KOMİSYON KONUŞMASI

ÖMER SÜHA ALDAN (Muğla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakan, Anayasa Komisyonunun değerli üyeleri, kıymetli bürokratlar, basın mensupları; ben de sizleri saygıyla selamlıyorum.

Bir Adalet Komisyonu üyesi olarak biraz da genişçe bir değerlendirme yapmakta yarar var. Şimdi, öncelikle bu yasanın zamanlaması benim için çok manidar. Daha seçime, 2019'a bu kadar süre varken hemen hemen geçen hafta gelen bir yasa teklifi neden apar topar böylesine gündeme alındı, onu merak ediyorum açıkçası.

Öte yandan, bu bir teşkilat yasası mıdır yoksa teşkilatta bir değişim düzenlemesi midir buna bakmak lazım. Şu anada kadar, bildiğim kadarıyla, seçim müdürlüklerinden 165 kadro boş, yaklaşık on yıldır boş. Hiçbir sınav açılmamış, hiçbir atama yapılmamış. Eğer bu altı yıllık sınır gelirse o takdirde bölgeler nasıl olacak, hangi bölgelere göre atama yapılacak? Bu 450 kişiyi -yaklaşık 450 kişi var- bölgelere tabi tutarsanız yani Ankara'daki birini Beytüşşebap'a gönderirseniz o takdirde emekliliğini ister. Aslında, işin iç yanı bence budur. Bu yasal düzenlemenin, bu yasa teklifinin getirilmesindeki temel amaç mevcut ilçe seçim müdürlerinin tasfiyesidir. Şu anda, on yıldan, 2006'dan bu yana herhangi bir sınavla seçim müdürü alınmadığına göre, demek ki mevcut seçim müdürlerinin çoğu altı yılın üzerinde görev yapan kişilerdir. Bunların hepsinin bu bölgeler arası rotasyona tabi tutulmasının sonuçta bir tek anlamı vardır: Bu insanlar bunca yıldır çalıştıkları yerden ayrıldıkları anda emekliliklerini isteyeceklerdir. Madem böyle bir şey yapılacaksa, elde de fırsat var, 3600 göstergeyle bu kamu görevlilerimizi memnun edebiliriz. Bütün personele, seçim personeline 3600 gösterge verirsek zaten bunların hiçbiri görevde kalmaz. Bunun şöyle bir handikabı var: Elbette ki iktidar çoğunluğu seçim yapısında böyle bir değişikliği öngörebilir, böyle bir amacı olabilir ama şunu unutmayalım: Seçimlerin yazılı olmayan kuralları vardır. Yılların seçim müdürleri oldukça büyük deneyime sahiptirler. Yüksek Seçim Kurulunun son 16 Nisan referandumundaki tartışılan kararı dışında, şimdiye kadar seçim görevlileri büyük bir özveriyle çalışmışlardır, doğru dürüst belirgin bir şaibe ortaya çıkmamıştır. Bu yapıyı bozmanın âlemi yoktur. Eğer bu yapı bozulacak olursa bunun 2 tane olumsuz sonucu ortaya çıkar. Bunlardan bir tanesi, oldukça deneyimsiz, bu yazılı olmayan kurallardan bihaber olan kişiler müdür ya da müdür yardımcısı konumuna getirilir ki bu, seçimler sırasında çok büyük zafiyetlere yol açar. İşi bilmeyen insanlar, mevzuattan bihaber olan insanlar -biraz sonra onu da anlatacağım- bu konuda yetersiz kararlar alabilirler. Her şeyden öte, Türkiye'de şu anda bir yıllık hâkim, savcı oranı, toplam hâkim, savcı oranının neredeyse yüzde 40'ıdır yani hâkimler de deneyimsizdir, seçim mevzuatı konusunda onların da herhangi bir bilgisi yoktur. Yeni müdürleri atadığınız anda büyük bir kaos ortamı doğar, önümüzdeki seçimde hakkıyla yapılan işlemlerde dahi şaibe söz konusu edilmeye başlanır. Bunu çok sakıncalı görüyorum.

İkinci bir nokta, sanıyorum 10'uncu maddenin (3)'üncü fıkrası aynen şöyle diyor: "Seçim müdürü ve seçim müdür yardımcıları, Kurul personeli arasından Başkan tarafından atanır." denirken geçici maddede (6)'ncı fıkrayla dışarıdan başkana seçim müdürü ve müdür yardımcısı atama yetkisi veriliyor, bu büyük bir çelişkidir. Mevzuatı hiç bilmeyen insanlara önümüzde, 2019'daki çok önemli 3, belki 4 seçimi teslim etmek zorunda kalacağız yani herkesi bu konuda duyarlı olmaya davet ediyorum. Hiç değilse böyle bir atama yapılacaksa binlerce mevcut kurum personeli var, bunların arasından bir atama yolu seçilebilirdi. Bunlar, bu insanlar yıllardır şunu bekliyor: Ya bir müdür gelmiş, yirmi senedir müdür, ben özlemle bekliyorum, bir müdür yardımcısı ya da müdür olayım hiç değilse, onlar gidecek ki yerine ben geleyim." diyor. Şimdi, o fırsat da bu insanlara ne yazık ki tanınmamış oluyor. Şu düşünülebilir: "İlkokul mezunu bir yığın müdür var, e artık yeter bunlardan da kurtulalım." anlayışı egemen olmuş olabilir ama şunu unutmayalım: Buraya atananların çok büyük bir bölümü bilgisayarı bilen, bu seçim sistemini bilen ve üniversite mezunu olan insanlardır, bunu da göz ardı etmeyelim lütfen.

Şimdi, mesela Yüksek Seçim Kurulu Başkanına birtakım haklar veriliyor, tek seçici durumunda. Ben bu konuda kişilik olarak asla böyle bir şey söylemiyorum ama bir insana... Kendisine büyük de saygım vardır, Sayın Sadi Güven'e ama mesele kişi meselesi değildir. Bunun ötesinde bir olguyla yüz yüzeyiz çünkü bu bir süre sonra alışkanlık hâline dönüşebilir.

Bir diğer çelişkili madde, örneğin geçici maddenin (8)'inci fıkrasında, en geç bir ay içerisinde o altı yılı tamamlayanların ya da nüfusa kayıtlı olduğu yerde bulunanların tayini gerçekleşecek denirken, 10'uncu maddenin (7)'nci fıkrasında da Başkana bir yıllık bu işi idare etme -tabiri caizse- hakkı tanınmıştır, bu da bir çelişkidir. Teknik açıdan iki şeyi çok önemli gördüğümü söylemek istedim.

Bir diğer konuya değineceğim, çok uzatmayacağım, adliyelerde çalışma konusu. Şimdi, Yüksek Seçim Kurulunda, bu, ilçe seçim kurullarında çalışan insanların en büyük sorunlarından bir tanesidir. Bir kurumdasınız ama keyfî olarak bir hâkim "Gel, benle çalışacaksın." diyor. Birtakım özlük haklarından, havuzdan, şundan, bundan yararlanamıyorsunuz, o insanlara yaranamıyorsunuz ve bu anlamda da bu işe bir nokta koymakta yarar görüyorum ben. Seçim Kurulu çalışanları kesinlikle adliyede görevlendirilmemelidir ve öyle bir şey oluyor ki bu sefer kafaları ikiye bölünmüş oluyor. Seçim zamanı seçim kurullarında çalışıyorlar, sair zamanda da gidip asliye hukuk mahkemesinde duruşma takip eden konuma düşürülüyorlar. Bunların gerçekten birbirinden ayrılması lazım.

Sayın Başkan, değerli üyeler; söylemek istediğim şey son olarak şu: Bu insanların, pek çok insanın bir anlamda yaşamı etkilenecek. Bir örnek verdim, 450 insan şu kışta kıyamette tayine tabi tutulacaklar. Bir düşünmek lazım, en azından bu tip şeylerde en önemli şeylerden bir tanesi geçiş aşamasıdır. Bu geçiş aşamasını sağlamakta ben şahsen tavsiye ediyorum, bir fayda görüyorum, eğer bunlar yapılmazsa, bütün kurumun mevzuat yapısı bir anda değiştirildiği zaman ortaya çıkan sorunlar çok büyük olur. Ben isterdim ki seçim kurullarına, şimdiye kadar şaibeye pek de bulaşmamış kurullara böylesine müdahale edilmeseydi, bu müdahale yapılmıştır ama en azından bir geçiş aşamasında yarar olduğunu düşünüyor, sizleri saygıyla selamlıyorum.