KOMİSYON KONUŞMASI

RADİYE SEZER KATIRCIOĞLU (Kocaeli) - Çok teşekkürler Başkanım.

Sayın Bakanım, Değerli Başkanım, Plan ve Bütçe Komisyonunun değerli üyeleri; ben de Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu olarak ve bir kadın milletvekili olarak birkaç cümleyle bir hafıza tazelemesi yapmak istiyorum çünkü bu vatanın bir evladı olarak geldiğimiz noktaları hatırlayarak bugünü daha iyi analiz edebileceğimizi, karşılaştırma yaparak daha iyi bir yol haritası çizebileceğimizi düşünüyorum ki ben lise çağlarım ve üniversite çağlarındaki Türkiye'deki kadınların problemlerini şöyle hatırladığımda ilk aklıma gelen mesela kadının iş hayatında olabilmesi için eşinin onayına, iznine tabi bir kanuni düzenlemenin var olduğu bir süreçten artık kadının istihdamı için KOSGEB teşvikleri, girişimcilik eğitimleri ve İŞKUR'la birlikte yürütülen kadının girişimci olabilmesi ve istihdamın artırılmasıyla ilgili birçok düzenlemeye girmeyeceğim burada, İş Kanunu'nda yapılan düzenlemelerle birlikte kadının iş hayatında başta olmak üzere toplumun her alanında düzenlemelere gidilmiştir. Boşanma süreçlerinde ilk aklıma gelen edinilmiş mal rejimlerinin kadının boşanma süreçlerindeki mağduriyetini gidermeyle birlikte iyi bir iyileştirmeyle başlandığını, 2002 yılında kadınların töre ve namus cinayetleri üzerindeki işlenen cinayetlerdeki düzenlemeyle artık bu alandaki cinayetleri bitirdiğimizi hatırlatarak sözlerime devam etmek istiyorum.

Evet, Anayasa'da birçok Avrupa ülkesinde olmayan bir düzenlemeyi gerçekleştirdik, bununla hepimiz aslında bu ülkenin vatandaşları olarak gurur duymalıyız. Eşitlik ilkesini getirmemiz ve arkasından tekrar "Bu eşitliği korumakla yükümlü olan devlettir." sözünü, cümlesini eklememiz çok önemli. Buradaki pozitif ayrımcılık gerçekten alkışlanmaya layık yani ülkemizin önemli düzenlemelerinden birisi ve bununla birlikte eşit işe eşit ücret yasası bir Komisyon Başkanı olarak yurt dışı temaslarımız çok sık oluyor, gelişmiş birçok ülkede bu kanunların olmadığını, kadınların böyle bir güvenceye sahip olmadığını görüyoruz. Amerika temaslarında ben hayretle karşılaştım, yetkililerden aldığım bilgi beni hâlâ çok şaşırtır, demokrasinin beşiği, insan haklarının korunduğu, en üst düzeyde yaşandığı ülke olarak bize tanıtılan, kendini öyle lanse eden Amerika'daki kadınların eşit işe eşit ücret yasasının, kanunlarının, düzenlemelerinin, yönetmeliklerin olmadığını görmek ve iş hayatındaki mağduriyetlerini yetkililerden dinlemek beni gerçekten şaşırtmıştı. Başka şaşırtan bir şey, kayda girsin diye söylüyorum, yılda 350 bin kadının kadın cinayetinden öldüğünü, öldürüldüğünü yetkililerden aldık ve aynı zamanda yine Amerikalı bir yetkilinin sekiz dakikada 1 kadının şiddete uğradığını bildirdiği bir ülke Amerika. İskandinav ülkelerine gittiğimizde de bu fotoğraf böyle. Bu şiddetle ilgili gerçekten her toplumun her tarihte dünyanın her döneminde her toplumda yaşanan büyük bir sorun. Bunu sadece kadını bireyselleştirerek veyahut da Aile Bakanlığı üzerinden bu sorunu çözemeyeceğimizi biliyoruz. İskandinav ülkeleri gibi gelişmiş ülkelerde, ekonomisi güçlü olan ülkelerde bu sorun çözülemiyorsa daha bütüncül bakarak bu işi çözmemiz gerektiğini ben buradan ifade etmek istiyorum. Bunu hep birlikte yapacağız arkadaşlar. Sadece kadına değil, tüm dezavantajlı gruplara biz birlikte bunu çözmemiz gerekir. Bir tarafı ele alarak çözemeyiz -ki IPU yani Parlamentolar Arası Birliğin Başkanı Chowdhury ile birlikte yaptığımız bir temas sonrasında kendisinin verdiği bilgi beni çok şaşırttı, buradan sizlerle paylaşmak istiyorum, iki politika değişikliğine gittiklerini ifade ettiler, kadınla ilgili. Birisi şuydu, kendi ifadeleriyle kayıtlarda vardır: Kadının siyasette sayısının artırabilmek için kota uygulamasının yanlış olduğunu, yapay kısa süreli yükselmelere sebep olduğunu, sonrasında bu daha da aşağılara düşüşlere sebep olduğunu, onarılmaz noktalara getirildiğini söyledi ve doğal akışı içinde bunun yapılması gerektiğini ifade etti. Aynı şekilde yine, ikinci olarak, kadının sorununu, kadını bireyselleştirerek kadını tek başına ele alarak çözemediklerini fark ettiklerini, bunun yanına gençleri ve ergeni koymak yani çocukları ve ergeni koyarak çözebileceklerini ifade ettiler ki bizim AK PARTİ olarak politikalarımızın en baştan beri Cumhurbaşkanımızın bu konudaki düsturu, şiarı ve açtığı yol bu ilkeler üzerine kadının siyasette var olmasıyla ilgiliydi ki Avrupa bunu yaşayarak, tecrübe ederek hayata geçirmiştir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Başkan, bir dakika.

Bir dakika ek süre vereyim.

Buyurun, tamamlayın lütfen.

RADİYE SEZER KATIRCIOĞLU (Kocaeli) - Bu politikaların doğru olduğunu görüyoruz ki 1934 yılında gerçekten övündüğümüz, bu ülkenin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün birçok Avrupa ülkesinde olmayan bir hakkı biz kadınlara vermiş olması gerçekten onur duyucu ama bir üzücü yanı da 2002'ye kadar ne yazık ki bu hakkı kullanamamış, kullandırılamamış olması da ayrıca bir soru işaretidir. Buraya da bakıp son on beş yılda yüzde 4,4'ten, 4,6'dan yüzde 14,7'ye yani yüzde 15'e gelmiş olması on beş yılda bunun yapılabilmiş olması demek ki doğru politikaların uygulandığının en önemli işaretidir. Buraya da bakalım, bunu bir dahaki dönem Avrupa ortalamasına getirmek için çalışalım, yüzde 22,5'a hedefimiz bu olsun, hepimizin hedefi bu olsun, bunu birlikte yapalım, Aile Bakanlığıyla birlikte, sizlerle birlikte hep beraber yapalım. Bu şekilde olaylara bakarsak doğru yol haritaları hele kadın meselelerinde beraber sonuca kilitlenirsek başaracağımıza inanıyorum. Bir arkadaşımız söyledi ki, Sibel Hanım'dı "KEFEK ve Aile Bakanlığı beraber, birlikte çalışamıyoruz." Daha sık beraber olmamız gerektiğini söyledi ki hemen ben neler yaptığımızı şurada hatırlatmak isterim: Bölge toplantıları yapıyoruz Komisyonumuzla. Komisyonumuzun bölge toplantılarında Aile ve Sosyal Politikalar il müdürlüğünün yetkilileri aktif işin içinde oluyor, alt komisyonlar yapıyoruz. Alt komisyonların Aile Bakanlığının uzmanları, yetkilileri, genel müdürleriyle birlikte çalışıyoruz. Bununla birlikte, bütün yaptığımız diğer çalışmalarda, Birleşmiş Milletlere gittiğimiz, KSGM oturumlarında, kadın statüsünü koruma oturumlarında beraber çalışıyoruz. Her alanı biz aslında biz aslında beraber çalışıyoruz ki biz düzenli olarak bakanlarımızı, KEFEK'e alıyoruz, ondan bilgiler istiyoruz ve bu bilgiler noktasında yeni yol haritaları beraber getiriyoruz ki birçok projeyi, birçok kanuni düzenlemeleri biz direkt bakanımızın bizzat kendi şahsıyla olmasa bile onun altındaki genel müdürleriyle, daire başkanlarıyla zaten bu süreci yürütüyoruz.

BAŞKAN - Sayın Başkan, toparlarsak lütfen.

RADİYE SEZER KATIRCIOĞLU (Kocaeli) - Evet, söyleyebileceğimiz bu. Son on beş yılda gerçekten İstanbul Sözleşmesi'ne imza atan...

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Meclis çalışmalarından bahsedin.

BAŞKAN - Başkanımız KEFEK Başkanı olunca KEFEK çalışmalarından söz edecek; bu olur, normal.

Buyurun.

RADİYE SEZER KATIRCIOĞLU (Kocaeli) - Sadece KEFEK değil, bakın, 2011'de İstanbul Sözleşmesi'ne imza atan bir ülke ve ilk onaylayan ve uyum yasasını çıkartan, 6284 no.lu bir Yasa'yız, bunu Bakanlıkla yaptık arkadaşlar. Birçok Avrupa ülkesi hâlâ Meclisinde onaylamamış, uyum yasasını çıkartmamış. Biz hızlı gidiyoruz, elbette istediğimiz noktada değiliz ama istediğimiz noktaya beraber gideceğiz. Ama, bu şekilde doğru bir yöntem olmadığını ifade etmek istiyorum. Aile Bakanlığının bütçesi bir...

BAŞKAN - Sayın Başkan, toparlamanızı rica edeceğim.

RADİYE SEZER KATIRCIOĞLU (Kocaeli) - Son cümlem, birçok bakanlıktan çok daha ilk sıralarda bütçe büyüklüğüyle ilk sıralarda böyle bir bakanlıkla çok daha iyi noktalara geleceğimize inanıyoruz kadınımızın.

Teşekkür ediyorum Başkanım.