| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/887) ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/861) ve Sayıştay tezkereleri a) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı b) Mesleki Yeterlilik Kurumu c) Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü ç) Devlet Personel Başkanlığı d) Türkiye İş Kurumu e) Sosyal Güvenlik Kurumu |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 17 .11.2017 |
KADİM DURMAZ (Tokat) - Sayın Başkanım, Plan Bütçe Komisyonumuzun çok değerli üyeleri, değerli milletvekili arkadaşlarımız, Sayın Bakanım, kıymetli bürokratlar, basınımızın değerli temsilcileri; hepinizi saygıyla selamlıyor, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bütçesinin ülkemize ve emekçilere hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.
Tabii, sendika geleneğinden gelen, 1978'de Bahir Ersoy bir yıllık bir bakanlık, yine 12 Eylül darbesi sonucu TÜRK-İŞ Genel Sekreteri Sadık Şide aynı bakanlıkta olmuş, 3'üncü kez de Sayın Bakanımız bu görevde. Kendisine hayırlı olsun diyor, başarılar diliyoruz.
Tabii, kadın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olunca sorumluluk da oldukça artıyor. Toplumdaki dezavantajlı gruplar hemen diyor: "Kadın Bakanımız bize el uzatır." Çünkü kamuda çalışması gereken engelli sayısı yaklaşık olarak 63 bin civarında ama hâlihazırda çalışan 48 bin civarında. Bu 14 bin açığın... Sayın Bakanın Kabinedeki duyarlılığı ve sendika geleneğinden gelişi ve kadın oluşuyla herkes özel bir ayrıcalık ve bir dokunuş beklemekte.
Yine, ülkemizde 12 Eylül öncesi yaklaşık olarak 4 milyon civarında sendikalı işçi varken, 2017 yılında 13 milyon sigortalı çalışan, bunun ancak 1,5 milyonunun sendikalı olması Sayın Bakanımızı inanıyorum üzmektedir. Bu konudaki, iş ve çalışma yaşamının önündeki engellerin bir bir kaldırılması noktasında Hükûmette bir farkındalık yaratacağını bu kesimler beklemekteler.
Dünya Bankası Grubunun yeni İş Yapma Kolaylığı Raporu'na göre, herkes için fırsat eşitliği sıralamasında ülkemiz, ne acı ki, 2016'da 55'inci sıradayken bu yıl 69'uncu sıraya gerilemiştir.
Sayın Bakanım, Kabinede işiniz zor değil demiyorum çünkü Kabinede sizin savunacağınız o kadar değerler var ki, alın teri var, emek var, dezavantajlı gruplar var, mağdur insanlar var; bunların hepsi sizin kıymetli çalışma ve azminizle normale dönecektir.
Güvencesizliğin temelini oluşturan kayıt dışı istihdam, işçilerin ya da kendi hesabına çalışanların hiçbir resmî kayıtta yer almaması ya da eksik yer almasıdır. Kayıt dışı istihdamı, genel olarak, istihdam edilen işçilerin hiçbir şekilde kayıtlarda gösterilmemesi; yine, istihdam edilen işçilerin çalıştıkları sürenin sadece bir kısmının kayıtlarda gösterilmesi; yine, istihdam edilen işçilerin prime esas kazançlarının eksik gösterilmesi ve istihdam edilen işçilerin hem çalışma sürelerinin hem de prime esas kazançlarının eksik gösterilmesi olarak ifade edebiliriz. Ama ülkemizde bu tür vakaları oldukça yoğun bir şekilde yaşamaktayız. Bakıyoruz, 1 milyon 800 bin genç kayıt dışı istihdam ediliyor. Yine, bakıyoruz, çaresizlikten çalışmak zorunda kalan 65 yaş üstü çalışanların yüzde 84'ü ne yazık ki kayıt dışı. Yine, yarı zamanlı çalışanlar var; bunlardan, her çalışan 10 kişiden 8'i kayıt dışı. Yine, ülkemizde Anadolu'da olsun, batıdaki kentlerde olsun, küçük işletmelerin büyük bir bölümünde kayıt dışı çalışan sayısı oldukça yüksektir.
Anadolu geleneğinde de büyük kentlerdeki küçük sanayi sitelerinde de hepimizin bildiği gibi, çıraklık geleneği hâlen devam etmekte ve bu çalışanların da büyük bir bölümü, maalesef, sosyal güvenlikten yoksun. Hatta kontrol ve denetim noktasında ustalar öyle işin de şeyini bulmuş ki -yarı esprili-biri "Sigortadan geliyorum." dediği anda "Ne işiniz var burada? Hadi bakalım, gidin kendi dükkânınıza, benim dükkânımda ne işiniz var?" deyip, önceden çocukları uyararak, bu tür mazeretleri biz Anadolu'da, alanda duymaktayız.
Tabii, Sayın Bakanım, ülkemizde yaşayan insanların da sağlığına, özellikle çalışan işçilerin de sağlığına zararlı olan bir OHAL var. Bu konuda ne yapıyorsunuz? Hükûmette çalışma yaşamının ve emekçilerin haklarının korunması, yeni haklarını alma noktasında bu engelin kaldırılması için özel bir gayretiniz var mı? Daha çok sendika geleneğinden geldiğiniz için sizden bu yönde bir beklenti var.
Sonra, ülkemizde bir kış ve yaz saati ayarlaması yaşandı. Bu konuda Tabipler Birliğinin bir raporu var, aynen şöyle diyor: "Kış aylarında yaz saatinin uygulanması, insanda biyolojik saati etkileyerek sağlık üzerinde olumsuz etkiler yaratmaktadır." Şimdi, çalışan insanı olduğu kadar, sabah erkenden okuluna giden çocukları da düşündüğümüzde, gerçekten, ülkemizde bir yandan enerji tasarruf ediliyor gibi görünürken, diğer taraftan insan sağlığına zarar veren bir uygulama. Sizin öncelikle bu konuda öne çıkmanızı da bekliyoruz.
Ülkemizin bütçesi ve kaynaklarının büyük bir bölümü, daha ziyade, ülkemizin Hükûmet eliyle bölgede yarattığı sıkıntılardan kaynaklanan sınırlarımızdaki askerî operasyonlar ve benzeri güvenlik gerekçesiyle, bu amaçla harcanıyor. Kaldı ki buradaki, Hükûmetin harcadığı paraların büyük bir bölümü de bu, işçinin, emekçinin biriktirdiği paralar ve bütçeler. Bir bölümünü Hükûmet geriye doğru teşvik olarak verdi ama ne yazık ki bu teşviklerin hiçbiri işçinin yaşamını kolaylaştıracak şekilde geri dönmedi. Sizin Kabinede bu konuda yaptığınız bir itiraz var mı, bunu da öğrenmek isterim.
Yine, ülkemiz, dünyada iş kazalarında oldukça iyi bir karneye sahip değil. Sadece ekim ayından örnekler paylaşmak istiyorum. İnşaat, yol iş kolunda 46 işçimiz; tarım, orman iş kolunda 37 işçi, taşımacılık iş kolunda 16 işçi, madencilik iş kolunda 12 işçi, belediye genel işler kolunda 11 işçi, ticaret büro iş kolunda 10 işçi, metal iş kolunda 10 işçi; petrokimya, lastik iş kolunda 8 işçi; gıda, şeker iş kolunda 4 işçi; çimento, toprak, cam iş kolunda 4 işçi; enerji iş kolunda 4 işçi; tekstil, deri iş kolunda 3 işçi; savunma, güvenlik iş kolunda 3 işçi; banka, sigorta, sağlık, sosyal hizmetler, konaklama, eğlence, ağaç, kâğıt iş kolu; iletişim, basın, gazetecilik; gemi, tersane gibi... Yayılıp uzayan, giden tren yolları gibi kazalar manzumesi var.
Yine, cinayetler boyutunda da oldukça zafiyetlerimiz var. Ezilme, göçük nedeniyle; yüksekten düşme nedeniyle; trafik, servis kazası nedeniyle; kalp krizi, beyin kanaması nedeniyle; elektrik çarpması, şiddet eylemleri, patlama, yanma nedeniyle; intihar nedeniyle... Ülkemiz bu anlamda oldukça sıkıntılı.
Yine, bu iş cinayetlerinin yaş ortalaması da ne acı ki 15-17 yaş grubundan insanlar var, 18-27 yaşında var, ileri yaşlarda var ama temelinde, bu ülkede oturmayan bir güvenlik sistemi; denetimsiz, kontrolsüz, kuralsız, çok rahat seyreden, sağlıksız bir çalışma yaşam koşulları var. Bu konuda Avrupa'da biz ilk sıralardayız. O sıraları başkaları alsın, biz insanımızı önemseyelim diyorum.
Yine, uzun çalışma saatleriyle ilgili, bunlar işçi sağlığı ve ölümleriyle çok ciddi yakından ilgili. Bu konuda önemli tedbirleriniz var mı, oldukça merak ediyoruz.
Tarım işçilerinin durumlarını arkadaşlar anlattılar.
İŞKUR -seçim bölgemizde de yaşadık- 1 Kasım 2015 seçimlerinde ne acı ki iktidar partisine oy kazandırma kurumu olarak kullanıldı, üzülerek ifade ediyorum. Şöyle bir anımı da paylaşayım: İŞKUR'a gittim seçimden dört beş gün sonra, ileri yaşlarda grup bir kadın, "Hayırdır, bacım ne yapıyorsunuz?" dedim, "Vallahi, buraya yazılıp aylık alacakmışız." dedi. "Niye sizi buraya kadar yordular?" dedim, "Aha, ilçe başkanının işi. Hâlbuki yerimize bir imza atsalardı amma olmuyormuş, ilk imzayı bizim atmamız lazımmış." dedi. Ve söylediğim ilçe, kış şartlarında bir ilçe ve devam ediyorum: "Kasım ayının ortası, ne yapacaksınız?" diyorum, "Ormanı ayıklayıp temizliyormuş gibi yapacağız." diyor. Dedim ki: "Anacığım, sen çoluğuna çocuğuna helal bir lokma götürmek istersin." "Evet." dedi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Çok teşekkür ediyorum efendim.
KADİM DURMAZ (Tokat) - Toparlıyorum Sayın Başkanım.
"Ama bu, tüyü bitmemiş yetimin hakkı." dedim, "O da bizi bu yola sürükleyenin olsun, o vebal." dedi. Hak etmediği para. Bu anlamda devlet olma geleneğimizin bozulduğu AK PARTİ iktidarı döneminde lütfen -zor bir görevdesiniz, emekten geliyorsunuz- bu konuda beytülmale dokunmaya, el uzatmaya müsaade etmeyin diyorum.
2018 yılı bütçenizin hayırlı olmasını diliyorum.