| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/887) ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/861) ve Sayıştay tezkereleri a) Türkiye Büyük Millet Meclisi b) Cumhurbaşkanlığı c) Millî İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı ç) Sayıştay Başkanlığı d) Kamu Denetçiliği Kurumu e) Başbakanlık f) Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği g) Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ğ) Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanlığı h) Başbakanlık Tanıtma Fonu Genel Sekreterliği ı) Diyanet İşleri Başkanlığı i) Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı j) Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 31 .10.2017 |
ŞENAL SARIHAN (Ankara) - Teşekkür ederim.
Ben arkadaşlarımın daha önceki açıklamalarına katıldığımı ifade ederek Kamu Denetçiliği Kurumu üzerine birkaç değerlendirme sunmak istiyorum.
Şu konuda üzgünüm, geçen yıl bütçe görüşmeleri sırasında yaptığım konuşmanın neredeyse benzerini yinelemek durumundayım, yani bir yıllık süre içinde değişen çok önemli bir şey olmadığı görüşündeyim.
Bu kurumu çok önemsiyorum, bu kurumun ülkemizin demokratikleşmesi konusuna çok önemli bir katkı sunacağını biliyorum ve bunun halkın talebi olduğunu, bu talebin de kurumsallaşmış olmasının son derece olumlu olduğunu öncelikle ifade etmek isterim ancak şöyle bir durum var: Hem konuşmayı dikkatle okumaya çalıştım hem de bütçeyle ilgili düzenlemeye bakmaya çalıştım. Sorunun şurada düğümlendiğini düşünüyorum: Kamu Denetçiliği Kurumu, bugün hâlâ tanınmayan, tanınırlığı olmayan, tanınırlığı olmadığı için de değerlendirilemeyen ve hizmete açılamayan bir kurum gibi görünüyor. Yüzde 25'in bu kurumun adını duyduğu, yüzde 19,7'sinin ise kurumla ilgili çok az bilgisi olduğu konusunda, doğrudan doğruya kamu denetçiliğinin yapmış olduğu araştırma var.
Şimdi, buradan yola çıkarak şuna dönüp bakalım: Hangi alanlarda bugüne kadar başvuru alabilmiş? Bu alanlar nerede daha yoğunlaşmış? Eğitim öğretim alanında, kamu personel rejimi alanında, çalışma ve sosyal güvenlik alanında. Birisi 26,7; diğeri 24,67; 13,50 gibi devam ediyor. Tümünü almadım ama bugün Türkiye'de en önemli sorun olan ve halkın en çok mağdur olduğu adalet, millî savunma ve güvenlik alanlarında -ki adaleti elbette yargı diye değerlendirmiyorum ama gözaltı süreçleri, cezaevi süreçleri, bunlar çok önemli sorun alanları- idare ile bireyler arasında ortaya çıkan sorunları ifade ediyor. Bu alanlarda başvurunun yapılmamış olması önemli bir problem olarak ortada duruyor.
Şimdi, personel giderlerinin çok fazla olduğunu bu düzenlemede ama buna karşılık hizmetle ilgili giderlerde alabildiğine bir azlık olduğunu görüyorum. Hizmet nasıl sunulacak, yani tanınırlık nasıl sağlanacak; bu konuda yedi aylık sürede birtakım çalışmalar yapılmış, teşekkür ederim bu çalışmalara ama esas olarak halkın içine girerek çalışmaların yürütülmesi gerektiği inancındayım. Yani büyük otellerde, lüks otellerde yapılacak çalışmalar değil, doğrudan doğruya halkın arasında yapılacak çalışmalar.
Bir şeyi daha dikkatinize sunmak isterim: Örneğin Marmara en fazla başvurunun olduğu bölge, yüzde 30,83; İç Anadolu 24,57; Doğu ve Güneydoğu, yani Türkiye'de sorunların, ihlal iddialarının en yoğun olduğu bu iki bölgemizden ise birisi sadece yüzde 7, birisi sadece yüzde 5,74. Bu bölgelere gitmenin, bu bölgelerde çalışmaları yürütmenin, Kamu Denetçiliği Kurumunun buralarda tanınması konusunda bütçemizin buna göre düzenlenmesinin herhâlde yararı, özellikle de demokratikleşme gibi bir sorunumuzun olduğu bu süreç içinde yararı son derece açıktır diye düşünüyorum.
Son olarak altını çizmek istediğim nokta, kararlarımızın daha çok ret kararı biçiminde olmasının da yine tanınırlık sorununun bir sonucu olduğu inancındayım çünkü kimlerin başvurabileceği, nasıl başvurabileceği konusunda yeterli bilgiye sahip olmadıkları için kurumdan yararlanma, kurumun önüne haksızlıkları götürebilme olanağına sahip değiller.
Yapılan son değerlendirmede, bugüne kadar 145 tavsiye kararı, 250 ret kararı, 56 kısmen kabul kararı olduğunu belirtiyorsunuz. Oysa 14.184 başvuru olmuş. Şimdi, bu 14.184 başvurunun bu kadar az sayıda karar olarak ortaya çıkmış olması ve çoğunlukla kararların incelenemezlik, gönderme ya da kovuşturmaya yer olmadığı kararı oluşu, dostane çözümün son derece az oluşu, bu konuda hem personelin desteklenmesi hem de hizmet sunumlarına ilişkin çalışmaların daha doğru bir şekilde bütçelenmesi gerektiği inancındayım.
Son cümle dedim ama bir cümleye daha izin verin lütfen.
Sayın Çaturoğlu şöyle bir cümle kullandılar konuşmaları sırasında, dediler ki: "Ben tansiyonu çok yükseltmeden konuşacağım, hafif sesle konuşacağım." Biliyorsunuz, hafif sesle konuşmak, çok sakin sesle konuşmak bizim yanlış, kötü ve hakaretamiz sözlerimizi örtmez. Sözün kendisinin bir anlamı ve bir önemi vardır. Konuşmaları sırasında kullandıkları sözcükler, özellikle "seviyesizlik" gibi bir değerlendirme yapması gerçekten temiz bir dil olmaktan uzaktır. Burada yaptığımız çalışma kamu için yapılan bir çalışma, halk için yapılan bir çalışma.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Şenal Hanım, sağ olun.
ŞENAL SARIHAN (Ankara) - Birbirimizi anlayarak ve kavrayarak yürütmemiz gerektiği inancındayım.
Teşekkür ederim.