| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/887) ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/861) ve Sayıştay tezkereleri a) Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı b) Avrupa Birliği Bakanlığı c) Türk Akreditasyon Kurumu ç) Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 13 .11.2017 |
YAKUP AKKAYA (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakan, değerli katılımcılar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının 2018 yılı bütçesini konuşuyoruz ama ben Bakanlığın başarılı bir çalışma yürüttüğünü düşünmüyorum bu süreç içinde çünkü sadece bütçe yapmak değil, bütçeyi hakkıyla uyguluyor mu, tüyü bitmemiş yetimin hakkı burada korunuyor mu, ona bakmak lazım. Bu bize dağıtılan pembe kitapçıkta görüyoruz ki kopyala-yapıştır bir anlayışla yapılmış, bir önceki bütçenin rakamları değiştirilerek bugün bizlere sunulmuş.
Örnek vermek istiyorum. Bu sunumun 142'nci sayfasında Sosyal Güvenlik Kurumu devlet primi ödemelerinin yüzde 16 arttığı söyleniyor. Olabilir, artar ama 2016 yılı Sayıştay Raporlarında gelir testine tabi olan yurttaşlar adına devlet tarafından ödenen genel sağlık sigortası primlerinin Sosyal Güvenlik Kurumuna fazla ödendiğini tespit ediyor. Bu da olabilir ama aynı durum 2014 ve 2015 Sayıştay Raporlarında da yer almasına rağmen Sayın Bakanlık iki dönemdir bu uyarıyı, Sayıştayın bu uyarısını niye dikkate almıyor ve Sosyal Güvenlik Kurumuna niye fazla bu konuda ödeme yapıyor? İşte, bu, kopyala-yapıştırın bir mantığı, bir açıklamasıdır. Bununla ilgili tedbir alınmasına rağmen, o dönemki Sayın Bakan "Bu konuyla ilgili çözüm bulacağız ve tedbir alacağız." demesine rağmen 2016 Sayıştay Raporlarında da bu yer alıyor.
Bir başka olay, tüyü bitmemiş yetimin hakkının burada yendiğinin ispatı olan bir başka olay ki bir devlet kanunları uygulamıyorsa, elbette ki ilk önce sokağınızın temiz olması için kapınızın önünün temiz olması gerektiği şiarından yola çıkarak kömür olayına değinmek istiyorum. Biliyorsunuz, Bakanlık faaliyet raporuna göre Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu tarafından dağıtılan kömür yardımını TKİ ve TTK'dan almak zorundadır. TKİ ve TTK'nın kayıtlarında kaç ton kömür satıldığı yer almaktadır. Bu, tamam. Bu rakamlarla Bakanlık faaliyet raporunda yer alan kömür yardımları karşılaştırıldığında yıllık olarak yaklaşık 200 bin ton kömürün fazla dağıtıldığı görülmektedir yani bu TTK'da 200 bin ton eksik ama Bakanlık 200 bin ton fazla kömür dağıtmış. Bir başka deyişle TKİ ve TTK'dan alınmayan kömürler Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları tarafından yoksullara verilmektedir. Bu noktada bu kömürlerin menşei önemlidir. Özellikle geçtiğimiz ay Şırnak'ta biliyorsunuz bir maden faciası yaşandı ve sonra yapılan tespitlerde görüyoruz ki Şırnak Sosyal Yardımlaşma ve Teşvik Fonu tarafından bu bölgeden kömür alındığı ortaya çıktı.
Başka ilginç bir olay: Yani biz ilk önce sokağınızın temiz olması derken burada söylüyoruz. 2014 yılında Enerji Bakanlığı yaptığı bir açıklamada, orada bir iş kazası sonucunda ölen insanlar, iş cinayeti olduktan sonra yapılan denetimlerde Şırnak kömür havzasının kapatıldığını ve kömür faaliyetlerine son verildiğini duyurdu. Peki, nasıl oluyor da Enerji Bakanlığının faaliyetlerine son verildiği Şırnak'ta Şırnak Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Bakanlığınız adına oradan kömür alıyor ve bu fakir ailelere dağıtılıyor? O hâlde soru şu: Yani mevzuata aykırı olarak bu kömürün alınmasına kim müsaade etmiştir? Şırnak'taki iş cinayetinden sonra bu konuda Bakanlığınız tarafından herhangi bir soruşturma açılmış mıdır, hangi şirketlerden kömür alımı burada yapılmaktadır? Bunları söylüyoruz.
Bir başka olay: Yine, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının sorumluluğunda olan Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu'yla ilgili bir sorun bulunmaktadır. Fonun bütçesi yaklaşık 6 milyar Türk lirasıdır ve bu bütçenin 4 milyar TL'si illere harcanmaktadır. Bu harcama tutarlarına ilişkin olarak yerel düzeyde hangi vakıflarla iş birliği yapıldığı, hizmet alımı veya ödeme yapıldığına dair kamuoyunda herhangi bir açık kayıt bulunmamaktadır. O hâlde soru şu: Yerel düzeyde hangi vakıflarla iş birliği yapılmaktadır, hangi vakıflar desteklenmektedir? Özel vakıf ve derneklere ne kadar para aktarılmıştır?
Bir başka olay da, engellilerle ilgili ki burada hem AKP sözcüleri hem Sayın Bakan engellilerle ilgili neler yapıldığını anlatıyor. Evet, Türkiye 2002 Türkiye'si değil. 2002'deki nüfusumuzla şimdiki nüfusumuz, 2002'de açılan iş yerleriyle şimdiki iş yerlerimiz... Ve on beş yıldır AKP iktidarı Türkiye cumhuriyetinin borçlanarak en büyük bütçesini yapan iktidardır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
(Oturum Başkanlığına Başkan Süreyya Sadi Bilgiç geçti)
BAŞKAN - Sayın Akkaya, son cümlenizi alayım lütfen.
YAKUP AKKAYA (İstanbul) - Peki.
Özür diliyorum, bu önemli Sayın Başkanım, onu bir...
BAŞKAN - Son cümleniz.
Buyurun.
YAKUP AKKAYA (İstanbul) - Herhâlde son konuşmacı benim, öyle zannediyorum.
BAŞKAN - Değilsiniz, değilsiniz, sizden sonra 7-8 kişi var, sonra da AB Bakanlığı var.
YAKUP AKKAYA (İstanbul) - Var mı benden sonra? Peki.
Bir: Engellilerin ÖTV'siz araç alımıyla ilgili sınırlama getirmesine niye ses çıkartmadınız? Burada suistimal varsa zaten yasalarda suistimali yapanlarla ilgili yaptırımlar var. Yani 70 bin lirayla sınırlı bir şey yapmak ve Bakanlık olarak buna itiraz niçin etmediniz?
Sayın Bakan, bir başka şey: Özellikle siz işte "Engellilere şu yardımları yaptık." diyorsunuz ama protez ve ortez kullanmak zorunda olan engellilerin katkı payları çok yüksek. Bununla ilgili niçin bir düzenleme yapmıyorsunuz söz verildiği hâlde? Bir örnek vereceğim. İşte, burada engelli bir milletvekili arkadaşımız da var AKP'den ve tekerlekli sandalyede milletvekilliğini sürdürüyor bir kaza sonucu, hepimizin de yarın ne olacağı belli olmaz. Tamam, tekerlekli sandalye alıyoruz. Peki havalı minder alabiliyor muyuz?
BAŞKAN - Sayın Akkaya, son cümlenizi alayım lütfen.
YAKUP AKKAYA (İstanbul) - Son cümle... Havalı minderin bir tekerlekli sandalyeden daha pahalı olduğunu biliyor musunuz Sayın Bakan? Yani burada afaki söylemler söylemek çok kolay ama bütçenin hakkını vermiyorsunuz. Bu Bakanlık, başarısız bir Bakanlıktır.
Teşekkür ediyorum.