CELİL GÖÇER (Tokat) - Değerli Başkanım, kıymetli milletvekilleri; hocamız bu konuya, üzüme, bağcılığa gönül vermiş bir hocamız, sunumundan da belli oluyor, önemli katkıları da oldu. Bahsettiği Necip köyümüzün muhtarı da burada, toplantıya geldi. Hakikaten burada sevindirici taraf şu oldu: Yani akademinin, üniversitenin, köylünün, bürokrasinin, siyasetin hep beraber eş güdümle yaptığı bir çalışma oldu.

Şimdi, sunumdan da anlaşıldığı üzere, ben bazı kavramların altını çizmek istiyorum. Bizim iyi tanımlara ve standardizasyonlara ihtiyacımız var diye düşünüyorum, tanımı detaylı yapmak lazım. Şimdi, bir istihdam yapacağınız zaman, eleman işe alacağınız zaman bir görev tanımı yaparsınız.

Şimdi bir fıkra anlatayım müsaade ederseniz. İş görüşmesine almışlar "Ne iş yaparsın, nasıl, ne özelliklerin var?" diye soruyor. "Nasıl bir pozisyonda iş düşünürsünüz kendinize?" denmiş. "Mümkünse yatay pozisyonda, yatış pozisyonunda olsun efendim." demiş. Şimdi yani bizim tanımlamalarımız daha çok yatış pozisyonunda olmuş gördüğüm kadarıyla. Bu bağcılıkla ilgili rakamları çıkartalım dediğimde, önüme gelen tabloda Zile örneğini verdi. Mesela, Zile'de 30 bin dekar bağ var diye istatistiklerde veri olarak da görülüyor tarım müdürlüğünde. Yok işte, o "bağ" dediği şey hobi bahçesi aslına bakarsanız. Yani burada çok detaylı bir şekilde ürünün özelliğine göre, verimine göre, karakterine göre, coğrafi işaretine göre detaylı tanımlamalara, verilere ihtiyacımız var ki planlamaları ona göre yapalım. Arkasından standardizasyon geliyor. Şimdi, burada da hakikaten standardizasyon noktasında da eksiklerimiz var. İşte dün mesela Besni üzümünden TARİŞ Başkanı Ali Rıza Bey bahsetti yani ne kadar övgüyle bahsetti ama öbür taraftan Thompson üzümünü hani yetiştirmek lazım. Hâlbuki bizim güçlü yönlerimizi... Besni üzümümüzün güçlü tarafı nedir, narenciyenin güçlü tarafı nedir, bunları çok iyi bir şekilde belirleyip planlamaları ona göre yapmamız lazım.

İkinci çok önemli vurgu, gıda güvenliği. Şimdi, bu, Türkiye ve dünyadaki gelecek en önemli trend bence, güvenli gıda tüketimi. Buna gıda güvenliği açısından, üzüm özelinde baktığımız zaman, üzüm bir gıda olarak nedir, insan sağlığına etkileri nedir; bizim bunları çok iyi anlamamız ve anlatmamız lazım ve bunu standardize etmemiz gerekiyor. Bunu yaptığımız zaman, bizim, hakikaten, şimdi arz ve pazar dengelerinde baktığımızda belli kalemlerde arz fazlası var gibi görünebilir ama biz bunu iyi gıda, sağlıklı gıda, güvenilir gıda olarak etiketlediğimiz zaman, vurguladığımız zaman veya uygun kanallarda üretimi ve ürünün değerlendirilmesini sağladığımız zaman böyle bir problemin olacağını da düşünmüyorum.

Bu kapsamda, mesela, işte, ürünün planlamasıyla ilgili Tarım Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığının ortaklaşa yaptığı çalışmalarda Uluslararası Yaş Sebze ve Meyve Halleri Projesi var, bu ürünün topraktan pazara kadarki bütün analizlerinin yapılıp standardizasyonunun sağlanacağı bir süreç. Bu bahsedilen, Tokat'taki Necip köyü odaklı projede de nereden hareket ettik? Şuradan hareket ettik: Bir şeyi üreteceğiniz zaman en önemli husus nedir? Onu satıp satamayacağınızdır. Dolayısıyla, pazarda karşılığı olan bir şeyi sizin belirlemeniz lazım. Dünkü sunumlarda da "Pazarda üreticinin damak tadına uygun olan ürün hangisidir, onu yetiştirmemiz lazım." diye konuşuldu, bu çok önemlidir hakikaten. Şimdi, Tokat yaprağı bir marka. Dolayısıyla, burada hazır bir marka değeriniz var, siz onu iyi standardize edip ürettiğinizde çiftçinin bu anlamda kazanmaması mümkün değil, atıl olan pek çok alan da ekonomiye kazandırılmış oldu.

Çok teşekkür ederim.