| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/887) ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/861) ve Sayıştay tezkereleri a) Türkiye Büyük Millet Meclisi b) Cumhurbaşkanlığı c) Millî İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı ç) Sayıştay Başkanlığı d) Kamu Denetçiliği Kurumu e) Başbakanlık f) Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği g) Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ğ) Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanlığı h) Başbakanlık Tanıtma Fonu Genel Sekreterliği ı) Diyanet İşleri Başkanlığı i) Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı j) Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 31 .10.2017 |
MUSA ÇAM (İzmir) - Peki, Sayın Başkanım, teşekkür ederim.
Tabii ki yaklaşık olarak bir buçuk saatlik bir sunum gerçekleştirildi, Meclis Başkanımız, Sayıştayımız, MİT, Cumhurbaşkanlığı ve Kamu Denetçiliği dâhil olmak üzere yaklaşık olarak bir buçuk saatlik bir sunum gerçekleştirildi. Şimdi, biz on dakikayla, 2018 yılı bütçesiyle ilgili değerlendirme yapacağız.
Öncelikle -Kamu Denetçiliğiyle ilgili- Sayın Başkan, başarılar dileriz yeni görevinizde. Özellikle üniversite sınavlarıyla ilgili yapmış olduğunuz açıklamalardan memnuniyet duyduğumuzu belirtmek isteriz. Yani ülkemizde hâlen üniversite sınavıyla ilgili ciddi usulsüzlükler, haksızlıklar, zaman nedeniyle sınava yetişemeyenlerin mağduriyetleri nedeniyle bir açıklama yaptınız, teşekkür ederiz ama bu sorunu çözmüyor. Maalesef, sorunları çözecek ciddi adımların atılması gerekiyor. O nedenle Kurumunuzun, Kamu Başdenetçiliğinin bu konuda daha aktif olması gerekiyor ve özellikle mağdur olan insanlara karşı çok daha iyi bir yaklaşım sergilemeniz gerekiyor. Sadece iktidar partisi denetiminde bir kamu denetçiliği doğru bir denetçilik değildir, daha bağımsız olması gerekiyor. Mağdur olan, mazlum olan, haksızlığa uğrayan herkesin yanında bir tavır sergilemeniz gerekir diye düşünüyorum.
Sayıştayla ilgili: Sayın Başkan, size de görevinizde başarılar dileriz. Genel Kurulda oylarımız sizlere de nasip oldu. Başarılar dileriz. Tabii ki Sayıştayın özellikle raporlarına ulaşmakta biraz geciktik, geç geldi bize, yeteri kadar inceleyemedik ama özellikle Sayıştayımızın hazırlamış olduğu raporlar daha -gerçekten vatandaş adına denetlediğiniz için bütçeleri- çok açık ve net olmalı. Zaman zaman okuduğumuz raporlarda geçiştirildiğini görüyoruz. Bunu, bu raporları hazırlayan arkadaşlarımızı zan altında bırakmak için söylemiyorum. Geçmiş yıllarda hazırlanan Sayıştay raporlarına göre daha muğlak cümleler kullanıldığını görüyoruz. Bu konuda kimin hangi eksiği, kusuru var ise bunların çok net bir şekilde ortaya koyulması gerekiyor. Sayıştayımızdan bunu bekliyoruz.
MİT'le ilgili vallahi söyleyecek bir şey bile bulamıyorum. Genelkurmay Başkanlığıyla, MİT Müsteşarlığıyla ilgili söyleyecek bir şey bulamıyorum. Bu ülkede 15 Temmuz darbesi yapıldı. Altlarına hâkim olamayan aylarca, belki bir yıl boyunca bu ülkede darbe teşebbüsü hazırlıkları yapılmış, MİT Müsteşarlığının haberi olmamış, bilgi olmamış, istihbarat olmamış. MİT Müsteşarımız da o gün -sonradan aldığımız bilgilere göre- Diyanet İşleri Başkanı ve bir başka kişinin de olduğu bir yemekte beraberler. Bu nasıl bir iştir, haberleri olmaz? Aylarca süren, günlerce süren böyle bir çalışma yapılıyor, MİT Müsteşarlığının bundan yeteri kadar bilgisi, istihbaratı yok.
Genelkurmay Başkanına zaten söyleyecek bir sözümüz yok. Emir erinden tutun en yakınına kadar herkes bu işin içerisinde, nasıl haberi olmamış? Ona söyleyecek bir sözümüz yok.
İkincisi, bilmiyorum, öğrenmek de isterim: Dünyanın hangi ülkesinde bir MİT müsteşarı veyahut da istihbarat daire başkanı -bu AK PARTİ'den oldu diye söylemiyorum, CHP de olur, MHP de olur, HDP de olur, başka parti de olur, hiç önemli değil- herhangi bir siyasi partide milletvekili adayı olacak ve tekrar aynı görevine geri gelecek.
KADİM DURMAZ (Tokat) - Özel bir kanun.
MUSA ÇAM (İzmir) - MİT Müsteşarlığı herhangi bir kamu görevi değil. Evet, seçimlerden önce kamu görevi gören bürokratlar görevlerinden istifa ediyorlar, seçilmedikleri takdirde görevlerine geri dönüyorlar. Çok makul, çok doğru ama bir istihbarat örgütünün en üst kademesindeki bir şahıs herhangi bir siyasi partiden aday oluyor, sonra Cumhurbaşkanı "Benim onayım alınmadan oldu." diyor. Adaylığını geri çekiyor ve tekrar aynı göreve geri geliyor. Rica ederim arkadaşlar ya, bu dünyanın hangi ülkesinde bir istihbarat örgütü başkanı böyle bir konumda olur, böyle bir göreve tekrar geri getirilir? Gerçekten merak ediyorum. Dolayısıyla orada ciddi bir sıkıntının olduğunu da söylemek isterim.
Cumhurbaşkanlığıyla ilgili -Gizligider sabah dile getirdi- evet, sözcümüz açıklamalar yapmıştır. Sözcümüzün açıklamalarına karşı AKP sözcüleri -bugün grupları var, grup da dâhil olmak üzere- parti sözcüleri, grup başkan vekilleri çıkıp onların cevabını verecektir. Belki vermişlerdir bile. Zaten aldığımız habere göre de cumhuriyet savcılığı Sayın Tezcan'la ilgili soruşturmayı da hemen başlatmış.
Ama şunu söylememiz gerekiyor: Tabii ki Gizligider kardeşimizi de anlayışla karşılıyorum, Cumhurbaşkanlığının Genel Sekreteri burada, Meclis Başkan Vekili burada, üst kadrolar burada...
EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Sayın Çam, hakikaten yakışmıyor.
MUSA ÇAM (İzmir) - Şimdi Gizligider arkadaşımız böyle bir konuşmayı...
EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Hakikaten yakışmıyor yani.
BAŞKAN - Hoş bir üslup değil. Gerçekten hoş bir üslup değil ama.
MUSA ÇAM (İzmir) - Hayır, böyle bir konuşmayı gerekli görmüş olabilir.
EBUBEKİR GİZLGİDER (Nevşehir) - Sayın Çam, gerçekten kirli dil olur bu.
MUSA ÇAM (İzmir) - Ben bir şey söylemedim. Bitirmedim bak, bitirmedim. Bitirmedim daha.
EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Kirli dil bu olur yani.
MUSA ÇAM (İzmir) - Böyle bir konuşmayı gerekli görmüş olabilir, olabilir ama kendisinin de söylediği gibi Plan ve Bütçe Komisyonunun kendisine uygun bir adabı, bir usulü de var. Biz bunu hep...
EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Siz çizeceksiniz sınırları, biz ona uyacağız.
MUSA ÇAM (İzmir) - Bütün ağır eleştirilerimize rağmen hep bunu burada koruduk ve kolladık. Ben altı yıldır buradayım, olan arkadaşlarımız da bilirler burada.
16 Nisanda bir referandum yapıldı, ocak ayında da Anayasa Komisyonundan geçti. Binali Yıldırım ve AK PARTİ milletvekillerinin imzasıyla tasarı geldi, Komisyonda tartışıldı ve referanduma gitti. 317 AKP milletvekilinin, 81 il başkanının, belediye başkanının, il yöneticisinin, ilçe yöneticilerinin, bütün teşkilatın 16 Nisana kadar olan süreç içerisinde bir referandum kampanyası yapması, "evet"in çıkması için elinden gelen bütün çaba ve gayreti göstermesi asli görevleridir, söyleyecek hiçbir sözüm yok. Çünkü partili bir Başbakan ve AKP Grubu imzasıyla bir Anayasa değişikliği yapılıyor. Bu kampanyaya bizzat, bütün güçleriyle katılıp bu kampanyayı yapmaları görevleridir, söyleyecek hiçbir sözüm olmaz ama 2014 yılında halkın oyuyla seçilmiş bir Cumhurbaşkanının bu Anayasa referandumunda tarafsız kalması gerekmiyor mu arkadaşlar, tarafsız kalması gerekmiyor mu?
ERKAN KANDEMİR (İstanbul) - Gerekmiyor.
MUSA ÇAM (İzmir) - Neden gerekmiyor, niçin gerekmiyor?
BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Tarafsızlık için yemin edildi.
MUSA ÇAM (İzmir) - Tarafsızlık üzerine namus ve şerefi üzerine yemin etti, Anayasa açık ve net.
Şimdi, eğer bir Cumhurbaşkanı, tarafsız olması gereken...
EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Neyin tarafsızlığı üzerine?
MUSA ÇAM (İzmir) - Bakın, söylüyorum; başbakanın, bakanların, milletvekillerinin, partinin bütün teşkilatlarının bu referandumu yapmaları görevleridir, söyleyecek hiçbir söz yok ama tarafsızlığı üzerine namusu ve şerefi üzerine yemin etmiş bir Cumhurbaşkanının meydan meydan gezip miting yaparak "evet" oyu istemesi kabul edilebilir bir tutum ve davranış değildir arkadaşlar. Devletin parasını, pulunu, uçağını, araç gerecini kullanarak...
ŞAHAP KAVCIOĞLU (Bayburt) - Devlet için yapıyor.
MUSA ÇAM (İzmir) - ...meydan meydan gezip Anayasa referandumu için "evet" oyu istemesi doğru mudur?
EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Doğrudur.
MUSA ÇAM (İzmir) - Tarafsız mıdır bu, arkadaşlar? Değildir.
EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Sorduk, millet "Doğru." dedi.
MUSA ÇAM (İzmir) - O zaman başkalarına bu sözleri söyleme fırsatını verirsiniz ve konuşulur o zaman.
ERGÜN TAŞCI (Ordu) - Siz de konuştunuz.
MUSA ÇAM (İzmir) - Anayasa değişikliğiyle ilgili buraya 21 madde geldi, 3 madde çekildi, 18 madde referanduma gitti. Bu 18 maddenin 2 maddesi referandumdan sonra hemen yürürlüğe girdi. Bir tanesi Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu -Hâkimler ve Savcılar Kurulu- ve üyelerinin seçimiyle ilgili, derhâl yürürlüğe girdi; Cumhurbaşkanı atadı, Meclis seçti, yürürlüğe girdi. Diğeri ise partili cumhurbaşkanı yani Anayasa değişikliğinden sonra Cumhurbaşkanı gitti, kendi partisine üye oldu ve bir süre sonra da Parti Genel Başkanı oldu.
Şimdi, arkadaşlar ya, bu kadar taraflı olan bir Cumhurbaşkanı... Artık yani ben şahsen söylüyorum, bunu bir nezaketsizlik olarak kabul etmeyin. Cumhurbaşkanı değil, karşımızda Recep Tayyip Erdoğan AKP Genel Başkanıdır, bu kadar.
EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - O kadar değil.
MUSA ÇAM (İzmir) - Cumhurbaşkanlığı konusunda, tartışılır, insanların vicdanında tartışılır, tartışılıyor zaten, bu nedenle saygı konusunda ciddi sorunlar var. Evet, Recep Tayyip Erdoğan 2014 yılında yüzde 52'yle Cumhurbaşkanı seçildi, severiz sevmeyiz, halkımız seçti, başımızın üstünde yeri var, söyleyecek bir sözümüz yok; ne zamana kadar, bir sonraki seçime kadar ama tarafsızlığı üzerine Anayasa üzerine ettiği yemine uymak koşuluyla. Ya arkadaşlar, sabah kalkıyoruz, Cumhurbaşkanı ona laf atıyor buna laf atıyor, ona hakaret ediyor buna hakaret ediyor, ona küfrediyor buna küfrediyor, ona talimat veriyor buna talimat veriyor. Böyle bir Cumhurbaşkanı olur mu arkadaşlar ya? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
ERKAN KANDEMİR (İstanbul) - Ne hakareti?
MUSA ÇAM (İzmir) - Böyle bir Cumhurbaşkanı olur mu arkadaşlar ya? Biz bugüne kadar böyle bir şey görmedik, duymadık.
KASIM BOSTAN (Balıkesir) - Nerede küfür var ya?
MUSA ÇAM (İzmir) - Ya "Küfür ediyor." derken hakaret ediyor yani.
KASIM BOSTAN (Balıkesir) - Nerede hakaret var?
EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Ne hakareti?
MUSA ÇAM (İzmir) - Talimat veriyor, "Biz talimat verdik, yargıya talimat verdik, gereği yapılacak." diyor yani.
KASIM BOSTAN (Balıkesir) - Ama "küfür" diyorsun.
MUSA ÇAM (İzmir) - Böyle bir şey olabilir mi arkadaşlar ya? Bir Cumhurbaşkanı sürekli, her konuda, her konuda konuşur mu ya?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KASIM BOSTAN (Balıkesir) - Cumhurbaşkanı hiçbir yerde küfretmez, onu yapan sizsiniz.
MUSA ÇAM (İzmir) - Dolayısıyla, Cumhurbaşkanı tarafsızlığını resmen yitirmiştir arkadaşlar, resmen yitirmiştir. Esas mesele, bu ülkede Cumhurbaşkanının...
BAŞKAN - Sayın Çam, mikrofonunuz kapandı, bir saniye; ek süre veriyorum, lütfen tamamlayın.
MUSA ÇAM (İzmir) - Dolayısıyla, Sayın Cumhurbaşkanının 2019'a kadar Cumhurbaşkanı yönetim tarzıyla yönetmesi, 2019 referandumundan sonra, yeni sistem neyse ona göre ayak uydurması gerekiyor ama alan alan miting yapıyor, istediği gibi tek başına yönetiyor arkadaşlar. Bu, kabul edilebilir bir tutum ve davranış biçimi değildir. Bunu şiddetle reddediyoruz arkadaşlar, bu doğru biçim değildir.
Sayın Meclis Başkanımız, size de geçmiş olsun dileklerimizi bir kez daha iletiyoruz, aramızda gördüğümüz için de memnunuz, mutluyuz ama size ciddi eleştirilerimiz var. Arkadaşlarım, özellikle yasamayla ilgili, torba kanunlarla ilgili... Bakın, geçtiğimiz hafta burada on gün çalıştık, on günün üzerinde, bir torba kanun geçti, önümüzdeki hafta veyahut da yetişirse bu hafta içerisinde o torba kanun aşağıda Genel Kurula gelecek ve bütçe dönemi başladı. Şimdi, düşünün orada görevli olmamız gereken Plan ve Bütçe Komisyonu üyeleri, bizler burada bütçe görüşmelerini yapacağız arkadaşlar. Doğru bir şey mi arkadaşlar, söyleyin ya? Geçen hafta görüştük torba kanunu. Bu kanunun sahibi bizleriz, bizim aşağıda olmamız gerekiyor, geneli üzerinde, maddeleri üzerinde bizler konuşacağız, o müzakereleri yürüteceğiz ama biz aşağıda olamayacağız çünkü biz burada olacağız, burada bakanlıkların bütçelerini görüşeceğiz. Böyle bir yasama görevi olmaz Sayın Başkan, olmamalı. Daha kaliteli bir yasama süreci olmalı, kanunlar o şekilde buraya gelmeli ve öyle müzakere edilmelidir. Dolayısıyla yasama görevi itibarıyla gerçekten altı yıldır çok kötü bir süreç yaşıyoruz. Altı yıldır burada bu torba kanunları görüşmekten bıktık. İlgili ilgisiz, bizim Plan ve Bütçeyle hiç yakından ve uzaktan ilişkisi olmayan birçok madde buraya geliyor ve biz bunlarla ilgili ihtisas alanımızın dışında olan konular dâhil olmak üzere fikir beyan etmek durumunda kalıyoruz. Bu, doğru değil.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Çam, lütfen tamamlar mısınız.
MUSA ÇAM (İzmir) - Bitiriyorum Sayın Başkan.
Her taraf yıkılıyor, yapılıyor, şu yapılıyor. Sayın Başkan, bu Meclise yakışır işlerin olması gerekir, mimari olarak, yapı olarak, her şey olarak gerçekten buna uygun olması gerekiyor.
Yaklaşık kırk dakikalık bir sunumunuz oldu, birçok şeye değindiniz ama Meclisle ilgili burada çalışan bir ton personel var, memur var, işçisi var, taşeronu var, osu var, busu var bunlarla ilgili bir tek cümle etmediniz Sayın Başkanım. Ama burada gerçekten çalışanlar arasında farklı ücretler alan, farklı konumda olan onlarca insan var. Sayın Başkan hoşgörünüze sığınarak onları da o sorunları da dört beş madde hemen söylemek istiyorum.
Siz bugün Meclis Başkanısınız, önümüzdeki hafta kasım ayına giriyoruz, kasım ayının ortalarına doğru yeni seçimler yapılacak, görev alırsınız almazsınız ama bununla ilgili de ciddi sıkıntılar var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Çam, lütfen...
MUSA ÇAM (İzmir) - Özellikle idari kadro unvanları arasındaki maaş uçurumu, personelin ücret durumları incelendiğinde yönetici ve uzman kadrolar ile personel arasındaki maaş farkının rahatsız edici boyutta olduğu görülecektir Sayın Başkan. Ayrıca, milletvekili personeli ile kurum personeli arasındaki ücretler teşkilat personelini huzursuz edecek, yıllardır emek verdiği kurumda kendisini değersiz hissetmesine neden olacak kadar açılmış durumdadır. Türkiye Büyük Millet Meclisi idari teşkilatında personel ücretlerinde çalışma barışını tesis edecek ve ücret adaletini giderecek bir skala çalışması mutlaka yapılmalıdır. Milletvekili personellerinin tazminatları, bununla birlikte milletvekili yardımcı personeli olarak açıktan atanan personelin maaşlarından işsizlik sigortası kesintisinin yapılmaması nedeniyle işten ayrıldıklarında işsizlik maaşı alamaması ve kıdem tazminatının yok sayılması da düzeltilmesi gereken önemli bir sorun olarak karşımızda duruyor Sayın Başkan. Yani sizin danışmanınız bugün eğer sözleşmeliyse siz "Çıkın, senden memnun değilim." diye gönderdiğiniz anda bir kuruş kıdem tazminatı alamayacak Sayın Başkan ve bu büyük bir haksızlık.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Çam, son sözlerinizi alalım, lütfen...
MUSA ÇAM (İzmir) - İki madde...
İdari teşkilat personelinin 666 sayılı Kararname'ye tabi olmasından sonra kuruma başlayan personel, özel hizmet tazminatı alamamalarından kaynaklı ücret düşüklüğü nedeniyle başka kurumların sınavlarına girmekte ve Türkiye Büyük Millet Meclisinden ayrılmaktadır. Kalifiye elemanlar artık Türkiye Büyük Millet Meclisinde çalışmak istememektedir bu haksızlık ve adaletsizliklerden dolayı.
4/C kadrosunda çalışan personelin kadroya alınarak personel arasındaki ücret adaletsizliğin giderilmesi, üniversite mezunu olmasına rağmen yardımcı hizmetler sınıfının yaptığı işlerde çalıştırılmaya devam edilen 4/C'li personelin ihtiyaç duyulan büro hizmetleri için öncelikli olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Toplu sözleşme Türkiye Büyük Millet Meclisinin çatısı altında istihdam edilen 4/C kadrosundaki personele ek ödeneklerin verilmemesi eşitlik ilkesine aykırı bir durumdur.
Son olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi İdari Teşkilatında yardımcı hizmetler sınıfında görev yapan personele Başkanlık Divanına 6253 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı İdari Teşkilatı Kanunu'nun 28'inci maddesiyle verilen "Dolu kadrolarda derece ve sınıf değişikliği, boş kadrolarda sınıf, unvan ve derece değişikliğiyle ile sınıflar arası atama yapabilir." ve boş kadroları bulunan personele yapılan uygulamalar gibi çalıştığı sürece fiilî görevleri aynı kalmak kaydıyla genel idare kadrosuna geçilmesi yardımcı hizmetler sınıfında görev yapan personelin mağduriyetinin giderilmesinin sağlanması gerekmektedir.
Diğerlerini de soru-cevap kısmında soracağım.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.