| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/912) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 01 .02.2018 |
BAŞBAKAN YARDIMCISI RECEP AKDAĞ (Erzurum) - Çok teşekkür ediyorum.
Değerli Başkanım, Plan ve Bütçe Komisyonumuzun değerli üyeleri, değerli basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Aslında Sayın Kuşoğlu'nun konuşmasından devam etmek isterim. Doğrudur, bir ülkede ekonominin gelişmesi, yatırım ortamının iyileşmesi açısından hukukun en üst seviyede işler durumda olması, piyasalardaki güven son derece önemlidir, teşvik mekanizmaları son derece önemlidir. Ama şunu biliyoruz ki "iş yapma kolaylığı" diye tanımlayabileceğimiz, bizim kendi literatürümüze, siyasi literatürümüze "yatırım ortamının iyileştirilmesi" diye girmiş olan husus da yatırımcılar açısından çok önemli bir konudur. Nitekim bu mesele bizim iktidarımızdan önce de 2001 yılında ele alınmış, Yatırım Ortamını İyileştirme Yüksek Kurulu kurulmuştur. 2016'ya kadar Ekonomi Bakanlığının uhdesinde yürütülen bu çalışmalar, 2016'dan itibaren biraz daha geniş koordinasyon gerektirdiği için -tam da sizin söylediğiniz gibi- Başbakan Yardımcılığımız tarafından yürütülmektedir. Altı aydır bu vazife bana verildi, biliyorsunuz. Şöyle çalışıyor mekanizma: Her yıl TOBB'un şemsiyesinde özel sektör kuruluşları -ki bunun içinde TÜSİAD var, bunun içinde YASED var, TİM var, bunun içinde MÜSİAD var, benzeri bazı kuruluşlar var, onlar- bir araya gelerek bir sipariş listesi hazırlıyorlar. Bu sipariş listesi... Teknisyenlerle beraber çalışılıyor; ilgili müsteşarlar seviyesinde -YOİKK'in üyesi olan- ya da o sipariş listesine göre ihtiyaç duyulan bakanlıkların müsteşarları seviyesinde değerlendiriliyor ve bakanlar seviyesinde değerlendiriliyor. Bu yöntemi biz elbette takip ettik, bu sene de takip ettik ve bunu takip ederken biraz farklı bir yöntem de uyguladım ben doğrusu. Özellikle bakanlarımızla birer birer, bazen de konular ortaksa ikişerli, üçerli birçok toplantı yaptık. Müşahedem şudur, on beş senelik siyasi yöneticilik hayatımdan gördüğüm, elde ettiğim bir tecrübe olarak bunu ifade edebilirim: Bu şekilde karar vericilerle yani bu kanun taslağını hazırlamaktaki nihai karar vericiler olan Hükûmet üyeleri ile teknisyenler arasında sürekli bir asansör mekanizması gibi gidiş gelişler olmadıkça, birçok gidiş geliş olmadıkça bu koordinasyon işlerinden sonuç alamıyorsunuz. Nitekim, daha önceki yıllarda bu sipariş listelerinden diyelim ki yarısı yapılabilir görülmüş, onun da ancak yarısı gerçekleştirilebilmişti. Şimdi, biz bu sene 100'ün üzerinde eylem planı hazırladık. Tam da sizin söylediğiniz gibi, bu eylem planında özel sektörün talepleri var, oradan seçilmiş talepler var; ayrıca, Türkiye'yi uluslararası indekslerde üst noktalara çıkarabilecek -doğrudur söylediğiniz- ama elbette piyasanın çok mutlu olacağı hususlar var.
Bakın, bir örnekte bunu ifade edeyim ben size: Bugün bir iş adamı olarak ya da bir şirket olarak yeni bir şirket kurmak istediğiniz zaman aşağı yukarı 7 farklı prosedüre tabisiniz: Notere gidiyorsunuz, noterde şirket sözleşmenizi imzalıyorsunuz, oradan imzalarınız için bir beyanname veriyorsunuz, ticaret sicil müdürlüğüne gelip tescil ettiriyorsunuz, defterlerinizi alıp notere gidiyorsunuz, noterde tasdik ettiriyorsunuz, bankaya gidip RTÜK payı yatırıyorsunuz, Sosyal Sigortalar Kurumuna gidip Sosyal Sigortalar Kurumundan şirket kaydınızı yaptırıyorsunuz, ayrıca Maliye Bakanlığının ekipleri sizin adresinize gelip bir yoklama yapıyor; bunları yaptırmadan faturalarınızı bastıramıyorsunuz. Şimdi, biz ne yapıyoruz burada yatırım ortamını iyileştirirken? Bütün bu işlemleri ticaret sicil müdürlüğünde yapılabilir hâle getiriyoruz. Bunun altyapısını hazırlamak gerçekten zor bir iş, sadece bir kanun maddesi hazırlamakla da olmuyor; bir taraftan bu kanun maddelerini hazırlarken öbür taraftan ikincil düzenlemeleri de hazırladık, sektörle görüşmelerimizi yaptık, altyapıyı hazırladık. İşin bir de değişim yönetimi tarafı var, yani zihniyetlerin de değişmesi lazım ki bu işi gerçekleştirebilesiniz. Bir örnek üzerinden bunu size söyledim. Böyle birçok başlığımız var.
Şunu kesinlikle kabul edemem, "Bu, suni bir biçimde ülke sıralamasını göstermelik olarak yukarı çıkarma amaçlı." ifadelerini kesinlikle kabul edemem çünkü zaten bunu yapamazsınız. Yani, yapısal bir dönüş... Burada bizim yaptığımız, iş ortamını kolaylaştırmak açısından kesinlikle yapısal bir dönüşüm ve bir reformdur, önemli bir reformdur hem de. Yani, bunu göstermelik olarak... Kesinlikle bir basamak bile yukarı çıkamazsınız uluslararası indekslerde; mutlaka iş yapmanız, işi kolaylaştırmanız gerekiyor. Tabii, burada bir husus daha var: Bütün bunları yaparken, açıkçası, söylediğim gibi, sektörün buna uyumu gerekiyor, belediyelerin uyumu gerekiyor, birçok kurumun uyumu gerekiyor.
Peki, bunu toplu olarak yatırım ortamını iyileştirme şeklinde bir kanunla getirmeyip de farklı farklı kanunlarla getirirsek? Gerçekten hiç pratik olmaz değerli arkadaşlar. Bu torba kanun meselesi çok tartışılıyor ama burada aşağı yukarı 5-6 kanunda değişiklik... Mesela bir kanunda 1 madde değiştiriyoruz, bir başka kanunda 2 madde değiştiriyoruz, öbür kanunda 3 madde değiştiriyoruz. Her kanunu... Türkiye'de kanun yapmayla ilgili enteresan bir yapı var yani her şeyi kanuna bağladığımız için teker teker getirmeye çalışsak, inanın, bunun içinden ne biz Hükûmet olarak çıkabiliriz ne siz çıkabilirsiniz. Ve buradaki maddelerin -biraz sonra görüşeceğiz- hepsi kesinlikle yatırım ortamını iyileştirmekle ilgili maddelerdir, başka hiçbir amacı olan maddeler değildir. Yani, amacımız temelde budur.
Bir taraftan, şirket kuruluşu işlemlerindeki maliyet ve süreleri azaltacak -biraz önce söylediğim gibi- tedbirler getiriyoruz. Belediyeler tarafından sağlanan yapı izin süreçlerinin iyileştirilmesiyle ilgili hükümler getiriyoruz. Örneğin, belediyeler ile tapu sicil müdürlükleri arasında vatandaşın gelgitine ihtiyaç duyan prosedürler var, onu ortadan kaldırıyoruz. Doğrudan doğruya belediyelerin tapu sicil müdürlüklerine gönderdikleri belgeler, projeler ya da benzeri birtakım şeyler elektronik ortamda değerlendirilebilecek.
Dış ticaret işlemlerine ilişkin çeşitli maliyetlerin düşürülmesini hedef alıyoruz ithalatçılar ve ihracatçılar açısından. Tapu kaydında işlemleri hızlandıracak tedbirlerimiz var, aşağı yukarı böyle 4-5 maddemiz var. Şöyle ki: Mesela bankaya gittiniz; bir ipotekli sözleşme yapacaksınız, bankadan para alacaksınız, bir kefiliniz var; bankada işlerinizi bitirdiniz, sözleşmeyi imzaladınız; o sözleşmeyi alıyorsunuz, bir da tapu sicil müdürlüğüne gidiyorsunuz. Herkes beraber gidecek; bankayı temsil eden her kimse o, siz ya da vekiliniz, kefiliniz beraber gideceksiniz, aynı işlemi bir de ticaret sicil müdürlüğünde yapacaksınız. Burada banka ile ticaret sicil müdürlüğü arasında bir irtibat kurarak doğrudan doğruya bankada yapılan işlemlerin ticaret sicil müdürlüğü tarafından elektronik yolla elde edilip tesciline imkân getiriyoruz.
Telekomünikasyon altyapı izinleriyle ilgili kolaylıklar getiriyoruz. KOBİ'lerin finansmana erişimiyle ilgili çok orijinal ve çok kıymetli hükümler getiriyoruz. Şöyle ki, biliyorsunuz, taşınır rehniyle ilgili birtakım yeni uygulamalarımız var ancak bir buçuk senelik bir tecrübe şunu gösterdi: Taşınır rehni konusundaki işlemler pratik biçimde yürüyemiyor.
Şimdi, bu kanunda şu imkânı getiriyoruz: Diyelim ki siz deponuzdaki bir miktar pamuğu rehnediyorsunuz ve bu şekilde de bir kredi alacaksınız. Mevcut, yürürlükteki hükümler şöyle: O pamuklar hangi kutunun içindeyse ve hangi pamuksa ancak onu rehnedebiliyorsunuz; yer değiştirse -onu sattınız, yerine pamuk koydunuz- olmuyor. Buna imkân getiriyoruz. Ya da pamuğun ipliğe döndüğü anda da rehinli sayılabilmesini, ipliğin kumaşa, kumaşın gömleğe, gömleğin faturalı bir satışa, sonuçta da paraya dönüşü süreçlerinin hepsini rehnin konusu hâline getirebiliyoruz. Böylece bankalar, elbette yine kreditörler yatırımcılarla görüşerek bu işleri yapacaklar. Bir projenin bütününe bakarak kredi verme imkânına sahip olacaklar ki bu gerçekten küçük ve orta ölçekli işletmelerin kredi bulmasını büyük ölçüde kolaylaştıracak.
Bir taraftan da yapı izinlerinin daha kolaylaştırılmasıyla ilgili hükümlerimiz var yine belediyelerle alakalı, kazı izinleriyle alakalı hükümler var. Diyelim ki elektrik kazı hükümleriyle ilgili hususlar var.
Benim bütün bu çalışmalar boyunca, değerli arkadaşlar, tespit ettiğim bir nokta şu oldu: Alternatif yollar koyduğunuz zaman genellikle birinci yollar çalışmıyor. Mesela kazı izniyle ilgili olarak siz bir ticaret erbabı, yatırımcı olarak gittiniz, herhangi bir şehirde -İstanbul'da, Ankara'da- bir elektrik bağlatacaksınız, yeni bir bina yaptınız. Normalde yasa, mevzuat kazı iznini o ilgili işletmenin alacağını öngörüyor ancak şöyle de bir hüküm vazetmiş: "Belediyelerden de alınabilir." Bu, pratikte sadece belediyelerden alınan bir izne dönüşüyor. İlgili firmalar işin kolayına kaçıyorlar ve vatandaş mecburen belediyelere gitmek zorunda kalıyor. Şimdi, bunu ortadan kaldırıyoruz ama şunu söyleyeyim, baştan da söyledim: Bir kanun maddesi yazmak elbette yetmez, altyapısının onun işlemesine uygun olup olmadığına bakmanız lazım. Mesela bu örnekte ben İstanbul'daki elektrik firmasıyla bizzat görüştüm "Yasa böyle, neden vatandaş belediyeye gitmek zorunluluğunu hissediyor?" Fark ettim ki firmanın kendi kapasitesini biraz artırması lazım. Buralarda süreler de koyduğunuz zaman iş kolaylaşıyor. Belediyeye gidip kazı izni istediğiniz zaman, belediye size bu kazı iznini altı ayda da vermese, bir senede de vermese vermeyebilir, hiçbir hüküm yok ki. Şimdi burada hüküm vazediyoruz, "Şu kadar süre içinde onu vermek zorundadır." Peki, para ne kadar alacak sizden? O da belli değil. İstediği parayı kendi meclisinden çıkarıp alabilir, bir standardı yok, bunlara standart getiriyoruz. Dolayısıyla gerçekten yaptığımız iş, yatırım ortamının iyileştirilmesi, iş yapmanın kolaylaştırılması açısından ciddi bir reform. Önemli bir husus, birbirini tamamlayan hükümler var.
Komisyonunuza getirmediğimiz, tabiatı itibarıyla Adalet Komisyonuna giden bir başka çalışma da bu çalışmanın bir parçası olarak, İcra İflas Kanunu ve konkordato kanunu. Bugün İcra İflas Kanunu'muz gerçekten çalışmıyor. Bu hususta Adalet Bakanlığımızın uzun yıllardır çalışmaları vardı, bunları hızlandırdık. Sağ olsunlar, üniversitelerden hocalarımız biraz fedakârlık yaptılar, daha yoğun çalıştılar, çalışmalar bitirilsin diye. Öte yanda da gerçekten bir kurtarma anlaşmasına olayı dönüştürebilecek yeni bir konkordato kanunu yapıyoruz. Bugünkü bu hantal, işe yaramayan, yedi sekiz sene mahkemeleri devam eden, âdeta alacaklıları mahkûm hâline getiren İcra İflas Kanunu'nun hükümlerini de öte taraftan, yaptığımız işleri tamamlamak üzere yeniden tanzim ediyoruz.
Değerli Başkanım, zannediyorum bu kadarla kifayet edebiliriz. Yirmi dakikam doldu mu bilmiyorum.