| Komisyon Adı | : | İNSAN HAKLARINI İNCELEME KOMİSYONU |
| Konu | : | Maltepe Açık ve 2 no.lu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu İnceleme Raporu ile Elâzığ T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu İnceleme Raporu'na ilişkin görüşmeler |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 07 .02.2018 |
ŞENAL SARIHAN (Ankara) - Ben bir şey sormak istiyorum: Bize son dönemde gelen mektuplarda -size daha sonra bildireceğim, nerelerdendi, yanlış bilgi vermemek için- şöyle bir sorunla karşılaşıldığı söylendi, hem de avukat tutukluların bulunduğu yerlerde: "Siz parasını verin, biz istediğiniz kitabı dışarıdan alalım." diye. Oysa dışarıdan istedikleri kitaplar zaten kendi bürolarında olan, kendi bünyelerinde olan kitaplar. Böyle bir düzenleme gerçekten var mı? Yani bu kuralsız bir uygulama gibi geldi bana. Böyle bir şey olmuyor. Kitap götürüyorsunuz, denetleniyor, içeri gidiyor. Bir bunu sormak istiyorum.
İkincisi: Bu, farklı cinsel yönelimleri olan kişilerin bulundukları yerlerde -Elâzığ örneğinden de yola çıkarak ifade etmek istiyorum- psikolojik sorunları olan hastalar da gördük. 2 hasta birden vardı Elâzığ'da mesela. Durumlarının da çok ciddi, çok sorunlu olduğu anlaşılıyordu. Bunların böyle bir karışımla konulması, orada... Zaten Türk toplumunda henüz çok fazla içselleştirilmemiş bir konuda böyle bir tablo uygun mu? Yani belki çok özeldir söylediğim, özel bir alana ilişkindir ama onların sağlık durumları açısından ve kontrolleri açısından... Çünkü psikolojik rahatsızlık aynı zamanda saldırganlık da getirebilir. Genelinde olmaz belki, bir sağlıkçı değilim, bilmiyorum ama buna dikkat edilmesi gerekmez mi diye düşünüyorum.
Genel olarak görüştüğümüz cezaevlerinde ve mektuplarda, eskiden bu yana olan sohbet saatinin artık uygulanmadığı, özellikle bu, FETÖ tutuklamalarının arkasından yoğunlaşan cezaevi kalabalıklığı da gerekçe gösterilerek sohbet saatlerinin yapılmadığı ifade ediliyor. Bu konuyu dikkatinize sunmak istedim.
Başka bir şey: Bu bizim özel talebimiz belki milletvekilleri olarak. Daha önce cezaevinde bulunan, bize yakınmaları gelen ya da siyasi sebeple, -örneğin, Enis Berberoğlu noktasında söyleyeyim- ziyaret etmek istediğimiz arkadaşları topluca çağırıyorduk ve hep birlikte bir uygun alanda yine, uzak dinlemeyle görüşüyorduk. Şimdi bütün bu görüşmeleri tek tek yapıyoruz. Bir milletvekilinin çalışma saatleri de dikkate alındığında... Örneğin 5 ayrı kişiyle 5 ayrı sefer gidiyor, geliyor yenisi, siz o arada bekliyorsunuz, zaman kaybı oluyor; bunları birlikte görüşmek ve ondan sonra da yerlerine gitmelerini sağlamak ki yakına kadar öyleydi. Yani bir sekiz ay öncesine kadar herkes geliyordu -zaten görüştüğümüz insanların nitelikleri de belli- ve sonra gidiyorlardı. İyi ifade edebildim mi, bilmiyorum. Yani ayrı ayrı görüşme yerine kimlerle görüşeceksek birlikte... 5 vekil oturuyoruz örneğin, karşımıza da 5 hükümlü veya tutuklu geliyor. Bu uygulamaya yeniden dönülmesi çok yararlı olur inancındayım.
Başka bir şey: Bizim başvurularımıza o kadar geç yanıt geliyor ki. Biz hepimiz belli bir günlük programla çalışıyoruz. Örneğin ben pazartesi günü çeşitli randevular vermişim, bir yere gideceğim. Bir hafta önce başvurmuşum cezaevine gitmek için. Bana pazartesi sabahı geliyor ve pazartesi günü görüşme isteğime uygun olarak. "Verilebilecek, verilemeyecek." ya da hani "Siz lütfen gidin, programınıza uyun, biz arkadan göndereceğiz." gibi uygulamalar olabilse ve biz de daha rahat çalışabilsek, özellikle insan hakları ve cezaevi alanında çalışan vekiller yönünden diyorum. AKP'li vekil arkadaşlar da aynı sorunla karşı karşıyadır eğer bu türlü ziyaretler yapıyorlarsa. Cezaevi görüşmesi, komisyon görüşmesi dışındaki görüşmeleri ifade ediyorum. Bu konuda bizim talebimizi de değerlendirebilirse Bakanlık yararlı olur inancındayım.
Teşekkür ederim.
Yani soru diye sormadım, bilgi diye size iletiyorum.