KOMİSYON KONUŞMASI

KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Sayın Başkanım, Sayın Bakanım, Türkiye Büyük Millet Meclisinin değerli üyeleri, kurumun değerli çalışanları, değerli basın emekçileri; sizleri saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakanım, şu andaki mevcut siyasal iktidar dünden itibaren on altıncı yılına girdi. Ne yazıktır ki bir siyasal iktidarın on altı yıllık süreci içerisinde yapmış olduğu icraatlar ve yapmış olduğu politikalarla ülkenin tarımına nasıl bir projelendirme ve -gelmiş olduğumuz bugünde- nasıl bir planlama yapması gerektiğini bilmesi gerekiyordu. Ama on altı yıllık süre içerisinde "Ülkeyi tarımda iyi bir yere getireceğiz. Tarımda ve hayvancılıkta Türkiye'de ithalatın önünü keseceğiz." diye gelen siyasal iktidarın... Ne yazıktır ki gelmiş olduğumuz noktada, on altı yıl sonra ülkeyi tamamen ithalata muhtaç eden, üretimin durduğu ve her türlü bitkisel ürünlerimizi dışarıdan ithal ettiğimiz bir dönemdeyiz.

Sayın Bakanım, sizin de gelmenizle beraber, yeniden, Bakan olmanızla beraber, inşallah, temennimiz, sizin plan ve projelerinizle -ülkenin 2018 yılında tarım üretimi değil, hayvancılığı değil- bunu bir üç yıllık, bir beş yıllık, bir on yıllık projeyle bizim bir on yıl sonra bu ülkeyi tarımda, hayvancılıkta ithal etmeyen bir ülke durumuna getirme ihtilamiliz var mıdır? Bunu yapabilir miyiz? Bu bizim elimizde midir? Bizim elimizdedir. Ama şu anda, benim görebildiğim kadarıyla, çıkan yasayla Türkiye'nin millî hasıla gelirinin yüzde 1'inin tarım ve hayvancılığa aktarılması gerekiyor. Ne yazıktır ki bu sene, gördüğümüz kadarıyla 14,5 milyar lira destek, aktarma yapılıyor ama bu doğru değil. Geçen hükûmetler döneminde yıllardır yapılan uygulamaların yine 2018 yılında uygulandığını görüyoruz. Millî hasıla gelirimizin 3 trilyonlar civarında olduğunu hesap edersek 30 milyar civarında destek yapılması gerekiyordu. Bu yapılmamış, gene bir yanlış yoldayız. Gelin, bunun hükûmeti, muhalefeti, "A", "B" partisi yok.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, bizim geleceğimiz tarım, bizim geleceğimiz hayvancılık; daha doğrusu, bizim geleceğimiz kendi tükettiklerimizi kendimiz üretmemiz gerekiyor. Bunu yapmak da bizim elimizde diye düşünüyorum.

Tabii, bu sene, tarımda -Karadeniz'de fındık- fındık bir acı yara, bu acı yarayı gidermemiz gerekiyordu. Ama ne yazıktır ki Hükûmet, Bakanlık bir fiyat açıkladı, bunun adının "taban fiyat" olması gerekirken tavan fiyat açıklandı. Tavan fiyatla beraber tekelleşmiş şirketlerin ekmeğine yağ sürüldü ve bu yanlış yapıldı. Şu anda fındığın 10 TL'nin üzerine çıkarılmamasının sebebi, şu andaki Hükûmetin ve Bakanlığın yanlış uygulamasıdır. Taban fiyat yüksek fiyatlarda açıklansaydı -13-15 lira civarında- ve 13 lira, 14 lira, 15 lira civarındaki iniş fiyatlarına müdahale edilseydi... Diyorsunuz ki: "100 bin tonun üzerinde fındık aldık." Yani bu fındık 100 bin ton civarında alınsa... Yine alınacaktı. Ama şu andaki tekelci şirketin açıklanan taban fiyatın altında alım yapması engellenecekti, bu yapılmadı, bu doğru değil. Temennimiz, bu yıl geçti ama 2018 yılında böyle bir uygulamanın olmaması gerektiği inancı içerisindeyiz. Sizden beklentimiz, toplumun beklentisi yüksek Sayın Bakan. Yani bu ne olur ki? Şu anda Hükûmet içerisindeki belirleyeceğiniz politikalarla, oradaki başarınızla tarımın desteğini, hayvancılığın desteğini bir şekilde sağlamamız gerekiyor. Hayvancılıkta tamamen ithalata dönüyoruz. Şu anda doğu ve güneydoğu sınırlarımızda, hayvancılık geçişlerinde, şap hastalığının bir şekilde ülkemizde, İç Anadolu'da, Ege'de, Akdeniz'de, Karadeniz'de yaygınlaştığını görüyoruz, hayvan ölümlerinin, hayvanların telef olduğunu görüyoruz. Ne olur kontrollü bir ithalat yapılsın, geçiş yapılsın. Bu geçişler Hükûmetimizin ve Bakanlığımızın kontrolünde, yüksek bir şekilde denetleme şeklinde yapılsın. Yani burada hastalıklı hayvanların bu bölgelere, iç bölgelere gelmesi, hastalığın olması, şap hastalığının yeniden büyümesi ve hayvanların telef olması doğru değil. Millî ekonomi...