| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/887) ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/861) ve Sayıştay tezkereleri a) Adalet Bakanlığı b) Ceza ve İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İş Yurtları Kurumu c) Türkiye Adalet Akademisi ç) Anayasa Mahkemesi d) Yargıtay e) Danıştay f)Hâkimler ve Savcılar Kurulu |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 23 .11.2017 |
MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Bakanım, yüksek yargının değerli temsilcileri, değerli milletvekili arkadaşlarımız; Adalet Bakanlığı ve yüksek yargının bütçeleri vesilesiyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakanım, sizin şahsınızda hem sizlere hem de Müsteşarımıza, yeni müsteşar yardımcılarımıza, genel müdürlerimize yeni görevlerinde başarılar diliyorum, hayırlı uğurlu olsun.
Tabii, yedi yıldır Plan ve Bütçe Komisyonundayım. 8'inci bütçeyi yapıyoruz. Bu bütçeler içerisinde en sakin geçen -Adalet Bakanlığı anlamında söylüyorum- bir bütçeyle karşı karşıyayız. Aslında bu kadar olumsuz konuşmaların içerisinde...
BAŞKAN - Kadim Bey ısıtırdı ama geç kaldı biraz.
MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) - Geç kaldı, değil mi?
BAŞKAN - Evet, konuşma, metin itibarıyla öyle.
MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) - Bu kadar olumsuzluğu önceleyen cümleler içerisinde...
GARO PAYLAN (İstanbul) - Siz sessiz kalıyorsunuz. Sükût ikrardan gelir.
BAŞKAN - Yok, ondan dolayı değil.
MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) - Adalet Bakanlığı için söyledim yani özel...
BAŞKAN - İkrar ve sükûtun üzerindeydi o sözler yani neyse ben Divan üzerinden konuşayım.
MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) - Başkanım, benim konuşmamdan sonra yer değiştirelim, size de söz veririz.
En sakin geçen Adalet Bakanlığı bütçesiyle karşı karşıyayız, bu gerçekten önemli. Aslında, adaletin daha da normalleştiği, böyle daha rahatladığı anlamına da gelebilecek bir durumla karşı karşıyayız.
Buradaki konuşmalarda şunu da gördüm aslında: Olumsuzu...
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Bakan müdahil olmadı da ondan bir de.
BAŞKAN - Sayın Bakan kimseye müdahil olmadı.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Kavgayı çıkaran Bozdağ'dı, ondan.
MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) - Daha önce olunmayan dönemler de olmuştu muhakkak.
MUSA ÇAM (İzmir) - Toleransımız var, çiçeği burnunda bir bakan.
MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) - Burada en eskilerden biri sizsiniz Sayın Kuşoğlu, siz de bilirsiniz, Sayın Çam bilir, Sayın Bilgiç -Başkanımız- bilir, Nejat Bey bilir. En eskilerden olmamız hasebiyle hepimiz biliriz. Daha önce...
BAŞKAN - Sayın Emin Haluk Ayhan da bilir, Sayın Kalaycı da bilir; hakkı teslim et.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Dediğiniz doğru tabii.
MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) - Evet, birçoğunu görmediğim için... Burada ön sırada oturuyorlardı genelde.
MUSA ÇAM (İzmir) - Sayın Tanal da burada.
BAŞKAN - Misafir olarak o da bilir.
MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) - Sayın Başkanım, Sayın Bakanım; gerçekten, buradaki görüşmeler içerisinde adalet mekanizmasını yorumlarken adalet mekanizması üzerine, adalet üzerine konuşmalar yaparken olumsuzu örnekler üzerinden -muhakkak bunları belirtmekte fayda vardır ama- veya olumsuzu önceleyen yaklaşımlar üzerinden tüm adaleti, tüm adalet mekanizmasını kötü göstermenin veya ona karşı bir haksızlık içerisinde olmanın yanlış bir davranış olduğunu düşünüyorum. Zira, burada az önce Sayın Tanal bir örnek verdi. Sayın Tanal'ın verdiği örnekte muhakkak surette yapılan işlem yanlış olabilir ama akabinde yine bir yargı mensubu tarafından işlemin düzeltilmesiyle ilgili bir mesele vardı, bir durum vardı. Buna da değinmek, bunu da anlatmak güzel olur, güzel bir yaklaşım olur diye düşünüyorum.
Burada, özellikle dosyaların yani bütün hâkim ve savcıların çok kötü, tu kaka gibi gösterilmesi de yanlış bana göre. Yanlış karar veren insanlar olabilir, yargı camiası içerisinde de olabilir, farklı camialar içerisinde de olabilir ama tamamını aynı kefeye koymak, aynı yaklaşım içerisinde bulunmak da yanlış. Dosyaların hiç okunmadan karar verildiği yani şu yaklaşım bence doğru bir şey değil Sayın Paylan. Bir tane, iki tane örnek olabilir.
GARO PAYLAN (İstanbul) - Şahit olduk.
MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) - Şahit olduğunuz örnekler olabilir, olmadı anlamında söylemiyorum ama...
BAŞKAN - Efendim, böyle bir şey olur mu, yapmayın ya.
GARO PAYLAN (İstanbul) - Şahit oldum.
EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Nasıl şahit olabilirsiniz? Orada mıydınız?
MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) - Tamamını böyle bir şeyle yorumlamak yanlış bir yaklaşım.
BAŞKAN - Böyle bir şey olabilir mi...
EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Önceden olmuş olabilir.
GARO PAYLAN (İstanbul) - Ya, yapmayın.
MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) - Bakın, bu çok yanlış bir yaklaşım. Yargı camiası içerisindeki binlerce hâkim ve savcıya karşı yapılmış en büyük haksızlıklardan biri olur. Biz bu insanlardan, bu camia içerisindeki insanlardan, hâkimlerden, savcılardan adalet bekliyoruz. Ve adalet beklerken de muhakkak surette onların onurunu incitmeden, onlara karşı sözlerimizin ve üslubumuzun da doğru olmasından geçen bir yaklaşım olması gerektiğini düşünüyorum.
GARO PAYLAN (İstanbul) - "Meslek onurunu düşünen hâkim ve savcılar da var." dedim.
MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) - İlk cümlenizi söylüyorum ben, ilk cümleniz üzerinden... Sonrasında "dosyalar okunmadan" meselesinden bahsediyorum.
GARO PAYLAN (İstanbul) - "Öyle de var, öbür türlü de var." dedim.
MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) - Neyse, tutanaklar buradadır. Ben duymamış olabilirim. Öyle demişseniz de teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Ya demediyse...
GARO PAYLAN (İstanbul) - Dedim efendim, tutanaklarda var.
MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) - "Dediyse" dedim zaten Sayın Başkanım.
Şimdi, Sayın Bakanım, 15 Temmuz gibi bir süreci yaşadık. 15 Temmuz süreci öncesinde, yargı içerisinde özellikle FETÖ yapılanmasının ortaya koyduğu bir durum vardı, iş takibi konusu. Bizim illerimizde muhakkak gördüğümüz ve yargı mensuplarına bir şekilde o FETÖ kanalıyla ulaştığında belli rakamlar karşılığında veya himmetler karşılığında -adına ne denirse densin- yargının kararlarının kendi lehlerine döndüğü durumlarla karşı karşıyaydık.
Şimdi, 15 Temmuz darbesinden sonra yaşanan süreçte bu kararların içerisinde olanların yüzde 99'u temizlendi diyebiliyoruz, belki çoğu temizlendi yani tam olarak bilmiyorum ama bu temizlikler yapılırken burada bir boşluk oluştuğunu düşünen kesimlerin de benzer tavırlar içerisine girmemesi noktasında sizin hassas olduğunuzu biliyorum. Bu noktadaki birkaç örneği sizlerle paylaştığımda muhakkak gereğini de yaptınız. İnşallah, bundan sonra da bu tür girişimlerde bulunabilecek kişilere set olabileceğiniz noktasındaki güvenimi, kanaatimi de iletmek istiyorum.
Ben, özellikle yüksek yargıda bir hususun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Yüksek yargıda, ben, özellikle ziyaretlerimde, hukukçu olmam hasebiyle gördüğüm bir eksikliği, özellikle 15 Temmuz sonrası gördüğüm bir eksikliği iletmekte fayda olduğunu düşünüyorum. Yüksek yargıda ciddi bir tetkik hâkimi eksikliği var, dosyaların bu kadar gecikmesinin sebeplerinden birisi de aslında budur. Çok yetenekli, vasıflı arkadaşlarımızın idari görevler yerine tetkik hâkimliği gibi böyle -aslında çok önemli bir görev- bu görevlerde değerlendirilmesi ve bu görevlerde dosyaların bir an önce sonuçlanmasına katkı koymaları noktasında bir gayretiniz olursa bunun da yargı camiasına, adalet camiasına çok büyük bir katkısı olur diye düşünüyorum.
Geçtiğimiz günlerde Adana'daydınız. Adana'mıza güzel bir sosyal tesis kazandırdınız Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü vasıtasıyla. Bu hususta teşekkürümü belirtmek istiyorum.
Yine, aynı şekilde Bölge Adliye Mahkememiz tamamlandı, eylül ayında hizmete girdi. Sizin sunumunuzda da belirttiniz. Gerçekten, Adana'yla birlikte Mersin, Hatay, Osmaniye, Niğde gibi illere hizmet veriyor ve ciddi bir iş yüküne sahip ve belki de Türkiye'deki en güzel mekânlardan birine de sahip. O mekân da hayata geçti.
Yine, bununla birlikte, Adalet Sarayımız ciddi bir aşamaya geldi, belki önümüzdeki yıl bitecek. Bunu da inşallah Adana'nın, bölgenin hizmetine hep birlikte sunmuş olacağız. Bu vesileyle, şahsınızda, Adalet Bakanlığında bu hususta gayret gösteren bütün arkadaşlara teşekkür ediyorum. Özellikle Teknik İşler iyi bilir, çok rahatsız etmiştik o dönemde kendisini, şimdi rahatladı, biz de artık kendisini bu konuda rahatsız etmiyoruz.
Bir de küçük bir sorunu belirterek kapatmak istiyorum, sözümü tamamlamak istiyorum: Adana'mızın bir Adli Tıp Kurumu Başkanlığı meselesi var. Biz bunu farklı bir yöntemle çözelim istedik ama mevcut yerin Hazineye ait olması sebebiyle o dediğimiz yöntem söz konusu olmuyor, çözemiyoruz. Yeni bir yer tahsis ettik. Şehrin merkezinde kalan 2 katlı, izbe bir yerde şu an hizmet vermeye çalışıyor ve Allah korusun, büyük bir olay yaşandığı zaman o bölge tamamen kilitleniyor yani şehrin tam göbeğinde olduğu için kilitleniyor. Yeni yer tahsis ettik -Adana'yı bilenler için söylüyorum- Reşatbey'de, tam Adana'nın merkezinde, Çınarlı Mahallesi'nde daha doğrusu. Yeni bir tahsis söz konusu oldu, 30 dönümün üzerinde bir yer tahsis ettik, hemen Bölge Adliye Mahkemesi ile yeni Adliye Sarayının orada. Eğer takdir buyurursanız, yatırım planında değerlendirirseniz Adana'mız size minnettar olur yeni Adli Tıp Kurumu için.
Şimdiden bütçenizin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.