| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/887) ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/861) ve Sayıştay tezkereleri a) Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı b) Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı c) Türk Standartları Enstitüsü ç) Türk Patent ve Marka Kurumu d) Türk Patent Enstitüsü e) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu f) Türkiye Bilimler Akademisi g) Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ğ) Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 06 .11.2017 |
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakanım, bütçenin hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyor, başarılar diliyorum.
BAŞKAN - Bak, Sayın Şimşek peşin etti, böylece sıkıntı yok.
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Türkiye babam doğmadan beş yıl önce ilk uçağını üretmiş, 1944 yılında; Amerika Birleşik Devletleri de ben doğmadan önce aya gitmiş ama her şeye rağmen 2019 yılında otomobil üretilecek olmasından duyduğumuz memnuniyeti belirtmek istiyorum. Yalnız, İstanbul merkezli ve Marmara merkezli projelerden vazgeçilerek, yapılacak olan otomobil fabrikalarının mutlaka, ikinci Marmara olmaya aday olan Adana-Mersin-Niğde-Aksaray-Kayseri bölgesi içerisinde seçilecek bir yere yapılması konusunda fikrimi beyan ediyorum, Bakanlar Kurulunda bu konuyu gündeme getirmenizi bekliyorum.
Tabii, Türkiye maalesef yüksek teknolojik ürünler üretiminde istenilen seviyeye bir türlü gelemedi. Bunu Türkiye Büyük Millet Meclisinde de defalarca gündeme getirmiş olmamıza rağmen her yıl milyarlarca dolar paramız cep telefonu, bilgisayar ve elektronik eşyaların ithalatına gidiyor. Hükûmetin bununla ilgili de çok ivedi karar almasını, gerekirse beyin transferi yapmasını ve yüksek teknolojik ürün üretilecek tesisleri bir an önce hayata geçirmesini bekliyoruz yoksa Çukurova'da bir kamyon domates satıp bir tane cep telefonu alamıyor bir çiftçi, bir kamyon domates bir cep telefonu etmiyor maalesef.
Türkiye bu kadar kalkınıyor, bu kadar gelişiyor -sunumlarda izliyoruz- Karadeniz niye göç veriyor, Orta Anadolu niye göç veriyor? Tarım kalkınıyor, hayvancılık kalkınıyor, köylerde yaşayan insan sayısı hep niye azalıyor? Yani yüksek teknolojik ürün üretemiyoruz ama saman da mı üretemiyoruz? Sırbistan'dan niye et alıyoruz, hayvan da mı üretemiyoruz? Yani bu konuda Hükûmetin bugüne kadar yaptığı yanlışlardan vazgeçmesini ve üretime dönük... Çin'den teknolojik ürün alıyoruz, bunun mantıklı bir izahı olabilir ama tespih ve seccade de alıyoruz, oyuncak da alıyoruz. Yani bunlara bir tedbir alınmasına... Kurallar ülkesi olup kaynakları yerinde kullanmadığımız süre içerisinde de Türkiye'nin bu şekilde bir yere varamayacağını belirtiyorum. Türkiye sadece konut yaparak -Türkiye'nin her yerinde binlerce lüks konut, site yapılıyor- üretmeden ülkenin ayakta kalma şansı yok. Fabrika yapmadan, yatırım yapmadan, üretim yapmadan Türkiye'nin maalesef gelişmesi mümkün değil.
2017 yılı itibarıyla, yağan her yağmurda İstanbul'u sel basıyor, Rize'yi sel basıyor, Ordu'yu sel basıyor, Mersin'i sel basıyor. Maalesef, henüz altyapıyla ilgili bile, bırakın yeni bir şey icat etmeyi bilinenleri bile yapmıyoruz yani bir yağmur suyu gideri yapmıyoruz, sağlıklı bir kanalizasyon yapmıyoruz. Bir yeri on defa kazıyoruz. Türkiye'nin gerçeği bu. TELEKOM geliyor kazıyor, kapatıyor gidiyor; belediye geliyor kazıyor, kapatıyor gidiyor; TEDAŞ geliyor kazıyor, kapatıyor gidiyor. Maalesef, Türkiye'nin kaynaklarını yerinde kullanmıyoruz ve gelecek nesillerin gelecekte alması gereken hizmetleri de maalesef bugünden çarçur edip tüketiyoruz. Hükûmetin bu konularda mutlaka üreten ekonomiyi desteklemesini, üretene destek vermesini, KOSGEB'le ilgili -benim de bir şirketim vardı, ben de geçmişte bir KOSGEB kredisi kullandım- verilen desteklerin yüzde 90'ının yerinde kullanılmadığını... KOSGEB desteklerinin sadece üretene verilmesi lazım, kendi sektöründe yatırım yapana verilmesi lazım. Sadece esnaf nefes alsın diye, borcunu ödesin diye, borcunu ötelesin diye verilecek bir KOSGEB desteğinin hiç kimseye faydası olmuyor. 20-30 bin lira, 50 bin lira, 100 bin lira bir para veriliyor, esnafın çoğu da aldığı bu parayı kendi sektörü dışında -ya araba alıyor ya ev alıyor ya da başka şekilde- kullanıyor ve bu kredilerin hiçbirinden hiç kimseye bir fayda olmuyor. Devlet de bu işten çok büyük zararlar ediyor. Doğru düzgün bir planlama yapılsın, neye ihtiyacımız varsa, hangi sektörde açığımız varsa, nerede yatırım yapmamız gerekiyorsa mutlaka KOSGEB kredilerinin bu sektörlere verilmesi lazım.
Türkiye'nin her yerinde her şeyi üretelim düşüncesi yanlış bir düşüncedir. Bu şekilde yaklaşıldığı için Türkiye bugün bu noktalara gelmiştir. "Her ilde üniversite olsun, her ilçede şu olsun, işte, Erzurum'da organik domates üretilsin..." Her şeyin nerede yapılması gerekiyorsa orada üretilmesi lazım. Yani domates üretilecek yer, tarım yapılacak yer Çukurova'dır. Domatesi, tarımı Çukurova'da yapalım, Erzurum'da daha farklı bir şey, hayvancılık yapalım.