| Komisyon Adı | : | SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 11 .12.2014 |
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Sayın Başkanım, Komisyonumuzun değerli üyeleri, değerli misafirler, değerli basın mensupları; öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum. Çalışmalarımızın hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.
Evet, bugün, aslında Türkiye gündeminde uzun zamandan beri konuşulan, tartışılan ama yasal regülasyonu gerçekleştirilemeyen çok önemli ve toplumumuzun, ekonomimizin önemli bir bölümünü, kesimini ilgilendiren konuyla ilgili kanun tasarısının görüşmelerine başlıyoruz.
Biraz önce ifade ettiğim gibi, hem AK PARTİ hükûmetlerinden önce ve AK PARTİ hükûmetleri döneminde özellikle büyük alışveriş merkezlerinin çalışma ve yerleşme kurallarını esas itibarıyla düzenleme hedefinden başlamak üzere bu konu bütün hükûmetlerin gündeminde oldu, fakat bugüne kadar yasal düzenleme yapılamadı. Hiç kimseyi, hiçbir hükûmeti bu anlamda sorumlu görmemek lazım, çünkü gerçekten konu çok hassas bir konu, çok karmaşık bir konu, çok fazla tarafı olan bir konu. Dolayısıyla, bugüne kadar bu tür tartışmaların olmasının, belki bu açıdan bakıldığında -keşke daha önce çıkarılabilseydi ama- olağan karşılanması gereken bir yönü de olabilir.
Sonuç itibarıyla, bu düzenleme, bu tasarı, 13 Ağustos 2014 tarihi itibarıyla Türkiye Büyük Millet Meclisine gönderildi. Daha önceki çalışmalarda, yine ifade etmeye çalıştığım gibi, yaklaşım tarzı olarak esas itibarıyla büyük alışveriş merkezleri ile zincir mağazaların uyması gereken kuralları esas itibarıyla öncelleyen, onu düzenlemeyi hedefleyen bir çalışma olarak, bir alan olarak görüldü ve nitekim hükûmetlerimiz döneminde de bugüne kadar 3 ya da 4 tane tasarı Meclise sevk edildi ama yasalaşmadı şu veya bu nedenle. Onlarda da aynı yaklaşım, aynı hedef söz konusuydu. Yani perakende ticaretin bütün yönleriyle ve bütün taraflarıyla dikkate alındığı bir kurallar bütünü ya da bir yasal çalışma değil de, esas itibarıyla yine büyük alışveriş merkezlerinin çalışma biçimlerini, çalışma şartlarını ve diğer hususları düzenlemeyi hedef alan ya da içeren tasarılardı bunlar.
En son 640 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'yle bu görevin Bakanlığımıza verilmesinden sonra Bakanlığımız gerçekten -ki ben o zaman görevde değildim- çok kapsamlı, bütün ilgili tarafların kanaatlerini, görüşlerini alan, hem bürokrasi hem özel sektör hem esnaf ve sanatkâr, küçük işletmeler, alışveriş merkezleri, onların temsilcileri, zincir mağazalar, onların temsilcilerinin tümünün, hiçbir kesim dışarıda bırakılmamak kaydıyla görüşlerini, kanaatlerini alarak ve bunun için de sayısız toplantılar, görüşmeler yaparak bu tasarı olgunlaştırıldı ve daha sonra Türkiye Büyük Millet Meclisine gönderildi.
Bu açıdan bakıldığında esasında bir uzlaşma metni dememiz yanlış olmaz. Bir başka ifadeyle, bu tasarı, belki bütün tarafların tüm görüşlerini, taleplerini içermiyor, onları karşılamıyor ama en azından tüm tarafların da çok ağır itirazları ya da yoğun itirazlarını içermeyen bir tasarı aynı zamanda, bir metin bu önemli. Bu yönüyle uzlaşma, bir mutabakat, bir konsensüs özelliği öne çıkan bir tasarı, vurgulamak istediğimiz bu. Yani defalarca sayısız toplantılarda tarafların tüm görüşleri alınarak yapıldığı ve çok hassas, ince ince işlenerek bu tasarı bugüne getirildiği için bu yönüyle belki bu tartışmalar, bu değerlendirmeler sırasında elbette herkes kanaatini mutlaka söyleyecek, Komisyon gerekli revizyonları veya değişiklikleri mutlaka yapacak edecek ama bu çalışmalar sırasında bu özelliğinin hiç gözden ırak tutulmaması gerektiğini açıkçası düşünüyoruz.
Şimdi, getirilen bu tasarıyla en önemli düzenlemelerden bir tanesi, bu sektörle ilgili bazı, herkes tarafından konuşulan, kullanılan ama tanımı noktasında standart bir tanımın olmadığı bazı kavramlar netleştirilmektedir. Bu perakende ticaretle ilgili kavramlar netleştirilmektedir, yasal bir tanıma kavuşturulmaktadır.
Ayrıca, bu düzenlemeler yapılırken geleneksel perakendecilik sisteminin korunması, muhafaza edilmesi amacı, sektörde adil rekabetin sağlanması, tüketicinin korunması, kayıt dışılığın önlenmesi, sektörde verimliliğin ve kalitenin artırılması, sektör içi kesimler arasında dengeli ve sürdürülebilir bir büyüme ortamının tesis edilmesi hedeflenmektedir. Yine bütün bunlar o konsensüs çerçevesinde oluşturulmaya çalışılmıştır.
Perakende ticaret, bütün dünyada olduğu gibi Türkiye'de de millî gelir içerisindeki önemini, büyüklüğünü, oranını artırmakta ve artırmaya devam etmektedir. Şu an itibarıyla, 2013 rakamları itibarıyla ülke ekonomisinin yaklaşık yüzde 15'i perakende ticaretin oluşturduğu bir alandır. Yine, bu alanda 2013 itibarıyla 1 milyon 960 bin kişi istihdam edilmektedir. Bu da gerçekten sektörün büyüklüğünü ve önemini ortaya koyması açısından önemli rakamdır.
Bu düzenleme, bu tasarı bu noktaya getirilirken tüm dünyadaki mevzuat, uygulamalar incelenmiş, onlar dikkate alınmış ve biraz önce ifade etmeye çalıştığım gibi, tüm tarafların kanaatleri bu tasarıya yansıtılmaya çalışılmıştır.
Bu tasarıyla getirilen yeni düzenlemeleri ana başlıklar itibarıyla -zaten madde görüşmelerinde bunları ayrıntılı şekilde konuşacağız, tartışacağız, değerlendireceğiz- ben sizlerle paylaşmak istiyorum.
Yine, biraz önce ifade etmeye çalıştığım gibi, herkes tarafından kullanılan ama yasal bir tanıma kavuşturulmamış olan bugüne kadar alışveriş merkezi, büyük mağaza, zincir mağaza, özel markalı... Bu kavramlar ilk kez kanunda tanımlanmaktadır.
Yine, işlemlerin üzerinden yürütüleceği PERBİS (perakende bilgi sistemi) kurulacaktır bu kanunla. Ve bunun amacı da, iş yeri açılış ve kapanışları bu sistem üzerinden yürütülerek hem duplikasyonları ortadan kaldırılacak hem hızlanma sağlanacak hem de bu konuda farklı kurumlar tarafından yapılan işlemlerin yasal düzenlemeler karşısında daha doğru bir şekilde yürütülmesi sağlanacaktır. İlave hiçbir iş akışına yol açmayacak, ilave bir bürokratik kademe değil, onu öyle kesinlikle düşünmemek gerekiyor. Tam tersi bürokratik kademeleri ortadan kaldıracak şekilde... Mesela, aynı iş için, aynı işlem için bir iş yeri açılışını düşünün. Farklı kurumlar aynı belgeleri isteyebilmektedirler. Böyle bir durumda PERBİS üzerinden yapılacak olan sektöre ait iş yeri açılış ve kapanış işlemlerinde bir belge -örnek olarak söylüyorum- bir defa istenecektir.
Yine, son derece önemli bir düzenleme, uygulamada çok sık -özellikle küçük işletmeler tanımını eğer şey yaparsanız- küçük işletmelerin karşı karşıya kaldığı önemli problemlerden bir tanesi de bu kanunla giderilmiş olacaktır. Perakende işletmecilerin üretici ve tedarikçilerden talep edeceği masraflar tadat edilmekte, netleştirilmekte ve sınırlandırılmakta, kurala bağlanmakta. Bu kural çerçevesinde perakende işletmeler satışa konu ürünün talebini doğrudan etkileyen hizmetlerin karşılığını ancak işletmelerden bu tedarikçiden ya da üreticiden talep edebilecek, onun dışındakileri edemeyecektir.
Yine önemli kurallardan bir tanesi, getirilen düzenlemelerden bir tanesi, prim veya bedel talepleri sözleşme süresiyle sınırlı olacak ve prim ya da bedel talebine konu olan ürünün sözleşme süresince rafta tutulması zorunlu olacaktır.
Getirilen, altının çizilmesi gereken düzenlemelerden bir tanesi de küçük ölçekli üretici ve tedarikçinin markalaşması sağlanacaktır. Özellikle yurt içinde üretilen ve hızlı tüketim malı niteliği taşıyan ürünlerin üzerinde perakendecinin yanı sıra üreticinin de kimlik bilgileri, unvanı yer alacaktır. Düşünün, yani bir malın binlerce tüketiciye, yüz binlerce, on binlerce tüketiciye ulaşan bir ürünün üzerinde, o ürünü üreten tedarikçinin, üreticinin isminin yer alması -ki bunların büyük çoğunluğu zaten orta ve küçük işletmelerdir- onun markasının ve isminin tanınması açısından çok büyük bir imkân sağlayacaktır, çok büyük bir kolaylık olacaktır ve bu şekilde hep sıkıntı olan küçük işletmeler açısından kendilerini tanıtamamak, marka oluşturamamak sorunu, inanıyoruz ki önemli ölçüde ortadan kaldırılmış olacaktır.
Yine uygulamada çok sık karşılaşılan ve zaman zaman da tüketiciler açısından şikâyetlere konu olan kampanyalı satışlar, alışveriş festivalleri gibi aktiviteler de zapturapt altına alınacaktır, ona ilişkin kurallar belirlenmektedir. Buna yönelik olarak da, buna ilişkin iş yeri açılışı, devri, kapanışı, adres veya faaliyet değişikliklerinde indirimler veya buna benzer uygulamalar üç ayı geçemeyecek, tasfiye hâlinde bu süre altı ay olarak uygulanıyor zaten. Outlet ve fabrika satış mağazası gibi içerikte satış yapan alışveriş yerlerinde de bunlara ilişkin kurallar getirilmekte ve bu kurallara özellikle tüketicinin yanıltılmasının engellenmesi amacıyla müdahale edilmektedir. Mesela, outlet olabilmek için, satışa sunduğu malların, malzemelerin en az yüzde 70'inde indirim olması gerekir, sürekli indirim olması gerekir. Örneklerden bir tanesi bu. Ayrıca, genel olarak da indirim yaptığı bir önceki rakamın mutlaka yine etikette yer alması gerekir çünkü en çok şikâyet edilen konulardan bir tanesi de, biliyorsunuz "Önce fiyatları indiriyorlar, sonra yükseltiyorlar." gibi çok yoğun bir şikâyetle karşı karşıya kalabiliyoruz.
Yine, özellikle esnaf ve sanatkârımızı ve küçük üreticiyi koruyacak önemli düzenlemelerden bir tanesi ve bunların doğrudan ilk elden, üreticiden ve daha ucuza mal almalarını sağlayacak olan tedarik ve dağıtım kooperatifleri kurmalarının önünü açıyoruz ve imkânını getiriyoruz. Bu yolla bu tedarikçilerin daha rekabetçi fiyatlarla mal ve tedarik etme imkânlarının önü açılmış olacaktır.
Yine aynı şekilde, esnaf ve sanatkârımızın alışveriş merkezlerinde bulunmalarının, oralarda ticari faaliyetlerini idame ettirmelerinin önünü açıyoruz, bu tasarıyla bu gerçekleştiriliyor. Belki oran, rakam tartışılabilir ama sonuç itibarıyla alışveriş merkezlerinde yüzde 5 alanını, bu işi yapanlar ve yönetenler, yürütenler esnaf ve sanatkâra kiraya vermek zorunda olacaklardır, rayiç bedel üzerinden olacaktır bu. Tabii, bu da biraz sonra belki yine tartışılacak, mutlaka gündeme gelecek yani "Farklı uygulamalar olabilir mi?" diye ama hedef bu. Hedef, esnaf ve sanatkârımızın yoğun alışveriş yapılan alışveriş merkezlerinde bulunmalarını, oraya girmelerini temin etmek. Eğer uygulamada bazı sıkıntılar yaşanırsa, bunları da yine düzeltme imkânımız olabilecektir.
Yine aynı şekilde, kaybolmaya yüz tutmuş sanatlarla ilgili, alışveriş merkezleri kiraya verdikleri alanlarının binde 2'sini, rayiç bedelin dörtte 1'i fiyatıyla bu sanatkârlara, bu alanlara tahsis etmeleri gerekiyor. Bu da bir zorunluluk olarak ortaya çıkıyor.
Yine, hızlı tüketim mallarının satışının yapıldığı büyük ve zincir mağazalarda satış alanlarının en az yüzde 1'ine tekabül edecek raf alanı yöresel ürünlerin satışına tahsis edilecektir. Çoğunlukla küçük ölçekli ve tedarikçi işletmelerce üretilen yöresel ürünlere ayrılacaktır ve onlar tarafından kullanılmaları sağlanacaktır.
Ve yine, özellikle küçük işletmelerin büyük alışveriş merkezleri ve zincir mağazalar karşısındaki zayıf konumları dolayısıyla ortaya çıkan bazı ödemeyle ilgili sorunlar da yine burada özellikle çabuk bozulabilen hızlı tüketim özelliği olan ürünlerin ödeme süresi, bu işletmeler için, büyükler tarafından küçüklere yapılacak olan ödemeler için otuz günü geçemeyecektir. Bu da, uygulamada çok sık, küçük işletmeler ve esnaf ve sanatkârlar aleyhine işleyen bir fiilî durum söz konusu, bunu hepimiz belki biliyoruz. Bu şikâyetler çok yoğun zaman zaman kamuoyunun gündemine de geliyor. Onları koruyan bir düzenleme yapıyoruz.
Yalnız, bu tasarıda, bu hâliyle, ifade olarak, şu ifadeyle yani metindeki ifadeyle bazı durumlarda büyüklerin küçüklere karşı korunması gibi bir durum ortaya çıkarabiliyor, geldiğinde maddede görüşeceğiz. Yani, amaç değil ama öyle bir ifade yapılmış, belki onu düzeltmemiz gerekiyor, düzeltilmesi gerekiyor. Orada amaç, küçüklerin büyüklere karşı korunması, yani çabuk bozulabilen hızlı tüketim mallarında büyüklerin, bu durumda, şu andaki hâliyle, bazı durumlarda, diyelim 10 tane şubesi olan bir mağaza, çok büyük, bu kapsamda ürün satan birine karşı, büyük küçüğe karşı korunmuş olacaktır. Maddede geldiğinde ayrıntılı konuşuruz bunu, değerlendiririz. Yani, şimdiden onu söylemekte fayda var. O ifadeden kaynaklanıyor, yoksa öyle bir amaç yok.
Yine, sektörün sorunlarının tartışılacağı konsey oluşturuluyor, bu da önemli yani uygulamaların belli periyotlarla hangi aşamada olduğunu ve... Çünkü, süreç dinamik bir süreç. Sadece uygulama sonuçlarının değerlendirilmesi değil, aynı zamanda yeni ortaya çıkacak ihtiyaçların veya çıkan durumların da modele dâhil edilmesi, onların "update" edilmesi, güncellenmesi noktasında da böyle bir konseyin kurulması öngörülüyor.
Yine, esnaf ve sanatkârın çok uzun yıllardan beri mağdur olduğu, şikâyet ettiği odalara üye olması aşamasında istenilen ustalık belgesi uygulamasından vazgeçiliyor. Bu da, esnaf ve sanatkârlarımızın yoğun talepleriydi.
Yine, keza hafta tatilinden muaf olmak için esnaf ve sanatkarlarımız ilave belge alıyorlar, bunun için bedel ödüyorlar, o uygulamayı da kaldırıyoruz. Eğer yasalaştığı takdirde, artık hafta tatilinden muaf olmak için esnaf ve sanatkârımız ilave bir belge alma veya bunun için bir harç ödeme mükellefiyeti durumunda olmayacak. Bunları da rahatlatmış olacağız.
Ayrıca, ilk defa emlakçılık ve oto galericiliği gibi ticari alanlarda faaliyette bulunan bu kişileri veya bu sektörü de düzenleme kapsamına alıyoruz. Onlara ilişkin de kanunun verdiği yetkiyle çıkarılacak olan yönetmeliklerde... Ki, orada da biliyorsunuz çok yoğun sıkıntılar var. Yine, zaman zaman kamuoyunun gündemine acı olaylarla gelen hususlardan bir tanesi özellikle emlakçılık, oto galericiliği konusu. Onu da, eğer yasalaşırsa, Bakanlığımıza verilecek olan yetki çerçevesinde, yönetmeliklerle, bunların uyması gereken kuralları da düzenlemiş olacağız.
Bu arada, söz almışken, değerli arkadaşlar, bugün basına yansıyan bir konu var, yoğun bir şekilde kamuoyunun gündeminde. Büyük alışveriş merkezleri ve zincir mağazaların çalışma saatleriyle ilgili bir konu var. Şimdi, bu tasarıda öyle bir düzenleme, öyle bir kural yok. Biliyorsunuz, yani, o milletvekili arkadaşlarımızın verdiği teklifte yer alan bir düzenleme. Hükûmetimizin, şimdi görüşeceğimiz o tasarıda böyle bir düzenlemesi söz konusu değil. Ayrıca, gelinen bu nokta itibarıyla alışveriş merkezlerinde hafta sonları tatil edilmesi yani esnaf ve sanatkârımıza yeni iş imkânı, iş alanı açmak amacıyla tatil edilmesi gibi bir durumun, şu içinde bulunduğumuz gerçekler, realite dikkate alındığında mümkün olmadığını düşünüyoruz. Çünkü, alışveriş merkezleri artık sadece alışverişin yapıldığı bir alan olmaktan çıkmış, bugün bir yaşam biçimi hâline gelmiştir yani hepimizin çocukları, herkes yani artık hafta sonlarının önemli bir bölümünü alışveriş merkezlerinde geçiriyorlar ve bu nedenle alışveriş merkezlerinde işte bazı sosyal donatıların yer alması zorunlu hâle getiriliyor bu tasarıda eğer yasalaşırsa. Yani, çocuk oyun alanından tutun da ibadet alanına kadar, yine sosyal bazı alanlara kadar zorunlu hâle getiriliyor çünkü artık bu talep ediliyor, insanlar bunu talep ediyor, toplumumuz talep ediyor. Dolayısıyla böyle bir uygulama yapılması, düzenleme yapılması millî gelirde de ciddi azalmalara yol açar. Yani, tabii, hesabı şu anda henüz iyi yapılmış değil ama millî gelirin önemli unsurlarından olan ticareti daraltacağı için, ayrıca böyle bir kapanma buradaki ticaretin esnaf ve sanatkâra kayması durumunu da sağlamaz, çok açık bir şekilde. Çünkü dediğim gibi, orası sadece alışveriş yapılan bir yer değil artık bugün gelinen nokta itibarıyla. Belki ilk kurulduğu aşamalarda bunlar konuşulurken, tartışılırken, sistem otururken henüz, belki yirmi yıl önce, otuz yıl önce, o zaman bunlar ayrıntılı konuşulabilirdi ama geldiğimiz şu aşama itibarıyla, şu nokta itibarıyla böyle bir düzenleme çok ciddi sıkıntıya yol açabilir, hatta ciddi sosyal eleştiriye de yol açabilir. Yani, hafta sonları alışveriş merkezlerinin tatil edilmesi ya da kapatılması ya da buna benzer düzenlemeler... Tabii, elbette farklı görüşte olunabilirdi, başka açılardan bakıldığı zaman farklı noktalarda bulunulabilir ama içinde bulunduğumuz şu an itibarıyla böyle bir düzenleme yapılmasının gerçeklerle çok bağdaşık olduğunu açıkçası düşünmüyoruz.
Değerli arkadaşlar, benim genel değerlendirme çerçevesinde paylaşmak istediğim hususlar bunlar. Daha sonraki aşamalarda ayrıntılı şekilde inşallah yine değerlendirme imkânı olur.
Ben, çalışmalar için şimdiden bütün herkese teşekkür ediyorum ve bugüne kadar bu tasarının bu noktaya getirilmesinde emeği geçen, başta selefim Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, bütün bürokrat arkadaşlar ve sivil toplum örgütleri, temsilciler, esnaf ve sanatkârların temsilcileri, bütün diğer katkı sağlayan herkese çok teşekkür ediyorum. Tekraren hepinizi saygıyla selamlıyorum.