KOMİSYON KONUŞMASI

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, çok değerli Plan ve Bütçe Komisyonu üyeleri; hepinize saygılar sunuyorum.

Gerçekten burası bir okul yani ben çok şey öğrendim, başta Sayın Bakanımız Temizel olmak üzere bütün arkadaşlara yürekten teşekkür ediyorum. Yani çok güzel eleştiriler var, esas tabii eleştiri de değil yani sanki kendimi... Sivil toplum örgütleriyle devamlı toplantılar yapıyorum, onlar da böyle konuşuyorlar, dertlerini anlatıyorlar, ben dinliyorum ama şu var: Arkadaşlar haklı olarak muhalefeti temsil ediyorlar ve doğaldır yani. Yani bardağın belirli bir yönünden bakmalı, bardağın boş yeri ve dolu yeri. Yani ben bardağın tümüne bakıyorum ve tümünü dolu görmek istiyorum ama arkadaşlar da haklı olarak diyorlar ki ya bu bardak şurası boş ama burası da dolu yani o doluya bir bakmak lazım.

Şimdi -üç ayı geçti, iki buçuk ay falan dediler ama- gerçekten köylü milletin efendisidir, buna çok samimi olarak, Büyük Atatürk'ün söylediği şeye yürekten katılıyorum.

Biraz önceki Paylan Bey'in sözlerine de çok saygıyla katılıyorum. Yani o 1980'li yıllardan beri biz köylüye işte "gundi"dir, falandır filandır diye diye hakikaten soğutmuşuz yani ama yani bu geri dönülmez bir yol mudur? Değil. Çok iyi niyetli ve samimiyim bu konuda. Bunun örnekleri var. Ben gittiğim zaman örneklerine bakıyorum. Yani mesela mısır dediniz değil mi? Yani şimdi mısıra başlamışlar 750 kilo dekarda verim alırken damlama sulamayla 2 bin kiloya çıkmış. Konya'ya gittim, öyle fabrikalar gördüm ki ve... Tunus'ta öyle fabrikadan tarım fuarına aletler gelmişti ki yani Tunuslular hayretle ve heyecanla bize bakıyorlar. Yani biz kendimizi tabii buradan daha farklı... Belki de şundan oluyor yani bizi eleştirmek için yaptığınızı da şey yapmıyorum. Ya biz daha niye fazla olmuyoruz, niye daha iyi olmuyoruz, bizim halkımız daha iyi şeyleri hak ediyor, biz niye bunu yapamıyoruz? Bu bende de vardır. Yani bizim daha iyisini yapmamız lazım, biz daha iyisini hak ediyoruz, bizim insanlarımız daha iyisini hak ediyor.

Mesela size örnek vereyim, Yozgat'ın Kavala köyüne gittim. Yani o köye gitmenizi tavsiye ederim. O köye gittiğiniz zaman dersiniz ki: Türk tarımının önü açık, samimi olarak söylüyorum, açık. Yeter ki... Bizim genelde beynimiz gözümüzdedir, beynimizi bırakıp o gözümüzle bir görelim. Beynimizi bırakıp gözümüzle gördüğümüz zaman insanların ne kadar mutlu olduğunu, köy yaşamının ne kadar lezzetli olduğunu ve köyün ne kadar güzel olduğunu o zaman çok daha iyi anlıyorsunuz. Onun için yani genel prensiplere baktığımız zaman ben hiç karamsar değilim, çok iyimserim ve şuna inanıyorum: Biz ithalatı zaman zaman yapacağız. Yani siz mesela... Lop eti konuşacağız. "Lop et "diyorsunuz, tabii bizim yerlerden bir şeyler almamız siyasi olarak da doğal bir olaydır. Siz ağabeysiniz ve büyüksünüz ve sizlerden bir şeyler bekliyorlar. Yani Tunus'a gidiyorsunuz diyor ki: "Bizim size verdiğimiz, ihraç ettiğimiz mal bu kadar, ithal çok az." "Siz ağabeysiniz zeytinyağı alacaksınız bizden." diyor. Sırbistan'a gidiyorsunuz diyor ki: "Siz Bosna Hersek'ten et aldınız, bizden de alacaksınız."

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Uluslararası ilişkiler eşit ilişkilerdir.

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Sayın meslektaşım, yani siyaseti de tabii bazı yerlerde değerlendirmek zorundasınız. Her şey maddiyat da değil, her şey para da değil yani bazı dostluklar da vardır. Azerbaycan'a gidiyorsunuz büyük ağabey olarak diyor ki: "Bizden de et alacaksınız." Bunlar doğru bir olay. Yani biz esasında Türkiye büyüsün...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Uluslararası ilişkilerde ağabey-kardeş...

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Müdahale etmeden sayın meslektaşım, müdahale etmeden, lütfen, ben de yarım saat konuşayım, dertleşelim, tamam mı.

Yani şu var: Biz, arkadaş, Türkiye'yiz. Biz yaparız, bizim çiftçimiz yapar. Çiftçi, köylü milletin efendisidir, gerçekten eli öpülesi insanlardır. Bunları Kabala köyüne gittiğiniz zaman göreceksiniz. Ne var biliyor musun Paylan Bey? 140 traktörden 14 traktöre indirmişler. Köyde yaşayan insanlar 480 nüfus, 100 daha ilave etmiş, İstanbul'dan gelmişler. 67 sigortalı ve bunun 37'si kadın. İnsanlara soruyorsunuz, insanlar mutlu. Yani Amerika'ya gitmeye gerek yok. Örnekleri var. Biz arkadaşlarla konuşuyoruz, çoğaltacağız bunları inşallah. Bunları hatta her ilde, Allah'ın izniyle, 3 tane köy olmak üzere -ben kendi haddimi bilen bir kişiyim- bunları çoğalttığımızda inanın oradaki kadın... Özellikle kadının mutlaka sigortalı olması olduğuna inanıyorum. Çünkü kadın sigortalı olduğunda ne kocasını ne çocuğunu bırakabilir. Haa, çocuğu gelmez mi? Gelebilir. Çocuğu çünkü okumak istiyor. Biraz önce sizin söylediğiniz gibi olay sadece tarım olayı da değil, bu, bir eğitimini koyacaksınız, sporunu koyacaksınız, belediyeciliğini koyacaksınız, her şeyiyle, bütünüyle. O köy nereye yansıyacak? İlçeye yansıyacak. Mesela gittiğim o köyde 15 bin ton Yozgat'ın elma geliri var, hasılası var. Bunun sadece o köy 4 bin tonunu karşılıyor. O nereye yansıyor? İlçesine yansıyor. İlçe de ile yansıtacak. Yani kalkınma yerelden olur. Benim bildiğim budur. Biz inşallah -ben aile işletmeciliği- kesinlikle göreceksiniz... Haa, benden önceki arkadaşlar da... Yani ben Ahmet Fakıbaba olarak bu tarım politikasını koymuyorum, AK PARTİ politikasıdır, benden önceki arkadaşların hazırlamış olduğu politikalardır. Onlara yürekten teşekkür ediyorum. Onun için yani Ahmet Fakıbaba geldi falan etti değil. Ama nedir? Ben yerine gidiyorum, bakıyorum, Konya'ya bakıyorum, Tunus'a bakıyorum, Tunus'taki Türkiye'ye bakışa bakıyorum, Sırbistan'daki bakışa bakıyorum. Yani şimdi Sırbistan'dan ne aldınız veya Sudan'dan ne aldınız? Vallahi keşke çok şey alsak, çok şey alsak. Bir Çin'e bakmak lazım. Çin nerelerden, neyi alıyor? Çin niye alıyor, niçin alıyor? Bunlara bakmamız lazım. Yani biz eğer gerçekten büyük Türkiye olacaksak, bu bölgede ve dünyada çok önemli ülke olacaksak, ki olacağız... Tunus'ta gördüğüm olay şuydu: Çin, Avrupa Birliği ve Türkiye ve insanlarda Türkiye'ye karşı gerçekten büyük bir sevgi ve saygı var. Bu bağlamda inşallah bana göre tarımın önü açık. Ama eksikliklerimiz yok mu? Katılıyorum. Yani çok şeylerinize katılıyorum. Olmayacak şeyler mi? İnanın olacak, çok samimi olarak söylüyorum, bunlar olacak, olmaması için hiçbir neden yok.

Genelde etten bahsediliyor. Şimdi, bizim normalde bir yılda tükettiğimiz et 1 milyon 200 bin ton. Biz bunun 150 bin tonunu ithal ediyoruz. Şimdi, şunu söylemişiz ihaleye girerken, demişiz ki: "81 ilde de şubesi olan firmaları kabul ediyoruz." Yani bu, doğru bir şey bana göre.

BAŞKAN - Sayın Bakanım, araya bir reklam alabilir miyim? Efendim, Isparta'nın ikramıdır, Isparta mamulleridir, afiyet olsun.

Buyurun.

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Yani, farz edelim ki, öyle bir firmaya veriyoruz ki Bayburt'ta yok o firmanın şubesi. Bayburt milletvekili ne diyecek bana? Diyecek ki: Bana niye gelmiyor? Onun için biz 81 ilde şubesi olan firmalar dedik ve buradan 2 kişi aynı fiyatı verdi ve bundan dolayı da bize göre makul bir fiyatla bunlara verdik. Yani bizim bütün ihalelerimiz açık ve şeffaftır.

Bakın desteklemeler, hayvan desteklemesi diyoruz değil mi, besi desteklemelerinde, biz...

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Sayın Bakanım, pazarlık usulü müydü, açık ihale miydi?

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Teklif usulü.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Davetiyeli teklif mi, açık ihale mi?

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Herkese açık. Bakın siz "Sekiz firma geldi." dediniz.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Ben demedim.

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Yani, diyen arkadaşlar var. Ben sekiz firma olduğunu da bilmiyorum.

Şimdi, eğer müsaade ederseniz ben de biraz dertleşeyim. Ben sizi dinledim hiç sesimi çıkarmadan değil mi?

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Sorduk, bir şey demedik. Bilmediğim için sordum.

EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - İşin zor, benden kurtulamazsınız...

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Ben kurtulurum. Hocam, vallahi kurtulacağım.

EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - İnşallah... İnşallah...

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Evvel Allah, beraber kurtulacağız. Ama inanmak çok önemli. Eğer inanmadığınız zaman hiç başaralı olamazsınız, inanacaksınız. Mesela, özel sektör aldığı besilik hayvanı 4 küsurdan verirken, ben 3,95 dolara anlaşmışken fiyatı ucuza aldığımdan dolayı 3,70'e çektim yani her kiloda 25 sent ne yapar? 25 sent, bu besici arkadaşlarıma hiç kendileri istemeden biz direkt indirim yaptık.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Dolar yükseldi Sayın Bakan.

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Onu bilemem, ben indirdiğim zaman dolar yüksek değildi. Arkadaş sordu bana mesela dedi ki: "Acaba geri dönen var mı?" 3 bin hayvan alan arkadaşların geri döndüğü arkadaşlar bana söyledi, 507 bin hayvanla şey yaptık, bunun 3 bini çünkü niye? Et ve Süt Kurumu özel sektörden -bir bakın hesaplayın, sorun, araştırın- daha ucuza almış ve daha ucuza dağıtıyor ve besiyi desteklemek adına da hiç kimsenin haberi olmadan kendiliğinden 25 sent indirim yapıyor; bu, önemli bir olay. Yani biz olaya bir kâr olarak bakmıyoruz.

Şimdi, et olayına gelince: Yani, şimdi 29 lira ve 31 lira; yarımşar kiloluk kutularda kıyma 14,5 lira, kuşbaşı 15,5 lira. Yani, bu kötü bir şey mi?

GARO PAYLAN (İstanbul) - Değil.

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Değil mi, ne kadar güzel. İnsanlar yesin. Ben başkasının...

GARO PAYLAN (İstanbul) - Niye, BİM ve A101?

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Bakın, onu söylüyorum size, her yerde şubesi var. Sekiz tane firma girmiş, her yerde şubesi var ve bu şubesi olanın da ikisi de aynı fiyatı vermiş, A101 ve BİM vermiş. Bundan daha doğal bir şey olabilir mi?

GARO PAYLAN (İstanbul) - Kasaplar ne yapacak?

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Ha, kasaplara geleceğiz.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Mahalle bakkalı ne yapacak? Et alan yalnızca et almıyor ki, diğer ihtiyaçlarını da alıyor.

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Paylan Bey, bakın, şimdi çok güzel, topu önüme...

BAŞKAN - Arkadaşlar, soru kısmında soracaktınız bunları.

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Ben teşekkür ediyorum, topu önüme koyuyor Paylan Bey, diyor ki: Penaltıya at.

BAŞKAN - Sayın Bakanım, penaltıyı atmanız için on sekiz dakikanız var. Top ortada dolanıyor.

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Penaltı duran topla atılır Sayın Bakan, önünüze pas atıyorsa o farklı, çift vuruş o.

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Bakın şöyle: Biz bu fiyatları açıklamadan şunu söyledik, dedik ki: Yerli üreticinin karkasını, kemikli etini 25 liradan biz Et ve Süt Kurumu olarak alacağız. Bakın, bu çok önemli. Piyasada 24; 23; 23,5'a satılan eti biz alıyoruz. Bunun yanında...

BAŞKAN - 150 lira da kesim desteği, 1 lira da oradan gelir.

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - İnşallah. Bakın oradan eğer 1 lira gelir ve bizim desteklemelerimiz... Bakın, inşallah, göreceksiniz, küçük çiftçileri destekleyeceğiz. Küçük aile... Yani, bu 2018'de almış olduğumuz besiliklerin ve damızlıkların çoğunu 10, 15, 20 olanlara vereceğiz; onun altında vermeyeceğiz. Bakın burada bu sözü size söylüyorum. Bizim o köy projelerimizde ahırlar var, burada farklı şeyler var; bunlar olacak ve kadının özellikle sigortalanması olayı var. Bunu inşallah, örnek olarak her ilde nüfusuna bakmaksızın yani Urfa'da 3 tane olacak, Tunceli'de 3 tane olacak, İstanbul'da 3 tane olacak yani örnek köyler inşallah koyacağız.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Penaltıyı attınız mı? Kasaplar ne olacak?

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Kasaplara destek veriyorum ben.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Hayır, mahalle kasapları ne olacak?

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Mahalle kasapları yani normal fiyata...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Onlar küçük, kapatsınlar.

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Niye kapatsınlar arkadaşım?

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Günlük tonaj var mı Sayın Bakanım?

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Bakın ben size bir şey...

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Bir şey soracağım: Ne kadar satacaklar yani böyle bir fiyat cazibesi herkese uygun gelir. Önünde kuyruklar mı olacak, ne kadar verilecek?

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Şimdi, Sayın Vekilim, bakın, biz sorduk, bu iki firmanın 2 bin ton aylık tüketimleri var. Biz bunlara 6 bin ton vereceğiz. Buna rağmen farz edelim ki gittiniz, saat 11.00'de et bitti. Zaten siz gitmezsiniz, ben de gitmem.

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Niye gitmeyelim canım? Allah Allah.

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Vallahi gitmezsiniz.

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Bizim ne farkımız var?

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Bakın, ben size bir şey söyleyeyim, gitmiyoruz ya, diyorsun ki: Kasabımdan ben 40 liraya alırım.

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Allah Allah...

GARO PAYLAN (İstanbul) - Niye sizin almayacağınız şeyi ona....

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Bir dakika... Ben onun hakkını tüketmemek adına şey yapıyorum.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Yok yok ama siz "Kendi kasabımı tercih ederim." diyorsunuz.

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Bir dakika... Ama bakın ben size bir şey söyleyeyim dar gelirli...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bu mudur yani Türkiye'nin gerçeği?

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - O et, bakın burada, bakın bu çok önemli, biz orada fakir insanları, dar gelirli insanları korumak adına oraya koyuyoruz onu. Esasında benim hakkım yok onu tüketmeye, sizin de hakkınız yok. O gerçek...

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Tamam da, o ayrımı nasıl yapacaksınız? Ben veya siz değil, nasıl ayıracaksınız?

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Yani şimdi diyorsunuz ki kuyruğa...

Ben size soruyorum, Sayın Hocam, hiç hayatınızda sabah, 5 lira etin kilosu ucuz diye kuyruğa girdiniz mi? Ben açık konuşayım sizinle.

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Ben girmedim.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Ben girdim, ben çocukken girdim.

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Paylan Bey girebilir, o zaman siz girmezsiniz, bu kadar.

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Ama Et Balık Kurumundan gidip et almak için sıraya girdim lise yıllarında ailem gönderdiği zaman. Yani böyle bir ayrım yapamazsınız ki.

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Şimdi, bakın, burada esasında sizin bize teşekkür etmeniz lazım. Fakir insanları biz etle buluşturuyoruz, yiyemedikleri...

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Ben ona şükrediyorum Sayın Bakanım. Keşke herkes böyle bir fiyata sahip olsa ama nasıl olacak.

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Olacak, bakın olacak. Ben size regülasyonu...

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Nasıl sağlayacaksınız?

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Bakın, Sayın Hocam...

BAŞKAN - Arkadaşlar, böyle giderse sorularınıza cevap alamayacaksınız çünkü keseceğim.

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Ben size bir şey söyleyeyim: Piyasa oturacak.

Bakın, fındıktan bahsediyoruz, konudan konuya atlıyoruz, fındıktan bahsediyoruz değil mi? Sağ olsun Cemal Bey ve diğer arkadaş anlattı, biz eğer fındığı Levant'ı 10 lira, Giresun'u 10,5 lira açıklamamış olsaydık fındığın kesinlikle fiyatı 6 liraydı. Biz üreticiyi koruyoruz, biz üreticinin yanındayız.

MUSA ÇAM (İzmir) - Biz yürüdük de öyle oldu.

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Vallahi bakın, sorularınız var ona cevap vereceğim. Bakın ben size bir şey... Yürümeden yaptık o fiyat açıklamasını ya. O fiyat açıklamasını siz yürümeden yaptık ya.

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Haberi gelince, haberi gelince.

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - İnanın yok Sayın Hocam. Sayın Hocam, bakın...

BAŞKAN - Sayın Bakanım, velev ki öyle olsun, bırakın mutlu olsunlar, size hayret ya. Vallahi, 20.20 saat itibarıyla ben mutlu değilim yani onun için.

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Yani şöyle, anlatacağım o kadar çok şey var ki, arkadaşlar şey yapıyor, ben kağıtları da karıştırdım.

BAŞKAN - Sayın Bakanım, yazılı alabiliriz hepsini.

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Bir dakika...

GARO PAYLAN (İstanbul) - Ette daha gol olmadı.

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA - Şöyle: Bir defa bakın...

BAŞKAN - Ya, amma meraklısın topu ağlarında görmeye.

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Paylan Bey, eti takip edeceksiniz. Eğer alan, satan ve ortadaki kasap ve endüstrideki çalışan arkadaşlar mutlu olmazsa...

GARO PAYLAN (İstanbul) - Mahalle kasabı ne olacak peki, Sayın Bakan?

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Mutlu olacak, diyecek ki: "Helal olsun, stabil bir fiyat çıktı." Mahalle kasabı şimdi ne diyor biliyor musunuz?

BAŞKAN - Sayın Bakanım, ama eti de bir tanımlamamız lazım. Tanımladınız değil mi? Yani kıyma ve kuşbaşı olarak o tanımı yaptınız değil mi? Etin diğer kısımlarını ayrıştırdınız.

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Tabii, tabii, ona karıştırmıyoruz.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Pirzola yiyemez mi fakir fukara?

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Yani, pirzolayı bakın siz yiyeceksiniz, fakir fukara kafayı yiyecek. Bakın bifteği siz yiyeceksiniz.

BAŞKAN - Bak işte, pas bu.

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Şimdi, bakın, olay nedir biliyor musunuz? Piyasa stabil bir fiyat yakalayacak, bunu görün arkadaşlar ya. Üç ay sonra bir daha konuşalım. Şimdi bakıyorsunuz ki bir kemikli eti bir mezbaha 23 liradan kesiyor, bir bakıyorsun üç gün sonra 28 liraya çıkmış. Ya, ne oluyor, kim ne yapıyor bu piyasaya değil mi? Şimdi, bakın, burada bu piyasayı biz regüle edeceğiz.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sayın Bakan, niye hayvan üretimi düştü? Buna bir bakın da ondan sonra konuşun. Buna bakmadan konuşmanın bir anlamı olmayacak yani.

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Bakın, Hocam, Sayın Hocam, siz bana müsaade etmiyorsunuz ki. Bakın, ben size bir şey söyleyeyim: Ana olmazsa dana olmaz, dana olmazsa et olmaz, süt olmaz. Bunu söyleyen bir kardeşiniz samimidir. Ben hekimim, yani buzağı ölüm oranlarını düşürmek benim görevim, bunun için elimden gelen bütün işleri seferber edeceğim. Buzağı ölüm oranları düşecek, anaya mutlaka ve mutlaka destek daha fazla vereceğiz, düveye daha fazla vereceğiz, mera alanlarındaki alımlara daha fazla destek vereceğiz.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sayın Bakanım, diğer bakanlıklar meraları sanayilere...

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Torba yasada bu meraları verdik sanayi kuruluşlarına, aşağıda görüşülüyor.

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Bakın, vallahi ben sizi dinledim, siz vallahi benim... Cevap vermem gereken şeyler var, eski bakan arkadaşlarla böyle beni...

Sayın Çam özellikle, dedi ki: "Yolsuzlukla ilgili laf söyledin." Şimdi, arkadaşlar, ben Urfa'dayım ve bana birtakım çiftçi arkadaşlar geldi "Desteklememizi alamıyoruz." dedi. "Niye alamıyorsunuz kardeşim?" "İşte, falan firmaya gittik, efendim, falan firma da bizi bıraktı, o yüzde 2 stopaj vergilerini topladı, kaçtı gitti." Bunlar belirli kişiler. Bunlar bir ay çalışıyorlar, bir ay sonra başka bir yerde bir yer açıyorlar ve değiştiriyorlar. Maliyeye de gidiyorlar diyorlar ki: "Bir aylık stopajı yatırmaya geldik, bize yapılandırma yapın, taksit yapın." Taksiti yapıyorlar, birinci taksiti yatırıyorlar ve gidiyorlar. Bu sefer insanlar destek alamıyorlar. Ben orada dedim ki: "Mertseniz bundan sonra gelin böyle yapın."

MUSA ÇAM (İzmir) - "Mertseniz" demediniz, "erkekseniz" dediniz.

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Yani değiştirdim o sözümü artık, o iyi bir ders oldu, değiştirdim. Bakın onu değiştirdim.

Şimdi, cımbızlıyorlar. Benim oradaki konuşmamı çıkarsalar emin olun olay bu. Şimdi, Van'daydık yine, bir kuyumcunun oradayım, o kadar samimi bir arkadaş, tesbih hediye etti, dedi ki: "Bakan Bey, etin fiyatını yüzde 40 düşürecekmişsin." Ben de şakadan dedim ki: "Sen altının fiyatını yüzde 40 düşürüyor musun?" Dediler ki: "Fakıbaba altın ile eti mukayese ediyor." Hâlbuki orada ben şakalaşıyorum ya, orada kırk tane kamera var bir tanesi alıp çıkarıyor. Yani buna benzer şeyler.

BAŞKAN - Sayın Bakanım, kameralar burada da var, isterseniz siz yazılı verin.

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Şimdi, inanarak konuşuyorum, diyorum ki: Eğer biz toprağı suyla buluşturursak inanın işsizlik bitecek -ben bunu çok samimi söylüyorum- ve dışarıdan eleman arayacağız biz. Belki de Suriyeliler gitmek isteyecek, biz Suriyelileri göndermeyeceğiz. Fakıbaba diyor ki: "Suriyeliler gitmeyecek!" Al sana İstanbul'da insanlar rahatsız. Yani, onun için, hiçbir zaman ben eski arkadaşlara, benden önceki, AK PARTİ'den önceki arkadaşlara da yürekten teşekkür ediyorum, ölenlere Allah'tan rahmet diliyorum. Yani, herkesin amacı iyi niyetli, samimi bu insanlara hizmet etmek, benim amacım da bu. İnşallah, hep beraber el ele veririz. Sizlerden öğreneceğimiz çok şeyler var, toplantılar yapmamız lazım. Ben çok samimiyim. Komisyon üyeleri olarak zaten toplantımızı yaptık, bir daha özellikle Plan Bütçe olarak Sayın Başkanım inşallah beraber olacağız.

KADİM DURMAZ (Tokat) - Türkiye'deki il müdürlerini her ay topluyormuşsunuz Sayın Bakanım, tebrik ediyorum. Ben takip ediyorum.

BAŞKAN - Ben tebrik etmiyorum. İl müdürleri sahada olsun, Ankara'da ne işleri var?

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Ha, şöyle: Şimdi, sizin bu söyledikleriniz, bu şeyler var ya işte desteklemeler nasıl gidiyor falan, şimdi cumartesi günü Aydın'da olacağım, ben bu desteklemelerin uygulandığı bir köye hiç haber vermeden gideceğim, her gittiğim ilde bunu yapacağım.

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Şimdi artık Aydın'da bütün köyler alarma geçer. Aydın'ın artık faydası kalmadı, hepsi alarma geçti. Haber verdiniz artık.

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Şöyle Hocam, sadece Aydın değil, bundan sonra gideceğim her yerde yapacağım bunu.

BAŞKAN - Bunu da herkes öğrendi efendim.

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Bundan sonra başka taktik bulun.

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Ne kadar güzel. Yani, yönetici o zaman kendine çekidüzen de verecek. Yani, kontrol edemediğiniz şey sizin değildir.

BAŞKAN - Sayın Bakan, yöneticiler istedikleri yere sizi gene götürürler, hiç merak etmeyin. Onların istemediği bir yere gidemezsiniz.

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Şimdi buğday meselesine gelelim. Şimdi arkadaşlar, bizim 2 milyon ton buğday ithalatımız var hocam, 20 milyonun üzerinde 21,8 milyon ton üretimimiz var ama...

MEVLÜT KARAKAYA (Adana) - Bunlara inanmayın, bunlara inanmayın.

BAŞKAN - Mevlüt Bey, biz sizi bekliyorduk, hoş geldiniz!

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Bakın, ben size bir şey söyleyeyim: Yani istatistik konusunda doğrusunuz. İstatistik konusunda bazen ben de arkadaşlara diyorum ki: "Arkadaş 6 milyon şunumuz var. Yahu bundan emin misiniz?" Bir bakıyorum öbürü diyor ki: "7,5 milyon." Buna katılıyorum.

MEVLÜT KARAKAYA (Adana) - Gayrisafi millî hasıla açısından ayrı bir...

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Ama aldığımız veriler TÜİK verileri; TÜİK'ten alıyoruz, diğer yerlerden karşılaştırıyorum. Kardeşiniz olarak da çok meraklıyımdır. İl müdürlüğünde aldığım...

BAŞKAN - Sayın Bakanım, Mevlüt Bey bütün gün görüşmeleri takip etmedi, geldi araya giriyor şimdi, olmaz.

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Şimdi dâhilde işleme rejimi.

BAŞKAN - Onun için müsaade ederseniz Sayın Bakanım, onları artık geri kalanını yazılı alalım, geri kalanını.

Son cümlelerinizi alayım ben.

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Dâhilde işleme rejimi. Bizim buğdaya ihtiyacımız yok hocam. Biz buğdayda kendimize yeten, üreten bir ülkeyiz ama bu 2 milyon tonu aldığımız zaman da bunu makarna yapıyoruz, bunu pasta yapıyoruz, bunun -başka farklı- katma değerini yükseltiyoruz ve Hollanda'nın yaptığını yapıyoruz, Hollanda'nın yaptığını biz yapıyoruz. Yani Hollanda 90 milyarlık tarım ihracatı yapıyor. Yahu, bunu 90 milyar yaparken de 50 milyar veya 60 milyar ithalat yapıyor. Yani neticede ithalatı yapıyor, katma değerini artırıyor ve gönderiyor.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Tam da onu sordum, ihracat-ithalat şeyi ne? Net ithalatçı görünüyoruz. Onu sordum, demin anlatamadım sanırım.

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Onu size yazılı olarak vereyim. Net bilmediğim şeyleri söyleyemem.

Bakın, Tunus'ta şunu söylediler: "Fransızlar bizden 1 liraya alıyorlar, bizim bir markamız yok, bizim müthiş zeytinyağımızdan Fransız yağı yapıp 10 misli para kazanıyorlar." Ha, yani Türkiye'nin böyle sömürücü bir ülke olmasını ister misin? Asla istemem. Ama, yani biz gerçekten bu dâhilde işleme rejimini yapalım ama kalkıp da elin malını 1 liraya alıp 10 liraya satmayalım.

BAŞKAN - Bizde katma değer yaratalım Sayın Bakanım, yaratalım.

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa)- Biz de katma değer yaratalım ama çok fazla da fark yaratmayalım.

Yani, şöyle: Ben bu konuda çok rahatım Tarım Bakanı olarak, benden önceki arkadaşlara teşekkür ediyorum, size yürekten teşekkür ediyorum. İnanın, önümüz açık. Tarım Bakanlığında önümüz, Allah'ın izniyle, açık ve projeler de Fakıbaba'nın projesi değil, AK PARTİ'nin kendi projeleridir ve ben bunu devam ettiriyorum ve ettireceğim. İnşallah, sizlerin de desteği ve yardımıyla. Neticede bundan faydalanacak olan 80 milyon Türkiye'de yaşayan çok değerli insanlarımızdır.