| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/887) ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/861) ve Sayıştay tezkereleri a) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı b) Mesleki Yeterlilik Kurumu c) Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü ç) Devlet Personel Başkanlığı d) Türkiye İş Kurumu e) Sosyal Güvenlik Kurumu |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 17 .11.2017 |
ŞAHAP KAVCIOĞLU (Bayburt) - Sayın Başkanım, Değerli Bakanım, kıymetli milletvekilleri, değerli bürokratlar, kıymetli basın mensupları; öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Büyüme ve kalkınma hedeflerine ulaşabilmenin en temel girdisi ülkedeki üretim düzeyiyken, üretimin en temel girdisi emek girdisidir. Bugün, özellikle 2002 yılından bu yana her alanda büyüyen, gelişen ve kalkınma hedeflerini bire bir geliştiren bir Türkiye'yi konuşuyoruz. Kalkınma Bakanlığımız, Sanayi Bakanlığımız, Ekonomi Bakanlığımız ve benzeri bu konularla iştigal eden her bakanlığımızın çalışmalarını takip ediyoruz. Bugün ise ekonomik başarının en önemli şartı, üretimin temel girdisi olan emek odaklı çalışmalar yapan, bu konuda oldukça iyi niyetli ve başarılı gelişmelere de şahit olduğumuz Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımızın emekleri için teşekkür ederek sözlerime başlamak istiyorum.
Her alanda olduğu gibi iş gücü alanında da ülkeyi en yüksek seviyeye taşıma çabalarımız sürmektedir. 2006 yılında yüzde 44,5 olan iş gücü oranı 2016 yılı itibarıyla yüzde 52 seviyelerine gelmiştir. Yine, yüzde 40,5 seviyelerinde olan istihdam oranlarımız yüzde 46-47 seviyelerine yükselmiştir. 2002'de yüzde 52,14 seviyesinde olan kayıt dışı istihdam oranlarımız yüzde 34 seviyelerine kadar gerilemiştir. Aynı dönemler içerisinde ortalama yüzde 10 seviyesinde oluşan işsizlik oranları üzerinde Hükûmetimizin yoğun çalışmaları sürmektedir. Hepimizin bildiği üzere, işsiz sayılarının azaltılması noktasında Bakanlığımızın özellikle İŞKUR kapsamında çalışmaları bulunmaktadır. Bu çalışmaların bazı sonuçları örneklendirilecek olursa, Bakanlık bünyesinde başlatılan uygulamalar kapsamında 2002 yılında başlattığımız işsizlik sigortası ödemelerinden bugün 5 milyon vatandaşımız yararlanmaktadır. 2005 yılında başlatılan kısa çalışma ödeneğinden 230 bin vatandaşımız yararlanmıştır. İş kaybı tazminatı kapsamında 2002 yılından bu yana 33 bin kişiye ödeme yapılmıştır. Yapılan çalışmalarla, 2002 yılında kamu kurumlarının 5.700 kişi olan engelli memur sayısı bugün 50 bin engelli memur seviyelerine gelmiştir. Bugün, Türkiye, AB ülkeleri arasında son on yılda en fazla istihdam artıran ülke olmuş, yaklaşık 8 milyon kişiye iş imkânı yaratılmıştır. Bu, birçok Avrupa ülkesinin nüfusundan bile fazla. Tek başına Almanya, İngiltere, Polonya ve İspanya'nın dışındaki 24 AB ülkesinden daha fazla istihdam yaratan bir ülkeyiz. İş gücüne katılım oranıyla AB ülkeleri arasında birinci sırada bulunuyoruz.
Sayın Bakanım, Türkiye'nin genç nüfusa sahip bir ülke olduğunu biliyoruz. Her yıl yaklaşık 800 bin kişinin iş gücü piyasasına katıldığını düşündüğümüzde, yatırım ortamının daha fazla iyileştirilmesi ve işverenlerimize daha fazla teşvik edici, motivasyonlarını artırıcı tedbirler alarak yeni işler ve iş alanları yaratmalıyız.
Daha birçok uygulamayla vatandaşlarımızın çalışma koşulları iyileştirilmeye çalışılırken engelli vatandaşlarımız konusunda bazı sorunların da hızlı çözümünü istiyoruz Sayın Bakanım. Daha önce, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımızda da belirtmiştim, yine bir önceki dönemde bütçede de belirtmiştik, engelli kardeşlerimizle ilgili atamaların kesinlikle kendi illerine öncelikli olarak yapılması hususunun bir an önce uygulamaya geçmesini sizden talep ediyoruz. Bu, ciddi bir şekilde şehirlerde sorun Sayın Bakanım. Defalarca daha önce de konuştuk yani aileleriyle başka şehirlere gitmeleri gerekiyor. Dolayısıyla, bu sıkıntının giderilmesi için öncelikle kendi şehirlerinde atamalarının yapılması konusunu sizden rica ediyoruz.
Şimdi, biraz da Bayburt özelinde bazı durumlardan bahsetmek istiyorum Sayın Bakanım. Malumunuz, ilimiz mevsimsel açıdan genelde soğuk bir iklime sahip. Sanayi, tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin düşük düzeyde olduğu ve bu kapsamda sürekli göç veren bir ildir. İlimizde büyük işletme ve fabrika sayısı yok denecek kadar azdır. Bu nedenle Bayburt ve benzeri illerde istihdam politikalarının gelişmiş ve sanayisi olan illere göre farklı dizayn edilmesi, ilimize verilen destek, hibe ve yatırımlarda pozitif ayrımcılık uygulanması gerekmektedir. İlimizdeki esnaf ve iş yerlerinin büyük çoğunluğu hiç çalışanı olmayan ya da 1 çalışanı olan iş yerleridir. Ülke genelinde İŞKUR olarak en az 2 çalışana ve üç ay süreyle uygulanan işbaşı eğitim programlarından hiç çalışanı olamayan iş yerlerinin de faydalanması esnafımıza önemli destek sağlayacaktır. Ayrıca, ilimizde kış mevsiminin soğuk ve uzun süreli geçmesi sebebiyle kışın iş potansiyeli yarıdan fazla düşmektedir. İlimiz esnafı genelde yazlıkçıların gelmesiyle beş aylık bir sürede iş yapabilmekte, kışın ise işleri neredeyse durma seviyesine gelmektedir. Söz konusu işbaşı eğitim programlarının bu bakımdan ilimizde altı ay olarak uygulanmasının daha verimli olacağını düşünmekteyiz.
Yine, Bayburt Üniversitesinde öğrenim görmekte olan öğrencilerimiz soğuk hava koşullarından ve zayıf sosyal olanaklardan şikâyetçi olmaktadırlar. Bu da üniversitemize yapılan tercihlerin yetersiz kalmasına ve kontenjanların dolmamasına neden olmaktadır. Üniversitede öğrenim gören öğrencilerimize yönelik özel bir işbaşı eğitim programı düzenlenmesi, bu sorunun ortadan kalkmasına yardımcı olabileceği gibi, üniversite öğrencilerimizin hem maddi kazanç sağlamalarına hem de eğitimlerini tamamlandıktan sonra iş hayatına atılmalarında kolaylıklar sağlayacaktır. Bahse konu eğitim programı, istihdam garantisiz şekilde, belirli bir süre belirlenerek düzenlenebilir. Bu durum, işverenlerimize de insan gücü olarak katkı sağlayacaktır.
Şehrimizle alakalı başka bir durum ise toplum yararına programlar, hem çalışanların aldığı maaş hem de bu maaşın esnafa olan yansıması neticesinde ilimize ekonomik anlamda büyük bir katkı sağlamaktadır. Aynı zamanda işçi ücretleri yönünden de çıtayı bir hayli yükseltmektedir. Ancak ilimiz yaklaşık 90 bin nüfusla Türkiye'nin en küçük illerindendir. Çocuk, öğrenci, emekli, çalışan ve çalışmak istemeyen nüfus çıktığında çalışabilecek durumda olan işsiz nüfus yaklaşık olarak 5 bin civarındadır. Mevcut durumda dahi toplum yararına programlar başlarken birçok özel sektör çalışanı mevcut iş yerlerinden ayrılarak toplum yararına çalışmalara başvurmaktadır. Bu durum, ilimizde özel sektör iş yerleri ile İŞKUR kurumunu ve Bakanlığımızı sürekli karşı karşıya getirmektedir. Söz konusu problemlerin önüne geçilmesi adına çok önemli bir amaca hizmet etmesi gereken toplum yararına programların hem devamı hem de sorunsuz yürümesi adına başvuru şartları değiştirilmelidir. Öncelikle, projenin amacı olan iş bulmada güçlük çekenlerin iş bulması ve özel sektörden çıkışların olmaması adına toplum yararına programlarda çalışacak kişilere en az üç ay işsiz olma şartı gibi, belli bir süre işsiz olma şartı getirilmelidir. Ayrıca illere verilen toplum yararına program sayısının sınırlandırılmasından çok, sadece dezavantajlı kişilerin başvurabilmesi sağlanmalıdır. Örneğin, toplum yararına programlardaki projelere tüm engelliler, eski hükümlüler, terör mağdurları, SYD vakfından yardım alanlar, aynı yerde ikamet edenlerden hiçbirinin çalışmıyor olması durumunda burada yaşayanlardan biri birinci liste kapsamında değerlendirilmeli ve en az üç ay işsiz olan 40 yaş üzeri işsizler de ikinci liste kapsamında değerlendirilmelidir. Böylece, toplum yararına programlar, özel sektör için gerekli iş gücü önünde engel oluşturmayacaktır. Ayrıca çırak, kalfa ve usta yetişmesine engel olmayacak ve özel sektörde iş bulması çok zor ya da imkânsız olan dezavantajlı kişiler rahatlıkla iş sahibi olabilecektir. Bunun sonucunda da devletimizin sosyal sorumluluk ilkesi kapsamında bu konuda üstüne düşen görevi yapmış olması sağlanacaktır.
Yine, öncelikle birinci listeye verilmesi suretiyle katılımcıların tamamının noter kurasıyla belirlenmesi hem adil bir çözüm olacak hem de vatandaş ile devleti karşı karşıya getirmeyecektir.
BAŞKAN - Son bir dakikanız.
ŞAHAP KAVCIOĞLU (Bayburt) - İl İŞKUR müdürlüğünce yürütülen istihdam garantili meslek edindirme kurslarında yıllık ödeneğin en fazla yüzde 10'u kadar tutarla diğer eğitim kuruluşlarıyla istihdam garantisiz kurslar düzenlenmektedir. İlimizde istihdam olanağının çok fazla olmadığı düşünüldüğünde çoğunlukla ilimiz bayanlarına yönelik olarak düzenlediğimiz istihdam garantisiz kurslarda pozitif ayrımcılık uygulanması suretiyle ilimiz ödeneğinin artırılması hem ev hanımlarını meslek sahibi yapacak hem de geçici gelir desteği sağlayacaktır.
Bir son nokta Sayın Bakanım, bizim oralar için önemli olduğunu düşünüyorum: Gerek Ankara'dan gerek Bakanlık iş müfettişlerince gerekse SGK denetmenleri tarafından yapılan denetimlerde çok yüksek idari para cezaları kesilmektedir. Biliyorsunuz, bizim oralar hem cazibe merkezi kapsamında hem teşvik kapsamında istihdam yaratmaya dönük... İş yerinde 3 kişi, 5 kişi, 10 kişi çalıştırıyor; geliyor, kontrolde 1 kişi yakaladığında veya geçici bir şekilde veya farklı şekilde, çok büyük cezalar kesiyorlar. Öbür tarafta, biz, iş adamlarına çağrı yapıyoruz, "Bayburt'a gelin, yatırım yapın. SGK almıyoruz, şunu almıyoruz, on yıllık teşvikler var." diye. Ama bu tarafta çalışanlara da gidiyoruz, korkunç cezalar yazıyoruz. Yani o cezaları ödeyebilmesi için adamın beş ay altı ay çalışması gerekiyor. Bu sorunların giderilmesi hususunu da ben rica ediyorum ve 2018 bütçesinin de hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Kolay gelsin.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.