

Ben çok teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum efendim.

BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Bakanım.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Yazılı cevap mı verecek Sayın Başkan? Ne zamana kadar Sayın Başkan? Ne zaman efendim? Kayıtlara geçsin.

KADİM DURMAZ (Tokat) - Sayın Bakanım SODES'le ilgili bir cevap istiyorum.

BAŞKAN - Sayın Bakanım, buyurun.

KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Ha, şöyle önemli, bir hususa değineceğim. SODES'le ilgili, evet, bir çalışma yapacağız. O çalışmaya göre inşallah Tokat'ın durumu o gruba girer. Tamamıyla teknik bir çalışma ama.

BAŞKAN - Sayın Bakanım...

KADİM DURMAZ (Tokat) - Ama bunu milimetrik...

KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Sadece şunu söyleyeceğim, şöyle bir ithamda bulunuldu, açıkçası bu beni son derece üzdü, onu da ifade edeyim. Zannedersem Niğde'yle ilgiliydi, hangi vekilimiz olduğunu tam hatırlamıyorum ama...

BAŞKAN - Ömer Fethi Gürer...

KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Ömer Fethi Bey şunu ifade etti: "Siz Ensar Vakfına bazı yetkilerinizi devretmişsiniz, özellikle SODES'le ilgili yetkilerinizi devretmişsiniz." şeklinde bir ifadesi oldu. Şimdi, değerli arkadaşlar, şöyle: Evet, bizim bir SODES programımız var, özellikle çocuklara, kadınlara, gençlere ve gerçekten dezavantajlı gruplara yönelik bir programımız var. Nasıl işliyor bu program? Bu program şöyle işliyor: Biz bir çağrıya çıkıyoruz, teklif çağrısına, diyoruz ki: "Şu, şu, şu alanlarda projesi olan sivil toplum kuruluşları şu tarihe kadar valiliğe başvursun." Ve valilik bünyesinde bir komisyon oluşturuluyor değişik kesimlerden olan, bu projeler valiliğe geliyor, tüm projeler, valiliğe geldikten sonra valilik bu projeleri teker teker değerlendiriyor bizim belirlemiş olduğumuz usul ve esaslara göre ve valilik burada projeleri seçiyor, onaylıyor, Bakanlığımıza gönderiyor, en son onayı da Bakanlığımız yapıyor ve değişik sivil toplum kuruluşlarının -kamu kuruluşları da olabilir, il müdürlükleri de olabilir- bu dezavantajlı gruplara yönelik küçük ölçekli projelerine destek veriliyor; işte, 30 bin liralık, 50 bin liralık, 100 bin liralık; bu, eğitim programı olabiliyor, buna benzer programlar oluyor. Böyle bir programda Niğde'deki Ensar Vakfı projesini sunmuş, projesi valilikçe kabul edilmiş ve o proje çerçevesinde de bir destek almayı hak etmiş. Olay bundan ibaret. Yani burada "Ensar Vakfı almasın, başka vakıflar alsın." Bu yaklaşım doğru değil. Yüzlerce vakıf var, yüzlerce dernek var bu desteklerden yararlanan, elbette Ensar Vakfı da doğru bir proje yapmışsa, iyi bir proje yapmışsa o da destek alacak, almaya da devam edecek yani bunda herhangi bir yanlışlık söz konusu değil.

Kadın konusu çok konuşuldu. Özellikle kadınlara yönelik çok sayıda düzenleme yapıldı, yapmaya da devam ediyoruz. İşte, kadınlarımızın işe alınması hâlinde sigorta priminin işveren payını biz ödüyoruz, yine çalışan kadınlarımızın özlük haklarına yönelik düzenlemeler yaptık.

Diğer taraftan, sürdürülebilir kalkınma konusuna değinildi. Sürdürülebilir kalkınma konusunda Birleşmiş Milletlerin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine en fazla destek veren ülkelerin başında Türkiye geliyor ve Bakanlığımız. Aşağı yukarı sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin Birleşmiş Milletler tarafından belirlenmesinde Bakanlığımızın çok önemli bir rolü oldu. Geçen yıl tam 15 Temmuz darbesinin olduğu gün veya ertesi günü, tam hatırlamıyorum, yine ülke olarak davet edildik, orada sunuş yapmamız istendi ancak tabii bizim gitme imkânımız olmadı fakat bu alanda da Bakanlığımız ve TÜİK Başkanlığı çok önemli çalışmalar gerçekleştirdi.

Ben burada Sayın Başkan, sabrınız için çok teşekkür ediyor, tüm milletvekillerimize, Komisyon üyelerimize huzurlarınızda çok teşekkür ediyor, hepinize saygılar sunuyorum efendim.

BAŞKAN - Sayın Bakana teşekkür ediyoruz.

Sayın Aktaş, birkaç soru var, onları cevaplandırmak için buyurun.

TÜİK BAŞKAN VEKİLİ MEHMET AKTAŞ - Plan ve Bütçe Komisyonumuzun değerli üyelerine saygılarımı sunuyorum.

Millî gelir etrafında tekraren, güvenle irtibatlı sorular oluştu. Haziran ayının 13'ünde Plan ve Bütçe Komisyonumuza bir sunuş yaptım millî gelirle ilgili olarak, o sunuş esnasında ve sonunda toplam konsolide edilmiş 44 soru çıkarttık biz. Yazılı olarak 40 sayfanın üzerinde cevap hazırladık, Plan ve Bütçe Komisyonumuzun Başkanına iletmiştik, bu soruların hepsi bunun içinde mevcuttu.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Bize dağıtmadı Sayın Başkan.

TÜİK BAŞKAN VEKİLİ MEHMET AKTAŞ - Toplamda 50 sayfaya yakın cevap ihtiva eden bir içeriği, metni Sayın Başkanımıza ilettim.

SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Bütçe Başkanlığına gönderildiğini söylüyor.

BAŞKAN - Odalarınıza...

GARO PAYLAN (İstanbul) - Odalarımıza mı gönderdiniz?

SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Ne zaman getirdiniz bu cevabı, geçen sene mi?

TÜİK BAŞKAN VEKİLİ MEHMET AKTAŞ - 14 Temmuzda gönderdik Sayın Başkanım. Sizin büronuzdan da özellikle teyit aldırdım.

SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - 14 Temmuz da tabii tatile giren dönem olduğu için bürolarda kaybolmuş olabilir.

TÜİK BAŞKAN VEKİLİ MEHMET AKTAŞ - Ama ben tekraren sunabilirim, bütün soruları ihtiva ediyor çünkü.

BAŞKAN - Tekrar göndertin, siz Başkanlığımıza ulaştırın, biz tekrar göndertiriz.

SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Ama ricam tabii, öyle yedi ay sonra, bir sene sonra değil, en kısa sürede...

TÜİK BAŞKAN VEKİLİ MEHMET AKTAŞ - Bir ay içerisinde gönderdik Sayın Başkanım, sunuş akabinde bir ay içerisinde gönderdik.

"Tasarruflar niye artıyor?" diye söylendi, millî gelirde en fazla revizyon yatırım kesiminde oldu, o yüzde 75'ler civarında, bu yatırım kesiminin de yüzde 51-55 arası yıllara sari değişiyor, inşaattan geliyor. İnşaatla ilgili ölçüm sorunumuz daha önceki yapı kullanım ruhsatlarına ve izin belgelerine dayalıydı. Sayın Bakanın da ifade etmiş olduğu gibi, geçmiş "input-output" oranlarına dayalı olarak bir mal akım sistemi işliyordu. Bir eksik tahmin olduğunun zaten iki üç yıldır biz farkındaydık.

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - İnşaatla ilgili vermiş olduğunuz rakamlar...

TÜİK BAŞKAN VEKİLİ MEHMET AKTAŞ - Tamamına Sayın Vekilim, bakıyoruz, bunların tamamıyla ilgili de bilgiler mevcuttur, tekrar takdim edeceğim Plan ve Bütçe Komisyonuna.

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Tamam, onları alalım.

BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz.

KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - Tabii, bu arada ben şunu söyleyeyim değerli arkadaşlar: Türkiye İstatistik Kurumumuz -çok açık ve net söylüyorum- her türlü verisiyle, her şeyiyle hepinize açıktır, onu özellikle söyleyeyim. Yani gizli, saklı... Özellikle arkadaşlara söylediğim şey budur hep. Yani bu, Eurostat'a da açıktır, IMF'ye de açıktır, OECD'ye açıktır, Dünya Bankasına da açıktır, sizlere de açıktır. Kim, ne istiyorsa, kafasında ne soru işareti varsa lütfen gitsinler veya çağırsınlar, TÜİK Başkanımız detaylı bilgileri versinler.