KOMİSYON KONUŞMASI

DURSUN ÇİÇEK (İstanbul) - Teşekkürler Başkanım.

Sayın Bakanım, Sayın Başkanım, değerli heyet; şahsınızda -biraz önce yanınızdaydı- Harbiyeden devre arkadaşım olan Jandarma Genel Komutanı dâhil, bütün Türkiye'de güvenlik üreten bürokratlara, mesai arkadaşlarınıza başarılar diliyorum. 2018 bütçesinin -ki yaklaşık 50 milyar, yüzde 25 artışla- Bakanlığınıza, milletimize hayırlı olmasını diliyorum.

Tabii, güvenlik ve adalet devletin iki temel görevi. Ne yazık ki her iki konuda da özellikle 2007 yılından itibaren, son on yıldır büyük sıkıntılar yaşıyoruz ve bunlardan adaletin eksik olduğu bir Türkiye'de, beş yıla yakın cezaevi sürecinde, güvenlik üreten bir kurumda görev yaparken cezaevinde emekli edilmiş bir cumhuriyet aydını olarak bu gelişmeleri, bu süreçleri cumhuriyete yakıştıramıyoruz, bizlere yakışmıyor.

Tabii, güvenlik konusunda, Türkiye'nin coğrafyası ve kültürlerin, medeniyetlerin, çıkarların çatıştığı bir noktada, bir bölgede güçlü devlet, güçlü güvenlik kuvvetleri olmadan huzur içinde yaşamamızın mümkün olmadığını hep birlikte biliyoruz. İşte bunu bilen emperyalistler, siyonistler kumpas davalarıyla başladıkları süreci 15 Temmuzda tamamlamak istediler. Ne yazık ki 15 Temmuza gelen süreçte yetkili makamlara -belki şahsınıza da göndermişizdir- yazdığımız mektuplar, gönderdiğimiz bilgi, belgeler -başta FETÖ olmak üzere- hiç kale alınmadı ve işte, 15 Temmuz karanlık gecesini yaşadık, şehitler verdik, gaziler verdik, büyük bir bedel ödedik.

Tabii, tabur komutanı olarak güneydoğuda PKK'yla mücadelede görev almış bir milletvekili olarak şunu vurgulamak istiyorum: Adalet Bakanlığı bunu kısmen yaptı kendi personeli için, özellikle özlük hakları anlamında bir iyileştirmeyi gerçekleştirdi. Alanda dolaştığımızda, polis olsun asker olsun, herkesin özlük hakları açısından yetersiz olduğu bir noktada şikâyetleri var, bunu da her ortamda dillendiriyorum. Personelin özlük haklarının iyileştirilmesi konusunda bir çalışmanız var mı? Adalet Bakanlığının yaptığını İçişleri Bakanlığı da yapacak mı? Birinci sorum bu.

İkinci konu, şehit ve gazilerle ilgili çeşitli söylentiler var, özellikle 15 Temmuz gazilerine, şehitlerin yakınlarına daha pozitif ayrımcılık yapıldığı konusunda kamuoyunda bazı somut delillerle desteklenen yakıştırmalar var. Bu konuda, bir ayrım yapılmayacağı konusunda, tek bir yasayla bütün şehit ve gazilerin hak ve çıkarlarının korunacağı konusunda bir çalışma var mı? İkinci öğrenmek istediğim konu bu.

Üçüncü konu, bu, FETÖ laneti nedeniyle güvenlik kuvvetleri -ki 500 bini geçen mevcuduyla- Silahlı Kuvvetler, yargı büyük ölçüde yara aldı; bu mikrobu, bu virüsü temizliyor. Genç polise, askere, jandarmaya ihtiyacımız var ancak 30 bine yakın, eğitimini tamamlamış, rütbe takmayı bekleyen genç, hiçbir güvenlik soruşturması yapılmadan kapının önüne konuldu. Bunlara fişleme anlamında gelen -belki nakil olan- bazı belgeler de verildi diploma gibi ancak bunların hiçbiri kamuya kabul edilmiyor. Bu gençleri soruşturma bile yapmadan -ki soruşturma makamları da MİT ve İçişleri Bakanlığı bünyesindedir- kapının önüne koymak, bunların zararlarını karşılamadan devletçe bunları mağdur etmek -komisyona başvuru hakları da yok- konusunda, bunların haklarının iadesi konusunda bir çalışmanız var mı?

OHAL'le ilgili çalışmalar mutlaka güvenlik kuvvetlerinin işlerini kolaylaştırıyor ama demokrasi ve güvenlik dengesinde artık bunun sonuna gelinmesi gerektiği konusunda kamuoyu baskısı var. OHAL'i ne zaman sona erdirme konusunda Hükûmete teklif yapmayı düşünüyorsunuz?

Son sorum da...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Lütfen, son sözlerinizi alayım.

DURSUN ÇİÇEK (İstanbul) - FETÖ gibi mikropların devletin temel kurumları olan polise, jandarmaya, sahil güvenlik güçlerine sızmaması için personel temininde ne gibi kriterler uyguluyorsunuz?

Çok teşekkür ediyorum, tekrar bütçenin hayırlı olmasını diliyorum.