| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/887) ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/861) ve Sayıştay tezkereleri a) İçişleri Bakanlığı b) Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı c) Emniyet Genel Müdürlüğü ç) Jandarma Genel Komutanlığı d) Sahil Güvenlik Komutanlığı, e) Göç İdaresi Genel Müdürlüğü |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 15 .11.2017 |
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime kaldığım yerden devam etmek istiyorum.
Bu, bize Sayın Bakanın dağıttığı sunuş metninin 123'üncü sayfasında özellikle birkaç husus çok dikkatimi çekti FETÖ'yle mücadele kapsamında. Şimdi, "2012 adli hâkim savcı sınav soruşturması." Bu yolsuzluk sadece 2012'de mi yapılmıştır? Yani aslında belli bir dönemin mercek altına alınması gerekirken gene 2010'u... Gene, byLock ana dosyası soruşturmasında... Biraz önce de sözlerimin içerisinde ifade ettiğim gibi, bu byLock soruşturmalarının muhakkak siyasi ayak ortaya çıkacak şekilde genişletilmesi gerekmektedir.
Bu, sınır güvenliği konusunu özellikle önemsiyoruz çünkü bu manada önceden hep kara sınırlarımız konuşulmaktaydı ancak son dönemde deniz sınırlarının da en az kara sınırları kadar önemli olduğu... Bu manada, benim seçim bölgem Muğla ilinin 1.500 kilometre deniz kıyısı var. Burada sahil güvenliğin güçlendirilmesi, altyapının, teçhizatın güçlendirilmesi, yeni terörle mücadele konseptine göre buradaki görevlilerin eğitiminin de yenilenmesi muhakkak gereklidir çünkü önceden yurt dışına para götüren örgüt şimdi yurt dışından Türkiye'ye para getirmekte ve gene Türkiye'den, kaçak militanlarını yurt dışına doğru götürme eğilimi içerisine girmiştir.
Sayın Bakan, gene sunuşunuz içerisinde gördüğümüz bu FETÖ/PDY terör örgütünün çözülmesini sağlayacak herhangi bir çalışmanın İçişleri Bakanlığı tarafından yapıldığına dair bu belge içerisinde bir şeye rastlayamadık. Özellikle bu manada Kamu Güvenliği Müsteşarının da bir çalışmasını göremedik.
Bugün Türkiye'de en önemli kanayan yaralardan biri özel güvenlik teşkilatıdır. Bunun sayısı bugün polisin sayısını geçmiştir. Elinde sertifika olanların sayısı polisin sayısının 3 katına ulaşmıştır. Bunların özlük hakları çok düşüktür. Bunlar ucuz güvenlik niteliğinde görülmektedir. Bu yanlıştır ve yine birçok kamu kurumu hizmet alımı yaptığı sözleşmelerde 40 yaş, 45 yaş gibi üst sınırlar koymaktadır. Yeni sosyal güvenlik mevzuatına göre 65 yaşına kadar prim ödeyecek insanların bu şekilde çalıştırılarak yarın işsiz güçsüz ortada kalmasını engelleyecek, bunların çalışma şartlarını, planlamasını ve belli bir yaşa kadar çalışmasını sağlayacak, gerekirse bunlara da belli bir yaşta emeklilik imkânı tanıyacak bir düzenlemenin yapılması lazım.
Şimdi, son günlerde gene Türkiye gündeminde önemli bir konu güvenlik soruşturmalarıdır. Kamuya alınan herkes hakkında güvenlik soruşturması yapılması doğrudur, biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak bunu destekliyoruz ama herhangi bir kamu sınavını kazandıktan sonra sekiz ay, bir sene böyle bekleyenler olduğu şeklinde kamuoyunda birtakım algı var. Bu algının düzeltilmesi, bunun belli bir sistematiğe bağlanması, belli bir süreyi geçenlerle ilgili de kişilerin muhakkak bilgilendirilmesi lazımdır.
Gene, bu kayyum atanan belediyelerle ilgili söylemek istediğimiz küçük bir konu şudur: Bizim için terör örgütü terör örgütüdür. FETÖ olmuş, PKK olmuş, DHKP-C olmuş, hiçbirinin farkı yoktur. Bu manada, bütün terör sebebiyle işlem yapılan belediyelere aynı muamelenin yapılmasını arzu ediyoruz.
Gene, son yıllarda vatandaşlarımızı mağdur eden bir diğer husus da telefonla dolandırıcılıktır. Burada dikkat çeken bir hususu da sizlerle paylaşmak istiyorum. Telefonla dolandırılan insanlara sorduğumuzda "Biz sizi karakoldan, savcılıktan, bankadan arıyoruz." gibi şeyler söylenmekte ancak aranan kişiye ilk önce kendisine ait bütün kişisel bilgileri sayılmaktadır, hatta geçenlerde konuştuğum bir kişi dedi ki: "Ben merak ettim, kimlik numaramı ben de kimliğimden kontrol ettim, o bile doğruydu." Dolayısıyla, burada aranan kişi üzerinde bir güven tesisi, bir baskı unsuru oluşturulmaktadır. Bu bakımdan, kişisel verilerin güvenliği konusunda alınan tedbirlerin yeterli olmadığı ortadadır, bu konudaki açığın süratle kapatılması gerekmektedir.
Terörle mücadelede en önemli unsurlardan birisi güvenlik güçlerimizdir. Güvenlik güçlerimizin önemli sorunları vardır, terörle mücadelenin daha etkin yapılması bakımından bu sorunların acilen çözüme kavuşturulması gerekmektedir. Mesela gazi sayılmayan gaziler var bu ülkede, adam çatışmaya girmiş, üzerinde mermi var ama işte "Şu kadar sakatlığın olmadıysa seni gazi saymıyoruz." Şimdi, adamı gazi saymak başka bir şey; iş, istihdam, vesaire haklarını vermek başka bir şey, bu sıkıntının ortadan kaldırılması lazım.
Yine, öncelikle uzman çavuşlarımızın özlük hakları ve zatî silah sorunlarının muhakkak çözülmesi lazım.
Terörle mücadele eden polislerimizin ve diğer güvenlik güçlerimizin mesai mefhumu ortadan kalkmıştır. Bugün yaşadığımız 15 Temmuz işgal girişimi de dikkate alınırsa belki bu durumun başka bir çaresi de olmayabilir ama hiç olmazsa bu fazla çalışmaların karşılığı güvenlik güçlerimize ödenmelidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Erdoğan, lütfen tamamlar mısınız.
Buyurun, açtım mikrofonu.
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Bu da onlara analarının ak sütü gibi helaldir.
Polislerimizin emeklilikle ilgili özlük haklarının bir an önce çözülmesi gerekmektedir, çalışırken aldıkları maaşların emekliliğe de sayılması lazım.
Emniyette çalışan sivil memurların özlük hakları... Bunların görevde yükselme imkânları yoktur, bu manada Bakanlığın diğer birimlerinde de olsa bunların yolu açılmalıdır.
Özellikle lojman konusu emniyet kuvvetleri bakımından önemlidir, bu sadece doğuda değil, batıda da önemlidir. Bugün Bodrum'da bir polis memurunun maaşıyla ev kiralaması kolay değildir.
Diğer yandan, İçişleri Bakanlığının bu nüfus çalışanları konusunda... Geçen, kanun görüşülürken bunu detaylı olarak anlatmaya çalıştık, buradaki çalışanların haklarının korunması lazım.
Gene, devletimizin ve Hükûmetimizin taşradaki en önemli temsilcileri olan değerli meslektaşlarım mülki idare amirlerinin özlük haklarının da düzeltilmesi gerekmektedir. Geçmişte mülki idare amirleri hep hâkim ve savcılardan daha fazla maaş almasına rağmen, mülki idare amirlerinin özlük hakları hâkim ve savcıların özlük haklarının yarısına inmiştir. Bu durumun da acilen düzeltilmesini temenni ediyor, bütçenin hayırlara vesile olması dileğiyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.