| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/887) ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/861) ve Sayıştay tezkereleri a) Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı b) Avrupa Birliği Bakanlığı c) Türk Akreditasyon Kurumu ç) Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 13 .11.2017 |
ERGÜN TAŞCI (Ordu) - Sayın Başkan, Sayın Bakanım, Komisyonumuzun çok kıymetli üyeleri, değerli basın mensubu arkadaşlar; öncelikle bütçemizin şimdiden hayırlı olmasını, hizmetlere vesile olmasını diliyorum.
Şimdi, sabahtan itibaren konuşmalara, değerlendirmelere baktığımızda gerçekten Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımızın kurumsal olarak bugüne kadar geldiği aşama itibarıyla -nereden baktığımıza ilişkin- iyi bir tablo var. Bakıyoruz, rakamlar ortada. Anayasa'nın ilgili maddesinde düzenlenen sosyal devlet ilkesinin gereklerinin 2002 yılından itibaren nerelerden nerelere kadar geldiğine, gerçekleşme oranına bakıyoruz... Bu değerlendirmeyi yaparken hakkı teslim etme adına bir iki hususu paylaşmak istiyorum.
Tabii ki etrafı sorunlarla çevrili ve sosyal hayatın ciddi anlamda kurumsal olarak yeterince tamamlanmadığı bir süreci yaşayan Türkiye'de eksikliklerin... Bundan sonra önerilerimizin de olacağı tabiidir.
Sayın Başkan, Bakanlığımıza baktığımız zaman, hizmet alanı itibarıyla en kritik Bakanlık, en hassas alanlarda faaliyet gösteren bir Bakanlık olarak görüyoruz. Her bir projesi ve her bir hizmeti insana dokunuyor ve dolayısıyla çok keyifli bir alan ama o kadar da zor bir alan. Dolayısıyla Türkiye'nin en önemli ve en büyük hayır kurumu ve hayır hareketi olarak da düşünülebilecek bir Bakanlıktan bahsediyoruz.
Bütçenin doğru ve etkin bir şekilde planlanması çok önemli ve tabii ki bu konuda Bakanlığın ekibinin de Sayın Bakanın himayesinde hassasiyetle bu bütçeyi hazırladığını görüyoruz.
Bu bütçeyle ilgili çalışmalara girmeden -AK PARTİ hükûmetleri döneminde- daha öncesinde, bürokraside çalıştığımız dönemde küçük küçük genel müdürlükler şeklinde hizmet veren bu alanın bir kurumsal yapıya dönüştürülmesi, Bakanlık şeklinde hem bütçesi itibarıyla hem fonksiyonları itibarıyla çok ciddi anlamda bir yapıya kavuşturulmasında tabii ki Cumhurbaşkanımızın, liderimizin çok büyük bir vizyonunu görüyoruz ve Türkiye'nin önemli bir ihtiyacının karşılanması noktasında bu Bakanlığın en temel merkeze oturduğunu görüyoruz. İllerimize gidiyoruz, bölgelerimize gidiyoruz, buralarda kamu çalışanlarının toplumla ne kadar temas ettiğini, toplumun içerisinde ne kadar mesai yaptığını görüyoruz. Yaşam merkezleriyle ilgili... Engelli vatandaşlarımızla ilgili, bir defa, hukuki anlamda eksik olan, hatalı olan ifadelerin düzeltilerek topluma dokunacak cümleleri ve yaşam alanlarını... Kadrolarımızın güzel bir şekilde, ince bir şekilde topluma dokunarak hizmet ettiğini görüyoruz. Ben bu vesileyle, Bakanlığımızın tüm çalışanlarının bir kamu görevinin ötesinde, insani mücadelelerini ayrıca tebrikle, teşekkürle buradan ifade etmek istiyorum.
İnanıyorum ki bugün şehit ailelerimiz, gazilerimiz, engelli ve yaşlı vatandaşlarımız ve daha nice sayamayacağımız paydaşlarımız bu bütçeyi, bugünü öncelikle titiz bir şekilde takip ediyorlar; buradaki projeleri, bugüne kadar yapılanları ve Bakanlığımızın bundan sonra kendileriyle ilgili tasarruflarını ve bütçeyi takip ederek bizleri izliyorlar. Dolayısıyla 780 bin kilometrekaresinde, Hakkari'den Edirne'ye kadar, tüm yardıma muhtaç, devlete muhtaç vatandaşlarımızın gözünün kulağının bu bütçede olduğunu ve 80 milyonu doğrudan yakından ilgilendiren bir bütçeyle ilgili, bir hizmet hareketiyle ilgili bir çalışmayı... Bir paradigma değişikliğiyle ciddi anlamda âdeta projelerde çığır açan bir Bakanlığın ve bu Bakanlığın politikasını üreten kadroların önümüze getirmiş olduğu çalışmalarla ilgili birkaç hususu paylaşmak isterim.
Şimdi, maalesef, muhalefetin, muhalefet temsilcilerinin çoğu zaman "kömür, makarna dağıtma" gibi böyle bir ifadeyle hafife alan bir tavırda söylem geliştirdiğini görüyoruz. Gerçekten, bu, üzüntü verici bir şeydir. Çünkü gerçeği yansıtmayan tartışmanın hiçbir zaman bir noktaya gelmesi mümkün değil. Buna ilişkin bir not düşmek adına bunu...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Lütfen toparlar mısınız.
Buyurun.
ERGÜN TAŞCI (Ordu) - Bu açıdan baktığımızda 2002 önemli bir tarihtir. Buradan bir dönüşümü görüyoruz. "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın." anlayışıyla bugün baktığımızda, birkaç hususun altını çizmek isterim.
Sürdürülebilir kalkınma hedefleri atlası çalışmalarına göre, ülkemiz dünyada yoksulluk oranlarını en fazla azaltan ülke olmuştur.
Yine, günlük 4,3 doların altında yaşayan nüfus 2002'de yüzde 30 iken, 2016 yılında yüzde 1,5'a düşmüştür.
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı verilerine göre, ülkemiz 2002 yılında orta insani gelişme seviyesinde iken, 2009'dan itibaren yüksek insani gelişme seviyesini yakalamıştır. Böyle bir politikadan ve sonuçtan bahsediyoruz.
Yine, sosyal yardım harcamalarına bakıldığı zaman, çok ciddi anlamda bir artışı... Bugün, 2017 yılında 38,3 milyardan bahsediyoruz, 2002'de 1,4 milyar olan rakamlardan bahsediyoruz.
Yine, sosyal yardım kartından, sosyal güvencesi olan yoksullardan bahsediyoruz. Engelli vatandaşlarımıza ilişkin verilen rakamlardan bahsediyoruz.
Yine, sosyal devlet ilkesinin gereği olarak farkındalık düzeyinin artması, erişim kanallarının çeşitlenmesi ve erişim sürecinin kolaylaşması, sosyal güvenceli olup da muhtaç durumda olan vatandaşlarımıza sosyal yardım hakkı verilmesi ve daha önce kapsam dışı bırakılan ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza uygun desteklerin sağlanması gibi sosyal yardımlardan faydalanan vatandaşlarımızın sayısında ciddi anlamda artış olduğunu gösteriyoruz.
Ülkemizin her bir köşesinde her bir vatandaşımızın ihtiyacına ilişkin politika geliştiren ve bu noktada yirmi dört saat anlayışıyla mesai yapan Bakanlık kadrolarımıza, başka Sayın Bakanımıza ve bürokrat kadrolarımıza ben teşekkür ediyorum. 2018 bütçemizin hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Teşekkür ediyorum.