| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 13 .11.2014 |
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Şimdi, önce yine bir iki eksik nokta kaldı ama çok önemsediğim için size bir uyarıda bulunmak istiyorum. Bu gelir paylaşımı sistemiyle yapılan ihalelerden sonra şartnamede olmamasına rağmen, daha sonra TOKİ'nin kefil olarak ihaleyi alan şirketlere kredi kullandırdığını gördük geçmişte. Bir daha tekrarlıyorum, gelir paylaşımı yöntemiyle alınan...İhaleyi alıyor, daha sonra bu alan şirketlere kefil olduğunu görüyoruz bankalardan kredi alması için. Bu tabii, şirketlere bir avantaj sağlıyor. Bunu bir hatırlatmak istedim. Bunun doğru olmadığını düşünüyorum.
Şimdi, sevgili Osman kardeşime bir cevap vermek istemiyorum, bir açıklama yapmak istiyorum, bilgilenmesi için açıklama. Binnaz Hanım doğru söylemiş. TOKİ sizle beraber var olmadı, 1 milyon 47 bin konut üretmiş şimdiye kadar, bunun sizden önceki döneminde de yaklaşık 500 bin tane fakir ve yoksullara -prestij konutları da yapmamış yani bu dönemde olduğu gibi Ataşehir'de konut yapmamış ama- konut yapmış. "Kim bir çivi çakmışsa hepsinden Allah razı olsun." diyoruz, yeter ki yolsuzluk olmasın, rüşvet olmasın, yetim hakkı yenmesin ve kontrol edilsin, denetlensin. Biz bunu istiyoruz, bunun ötesinde TOKİ olmalı tabii, buna bir şey demiyoruz.
Şimdi, Marmara depremi... Kısa bir özet yapacağım. Ben de şahit oluyorum. O dönemin yönetimi sizler tarafından suçlanıyorsunuz Van depremiyle ilişkili olarak. Bakın, Marmara depremi son yüzyılın en büyük depremi. Ben içinde yaşadım, yanımda çalışan elemanların bir kısmını o depremde yitirdik, ailelerini yitirdik; benim evim, asıl oturduğum ev orta hasarlı ama kendi evim yıkıldı. TOKİ'den veya işte o dönemdeki yapılan inşaatlardan ben de hak sahibiyim. Biraz evvel Necati Bey'in dediği gibi, 5 ili ilgilendiren, Bolu, Sakarya, Kocaeli, Yalova, İstanbul'u ilgilendiren bu büyüklükteki bir depremin sonucunda kırk beş gün içinde 40 bin kişiyi konteynerlere, geçici konutlara yerleştirdiler. Bizim ihtiyacımız yoktu Allah'a şükür, gittik, köyümüzde kaldık. Daha sonra da bir yıl içerisinde konutların bir kısmının zaten inşaatı başladı hemen depremden sonra. Bir-bir buçuk yıl içerisinde de dışarıda kalan insan kalmadı.
Şimdi, ben Van'daki depremi de önemsiyorum, Kocaeli'dekini de ama Van'daki depremi Kocaeli depremiyle, Marmara depremiyle mukayese etmek akla aykırı bir şey, mümkün değil. Bir güzelliği oldu Van depremindeki şeyin. Kocaeli depreminde yaşadığımızda devlet ne yapacağını bilmiyordu, bunu samimi bir şekilde görüyorum. Çünkü, devleti yönetenlerin, kamuda çalışanların tümü depremde hasar görmüştü, ailelerini yitirmişlerdi, polis teşkilatı, askerî teşkilat, hepsi yitirmişti. Bakın, insanlar, güvenliği elinde kalaslarla o Değirmendere yolunda, Gölcük yolunda, İstanbulluların bozmuş olduğu yol şartlarında -çünkü biliyorsunuz, İstanbul'daki insanlar hani emniyet şeridinden giderler, oradan giderler, buradan giderler- hep 34 plakalı araçlar, tatilden gelip ailelerini merak eden insanlar tıkadılar, ambulanslar hastanelere yaralı yetiştiremedi.
Müdahaleler konusunda yurt dışında müdahaleleri bekledik, bu, bir gerçek realite çünkü Türkiye'de de bu tür büyüklükte bir depreme müdahale edecek ne ekipman vardı ne yetişmiş arama-kurtarma şeyleri vardı, yoktu yani böyle bir ekipler yoktu. Bu da bir realite. Ama, Van depremindeki güzel tarafımız şuydu arkadaşlar yani depremin güzelliğinden bahsetmiyorum, oradaki arama-kurtarma çalışmalarından: Dikkat edin, devletten önce sivil toplum örgütleri gitti, benim KYÖD uçak referans biletlerini ben aldım KYÖD arama-kurtarma ekibi yani Yüksek Öğrenim Derneğindeki arama-kurtarma ekibi Kocaeli'deki profesyonel ekip herkesten önce oraya gitti, güzel tarafı buydu.
Şimdi, bunu suiistimal etmemek lazım. Tabii ki, yapacaksınız ya, Hükûmetsiniz, orada bizim insanlarımızın mağduriyeti varsa 40 bin de olsa, 100 de olsa devletin bütün imkânlarını seferber edeceğiz, hep beraber el ele vereceğiz.
"Ya, biz sizden fazla yaptık." Marmara depreminden fazla yapma şansı yok. Allah, bu büyüklükte bir depremi göstermesin, küçüğünü de göstermesin. Yok Osman Kardeşim. Bunu da siyasi suiistimal etmeyin ya, yapmayın bunu gözünü seveyim. O zaman Hükûmettiler, doğru da yaptılar, eksikleri var mıydı? Vardı mutlaka. Sizin Van'da da eksikleriniz vardı, onların Marmara depreminde de eksikleri vardı. Bu eksiklerimizi, hatalarımızı göreceğiz, eksiklerimizi göreceğiz. Bir daha başımıza böyle bir olay gelirse -ki gelmesin- onları hep beraber el ele verip halledeceğiz ya. Sorun bu.
Teşekkür ediyorum.