KOMİSYON KONUŞMASI

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Sayın Bakan, göreviniz hayırlı olsun.

Konu başlıklarını söylersem beş dakika yetmez ama.

İstihdam rakamları içinde çırak ve stajyer dâhil edildiği burada da belirtildi. Stajyer öğrenci sadece iş kazası ve meslek hastalığı sigortasından yararlanıyor, malullük, yaşlılık sigortası hükümlerinden stajyer öğrenci yararlanmıyor, çıraklar da yararlanmıyor, Acaba onları istihdam içinde göstererek önümüzdeki süreçte bunların yararlanması için olumlu bir gelişme mi var? Bunu söylerseniz mutlu oluruz çünkü bu konuda kanun teklifi de vermiştim, stajyer öğrenci ve çırakların sigortalarının çalışmaya başladıkları gün itibarıyla başlamasını önermiştim. Herhâlde bunları istihdam içinde gösterdiğinize göre böyle bir uygulama başlatacaksınız, bu çok güzel olur.

Ülkemizde geçici işçilerden İşsizlik Fonu'na para kesiyorsunuz. Burada verdiğiniz rakamlarda 2002 yılı Mart ayından 2017 yılı Ekim ayı sonuna kadar yaklaşık 8 milyon 962 bin kişi başvurmuş ve 5 milyon 706 bin kişiye ödeme yapılıyor. Yoksa bunların içinde bu geçici işçiler müracaat ediyorlar da bu 3 milyon kişi onun için mi reddediliyor? Bu rakam belli mi? İşsizlik Fonu'na para kesildiğine göre neden bu geçici işçilere işten ayrıldıkları sürede kısmi de olsa bir yardım yapılacak düzenleme gerçekleştirilmiyor? Hem para alınıyor hem de para verilmiyor. Mevsimlik işçilerin, 4/C'lilerin mağduriyetleri var, özellikle bunlara, daha önce 4/C'lilere kadro sözü verilmişti ama bu, uygulamaya geçmedi.

Çocuk işçi sayısı giderek artıyor, bu çocuk işçilerin bir kısmı okullarda okuması gerektiği hâlde ailelerinin mağduriyetleri nedeniyle çalışmak durumunda kalıyor. Bu çocuk işçilerin hem çalışması hem de okullarıyla ilişkilerinin kesilmemesi için de bir çalışma ihtiyaç.

İş cinayetlerinde, arkadaşlarımız da söyledi, hem Avrupa 1'incisi hem de dünya 3'üncüsüyüz. Bunun giderilmesi gerekirken bu yıl çıkan 2 ayrı torba yasada iş güvenliğiyle ilgili kanunda öteleme gerçekleştirildi. 10 kişiden 50 kişiye doktor ve iş uzmanının olması gibi bir zorunluluk getirdi, oysa çoğu kaza 10 kişilik iş yerlerinde oluyordu. Bu anlamda da uygulamada yapılanların söylenenle örtüşmediği görülüyor.

Emeklilerin, intibak yasasıyla ilgili 2000'den sonrakilerin mağduriyetleri var. Bununla ilgili daha önce kanun teklifi de verdim. Bunun da düzeltilmesi yönünde bir gelişme göremiyoruz. Keza ilaçta katkı payının kaldırılması, emeklilerin ihtiyaç ve talepleri.

Taşeronla ilgiliyse o kadar çok söz söylendi ki, yıl bitmek üzere, şu anda taşeronların söylediği, eşit işe eşit kadro verilecek ve bu sorun çözümlenmiş olacak. Bu ne kadar uzatılıyor, ne yapılmak isteniyor? Adı değiştirilip normalde taşeronun kendisinin tanımının ötesinde bir şey yapılmayacak mı? Bu kaygı verici bir durum, bunun da açıklanması gerekiyor.

Ülkemizde sendikal örgütlemenin canı okundu. Neredeyse grev ve toplu iş sözleşmesi yapabilen işçi oranı yüzde 6'lara düştü. Bu da örgütlü bir toplum olmanın ve ülkenin de gelişmesinde en önemli katkı sunacağı anlayışından uzaklaşıldığının göstergesi. Şu anda toplu sözleşme yapabilen işçi ve memurların da ne yazık ki talepleri, uygulamada 4/C'lilerde olduğu gibi, genele yansımıyor.

Ülkemizin bulunduğu koşullarda olumsuzlukların Çalışma Bakanlığı bünyesinde olması ülkedeki iş barışını ve yaşam barışını da olumsuz etkiliyor. Bu anlamda farklı dönemlerde Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri olarak çok sayıda kanun teklifimiz var. İş barışı çok önemli, grevlerin ertelenmemesi, hak mücadelesi verenlerin bu mücadelelerine destek olunması gerekiyor çünkü emek en yüce değerdir ve çalışma yaşamının içinde olanlar bilir ki o emek günlük yaşamın büyük bir yükü olarak insan tarafından üretilir. Bu anlamda işçilerimiz için yapılması gerekenlerin çok olduğunu düşünüyorum.

Mevsimlik işçilerle ilgili kâğıt üzerinde çok şey var, alana gidiyoruz yaşam koşulları o kadar çağ dışı ki insanca yaşamdan uzak bir anlayışla çalışıyorlar. Yalnızca mevsimlik işçiler için genelgeler yayınlanıyor, "Şu yapılacak, bu yapılacak." diye tanımlar var ama gidiyorsunuz, uygulandığı yerde bir bakıyorsunuz ki bunların hiçbiri yok. İnsanca koşullar sağlanmadan çalışmak zorunda bırakılıyorlar. Bunlarla ilgili il valilerinin yerinde denetim yapması çok önemli. Benim bölgemde de 5 binin üzerinde farklı bölgelerden göç edip gelen mevsimlik işçiler var, kadınların, çocukların mağduriyeti var. Mevsimlik işçi çocuklarının okullu olması yönünde geçmişte bir öneride de bulunmuştum. Bizim oralarda da ekonomik nedenlerle, köylerden olan göç nedeniyle çoğu okul boş. Bu çocuklara o okullarda eğitim verilebilir çünkü bunlar mayısta göçüyor, ekimde dönüyor, orada eğitimlerinde sıkıntı oluşuyor. Böyle bir çalışma da yapılabilir.

Teşekkür ediyorum.