KOMİSYON KONUŞMASI

BAŞKAN - Değerli arkadaşlar, tabii, alt komisyon kurulacağı için geneli üzerinde görüşmelere -işte, teklif sahibinin, Sayın Bakanımızın, diğer arkadaşların- girmemiş idik, girmeyeceğiz ama birkaç şey söylemek istiyorum ben de metnin içeriğiyle ilgili en azından.

Şimdi, malumunuz, Yüksek Seçim Kuruluyla ilgili, teşkilat ve görevleriyle ilgili müstakil bir kanun yok. Yüksek Seçim Kuruluyla ilgili düzenlemeler ağırlıklı olarak 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun'da, bir kısmı da diğer kanunlarda; Mahalli İdareler Seçimi Kanunu, Milletvekili Seçimi Kanunu, Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu'nda az da olsa bazı düzenlemeler var. Bu düzenleme, esasen, farklı kanunlardaki dağınık olan Yüksek Seçim Kurulunun teşkilatı ve görevleriyle ilgili hükümlerin toplanmasını esas alıyor, ana yapısı, omurgası bu. Burada içeriğiyle ilgili çok kısa birkaç hususa değinmek istiyorum. Tabii, bunlar yeni getirilen hükümler değil muhtevası itibarıyla.

Yüksek Seçim Kurulunun üye sayısı, üyelerin seçimi, görev sürelerine ilişkin herhangi bir değişiklik yapılmamakta, Anayasa'da belirlenen esaslar ve diğer kanunlardaki esaslar buraya taşınmakta. Kurulun bağımsızlığı daha güvenceli hâle getirilmekte. Hiçbir organ, makam, merci ve kişinin Yüksek Seçim Kuruluna emir ve talimat veremeyeceği hususen belirtilmekte. Merkez ve taşra teşkilatı oluşturulmakta. Ayrıca, merkez teşkilatına ihtiyaca binaen yeni hizmet birimleri eklenmektedir. Tabii, işte, yakından ilgilenen arkadaşlarımız burada, milletvekillerimiz, seçim işleriyle çalışan arkadaşlarımız var, onlar biliyorlar ama belirtmek isterim: Yüksek Seçim Kurulu, tabii, sadece seçimlerden seçimlere çalışan bir kurul değil aslında. Türkiye'de odalar, borsalar seçimleri de dâhil olmak üzere -taşrada- bütün bunlarla ilgili olarak da Yüksek Seçim Kurulunun görev ve sorumlulukları var, ilçe seçim kurulları ve nihayetinde tabii, Yüksek Seçim Kurulunun. Dolayısıyla Yüksek Seçim Kurulu çoğumuzun tahmin ettiğinden, bildiğinden çok daha yoğun bir faaliyet gösteriyor ama çalışmalarıyla ilgili temel esasları düzenleyen 298 sayılı Kanun 1961 tarihli bir kanun. Yani o tarihten bu yana Türkiye'de çok önemli gelişmeler, bu anlamda Yüksek Seçim Kurulunun yöneteceği ve yargısal olarak karara bağlayacağı çok önemli yeni konular ortaya çıkmasına rağmen, bu çerçeve teşkilat yapısı bu şekilde devam ediyordu. Şimdi, onunla ilgili, biraz daha bunu güçlendiren burada teklifler var.

Yüksek Seçim Kurulu Başkanı ve hizmet birimlerinin görevleri yeniden düzenleniyor. Yüksek Seçim Kurulunun öngörülen teşkilat yapısına uygun şekilde yeni kadrolar ihdas edilmekte. Seçim müdür ve müdür yardımcılarının nüfusa kayıtlı oldukları ilçelerde görev yapamayacakları esası getirilmekte. Seçim müdür ve müdür yardımcılarının bir yerde altı yıldan fazla çalışamayacakları, görev süresi bitenlerin bölge esasına göre rotasyona tabi tutulacağı burada belirtilmekte. Bu konuda alt komisyonda ve daha sonra burada da tartışmalar yapacağız. Ama bir kere ilçe seçim müdürlükleriyle ilgili kadroların önemli bir kısmı boş, vekâleten idare ediliyor. Bunun dışında bunlar çok eskiden beri belli kriterler belirlenmediği için -burada Yüksek Seçim Kurulundan arkadaşlarımız tabii sayısal verilere daha fazla hâkim, ben tahminî olarak, eski bilgilerime dayanarak söyleyeceğim- ilkokul mezunu ilçe seçim müdürlerimiz var, bir yerde yirmi sekiz yıldan fazla görev yapan ilçe seçim müdürlerimiz var ve ağırlıklı olarak da dört yıllık lisans mezunlarının sayısı oransal olarak daha az şu anda, toplama baktığımızda. Bu bakımdan ilçe seçim müdürleriyle ilgili hem birtakım kriterler -üniversite özellikle hukuk ve siyasal mezunu olma gibi bir kriter- bir de ayrıca nüfusa kayıtlı oldukları ilçede görev yapmama ve belli bir süre görev yapma gibi kriterler getiriliyor burada. Kurula görev alanıyla ilgili konularda yurt içinde ve yurt dışında... Malumunuz, yurt dışı işi daha yeni yeni Türkiye'nin gündemine geliyor ama Yüksek Seçim Kurulunun organizasyon şemasında buna dair -eski olduğu için- birtakım düzenlemeler, imkânlar yoktu, bu bakış açısıyla da bir düzenleme yapılıyor. Tabii, sandık kurulu başkanlarının ilçede görev yapan kamu görevlileri arasından ilçe seçim kurulu başkanı ki ilçe seçim kurulu başkanı -malumunuz- ilçedeki en kıdemli hâkim oluyor, bu hâkim tarafından belirlenmesi esası; bir de müşahitlikle ilgili olarak bir düzenleme getiriliyor.

Burada genel olarak mevcut hükümlerin derlenmesi söz konusu. Arkadaşlarımızın da belirttiği gibi, tartışılabilecek hususlar olarak sandık kurulu başkanlarının belirlenmesiyle ilgili değişiklik ve müşahitlerle ilgili bir düzenleme, -düzenleme her zaman bir sınırlamadır aynı zamanda- bir sınırlama var. Bunlar alt komisyonda muhakkak tartışılacak.

Son olarak şunu ifade etmek isterim: Sayın Mithat Sancar Hocamızın belirttiği gibi, Türkiye 1950'den beri şaibesiz, dürüst seçimler yapan, yürüten bir ülke. Bu konuda zaman zaman tartışmalar olmuştur ama hepimizin, özellikle siyasetçilerin Yüksek Seçim Kurulu ve seçimlerle ilgili süreçlere, süreçler üzerinde bir şaibe, bir gölge, bunlar üzerinde bir istifham oluşturacak yaklaşımlardan da kaçınması gerekir. Elbette eleştirilerimizi teknik olarak yapabiliriz. Şunu ifade etmek isterim: İlçe seçim kurullarında siyasi partilerin temsilcileri var ve bunlar seçim kurulunun üyesi. İlçe seçim kurulları esasen seçimi yönetiyorlar, en yakın yönetim organı -tabiri caizse- onlar, ilk kararlar orada alınıyor, itirazlar ilk orada değerlendiriliyor. Burada siyasi partilerin, son seçimde en çok oy almış 5 partinin temsilcisi var ve bunların oy hakkı var, hâkimin başkanlığında toplanıyorlar. Daha sonra buraya itirazlar yapılabiliyor. Bu itirazlar il seçim kurullarında değerlendiriliyor. Burada da siyasi partilerin temsilcileri var, oy hakları bulunmamakla beraber, bu, hâkimlerden oluşan bir heyet -il seçim kurulu- ama müzakerelere katılabiliyorlar, izleyebiliyorlar. Yine Yüksek Seçim Kurulunda da aynı şekilde siyasi partilerin temsilcileri var, oy hakları yok ama bunların bütün müzakereleri takip ettiğini ve bunlara katıldığını biliyoruz. Dolayısıyla bu süreçler katılımcı süreçler düzenlemelerde, bu bakımdan Türkiye'deki seçimlerin işleyişiyle ilgili dürüstlüğe, şaibesizliğe, tartışmasızlığa sahip çıkmamız, bunu güçlendirecek düzenlemeler, teklifler tabii ki olabilir, bunlar üzerinde çalışmamız lazım. İşte, bunları çalışmak, değerlendirmek için de bir alt komisyon kuracağız. Bütün siyasi partilerimizin de bu yönde bir iradesi var. Ben de kısaca bunları ifade etmiş olayım.

Teşekkür ediyorum.