KOMİSYON KONUŞMASI

LALE KARABIYIK (Bursa) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Sayın Bakan, cari açık tabii ki turizm için önemli bir etki. Yani aslında biz cari açığı kapatmak istiyorsak turizmden medet ummamız gerekiyor, bunu hepimiz biliyoruz. Cari hesap tarafındaki dış ticaret açığını kapatabilecek en önemli etki, turizmden ve müteahhitlik hizmetlerinden.

Şimdi, yıllardır dış ticaret açığını nötrleştiren bir kalem olarak turizm çok büyük etkiler sağladı, daha az bir cari açığa tekabül ettirdi dış ticaret açığını, bunun da önemli bir katkısı oldu. Aynı zamanda, istihdam açısından da turizm önemli bir katkı sağladı. Ama geldik 2016 yılına ve 2016 yılı gerçekten turizmde bir kayıp yılı oldu, kötü bir yıl oldu. Şimdi, bir miktar iyileşme var, görüyoruz fakat bu iyileşmeyi bir iyileşme gibi görmemek lazım çünkü 2016'yı bir baz yılı almamak lazım, kötü bir yıldı. Ama tabii bir kıpırdanma var, bunu kabul ediyoruz.

Şimdi, 2014-2015'e göre hâlâ 5-6 milyar dolar geride olduğumuzu düşünüyorum, sizde daha doğru rakamlar vardır tabii ki. Bir taraftan da yılın ilk dokuz ayında turist sayısındaki artış yüzde 23 ama turizm gelirlerindeki artış bunun gerisinde, yüzde 15-16'larda. Tabii, Türkiye biraz daha ucuzlamış turizm bölgesi hâline geldi; belki doğru bir politika olmaması veya işte, o 2016'daki kayıp yılın tekrar geri kazanılamaması gibi sebepler olabilir. Bu harcamalara da yansıdı. Hani, 2014-2015'te dünyadan gelen turistlerin ortalaması olarak baktığımda, Avrupa biraz daha farklı ama kişi başı harcama 775 dolarken, şimdi 640-650 civarına inmiş durumda. Bu da tabii, turizm gelirleri üzerinde olumsuz bir etki. Günü kurtaran çözümlerle bir miktar iyileşme sağlanabiliyor ama bunlar kalıcı şeyler değil. Tekrar bu noktaya geleceğim ama esas üzerinde durmak istediğim, Avrupa pazarının yeniden kazanılması, bir de kongre turizminin etkisi.

Şimdi, Sayın Bakan, kongre turizmi hem Türkiye'nin tanıtılması açısından hem de gelir sağlayıcı bir etki yaratması açısından çok önemli. Bazı iller kongre turizminde ön plana geçiyor tabii ki. Ama, son dönemde gördüğümüz gibi, seyahat uyarıları ve sigorta şirketlerinin birtakım olumsuz yönlendirmeleri, etkileri sebebiyle kongre turizminde gerileme görüyoruz. Ben şunu bilmiyorum, merak ediyorum, hani, sorularda da sorabilirim ama yeri gelmişken de sormak da isterim: Mesela, 2016-2020 yılları arasında iptal edilen kongre sayımız nedir, bunu bilmiyorum? 2017-2020 arasında yapacağımız kongre var mı? Türkiye'de gerçekleşecek olan kongre var mı; iptal edilmemiş, yapılacak olan? Sanırım, sizdeki rakamlar daha şeydir, benimki yaklaşık, sizdeki daha gerçekçi olabilir ama Türkiye'ye 2,5 milyar dolar gibi gelir sağlayabiliyordu bu kongre turizmi ve kongre turizminin kaybedilmesi çok önemli bir kayıp hem gelir açısından hem de buradaki yaratılan istihdam açısından diye düşünüyorum.

Diğer taraftan, Sayın Bakan, sizin birkaç yazınızda, demecinizde de okudum, Çin, Hindistan, Güney Kore ve Japonya'dan beklentileriniz var. Doğru, ama burada da bir kayıp var, yani oradan gelen turist sayısında da yüzde 50'ye yakın, sanırım, bir azalma var. Hani, bunları tekrar sağladığımızı varsayalım ama yine 400 bin, 500 bin civarında yaklaşık. Şimdi, Avrupa'dan da bir kaybımız var ama 4,5 milyona yakın bir kayıp. Yani, tabii ki bu Çin, Hindistan, Japonya, Güney Kore pazarını yeniden kazanalım ama bu, Avrupa'dan kaybettiğimiz pazarın yüzde 10'una tekabül ediyor, yani işin kurtarmıyor, bizim gelirlerimizi, istihdamımızı kurtarmıyor. Yani, ne yapıp ne edip o Avrupa pazarını tekrar bize doğru çekmek gerekiyor, cazip hâle getirmek gerekiyor. Bunun için de ben hâlen Türkiye'nin imajı konusunda, OHAL'in, olumsuz bir etki yarattığın düşünüyorum. Yani, burada sigorta şirketlerinin yaptığı olumsuz tutum, farklı yönlendirmeler, Türkiye'nin imajının OHAL olması açısından son derece önemli. Mesela, bu sigorta şirketleri konusunda ne yapıyorsunuz? Bu sigorta şirketlerini yönlendirmeleri, olumsuz etkileri, Türkiye'ye bakış açıları, bu konudaki çalışmalarınız nedir, şimdiki ve geleceğe dönük olarak, bunları da merak ediyorum? Çünkü bu, Avrupa pazarının geri kazanılması açısından çok önemli diye düşünüyorum Sayın Bakan.

Bir de ben verilere bakıyorum, sizin de söylediğiniz ifadeler var. Mesela, siz, 2017 yılının ilk sekiz ayı sonunda ülkemize gelen Avrupalı turist sayısında bir önceki yıla göre artış olduğunu ifade ediyorsunuz ama ben bu artışı göremedim. Mesela, baktığımda, Almanya'dan yüzde 8, Hollanda'dan yüzde 15, Danimarka yüzde 24, Norveç'te yüzde 30'luk kayıplar gözüme çarpıyor. Bu, hani veri yanlışı mıdır? Bunu bilmiyorum. Hani, bir kıpırdanma var ama 2016'ya göre bile halen daha gerideyiz; 2014, 2015'ye hiç kıyaslamıyorum. Tabii, Avrupa pazarındaki bu gerileme turizm gelirleriyle ciddi bir kaybı da beraberinde getiriyor. Yani Avrupa pazarında daha önceden bildiğimiz, az önce verdiğim rakam mesela dünya ortalamasıydı ama Avrupa rakamlarına baktığımda, Avrupalı turistin kişi başı turist harcaması 840 dolarlardaydı, yanlış bilmiyorsam 600 dolarlara, 620 dolarlara kadar filan geriledi. Bu nedenle bunlar önemli kayıplar diye düşünüyorum.

Tabii, şunu sonuç olarak söylemek gerekir ki bu konuda: Avrupa pazarı olsun, kongre turizmi olsun, bunun için en büyük engel politikalar, gerilimler, OHAL diye düşünüyorum. Bir an önce OHAL'in kaldırılması ve normalleşmenin sağlanması yani burada sağlanacak en kalıcı teşvik, en etkili teşvik, normalleşmedir diye düşünüyorum, yoksa diğerleri kalıcı çözümler olmayacak.

Son cümlemi Bursa üzerine kurmak istiyorum Sayın Bakan, ben Bursa Vekiliyim. Yeşil Bursa, tarih dokusuna sahip Bursa ama bu söylediklerim geçmişte kaldı. O tarih dokusu olan Bursa çok da turist çeker, çekerdi de. Zamanla belediyelerin, özel idarenin, birtakım kurumların yanlış uygulamalarıyla o tarihî dokusunu kaybediyor ve cazibesini yok ediyorlar. Bununla ilgili olarak Turizm Bakanlığı ve belediyelerin ya da özel idarelerin yani bununla ne ilgiliyse, bence, ortak istişarede bulunmaları gerekiyor, ortak görüş alışverişinde bulunmaları gerekiyor yani engel olmaları gerekiyor bazı şeylere. Turizm açısından da değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Şu anda Bursa'nın o tarihî dokusunun arasından yanlış yerde yapılandırılmış TOKİ'ler yükseliyor. Biz onlara Bursa'da böyle ucube isimlerini filan veriyorlar yani basında filan belki izlersiniz, o tarih dokusunun arasından fırlıyor. Oysa, başka yerlere yapılabilir, o ihtiyaç karşılanabilir. E, bunların da yani o turizmin cazibesini artıracak sebeplerden biri olduğunu düşünüyorum. Bu konuda doğru kararların verilmiş olması lazım. Bazı şeylere Turizm Bakanlığının belki engel olması lazım, istişarede bulunulması lazım diye düşünüyorum.

Teşekkür ediyorum.