| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/887) ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/861) ve Sayıştay tezkereleri a) Sağlık Bakanlığı b) Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü c) Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ç) Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı d) Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu e) Türkiye Halk Sağlığı Kurumu |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 14 .11.2017 |
VURAL KAVUNCU (Kütahya) - Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkanım, Sayın Bakanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; ben de bütçemizin hayırlı olması temennisiyle konuşmama başlıyorum.
Tabii, burada milletin, devletin parasını millet için en güzel şekilde nasıl harcayacağımız yönünde tartışmalar yapıyoruz. Mutlaka değişik bakış açıları, değişik görüşler, değişik eleştiriler elbette olacak, bunlar da normaldir.
Şimdi, burada baktığımızda, eksikleri ve yanlışları mutlaka göreceğiz ve dile getireceğiz ama yapılanları da mutlaka göz önünde tutmak gerekiyor. Burada çok sayıda hekim arkadaşım da var. Geçmiş dönemlerde hangi koşullarda, hastalara hangi hizmetleri nasıl götürdüğümüzü aslında en iyi hekim arkadaşlarım bilir. O tarihlerden bu tarihlere olan değişimlerde sadece hastanelerimizin altyapısı değil, sadece teknolojiye bağlı değişim anlamında değil ama beraberinde, sağlık hizmetlerimizin kapsamı ve niteliği, hastalarımıza sağladığınız imkânlar açısından da çok önemli aşamalar kaydettik. Şu anda baktığınızda, yurt dışına çıkıyoruz, hemen telefonlarımıza bize Sağlık Bakanlığının mesajları düşüyor. Bugün baktığımızda, evde sağlık hizmetleri, diyaliz ve diğer hizmetler gayet güzel bir şekilde, hastaların memnuniyeti açısından bunlar işliyor. Acil sağlık hizmetlerine baktığımızda, kırsalda sağlık hizmetlerinin ulaşamadığı bir mekân kalmamış. Hâlbuki, 2002'lerde bu yüzde 20'ler dolayındayken kapsama alanı, şu anda biz Türkiye'mizin her bir metrekaresine acil sağlık hizmetlerini götürüyoruz. Gerekiyorsa en gerekli ambulanslarla, kar paletli ambulanslarla birlikte veyahut da arazi koşullarına uygun, havada, suda her türlü imkânlarla hastalarımıza bu hizmetleri götürüyoruz.
Tabii, bu esnada bu dönüşümle birlikte sağlık çalışanlarımızın fedakâr çalışmaları ve bu anlamda sağlık çalışanlarına sağlamamız gereken ek imkânlar konusunda da Sayın Bakanımız dâhil herkes bu konuda mutabık. Mutlaka onların memnuniyetinin de en üst düzeyde olması gerekiyor.
Doktor-müşteri ilişkisine değinildi. Şu anda müşteri hâline getirilişine bir eleştiri var. Bakın 2002 yılında, hatırlayalım, hani o zamanlar o muayeneciliğin olduğu dönemde -ben kendi ilçemden örnek vereyim- kendi ilçemde doktorlar çalışırlar -sistem öyleydi- öğlen muayenehaneye gidersiniz, aslında muayene olmazsınız, 80 kişiye bir saat içerisinde, sadece o günkü yapılacak tetkikler, ilaçlar, bunlar verilir, parasını öder ve çıkardı. Yani, eğer bir müşteri ilişkisinden söz etmek gerekirse herhâlde o zamanları tekrar hatırlamak gerekiyor. Hekim başına düşen muayene süresi elbette yeterli değil ama on dakikalarda yani üç dakikalık süreler daha ziyade hastaların yanlış kullanımına bağlı. Yani, hastalar girdiklerinde bazen sadece ilaç yazdırmak için ya da başka bir konuyla alakalı çok yoğun kullanılıyorlar. Bunların çözümü de aile hekimliği sistemini geliştirip bu sevk sistemini ve sevk zincirini daha iyi oluşturmaktan geçiyor. Tabii, burada hekime daha fazla müracaatın da incelenmesini... Çok rahat ulaşılıyor hekime. Bunun yanı sıra, eskiden tedavi olmayan hastalar gene tedavi taleplerinde de bulunabiliyorlar, bu da önemli konulardan bir tanesi.
Tabii, zaman az olunca... Şehir hastanelerinden çokça söz edildi. Şehir hastanelerinde çok gözden kaçan bir şey var: "Hasta garanti oranı" diye bir şey yok, tetkik garantisi var. Çok yanlış bir bilgi var bu noktada, onu düzeltmiş olayım. Hasta garantisi verilmiyor, tetkik garantisi veriliyor; hasta doluluk garantisi yok, tetkik garantisi var, bu da...
MURAT EMİR (Ankara) - Nerede yazıyor?
CEYHUN İRGİL (Bursa) - Tetkik garantisi ne demek?
VURAL KAVUNCU (Kütahya) - Şimdi sürem var, süremi ben doldurayım, efendim yanlışsa bilgi verin.
MURAT EMİR (Ankara) - Nereden biliyorsunuz Sayın Başkan, nereden biliyorsunuz? Sözleşmelere bakabiliyor musunuz? Sizin bilmediğinizi biz nereden bileceğiz?
BAŞKAN - Arkadaşlar, konuşmayı kesmeyin.
MURAT EMİR (Ankara) - Hangi kaynak, bilmemiz lazım. Hangi kaynaksa ikna olalım.
BAŞKAN - Bir dakika, hatibe müdahale etmeyin, dinleyelim efendim. Efendim, size konuşmuyor ki, olur mu canım!
MURAT EMİR (Ankara) - Bize konuşmuyor mu? Bize konuşuyor.
CEYHUN İRGİL (Bursa) - Biz sandalye miyiz?
MURAT EMİR (Ankara) - Sayın Komisyon Başkanı, bize de söyleyin, biz de öğrenelim ya.
BAŞKAN - Bu şekilde bir müzakere tekniğimiz yok bizim arkadaşlar, böyle bir usulümüz yok bizim. Lütfen hatibi dinler misiniz.
VURAL KAVUNCU (Kütahya) - Efendim, söyleyeyim. Sayın Vekilim, ben sizin dediğinizi anladım, tekrar etmenize gerek yok. Sağlık Bakanlığından öğrenebilirsiniz verileri.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Yüzde 70'lik doluluk oranı vardır sözleşmede, tekrar okuyun.
VURAL KAVUNCU (Kütahya) - Bir yanlış bilgi, siz de tekrar okuyun; hasta doluluk oranı değildir, bu, tetkik oranıdır. Bu da şu anda mevcut olan, yapılan tetkiklerin daha sonra bu yılki tetkiklere göre yüzde 70 olarak belirlenen bir orandır. Yani, acaba burada bu yüzde 70'in doldurulmama ihtimali var mı? Şu anda teorik olarak bunun yok.
Şimdi, bir de gözden kaçan bir şey var, inşaat bedeliyle bunu hep değerlendiriyorsunuz. Bunun işletim gideri, personel giderleri, bakım giderleri... Hastanenin yirmi beş yıl içerisinde belki iki veya üç defa kendini yenilemeyle ilişkili bir masrafı var, cihazların yenilenmesiyle ilgili olan durumlar var. Bir karşılaştırma yapacaksanız eğer bu iki tane masrafı ortaya koyun, karşılaştırın, bunun daha ekonomik olmadığını belki o zaman ortaya koyabileceksiniz.
BAŞKAN - Sayın Kavuncu, lütfen tamamlar mısınız.
VURAL KAVUNCU (Kütahya) - Ben teşekkür ediyorum.
Şehir hastaneleriyle ilgili çok yeterli bilgi sahibi olunmadığı ve yanlış zeminde tartışıldığı kanaatini taşıyorum, teşekkür ediyorum.