| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/887) ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/861) ve Sayıştay tezkereleri a) Orman ve Su İşleri Bakanlığı b) Orman Genel Müdürlüğü c) Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ç) Meteoroloji Genel Müdürlüğü d) Türkiye Su Enstitüsü |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 21 .11.2017 |
MEHMET ALİ CEVHERİ (Şanlıurfa) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Başkan, Değerli Bakanım, kıymetli Komisyon üyesi arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum. 2018 yılı bütçemizin ülkemiz, milletimiz için hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Allah'tan niyaz ediyorum.
Sayın Bakanım, çok önemli bir Bakanlığın başında bulunuyorsunuz ve gerçekten de çok önemli projelere imza attınız ve atmaya devam ediyorsunuz. Birkaç projeyi sayarsak: 193 tane içme suyu projesi, 508 tane baraj ile 327 tane gölet projesi, 1.171 adet sulama tesisi tamamlanarak sulamaya açılan arazinin miktarının 65,3 milyon dekara ulaşması, 4.471 tane taşkın koruma tesisinin yapılması, 513 adet hidroelektrik santral ile yılda 94,5 milyar kilovatsaat enerjinin üretilmesi, 49 milyon dekar alanda ormancılık faaliyetinin gerçekleştirilmesi, 3 milyar 820 milyon fidanın toprakla buluşturulması ve yine 2017 yılı sonunda 4 milyar fidanın toprakla buluşturulmuş olması çok güzel projeler. Bundan dolayı takdirlerimizi arz ediyoruz.
Sayın Bakanım, bu güzel projelerle beraber, Türkiye'nin medarıiftiharı olan çok büyük bir projemizdir Güneydoğu Anadolu Projesi, GAP. Takdir edersiniz ki 3 Nisan 1977'de Türkiye'nin ilk ve en büyük bölgesel kalkınma projesi olarak temeli atıldı. 9 ili kapsayan bu proje kapsamında, GAP Kalkınma İdaresinin Master Planı'nda 1 milyon 822 bin hektar arazinin sulanması hedefleniyordu, GAP'ın rakamları bunlar Sayın Bakanım, sizin rakamlarınızla uyuşmayabilir. GAP kapsamında şu ana kadar 503.521 hektar arazi sulamaya açıldı, bunun yaklaşık 362.055 hektarı Şanlıurfa'da sulamaya açılmış bulunmaktadır. Ancak, master plan'a göre GAP bölgesinde yaklaşık 1 milyon 300 bin hektar, Şanlıurfa'da ise 600 bin hektar arazinin hâlâ sulanması gerekmektedir. Proje kapsamı da şu ana kadar cazibeli sulamayla sulanabilen arazilerin sulanmasına öncelik verildi ancak kuzeyde kalan arazilerimizin çok büyük bir bölümü sulanmayı beklemektedir. özellikle Bozova, Hilvan, Viranşehir, Siverek bölgesi. Hilvan-Siverek-Viranşehir Projesi, bölge için çok önemli bir projedir. Bu alanda 1 milyon 580 bin 530 dekar arazi sulanmayı beklemektedir. Ancak, bu projede Hilvan bölgesinde sadece 200 bin dekar arazi için proje yapıldı. Bozova Pompaj Sulaması yine bölge için çok önemli projelerden biri. İkinci ünitenin inşaat programına alınması gerekmektedir. İkinci ünite için de 3 adet pompa istasyonu ile bu pompacıların sulayacağı alanlara baktığımızda, özellikle bu alanlar Sayın Bakanım -ben çok iyi biliyorum, bu köylerin hepsini tamamen biliyorum, bizim bölgelerimiz- ağacı bol olan ve özellikle fıstık bahçelerinin yoğun olduğu bir bölgedir. Çiftçisi bilinçlidir. Fakat son yıllarda, özellikle -biraz sonra ben tabii rakamları vereceğim ama- yağışların çok düşük olmasından dolayı ve buraya suyun gelmemesinden dolayı ağaçlarımız kurumayla karşı karşıyadır.
Evet, BPB dediğimiz Bozova Pompaj Sulama 3-2'yle Gölpınar, Yaylacık, Horzum, Esenkulu, İsaören köyleri 6.566 hektar; BPB-3 Sulama'yla İlhan, Hamurkesen, Akziyaret, Estağfurullah, Apaydın ve Çakmak köyleri 10.616 hektar, BP3-4 Sulaması'yla Sancak, Yukarı Çiftlik, Korukezen, Tülmen, Kesmetaş köyleri 2.674 hektar ve yine Ovacık, Külünçe, Sumaklı, Yıldız köyleri 3.286 hektar arazinin sulanması gerekmektedir. Bu bölge -dediğim gibi- önemli bir alan, güzel arazileri var. Bunun acilen sulamaya açılması gerekmekte çünkü yüz yıllık ağaçlar şu anda kurumayla karşı karşıya.
Sayın Bakanımız, Suruç'un elli yıllık bir hayali vardı. Ben küçükken Suruç'a gittiğimde -Ziyaret Köyü var orada- insanlar tarlada çalışırken toprağı 35-40 santimetre kazdıklarında -eğer susamışlarsa- su yüzeye çıkıyordu ve su içebiliyorlardı. Ama bilinçsiz sulamadan ötürü, bu sular zamanla yerin altından çekildi. 1.000 metreye kadar içme amaçlı kuyular vurulmasına rağmen su çıkmıyordu. Dolayısıyla, özellikle AK PARTİ Hükûmetimiz döneminde, gerçekten Sayın Reisimizin de büyük gayretleriyle ve destekleriyle çok ciddi manada tünellerle su o bölgeye geldi, sulamaya açıldı. Ancak, maalesef suya hasret olan bu bölge geçmişin hatasını tekrarladı çünkü bu projenin tamamı damlama-sulama ve yağmurlama-sulama üzerine kurgulanmıştı ve öyle olması gerekiyordu eski hataların tekrarlanmaması için. Ancak saatler takılmadı, damlama ve yağmurlama sistemi oluşturulmadan suyun araziye verilmesinden dolayı, yine, bilinçsiz çiftçilerin boruları kırmasından dolayı bir bölge su altında kaldı; aşağı kuzey bölgeler su altında kalırken güney bölgeler hiç su alamadı. Güney bölgelerindeki köylerdeki araziler kuraklıkla karşı karşıya kalırken hatta ekinler karşı karşıya gelirken, yukarıda da suyun debisinin yükselmesinden dolayı şu anda ciddi manada araziler su altında. Bunun, özellikle yağmurlama ve damlama sulama sisteminin muhakkak kurulması gerekiyor çünkü orada çok büyük bir maliyet oluşturuldu. Şu anda orada tahliye kanalları yapılması gerekiyor, yüklü bir maliyetle karşı karşıya kaldık. Aslında proje kapsamında tahliye kanalları yoktu çünkü yağmurlama, damlama olması gerekiyordu.
Bugün Hükûmetimizin büyük destek ve katkılarıyla Suruç Ovası'nın bereketli toprakları suyla buluştu. Bu proje kapsamında 950 bin 970 hektar arazi sulanabilecektir. 2017 Ekim ayı itibarıyla, 562.950 dekar arazinin şebekesi tamamlanarak sulamaya açıldı. Suruç ilçe merkezi ve 105 köyün zirai arazileri suya kavuştu. Bundan dolayı ben özellikle çok teşekkür ediyorum.
Sayın Bakanım, Türkiye su potansiyelinin yaklaşık yüzde 28'i bu bölgede bulunuyor, yüzde 17'si Fırat, yüzde 11'i Dicle. Bunun sayesinde âdeta üçüncü bir nehir daha yapıldı, Şanlıurfa'dan başlayıp Mardin'e giden 221 kilometre uzunluğunda, 50 metre genişliğindeki büyük kanallar. Bu, sadece Şanlıurfa'ya değil, âdeta bütün bölgeye hayat katıyor. İnşallah Cizre'ye kadar da bu ulaşacaktır, temennimiz ve umudumuz odur. Baktığımızda kanalın su kapasitesi 200 metreküp olup Kızılırmak Nehri'nin mart ayı debisine eşit olduğu kaynaklarınızda belirtiliyor. 2017 hedefi olarak 5 milyon 450 bin dekar araziyi sulamaya açmayı hedeflediniz ve gerçekten de şu anda bunun üzerinde bir arazi sulamaya açıldı ve proje başarıyla devam ediyor. İnanıyorum ve umuyorum ki 2019 yılında 10 milyon 580 bin araziyi sulamaya açma hedefinize de ulaşırsınız, bu noktada size inanıyoruz Sayın Bakanım ancak GAP Master Planı'na göre 1 milyon 822 bin hektar arazinin yani 18 milyon 220 bin dekar arazinin sulanması gerekiyor. Daha 8 milyon dekar arazinin, 2009 yılından sonra daha 8 milyon dekar arazinin -GAP master planına göre konuşuyorum- sulamaya açılması gerekiyor.
GAP bölgesinde master plan ile 22 baraj, 19 hidroelektrik santralin yapımı planlanmıştı. Bunlarla 27 milyar kilovatsaat hidroelektrik enerji üretimiyle ülke enerji ihtiyacının büyük bir bölümünü karşılaması öngörülmüştür. GAP bölgesinde bugüne kadar 13'ü hidroelektrik santral olmak üzere 19 baraj tamamlanmıştır. Her yıl ülke genelinde üretilen hidroelektrik enerjinin ortalama yüzde 40'ı bu bölgeden sağlanmaktadır. GAP kapsamında tamamlanan 13 HES'in işletmeye alınışından bugüne kadar 430,7 milyar kilovatsaat elektrik enerjisi üretilmiş olup üretilen bu enerjinin parasal değeri 25,8 milyar ABD dolarıdır.
Görüldüğü gibi GAP sulama projeleri olarak sadece tarım sektörünü kalkındırmamakta, aynı zamanda enerjide de Türkiye enerji ihtiyacının büyük bir bölümünü karşılamaktadır. Ancak aynı zamanda insani gelişmeye dayalı ekonomik ve sosyal bütünleşmeyi ve kalkınmayı hedefleyen, refah seviyesini artıran, çevreyi önceleyen sosyal bir projedir. Bugün Şanlıurfa bir istikrar ve huzur şehriyse bu güzelliğini GAP projesine borçludur. GAP âdeta Güneydoğu Anadolu'nun sigortası olmuştur. Bu sulama projelerine bu vizyonla, bu bakış açısıyla bakmamız gerekmektedir ve sulama projelerine öncelik vermemiz gerekmektedir.
Sayın Bakanım, Türkiye'nin en genç iliyiz. Yaş ortalaması 19,2, doğum oranlarımız binde 33. Nüfusumuzun yüzde 68'i genç, üniversiteye yerleştirme oranımız ancak yüzde 23. Her yıl yaklaşık 250 bin civarında insanımız Urfa'dan mevsimlik tarım işçisi olarak dışarıya gitmekte. Aslında büyük zenginliğe sahibiz. Eğer biz bu projelerimizi sulamaya açmazsak ve bir istihdam ortamı oluşturmazsak bu zenginliğimiz korkarım ki önümüze büyük bir handikap olarak çıkacaktır ve avantajımız dezavantaja dönüşecektir.
Evet, bir diğer önemli husus ise Şanlıurfa'nın Türkiye'de âdeta bir orman fakiri olmasıdır. Ülkemizin alanlarının yüzde 28,6'sı orman alanıyla kaplıyken ve yine 2023 hedefimiz bu oranı yüzde 30'lara çıkarmak iken...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Cevheri, bir dakika... Toparlayın lütfen.
MEHMET ALİ CEVHERİ (Şanlıurfa) - Tamam Başkanım.
Ciddi manada bir hedef. Bu hedefe ulaşacağımıza da inanıyorum ancak Şanlıurfa'ya baktığımızda bu oran binde 5. Suyumuz var, arazimiz coğrafya olarak baktığımızda 19.500 kilometrekarelik bir alan, ancak, tabii, orman noktasında gerçekten Türkiye'nin en fakir iliyiz.
Sayın Bakanım, mera vasfını kaybetmiş alanlar ile hazine arazilerini ormana çevirmemiz gerekmekte. Bu noktada büyük bir potansiyel var çünkü biz Türkiye'nin en sıcak iliyiz. Baktığımızda -özellikle biraz önce arkadaşlarımız bize birtakım değerler verdiler- Türkiye'de ortalama yağış miktarı 574 milimetre iken Şanlıurfa'ya baktığımızda kış aylarında 218 milimetre, ilkbaharda 148,3 milimetre, yazın 8,3 milimetre, sonbaharda 90,7 milimetre. Dolayısıyla, muhakkak sulama projelerinin devreye girmesi gerekiyor, bölgenin ağaçlandırılması gerekiyor. Ağaç olmazsa su olmuyor, su olmazsa bereket ve hayat olmuyor.
Sayın Bakanım, belki biraz marjinal bir teklif olacak ama bana sorarsanız, dünyada en kötü hobi nedir? Bana göre avcılıktır. Ben avcılıktan nefret eden bir insanım. Zevk için insanların özellikle hayvan öldürmesine çok karşıyım. Cenab-ı Allah'ın yaratmış olduğu bu mahlukatın zevk adına telef olmasına karşıyım ve ekosistemi bozmaktadır. Önce bozuyoruz, sonra tamir için dünyanın masrafını yapıyoruz. Mesela Ceylanpınar Ovası adını ceylanlardan alır. Gerçekten ceylanların bir ovasıydı ama bugün sadece ceylan üretme merkezi için 2012-2017 yılları arasında 718 bin TL yatırım yapmışız. Kelaynak üretme merkezi için 2012-2017 yılları arasında 2 trilyon 962 bin 742 TL masraf yapmışız. Niye yıktık, niye tamir ediyoruz? Dolayısıyla bu noktada radikal bir karar almamız gerekiyor. Benim önerimdir.
Saygılar sunuyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.