BAŞKAN - Müsaade ederseniz Komisyon olarak benim bir açıklama ihtiyacım doğdu hem Sayın Kalaycı'nın yapmış olduğu açıklama hem sizin yapmış olduğunuz açıklamalar hem de Sayıştay Raporu TMSF'nin bu sağlık harcamalarıyla ilgili olarak. Bu konu geçen sene de gündemimize geldi. Tabii, burada şöyle bir şey var: Sayıştay aynı bulguların tespitini tekrar yapıyor geçmiş yıllarda olduğu gibi. Kamu idaresi bununla ilgili savunmasında Türkiye Büyük Millet Meclisinde geçen sene benim burada yapmış olduğum açıklamaya atıfta bulunuyor. Tabii, ona atıfta bulunurken de bunu bir ön kabul gibi söylüyor ama orada bir farklılık var. Sayıştay da yapmış olduğumuz açıklamanın ek iki fıkrasını bırakıyor, o da son fıkrasına sarılıyor, ona göre oraya bir yerleştirme yapıyor. Durum aynen şudur, müsaade ederseniz geçen seneki tutanağı okuyacağım ve bu seneki Sayıştay Raporu, onların açıklamaları ve kamu idaresinin savunmasından sonra Sayıştayın varmış olduğu sonucu takdirlerinize arz edeceğim. Çünkü takdire arzın ötesinde bir şey yapamıyorum. Diyorum ki: "Diğer konuyla ilgili bir açıklama da ben yapmak istiyorum bu sağlık bedellerinin ödemeleriyle ilgili, TMSF tarafıyla ilgili. 2015 yılı Sayıştay denetim raporlarında kamu personeli olarak istihdam edilenler ile bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlık hizmetlerine ilişkin kayıt ve işlemlerinin 15 Ocak 2010 tarihinden itibaren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu çerçevesinde Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından kurumlardan devralındığı, bu kapsamda bütçelerinden Sosyal Güvenlik Kurumuna genel sağlık sigortası primi ödeyen kurumların ayrıca başka düzenlemelerle Sağlık Uygulama Tebliği'nde belirtilen bedellerin üzerine tedavi ilaç gideri ödeyemeyeceği belirtilmektedir. Öte yandan, bulguya konu TMSF ve Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası gibi kamu idareleri 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu kapsamında olmadığından merkezî yönetim kapsamındaki kamu idarelerindeki gibi bütçelerinden sağlık harcaması yapma noktasında bir engel bulunmamakta, bütçelerine sağlık harcaması için bir kalem koyabilmekteler. Söz konusu kamu idarelerinin Sayıştay denetimi ise merkezî yönetim bütçesi kapsamındaki diğer kamu idareleri gibi yargılamaya esas raporların dışında aynı usulde gerçekleştirilmekte ve Komisyonumuzca da görüşmeleri aynı usule tabi olmaktadır. Bu anlamda, Komisyon olarak da Sayıştay Denetim Raporu'nda yer verilen bulgular hakkında Plan ve Bütçe Komisyonu olarak doğrudan herhangi bir yaptırım yetkimiz de bulunmamaktadır." Şimdi, kamu idaresi bu bulgularla ilgili savunmasında bizim burada yapmış olduğumuz açıklamaya istinaden diyor ki: "Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonu buna karşı TBMM tarafından söz konusu bulguda iddia edildiği şekilde TMSF tarafından yapılan ödemelerin mevzuata aykırı olduğuna ve TMSF'nin mevcut uygulamasının Sayıştay Raporu'ndaki görüş doğrultusunda değiştirilmesine yönelik herhangi bir karar verilmemiştir." Hâlbuki biz zaten böyle bir karar veremeyeceğimizi söylüyoruz. "Bu nedenle TMSF'nin bulgulara ilişkin görüş ve açıklamalarının TBMM tarafından haklı bulunduğunun kabul edilmesi ve TBMM'nin iradesi paralelinde aynı bulgunun Denetim Raporu'nda tekrar edilmemesi gerektiği düşünülmemektedir." Biz burada bu açıklamaların TBMM tarafından kabul edildiğini, Komisyon tarafından haklı bulunduğunu ikinci paragrafta söylüyoruz. Ama Sayıştay şunu söylüyor, diyor ki: "TBMM tarafından 'Söz konusu bulgularda iddia edildiği şekilde TMSF tarafından yapılan ödemelerin mevzuata aykırı olduğuna ve TMSF'nin mevcut uygulamasının Sayıştay Raporu'ndaki görüş doğrultusunda dönüştürülmesine yönelik herhangi bir karar verilmemiştir.' denilse de Anayasa'nın 162, 164'üncü maddeleri gereğince Komisyonun asli görevi merkezî yönetim ve bütçe kesin hesap kanun tasarılarını görüşmek ve karara bağlamaktır. Bu çerçevede Sayıştayın hazırlayacağı dış denetim genel değerlendirme raporu ile kamu idarelerine ilişkin denetim raporu da Plan ve Bütçe Komisyonu tarafından değerlendirilmektedir. Buradaki değerlendirmenin bir yargıya varmak, hüküm ihdas etmek ya da karar vermek olmadığı, Komisyonun 7 Kasım 2016 tarihli Oturum'unda Başkanlık Divanınca yapılan açıklamadan anlaşılmaktadır." Yani az önce yaptığım açıklamayı söylüyorsunuz. "Tutanaklara geçen bu açıklamada Komisyonun Sayıştay Raporu'nda yer verilen bulgulara yönelik söz konusu kamu idarelerine doğrudan bir yaptırım uygulama yetkisinin bulunmadığı ifade edilmiştir. Bu sebeple TBMM tarafından Sayıştay Raporu yönünde TMSF uygulamasının değiştirilmesi doğrultusunda karar verilmesinin zaten mümkün olmadığını anlamakta bir güçlük yoktur. Yukarıda açıklanan gerekçelerle 5411 ve 5510 sayılı Kanunların açık hükümleri karşısında Fon personeli için TMSF bütçesinden tedavi ve ilaç gideri yapılması hukuken mümkün değildir." diyorsunuz. Biz şunu söylüyoruz aynı zamanda... "Öte yandan bulguya konu -sizin açıklamanın yer vermediğiniz kısmı- TMSF ve Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası kamu idareleri 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu kapsamında olmadığından merkezî yönetim kapsamındaki kamu idarelerindeki gibi bütçelerinden sağlık harcaması yapma noktasında bir engel bulunmamakta, bütçelerine sağlık harcaması için bir kalem koyabilmektedirler." diyoruz. Siz buraya atıfta bulunmuyorsunuz. Son hüküm cümlenizde de yapılan işlemin hukuka uygun olmadığını ifade ediyorsunuz, "Hukuken mümkün değil." diyorsunuz. O zaman ben de burada şunu sormak zorundayım, bu açıklamalardan sonra: Madem burada kanuna aykırı bir işlem olduğunu söylüyorsunuz, kanuna, hukuka aykırıysa suç oluşturuyor demektir; Sayıştay bu konuda ne yaptı? Sayıştaydan bu konuda kim açıklama yapacak? Suç oluşturulduğunu iddia ettiğiniz konuyla ilgili olarak Sayıştayın ne yaptığını öğrenmek istiyorum.