| Komisyon Adı | : | (10 / 114, 365, 378, 494, 702, 884, 1423, 1431, 1442, 1449, 1597, 1787, 1808, 1949, 1955, 1970, 2056, 2092, 2094, 2095, 2096, 2097, 2098, 2099) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanı Necdet Ünüvar'ın, 23'üncü Yasama Dönemi'nde faaliyet gösteren Uyuşturucu Başta Olmak Üzere Madde Bağımlılığı ve Kaçakçılığı Sorunlarının Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonundaki deneyimleri hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 30 .01.2018 |
NECDET ÜNÜVAR (Adana) - Başkanım çok teşekkür ediyorum. Gerçekten beni davet etmeniz en azından bizim yaptığımız çalışmaların da neticesini görmek adına çok önemliydi bizim için. Yani böyle bir davet olmasa belki de oturup bunları çıkartmazdık. Sizin davetinizden sonra yaklaşık bir haftadır filan bu konuları toparlamaya çalışıyorum.
Tabii, verilerle ilgili birtakım sualler oldu, özellikle İlhan Bey, Alim Bey ve Yılmaz Bey üçü de farklı noktalardan verileri sordular. Şimdi, 2008'de biz o verilerin toplanması, değerlendirilmesi ve analiz edilmesi bundan da bir analitik sonuçla çözümler üretilmesi noktasında hep gündeme getirdik. 2008'e göre çok daha iyi noktadayız verilerle ilgili ama özellikle bu karar destek sistemi oluşturulmadığı için İlhan Bey, bu noktada işte ceza artırımıyla acaba sağlıklı bir ölçüm yapılabildi mi? Bunlarla ilgili çok net bir şey söylemek mümkün değil. Kaldı ki, ben bakanlıklardan bu hususlarla ilgili konuları da toparlamadım. Yani malumunuz bu uyuşturucu daha doğrusu bağımlılıkla ilgili kurul başkanlığı da yeni oldu bende. Bu konularla ilgili çok net şeyler söyleyemeyeceğim ama birtakım yorumlar yapmak çok çok önemli. Bir defa verileri doğru okumanın çok önemli olduğu kanaatindeyim ben de Sayın Cihaner gibi.
Cezaların artırımı ile suçun önlenmesi arasındaki ilişki zannediyorum sadece Türk yargı sisteminde değil bütün yargı sistemlerinde hep merak edilen bir husustur. Yani hangi suça hangi cezayı ne kadar artırırsanız o cezayı ne kadar önlersiniz? Bu, sağlıkta şiddette de, sporda şiddette de, kadına şiddete de, sokaktaki şiddette de çok önemli, uyuşturucuyla ilgili konularda da çok önemli. Yani öyle bir cezai müeyyide sınırı belirlemelisiniz ki o kişi için caydırıcı olmalı. Yani bir müddet sonra siz ölçüsüz bir cezai müeyyide takdir ederseniz o zaman o uygulama pratiğinde olmayabilir. Bu konular tabii Adalet Bakanlığı tarafından da çok tartışıldı. 2014'te özellikle Türk Ceza Kanunu'nun ilgili farklı maddelerinde yapılan değişikliklerle ilgili hangi cezayı... İşte, esrar elde etmek amacıyla kenevir ekiminin cezasını, bir yıldan yedi yıla kadar olan cezayı dört yıldan on iki yıla çıkarmak kararı o hukukçu arkadaşlarımızın hem geçmiş deneyimleri hem de o suçun caydırıcılığı prensibiyle ortaya konuldu. Dolayısıyla ben o ceza artırımının özellikle ekim noktasında çok caydırıcı olduğunu düşünüyorum ama elimde bir veri var mı? Elimde bir veri yok. Belki ilgili birimleri dinlerken bu konularla ilgili soruları da sormak lazım.
Değerli Başkanım, araştırma komisyonlarında şöyle bir genel eksiklik var. Bu sorulardan da hareketle şunu ifade edeyim: İşte, diyelim ki Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürünü sunuma davet ediyorsunuz, işte "Sizi dinlemek istiyoruz." diye. Esasında sualleri toparlayıp "özellikle bu konularla filan" diye onu gayriresmî de bildirebilirsiniz. "Ya, bak bu konuları da çalışın, bunları da sizden hassaten istiyoruz." Yani merak ettiğimiz sorular var ve o soruların cevabı diye ifade edilebilirse çok faydalı bir sunum olur çünkü o anda olmuyor, daha sonra konunun sıcaklığı kaybolunca da bu sefer gündeme başka hususlar gelebiliyor. Ceza artımıyla ilgili muhakkak ölçümler vardır ama benim elimde bir ölçüm yok.
Genç kalp krizi ile sentetik uyuşturucu arasında çok yakın bir ilişki var. özellikle bu ölüm hadiselerin artışında o sentetik kannabinoidin çok etkisinin olduğunu düşünüyorum. Biliyorsunuz sentetik kannabinoid ilk olarak bundan 2013'te galiba, dört beş yıl önce Türkiye'de 3 ilimizde vardı; Isparta, Eskişehir ve Tekirdağ'da ama şimdi Türkiye'nin galiba 71 ilinde sentetik kannabinoidle ilgili yakalamalar vesaire var. Tabii, o sentetik kannabinoidin kullanımında şöyle enteresan bir husus da var: Türkiye'nin öteden beri uyuşturucuyla ilgili konuda bir transit ülke olduğu ifade edilir. Yani şu anda yasa dışı afyon üretiminin yüzde 92,6'sı Afganistan'da üretiliyor ve o geçiş güzergâhı için üç tane güzergâh kullanılıyor. Bir tanesi, bizim klasik İpek Yolu dediğimiz hani o Alo 191'i arayan iller var ya, oraya baktığınız zaman onların aslında İpek Yolu güzergâhı üzerinde olduğunu görürsünüz. Yani Diyarbakır, Gaziantep, Adana gibi böyle illerden geçiyor. Bu doğal uyuşturucular için yani esrar eroin için. Ama bir de sentetik uyuşturucular var. Onlarla ilgili hususlarda özellikle Türkiye'nin transit ülke değil, bir hedef ülke hâline getirildiğine dair birtakım işaretler var. Onlardan bir tanesi, gidiyor ve başka bir yere gitmiyor. Yani bize geliyor, bizden sonra başka bir yere gitmiyor. Direkt Türkiye'deki gençliği hedef alan şey ve onların çok ucuz fiyatla satıldığını da biliyoruz. Fiyatlar ucuz olunca kullanım artıyor, kullanım arttıkça bağımlı sayısı artıyor, malumunuz ondan sonra da ani ölüm riskleri söz konusu olabiliyor. Bu genç kalp krizi ile sentetik kannabinoid ve diğer sentetik uyuşturucular kullanım arasında çok yakın bir ilişki olduğunu söyleyebilirim. Amfetamin, metamfetamin, sentetik kannabinoidin vesaire bunlarla çok yakın bir ilişki olduğunu söyleyebilirim çünkü bunlar çok hızlı bağımlılık yapıyor ve ciddi kalp krizlerine de yol açabiliyor.
İlaç yoluyla bağımlılıkta önemli bir yekûn oluşturuyor mu? Benim bilgilerim çok önemli bir yekûn oluşturmuyor ama özellikle sağlık çalışanları ve onun çevresindeki insanlarda bu ilaca bağlı yani doktorların ilaç niyetine kullandığı uyuşturucu, kırmızı reçeteyle satılan ilaçların morfin vesaire gibi kırmızı reçeteyle satılan uyuşturucu maddelerin ki anestezik birçoğu da, ağrı kesici...
İLHAN CİHANER (İstanbul) - Mesela, atık su analizinde bununla yasa dışıyı ayırt edebiliyor muyuz?
NECDET ÜNÜVAR (Adana) - Tabii, tabii. Şöyle: ilacın yasa dışı kullanımı ile ilaç niyetiyle kullanımını ayırt edemiyoruz. Yani atık suda böyle bir analitik değerlendirme yapmak mümkün değil çünkü metabolit yani damardan da verseniz, normal serumla, doktorun taktığı serumla da verilse...
İLHAN CİHANER (İstanbul) - Diğer sentetik uyuşturucularla yani etken maddeler...
NECDET ÜNÜVAR (Adana) - Şöyle: Sentetik uyuşturucuların ayrımı yapılıyor. Yani morfin mi kullanmış bonzai mi kullanmış, başka bir şey mi kullanmış, bunların ayrımı yapılabiliyor. Ama bir morfin ilaç niyetine mi kullanılmış yoksa uyuşturucu niyetine mi onu ayırt edemiyor. Yani böyle bir ayırt etme, bildiğim kadarıyla o yapılamıyor.
Çocuk cumhuriyet savcısının dinlenmesi bence de çok çok faydalı olur. Çünkü özellikle uyuşturucu aşağı yukarı 14 ile 30 yaş arası ağırlıklı bir problem. Çocuklarda da özellikle... Zaten uluslararası birtakım araştırmalar da hep 15-16 yaş grubunu baz alır. Mesela, ESPAD dediğimiz bir çalışma var, daha önce 2003'te Türkiye'de yapılmış, uzun yıllar yapılamamış farklı gerekçelerle ama şimdi tekrardan o yapılmaya başlandı, yakında sonuçları da çıkar. O ESPAD 15-16 yaş ortaöğrenim çağındaki çocuklarda yapılan bir anket çalışması yani uyuşturucu madde kullanımı. O açıdan çocuk cumhuriyet savcısının dinlenmesi faydalı olur.
Bir de yanlış bilmiyorsam Yargıtay 10. Dairesi özellikle bu madde bağımlılığıyla ilgili suçlara bakıyor. Belki, daire sayısı arttığı için o değişmiş olabilir ama... Çünkü Yargıtay bütün o konuların da toparlandığı bir yer olduğu için tepeden görüyor.
İLHAN CİHANER (İstanbul) - Süreci tepeden görebiliyor, evet.
NECDET ÜNÜVAR (Adana) - Özellikle, o ilgili Yargıtay savcısı veya oradaki yargıçların dinlenmesinin çok ama çok faydalı olduğunu düşünüyorum.
Alim Bey "Hukuki ya da kurallar anlamında ne kadar çalışalım? STK'yı devreye sokmazsak, İŞKUR'u devreye sokmazsak başarılı olamayız." diye ifade etti. Ben de katılıyorum. Esasında, kritik kavşak noktaları var. Yani o kavşak noktaları sokaktır, ailedir, arkadaş çevresidir, okuldur. Bu çevrelerle ilgili özellikle yoğunlaşmak gerekiyor. Yani toplumda şöyle bir algı var: "Ben çocuğumu okula göndereyim, okuldayken öğretmen korusun, dışarıda polis korusun, ben de hiçbir şey yapmayayım. Yani eve gelsin çocuk, bilgisayarını açsın, ben de keyfime bakayım, dizimi izleyeyim, yemeğimi yapayım, yemek yiyeyim, karnını doyurayım ama onun bütün sosyal ihtiyaçlarını ve güvenlik tedbirlerini ilgili okul, müdür ve polis alsın." Peki, sen neredesin? Kendisine bir görev biçmiyor. Özellikle, aileyle ilgili kavramı çok fazla tartışmak ve işin içine sevgi katmak gerekiyor. Topluma düşen şöyle de bir görev var, biraz önce sunumda vurguladım: Damgalanma en önemli problemlerden bir tanesi. Toplumun artık uyuşturucu bağımlılarını damgalamaktan vazgeçmesi gerekiyor. Öyle ki aile bile bir müddet sonra o toplumun etkisiyle çocuklarını damgalayabiliyor, ondan vazgeçmesi gerekiyor.
"Sağlık müdürlüklerinin yaptığı farklı çalışmalar var." dedi. Burada, bilmiyorum, bu amaçla mı söyledi Sayın Tunç ama bir defa, farklı nitelikte çalışmalar yerine birbirinin tamamlayıcısı.... "Mütemmim" ifadesini ben çok ama çok önemsiyorum yani birbirinin tamamlayıcısı. Herhangi bir ilde, diyelim ki, STK'ların, kamu kurumlarının yani valinin, belediye başkanının, üniversitenin, oradaki din görevlilerinin, öğretmenlerin, muhtarların, eczacıların, sağlık müdürlerinin yani toplumla çok fazla temasta olan kesimlerin aynı dili, aynı terminolojiyi ve aynı yaklaşımı göstermesi çok ama çok önemli.
MEHMET EMİN ADIYAMAN (Iğdır) - Gençlik ve Spor...
NECDET ÜNÜVAR (Adana) - Gençlik ve Spor... Yani ilgili çocuğa veya çocuğun ailesine veya kişinin ailesine veya kişinin kendisine dokunan kişilerin benzer tedbirleri, benzer metotları kullanması çok ama çok önemli. O yüzden, sağlık müdürlüklerinin farklı yaptığı çalışmaları aynı niteliğe büründürmek lazım.
Sayın Başkanım, bir de şöyle bir tehlike de var: Bazen adam "Kendimi bu işe hasrettim, ben yirmi otuz yıldır anlatıyorum, emekli öğretmen oldum ama bu işe hasrettim." falan diyor ama insanlara yanlış bilgiler veriyor. Yani kendi bildiği doğrular var ve o kendi doğrularını ama esasında yanlış olan birtakım şeyleri veya artık konsepti değişmiş, gündem dışı kalmış birtakım bilgileri sunan misyon sahibi insanlar var. Niyeti çok iyi ama yaklaşımı son derece yanlış. Bunlarla ilgili de özel bir konuyu gündeme alıp bu konuyu da ayrıca tartışma yapmak lazım.
"Faktörler değişiyor, aktörler değişmiyor." derken aslında şunu ifade ettim: Yani, işte, biz yaptığımız zaman sentetik kannabinoid yoktu yani bonzai yoktu. İşte, sentetik uyuşturucular özellikle çok ciddi gelişti. Özellikle, multi kombinasyonlar var. Yani kişi bir uyuşturucu madde kullanıyor, doğal uyuşturucu, ilaveten, ikinci bir sentetik uyuşturucu kullanıyor, birlikte sigara içiyor, alkol alıyor ve dolayısıyla bir kombinasyon içerisinde, bu kombinasyonlar değişebiliyor. Yani uyuşturucunun miktarı, kullanımı, şekli, yöntemi falan değişebiliyor. "Aktörler değişmiyor." derken satıcıların belki yöntemi değişiyor ama satıcı kavramı hep var. İşte teknoloji geliştikçe internet üzerinden veya teknolojik birtakım kullanımlarla satışlar olabiliyor. İşte, yaprak üzerine damlatılan bir şeydir biliyorsunuz sentetik kannabinoid ve esrara benzer de bir yapısı vardır. O faktör değişiyor ama aktör yani o satıcı aktörü değişmiyor. Bir de, onunla mücadele eden aktörleri değişmiyor. "Faktör değişiyor, aktör değişmiyor." derken onu kastetmiştim yoksa bir kelime oyunu anlamında bunu söylemedim.
"Atık su analizi gelişmiş ülkelerde ve bizde nasıl, farklı yapılıyor mu?" Bildiğim kadarıyla çok farklı yapılmıyor. Yani İstanbul ve Adana'da şu anda yapılıyor, çok çok da başarılı sonuçlar elde ediyorlar. Mesela, cuma günü akşam Adana'nın Seyhan bölgesinde hangi uyuşturucu madde daha fazla tüketiliyor, onu görmek mümkün. İşte, Iğdır'da şu gün, Uşak'ta şu gün, efendim, Kütahya'da bu gün, Ankara'da şu gün, şu saatte, şu falan diye o kadar detaylı yapılabiliyor ama İlhan Bey'in sorduğu soruyu lütfen geldiği zaman Sayın Akdağ'a da sorun, orada size bilgi verecektir, belki detaylı bilgisi olabilir çünkü o biraz çalıştı bu konularla ilgili. Yani tedavi amaçlı kullanım ile yasa dışı amaçlı kullanım arasındaki bir ayrımı bildiğim kadarıyla yapamıyor diye biliyorum ama belki yapılabiliyor da olabilir.
İLHAN CİHANER (İstanbul) - Belki ilaç tüketimiyle orantılanarak falan olabilir.
NECDET ÜNÜVAR (Adana) - Belki onunla olabilir. Yani birtakım detaylı analizler yani böyle sadece atık su analizi değil de başka şeylerle, işte, diyelim ki, o ilde o gün kullanılan morfin miktarı ile atık sudan çıkan miktara filan bakılır, ondan sonra o kullanımın bu kadar metaboliti olması gerekir ama şu kadar olmuş, dolayısıyla bu kadarı yasal, bu kadarı yasa dışı kullanım gibi bir analiz yapılabilir ama o ileri analitik çalışmalarla ancak mümkün olabilir diye düşünüyorum.
Antidotla ilgili bildiğim kadarıyla...
İLHAN CİHANER (İstanbul) - Ben bir şey daha, kusura bakmayın...
NECDET ÜNÜVAR (Adana) - Estağfurullah, buyurun.
İLHAN CİHANER (İstanbul) - Bu atık su analizinde, uyuşturucunun bize göre daha fazla kullanıldığı ülkelerle bir mukayesesi yapıldı mı? Yani bu sorularımın amacı şu: Biz ne kadarına hâkimiz, onda çok emin değilim ben. İstatistiklerdeki bu oynaklıklar, işte, başvurma falan...
NECDET ÜNÜVAR (Adana) - Efendim, o konuyla ilgili bilgiye sahip değilim. Yani şu anda...
İLHAN CİHANER (İstanbul) - Mesela Hollanda'da belli oranda, biliyorsunuz, biraz daha...
NECDET ÜNÜVAR (Adana) - Hollanda'da atık su analizi yapılıyor.
BAŞKAN - İlhan Bey, Başkanım; pardon...
Mikrofonunuzu açarsanız, bunlar kayıt altına alınmıyor da.
İLHAN CİHANER (İstanbul) - Bitti, bitti.
BAŞKAN - Mikrofonu açarsanız, kayıt altına alınsın.
İLHAN CİHANER (İstanbul) - Pardon.
NECDET ÜNÜVAR (Adana) - Alıyor, alıyor, arkadaşımız alıyor.
İLHAN CİHANER (İstanbul) - Tekrar edeyim isterseniz: Yani bu atık su analiziyle ilgili sorular, biraz da bizdeki istatistiklerin ya da sosyal yaşamın belki de bu uyuşturucunun bu kadar yaygın olmamasına yol açtığını düşündüğümüz mekanizmaların sahiden öyle mi olup olmadığına dair biraz emin olmaya ilişkin. Yani uyuşturucunun daha çok tüketildiğine emin olduğumuz ülkelerde de yapılıyorsa onlarla bir mukayese var mı?
BAŞKAN - Onunla ilgili biz İstanbul'daki merkezden, atık su analizi yapan merkezden yetkilileri çağırmayı düşünüyoruz, notumuzu aldık, orada bunları soralım isterseniz.
İLHAN CİHANER (İstanbul) - Tamam, onlar biraz daha detay.
NECDET ÜNÜVAR (Adana) - Bu bilgiye sahip değilim yani şu andaki bilgiye.
Antidotla ilgili bir eksik olduğunu zannetmiyorum. Çünkü Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamında metadonla ilgili -biliyorsunuz, ifade ettim- onu Bilim Kurulu uygun görmediği için yani hem toksikasyon, toksike etkisi hem hızlı bağımlılık yapma etkisi hem de birtakım ölümlere yol açması sebebiyle çok uygun görülmedi.
Sağlık çalışanlarıyla ilgili, e-reçete üzerinden bir soru sordunuz. Sağlık çalışanlarının, malumunuz, özellikle ameliyathaneyle ilişkili bazı sağlık çalışanlarının ilaç suistimaliyle ilişkisi hep konuşulmuştur. Bununla ilgili geçenlerde katıldığım bir toplantıda miadı dolmuş ilaçlar yok edilirken onların da kayıt altına alınarak yok edilmesi gerektiğine dair bir konudan bahsettiler. Bu konu sağlık otoritesinin de gündeminde, bu konu önemli bir konu. Belki Sağlık Bakanımız veya ilgili yetkililer geldiği zaman bu konuyu da ayrıca gündeme getirebilirsiniz.
Tiner, bali kullanıcılarıyla ilgili Uçucu Maddeler Kanunu çok önemli bir kanundu. Onun önemli ölçüde azaldığını söyleyebilirim ama bu tiner, bali ile sokak çocuğu arasında bir ilişki var malumunuz. İşte, sokakta yaşam ile uyuşturucular, o nevi uyuşturucular, uçucu madde uyuşturucuları arasındaki ilişkiyi irdelemek lazım. Bu, birazcık sosyolojik analizler de yapılması gereken bir konu.
"Sunumu dağıtabilir miyiz?" Dağıtabiliriz.
BAŞKAN - Çok teşekkür ediyoruz.
NECDET ÜNÜVAR (Adana) - Size iletiriz, siz de arkadaşlara iletirsiniz.
BAŞKAN - Sayın Başkanım, çok teşekkür ediyoruz.
NECDET ÜNÜVAR (Adana) - Ben teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Değerli Komisyon üyesi arkadaşlarım, eğer başka soru yoksa 3'üncü toplantıyı yapmak üzere, 31 Ocak 2018 Çarşamba günü, yarın yapmak üzere bu toplantıyı...
NECDET ÜNÜVAR (Adana) - Bu arada, çok heyecanlı, sevgiyle bakan Nebile Dağlıoğlu Hoca var Adana Adli Tıpta. İstanbul'dan galiba Faruk Bey mi var? İstanbul ile Adana'yı birlikte çağırırsanız çok iyi olur.
BAŞKAN - Tamam Başkanım, onları da not alalım.
İsimleri bir daha tekrarlayabilir misiniz?
NECDET ÜNÜVAR (Adana) - Nebile Dağlıoğlu. İstanbul'daki hocayı bilmiyorum, "Faruk Bey" diye aklımda kalmış ama belki farklı olabilir. Nebile Dağlıoğlu, Adana Adli Tıp Kurumunda Doçent. Nebile Hanım çok heyecanlıdır, işini çok severek yapan bir arkadaşımızdır.
BAŞKAN - Eyvallah Başkanım, çok teşekkür ediyorum.
NECDET ÜNÜVAR (Adana) - Rica ediyorum Sayın Başkanım.